Tahliyeleri gücün adaleti belirledi
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Deniz Feneri soruşturmasına müdahale edildiğini belirterek, "Perşembenin geleceği çarşambadan belliydi" dedi.
ANKARA - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Deniz Feneri e.V. soruşturmasında tutuklu sanıklarının tahliyesini, "Sonucu, tahliyeleri adaletin gücü değil, gücün adaleti belirlemiştir" şeklinde değerlendirdi.
Kılıçdaroğlu, yaptığı yazılı açıklamada, şunları kaydetti:
"Perşembenin geleceği çarşambadan belliydi. Önce ucu köstebek aracılığıyla doğrudan hükümete uzanan soruşturmaya müdahale edildi. Savcılar görevden alındı. Bu arada yapılacak aramalar konusunda sanıklar, şüpheliler uyarıldı, arama kararı sızdırıldı. Mal varlıklarıyla ilgili serbest bırakma kararını da tahliyeler izledi. Yani tuz koktu.
Bu yargının siyasallaştığının ve kararların siyaseten verilmeye başlandığının en somut göstergesidir. Sonucu tahliyeleri adaletin gücü değil, gücün adaleti belirlemiştir."
Sansür iddiası
CHP Parti Meclisi'nde (PM) konuşan Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın dün basın yayın kuruluşlarının sahipleri ve genel yayın yöneticileriyle yaptığı toplantıyı da şöyle değerlendirdi:
"Baskının bir başka şekli, sansürün bir başka şekli. Hadi genel yayın yönetmelerini çağırdınız, medya patronlarının ne işi var orada. Hatırlarsınız bir ara sayın başbakan demişti ki medya patronlarına 'o köşe yazarları sizin çalışan elemanlarınız değil mi? Onlar madem öyle yazı yazıyorlar, sen sorumlususun. Konuşturma onları'. Bu toplantı onun başka bir versiyonudur. Demokrasiye yakışan bir tablo değildir bu tablo. Medya patronlarını karşınıza alacaksınız ve onlara dolaylı sansür nasıl uygulanır onu anlatacaksınız.
"Gensoru vereceğiz"
Başbakan Erdoğan'ın CHP'li belediyeler ve Alman vakıflarına ilişkin sözlerini de hatırlatan Kılıçdaroğlu, kendisine iddialarını açıkça anlatması yönünde çağrıda bulunduğunu, ancak şu ana kadar bir yanıt alamadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Gensoru vereceğiz. Meclis'e gelecek bütün CHP'li belediyelerden özür dileyecek. Senin belediyelerin yapabilir ama hiçbir CHP'li belediye bunu yapmaz. Sen yapabilirsin ama hiçbir CHP'li belediye bunu yapmaz. Ağzından çıkanı önce kulağın duyacak. Sen başbakansın ülkeyi yönetiyorsun. Senin sorumlulukların var. Yeri gelince bize sorumluluklarımızı hatırlatıyorsun. Biz sorumluluklarımızın bilincindeyiz. Sen de sorumluluklarının bilincinde olacaksın" diye konuştu.
MHP: Yargı süreci iktidarın karartması altında
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural'da Deniz Feneri e.V soruşturması çerçevesinde gerçekleşen tahliyeleri değerlendirirken, "Bu yargı süreci, siyasal iktidarın baskısı ve karartması altında" dedi.
Vural, TBMM'de düzenlendiği basın toplantısında, şöyle devam etti:
"Başbakan, yüksek sansür kurulunda dükkan sahipleri ve mutfak şeflerini bir araya getirdi. AKP görüşleri doğrultusunda, yayın yaptırma toplantısı. Yandaş, candaş medya ile aile toplantısı. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey olmaz. Neden Ortadoğu'yu, Sözcü'yü, Yeniçağ'ı çağırmıyorsun? Rahatsızlığın ne? Bu gazeteciler, senin her yaptığına, 'güzel olmuş' demek zorunda mı? Esad medyasına ya da Pravda benzeri bir medya yaratmaya çalışıyor. Basın özgürlüğü bu ülkede bir medya patronunun iki dudağı arasında mı? "
Vural, Deniz Feneri e.V soruşturması kapsamında bugün gerçekleşen tahliyelere ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, "Başarılı operasyon. Hükümeti kutluyorum. Operasyon tamam, daha ne olsun? Deniz Feneri'ni takip eden, sorgulayanların başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi" dedi. Vural, şunları söyledi:
"Bu süreç siyasi parmaklarla yönlendirilmeye çalışıyor. Böyle bir şeyin olup olmadığı konusunda kanaat belirtmem mümkün değil ama böyle bir konuda anlamsız bir şekilde bir takım karartma ve baskı uygulamak istenmesi, savcılar üzerinde bir takım baskılar, bu mesele hakkında gerçeğin ortaya çıkmasını istemiyormuş gibi pozisyon oluşturuyor. Yoksa böyle bir konuda ben de yargı sahibi olamam. Parmak girmesin yargıya, müdahale olmasın. Hak ve hakikat tecelli etsin. Maalesef bu yargı süreci siyasal iktidarın baskısı ve karartması altında."