Söz düellosu sürüyor
TÜSİAD Başkanı, Başbakan Yardımcısı Arınç'a "Hakaretleri konuyu seviyesiz bir siyasi istismar konusu haline getirmekten başka bir şey değildir" diye cevap verdi.
İSTANBUL - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner'in internet yasaklarına ilişkin tartışması hararetlendi.
TÜSİAD Başkanı Boyner'in intertte filtreleme konusunda yaptığı açıklamalara Arınç, "Sayın Boyner iktidara gelirse her şeyi, porno sitelerini de serbest bırakabilirler" diye cevap vermişti.
Arınç'ın bu sözlerine ise Ümit Boyner'in cevabı gecikmedi. TÜSİAD Başkanı Boyner yaptığı yazılı açıklamada ''Sayın Arınç'ın bireysel özgürlükler ve özel hayatın sınırlandırılması konusundaki eleştiriler söz konusu olduğunda, bu konuyu doğrudan cinsel istismar, porno ve şiddet ile bağdaştırması sağlıksız bir düşünce yapısını ortaya çıkarmaktadır.'' dedi.
Boyner, ''Türkiye'nin daha özgür bireylerden oluşan bir demokrasi olması için herkesin çaba sarf ettiği bir dönemde, sayın Arınç'ın tutumu korkutucudur" diyen TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, "Seçim öncesi dönemde ahlaki değerler üzerinden bir sivil toplum kuruluşu başkanına, nedenini bilemediğimiz bir hezeyanla, bu kadar ağır bir hakaret yöneltmek, konuyu seviyesiz bir siyasi istismar konusu haline getirmekten başka bir şey değildir'' görüşünü dile getirdi.
''TÜSİAD, internet kullanımı konusunda evrensel ölçütler üzerinden bir denetlemeyi ve bu alandaki regülasyonun yeniden gözden geçirilmesini elbette savunmaktadır'' diyen Boyner, yasaklamaya yönelik girişimlerin bireysel özgürlükler konusunda kaygıya yol açtığını iddia etti.
Boyner, şunları kaydetti:
''Sayın Arınç'ın beni ve çocuklarımı gündeme getirerek elde etmek istediği siyasi rantı ayıplıyorum. Kendisinin özgürlük, demokrasi ve sivil toplum konusunda daha ileri bir anlayışa ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
Sayın Arınç'ın konuyu kişiselleştirerek şahsımla uğraşmak yerine, öncelikle Türkiye'nin karşı karşıya olduğu temel sorun alanları olan demokratikleşme, işsizlik ve eğitim gibi konularla ilgilenmesini tavsiye ediyorum.''
Arınç'ın görüşleri
Bursa Polisevi'nde düzenlenen kahvaltıda basın mensuplarıyla bir araya gelen Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bir basın mensubunun "TÜSİAD Başkanı'nın açıklaması var, internet yasaklarına karşı çıktıkları ve özel hayatın baskı altına alındığı yolunda..." hatırlatması üzerine, şöyle konuştu:
"Sayın Boyner ve TÜSİAD ile ilgili öncelikle düşüncemi ifade edeyim; bu kuruluşlarla geçmişten bu yana iyi ilişkiler içinde olduk. Sayın Boyner, göreve başladıktan sonra bizi ziyaret etmişti. TÜSİAD'ın bizde güven zafiyeti meydana getiren tutumu var. Demokratikleşme adına, özgürlükler bazı anayasal değişiklikler, yeni anayasa yapma konusunda sözler söylüyorlar, raporlar tanzim ediyorlar, kamuoyuna açıklıyorlar ama sonra bir bakıyorsunuz gelen tepkiler karşısında hemen yapmadım, görmedim, duymadım havasına giriyorlar."
Siparişle rapor hazırlatıyorlar
Bülent Arınç, bildiği kadarıyla 1991'den bu yana TÜSİAD'ın bilim adamlarına siparişler vererek raporlar hazırlattığını ve bazen de bizzat içinde olduğunu ama sonra bu raporlara ve görüşlere sahip çıkmadıklarını söyledi.
