Stand-by anlaşması rafa kalktı
IMF heyeti 4. madde konsültasyon çalışmaları çerçevesinde Mayıs ayında Türkiye'ye gelecek
ANKARA - Uluslararası Para Fonu Sözcüsü Caroline Atkinson, Madde 4 istişareleri kapsamında bir IMF heyetinin Mayıs'ın ilk yarısında Türkiye'ye gelmesi konusunda Türkiye ile anlaştıklarını, stand-by anlaşması konusunda görüşmelerin ise artık devam etmediğini açıkladı.
IMF sözcüsü Atkinson, IMF ziyaretinin olası bir stand-by anlaşması konusunda görüşmeleri içerip içermediği sorusuna "Şu anda Madde 4 görüşmelerine odaklanıyoruz, program konusunda artık görüşme yapılmıyor" yanıtını verdi.
Sözü, global ekonomide ve finans piyasalarında devam eden toparlanmanın, orta vadeli program ile birlikte Türkiye'nin görünümünü güçlendirdiği de kaydetti.
IMF ile ilgili programa ilişkin açıklama Hazine Müsteşarlığı'nın internet sitesinde de yer aldı. Basın duyurusunda, ''Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) bir heyet, 24-25 Nisan tarihlerinde yapılacak IMF-Dünya Bankası bahar toplantılarının ardından Madde 4 görüşmelerini yürütmek üzere ülkemize davet edilmiştir'' denildi.
Madde 4 görüşmelerinin tüm üye ülkelerin IMF Ana Sözleşmesi gereğince her yıl gerçekleştirmesi gereken bir konsültasyon mekanizması olduğu kaydedilen duyuruda, bu görüşmeler kapsamında ülkelerin maliye ve para politikaları ele alındığı, dış denge ve kamu borç gelişmelerinin incelendiği ve uygulanan politikaların büyüme ve ödemeler dengesi üzerindeki etkilerinin değerlendirildiği belirtildi.
Türkiye'nin son Madde 4 gözden geçirmesinin Mayıs 2007 tarihinde yapıldığı hatırlatılan duyuruda şu unsurlara yer verildi:
"Bilindiği üzere 16 Eylül 2009 tarihinde ülkemizce açıklanmış olan Orta Vadeli Program çerçevesinde 2010-2012 dönemi için ihtiyatlı bir makro çerçeveye dayalı olarak kamu açığı ve borç stokuna ilişkin bir uyum politikası ortaya konulmuştur. Orta Vadeli Programda makroekonomik ve mali hedefleri destekleyecek kapsamlı bir yapısal reform programına da yer verilmiştir. Orta Vadeli Programın açıklanmasının ardından, Uluslararası Para Fonu, Programda ortaya koyulan hedefleri ve program varsayımlarını gerçekçi, ulaşılabilir ve tutarlı bulduğunu açıklamıştır. Orta Vadeli Program çerçevesinde uygulamaya konulan mali uyum tedbirleri kamu finansman dengesini sağlıklı bir yapıya oturtmuştur. Programın öngörüldüğü biçimde uygulanmasıyla birlikte, kredi derecelendirme kuruluşları da aynı değerlendirme ile Türkiye'nin kredi notunu arka arkaya artırmıştır.
Mevcut gelişmeler ve veriler, Orta Vadeli Programda öngörülen politikalar altında, 2010 yılı ve izleyen dönemde bütçe açığı, kamu finansman ihtiyacı, iç borç çevirme oranı, borç yükü ve benzeri göstergelerin programda öngörülenden daha olumlu bir düzeyde gerçekleşeceğini ortaya koymaktadır.
Başlatılacak Madde IV konsültasyon süreci, Türkiye ekonomisinin güncel bir görünümünün ortaya konulmasına ve Madde IV gözden geçirmesi sonrasındaki dönemde IMF ile ilişkilerin nasıl bir çerçevede yürütüleceğinin daha kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesine imkan tanıyacaktır.
