SPK Kanunu'nda taslak çalışma tamam

SPK Başkanı Akgiray, yeni SPK Kanunu'nu kamu otoritelerinin görüşüne açacaklarını söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vedat Akgiray, yeni Sermaye Piyasası Kanunu'nu hazırladıklarını ve önce kamu otoritelerinin görüşüne açacaklarını, en geç 2012 Mart ayına kadar kanunlaşmasını arzu ettiklerini çünkü, Türk Ticaret Kanunu'nun 2012 Temmuz ayında yürürlüğe gireceğini belirterek, "Ondan önce çıkması lazım ki piyasa oyuncuları uyumlarını beraber yapabilsin. Dolayısıyla bu sene sonuna kadar çıkabilirse piyasa açısından harika olur" dedi.

Akgiray, yaptığı açıklamada, 1981 yılında yapılan ve daha sonraki tarihlerde de revize edilen mevcut SPK Kanunu'nun günü dolmuş bir kanun olduğunu ve güncellenmesi gerektiğini söyledi.

Yeni kanun için son bir yıldan bu yana SPK bünyesinde çalışmaların sürdürüldüğünü ve yurt içinden ve yurt dışından görüşler alındığını ve Ankara'da geçen hafta yapılan yoğun çalışmanın ardından bir taslağın ortaya çıktığını belirten Akgiray, taslakla ilgili hem akademisyenlerden görüş alacaklarını hem de kamu otoritelerinin görüşüne açacaklarını kaydetti.

Akgiray, şöyle konuştu:

"Herkesin görüşünü alacağız ki 'SPK bir kanun yaptı, sundu' olmasın. Önümüzdeki ay bu çalışma yapılacak. Hükümetin de destek olacağını umuyoruz. Bu büyük bir kanun değil. Ticaret Kanunu 1500 maddelik bir kanundu. Bu kanun 150 madde bile olmayacak. Çerçeve kanun gibi yapmaya çalıştık. Net olsun ama detay düzenlemeyi Kurul arkasından yapsın. Yeni Sermayeye Piyasası kanununa Türkiye'nin ihtiyacı var. Bir an önce yasalaşmasını istiyoruz. Kanununun en geç 2012 yılının Mart ayına kadar çıkmasında yarar var. Çünkü Türk Ticaret Kanunu 2012 yılı Temmuz ayında yürürlüğe girecek. Ondan önce çıkması lazım ki piyasa oyuncuları uyumlarını beraber yapabilsin. Hem ona hem ona uyacağım diye ayrı bir telaş olmasın. Dolayısıyla kanun bu sene sonuna kadar çıkabilirse piyasa açısından harika olur."

 Ekonomik suça ekonomik ceza

Artık dünyada birçok yeni enstrüman, finansal araç, sermaye piyasası aracı olduğuna işaret eden Akgiray, şöyle devam etti:

"Mevcut kanunda olmayan şeyler tanımlanıyor. Bu hem enstrüman, hem kurum şeklinde olabiliyor. Fon pazarının büyümesine yönelik bir takım yasa maddeleri konuyor. İkincisi her ne kadar büyük oranda uyumlu olsak bile AB ve diğer uluslararası normlara tam uyumu sağlıyor. Mevcut kanun bazı sermaye piyasası suçlarına karşı biraz yetersiz kalıyordu. Yeni kanun çok ciddi suçlara karşı caydırıcı olsun diye ciddi ceza getiriyor. Ekonomik suça ekonomik ceza... Birisinin hakkı ekonomik suç yoluyla yeniyorsa, ekonomik ceza artı adli ceza... Yani cezanın caydırıcı olması lazım. Birisi başkasının parasını gasp ediyorsa, 'bir şekilde geri vereyim bitsin' olmaz. Onun cezası olacak tabii. Ama bunu derken de kriterimiz şu; Eğer yapılan kanunsuz bir işlem sonucu ortaya çıkan ekonomik zararların telafisi mümkünse, öncelikle onun yapılması lazım ama kişilerin hakları gasp edildiyse, paraları dolandırıldıysa, bu paradan öte bir ayıp vardır. Onun da bir cezasının olması lazım. Adli cezadan hapis cezasına kadar gider. Bu da suça göre 1, 3, 5 yıl ve daha fazla hapis cezaları geliyor."

Amaç yatırımcıya güven tesis etmek

Sermaye piyasasında bir önemli kriterin de kamunun doğru bilgilenmesi olduğunu ve kamuyu bilgilendirmede de eksiklikler bulunduğunu ifade eden Akgiray, kamuyu yanlış bilgilendirmenin de ağır bir suç olduğunu, doğru bilgi olduğu sürece herkesin kendi riskini hesaplayarak ona göre hareket edebileceğini söyledi.

Ama bilgi yanıltıyorsa, onu engellemenin de SPK'nın görevi olduğunu ifade eden Akgiray, örtülü kazanç ve piyasa bozucu işlemler gibi bir takım suçlar da bulunduğunu ve mevcut kanunda bunların yaptırımının yetersiz olduğunu vurguladı.

Mevcut kanunda ya suçun tanımının eksik olduğunu, ya da günün koşullarına uymadığını ifade eden Akgiray, şunları kaydetti:

"Eskiden yapılamayan bir sürü şey bugün yapılabiliyor. Aynı suç ama öyle yapılabildiği kanunda yazmayınca suç demek zor oluyor. Veya bir sürü sıkıntı oluyor. Tanımlamak, anlatmak, iddia etmek de zor oluyor. Onları güncelliyoruz. Bunu yaparken amacımız, 'ortada bir takım suçlular var yakalanmıyor. Bu kanunla yakalayalım' demek değil tabii. Devletin gücü sonuçta var. Hadise şu; Büyük bir çoğunluk dürüst ve iyi niyetli yatırımcı olduğuna göre, onların kendilerini güvende hissetmesi lazım. Devlet evimi koruyorsa ben evimde rahat otururum. Korumuyorsa kendim 'penceremi, kapımı kilitlerim, bekçi tutarım, silah alırım.' O iş öyle değil. Para işi olunca korunmuyorsa, kaçarım yapmam işi. Paramı yatırmam. Bu güveni tesis etmek kanundaki asıl görev. Yatırımcının hakkını efektif olarak koruduğumuzu insanların bilmesi lazım. Kanunu yapmaktaki asıl amaç bu. Yoksa bu kanunu yapmazdık TCK'ya bazı maddeler eklerdik biterdi iş. Hedef, amaç o değil. Güven artınca Türkiye'de yatırım da artar."

Yurt dışındaki yatırımcı Türkiye'ye güveniyor

Güvenden kastının yurt dışının Türkiye'ye güveni değil, Türkiye içindekilerin kendine güveni olduğunu ifade eden Akgiray, "Yurt dışındaki yatırımcı Türkiye'ye güveniyor. Diğer ülkelerdeki düzenlemelere ve ticari imkanlara bakınca, Türkiye hakikaten cazip bir ülke. Bilmemekten kaynaklanan bir ilgisizlik olabilir. O problem de son yıllarda aşıldı. Önümüzdeki yıllarda çok enteresan, hoş gelişmeler olmasını bekliyorum. Olmazsa ya dünyada beklenmedik bir facia olmuştur, veya da bir şeyi eksik yapıyoruz demektir. Bunu 3-5 aylık perspektif için değil birkaç yıl için söylüyorum. Türkiye'nin vaziyeti iyi. Türkiye daha güvenli bir liman. Biz daha güvenli olmasına çalışıyoruz. Görevimiz bu eksikleri gidermek" dedi.

Bu konularda ilginizi çekebilir