TÜSİAD'ın en son yeni anayasa konusunda bilim adamlarına yaptırdıkları çalışmayı büyük heyecanla açıkladığını ifade eden Arınç, şöyle devam eti:
"Sonradan gelen tepkiler üzerine 'Bu bizim görüşümüz değil profesörler yazmış" diye inkar yoluna saptılar. TÜSİAD, geçmişten bu yana hiç değişmemiş. Düşüncelerine sahip çıkmayan, görüşlerini savunmayan Türkiye'de daha ileri demokrasi konusunda sözüne adeta güvenilemeyen bir kuruluş haline geldi. Eğer TÜSİAD, sanayi ve iş adamları toplululuğuysa, kendi alanındaki kendi meslektaşlarıyla veya üyeleriyle ilgili konularda ekonomik konularda daha fazla söz söylemesi, bu konularda düşüncelerini ifade etmesi daha doğru olacak."
Boyner de bilsin ki...
Arınç, ekonomide gelişmelerin olduğunu, Türkiye'nin büyüdüğünü, sanayici ve iş adamlarının hallerinden memnun olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Siz bunu söyleyeceksiniz. Aksini söylerseniz buna da dikkat ederiz. TÜSİAD Başkanı ve üyeleri biliyor ki; AK Parti döneminde sanayici ve iş adamları hallerinden memnundur, yeni yatırımlar yapıyorlar, daha çok para kazanıyorlar, daha çok ihracat yapıyorlar, işlerini genişletiyor ve büyütüyorlar. Bu konuda hükümeti eleştiremezler. Eleştirirlerse, 'siz yanlış düşünüyorsunuz. Şöyle çıkıp Türkiye'ye bakın en azından üyelerinize sorun hallerinden memnun mu?' diye onlara soracak insanlar bulunur. Şimdi bunları yapamayınca başka alanlarda hükümeti eleştirmeye çalışıyorlar. Ekonomik gelişmeler bir tarafa ona diyecekleri yok, ama 'internette sansürcülük gelişiyor' böyle bir şey yok."
"Boyner'in de çocukları var, yakın çevresi var" diyen Arınç, şunları kaydetti:
"İnternet çok gerekli, faydalı iletişim aracı. İnternete girmeyen oraya bakarak çalışmalarını hazırlamayan bir kişi düşünülemez. Ama Boyner de bilsin ki; dünyanın her yerinde porno sitelerine karşı, şiddet yayan sitelere karşı, 'annenizi nasıl öldürebilirsiniz?' diye tarifte bulunan sitelere karşı, hayvanlarla ilişkiyi, çocuklarla ilişkiyi, her türlü rezaleti yayınlayan sitelere karşı elbette filtrasyon vardır ve elbette başka tedbirler de alınacaktır. Sayın Boyner'in bir çocuk annesi olarak memnun olması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'de her şey sınırsız ve sorumsuz değildir. Özgürlüklerin de bir sınırı vardır. Anayasa'nın 2 maddesini Boyner'e hatırlatırım. Ailenin korunması devlete verilen anayasal görevdir. Gençlerin korunması, hükümetlere, devlete verilen görevdir."
Filtre uygulanmasının topluma zararı değil faydası var
Hükümetlerin, anayasada kendilerine emredilen görevleri yapma konusunda vazifeli olduğunu vurgulayan Arınç, şunları söyledi:
"İnternet bu kadar sınırsız ve sorumsuz bir alanda hizmet görüyorken, sadece ruhsal dünyamızı koruyabilmek, kötü alışkanlıkların, insanları meşgul edebilecek zararlı alışkanlıkların önüne geçebilmek için bir filtre uygulamasının veya önlem alınmasının topluma zararı değil faydası var. Sayın Boyner ve düşüncesindekiler iktidara gelirse her şeyi, porno sitelerini de şiddet yayanları da öldürme tarifleri yapanları da serbest bırakabilirler."
Arınç, kahvaltının ardından basın mensupları ile birlikte hatıra fotoğrafı çektirdi. Ardından Anadolu Ajansından Ali Atmaca'nın fotoğraf makinesini alan Arınç, gazetecilerin fotoğrafını çekti.