2002 yılı sonrasında son derece başarılı sonuçların elde edildiği iki adet Stand-By Düzenlemesi tamamlanmış olup, sonrasında IMF ile yürütülen görüşmeler son derece verimli, karşılıklı iyi niyete dayanan bir çerçevede sürdürülmüştür. Önümüzdeki süreçte de Orta Vadeli Programda öngörülen yapısal reformlar ve çeşitli alanlarda IMF ile yapıcı sonuçlar doğuran işbirliğimiz sürecektir"
4. Madde Konsültasyon Çalışması nedir?
IMF üyesi bir ülkenin, IMF ile hiçbir anlaşma yapmaması halinde bile IMF kuruluş yasasından kaynaklanan "4. Madde Konsültasyon Çalışması" çerçevesinde düzenli olarak denetlenmesi gerekiyor.
Fon, sanayileşmiş ülkeleri de bu çerçevede denetleniyor.
IMF, üye ülkelerin ekonomi yönetimlerine yol gösterici olmak ve uluslararası finansal sistem üzerindeki gözetim görevini yerine getirmek amacıyla her bir üye ülkenin ekonomik gelişmelerine ilişkin olarak (genellikle yılda bir kere) ayrıntılı gözden geçirme çalışmalarında bulunuyor. Söz konusu çalışmalar, IMF Kuruluş Anlaşması'nın 4. maddesi kapsamında gerçekleştirildiğinden 'Madde 4 Görüşmeleri' olarak isimlendiriliyor.
Görüşmeler çerçevesinde, ilk olarak, IMF uzmanlarından oluşan bir heyet ekonomik verileri toplamak ve ülkenin ekonomi politikaları hakkında hükümet ve merkez bankası yetkilileriyle görüşmelerde bulunmak üzere üye ülkeyi ziyaret ediyor.
IMF heyeti, 4. Madde Konsültasyon çalışmaları çerçevesinde, ilgili ülkenin makro ekonomik politikalarını gözden geçirerek, finansal sistemin sağlamlığını, makro ekonomik politikaları ve bunları etkileyebilecek sosyal, endüstriyel, idari ve diğer sorunları inceliyor.
IMF'nin, üye ülkelerde, gelişmiş ya da gelişmemiş ülke ayrımı yapmadan düzenli olarak gerçekleştirdiği 4. Madde Konsültasyon çalışmalarında, Türkiye'nin orta ve uzun vadeli ekonomi politikaları, yapısal reformları değerlendirilecek.
Bu görüşmeler kapsamında ülkelerin maliye ve para politikaları ele alınırken, dış denge ve kamu borç gelişmeleri incelenmekte ve uygulanan politikaların büyüme ve ödemeler dengesi üzerindeki etkileri değerlendiriliyor. Türkiye'nin son 'Madde IV Gözden Geçirmesi' Mayıs 2007 tarihinde yapılmıştı.
4. Madde Konsültasyon Çalışmalarında Türkiye ekonomisinin, orta ve uzun vadeli genel manzarasına bakılırken, Avrupa Birliği yolundaki ekonomik uyum politikaları da gözden geçirilecek.
4. Madde Konsültasyon çalışmasına, üst düzey bir IMF yetkilisinin de katılabileceği belirtiliyor. IMF, gerekli analizleri yaptıktan sonra, tüm çalışma bulgularını ve yorumlarını özetleyen bir rapor hazırlıyor. Heyet, Washington'a dönmesinin ardından da hazırladığı raporu, İcra Direktörleri Kurulu'nun onayına sunuyor.
Program sonrası izleme nasıl işliyor?
IMF ile Stand-by ya da benzeri bir anlaşmayı tamamlayan ülke, anlaşmanın bitmesinin ardından ya 4. Madde çerçevesinde IMF'yi çağırması ya da Program Sonrası İzleme'ye girmesi gerekiyor.
Program Sonrası İzleme'nin devreye sokulması halinde IMF heyeti, 4. madde konsültasyon izlemelerine göre daha sık denetime gelerek, daha derin inceleme yapıyor ve detaylı raporlar yazıyor.
IMF, bu sistemde hazırladığı raporlarda daha katı eleştirilerde bulunabiliyor. Çünkü böyle bir modelde, IMF, daha önceden borç verdiği parayı garanti altına almayı da amaçlıyor.
Bunu daha çok, stand-by düzenlemesini tamamlayan ülkeler uyguluyorlar. Program Sonrası İzleme'nin, IMF borcu bitene kadar zaten zorunlu olduğunu da dikkat çekiliyor.