Son dakika.. Yenidoğan çetesi davası başladı!
Son dakika... Sigortadan para almak için 10 bebeğin ölümüne neden olan Yenidoğan çetesi, bugün ilk kez yargı önünde hesap veriyor. İstanbul’da görülen davada 22’si tutuklu 47 sanık için 17 bin yıl hapis cezası isteniyor. İddianamede çetenin, yenidoğan yoğun bakım ünitelerini kullandığı 19 özel hastanede sorumlu olarak yer alıyor. İşte dakika dakika 'Yenidoğan çetesi' davası...
Sigortadan para almak için 112 çalışanları ile birlikte 12 bebeğin ölümüne neden olan, sayısız bebeğin de hayatını riske atan Yenidoğan Çetesi için bugün hesap günü.
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesince konferans salonunda görülen duruşmada, tutuklu sanık Fırat Sarı'nın da aralarında bulunduğu, 8'i kadın 22 tutuklu sanık, 19 tutuksuz sanık ve tarafların avukatları hazır bulundu. Çok sayıda isim davayı canlı takip ediyor. Gazeteci Emrullah Erdinç'in aktardığı bilgilere göre, ilk ifade çete lideri Fırat Sarı ile başladı. İşte dakika dakika 'Yenidoğan çetesi' davası...
21.05 5 gün sürecek duruşmanın ilk celsesi Taşcı'nın savunmasını tamamlamasının ardından sona erdi. Mahkeme duruşmayı, yarın sabah saat 10.00'a erteledi. Yarın yapılacak duruşmada sanıklar savunma yapmaya devam edecek.
20.45 Sanık Hakan Doğukan Taşçı'nın savunması devam ediyor. İfadelerinin ardından avukatlar, Taşçı'ya soru soruyor.
19.15 Sanık Hakan Doğukan Taşçı, Şafak hastanesinin yöneticisinin Fırat Sarı'ya oraya sevk edilen her bebek başına 10 bin TL verdiğini söyledi.
Taşçı, "Ben bu düzeni anlattığım ve şikayetçi olduğum zaman Nisan ayına kadar müdahale edilmemesinden şikayetçiyim. Hiçbir bebeğe zarar verecek bir şey yapmadım. Evet hatalarım olmuştur. Paraya sıkışmıştım, 3 kez ilaç sattım. Bir çeteye üye olmadım. Bir bebek ihmalden ölüyorsa orada vazifesi olmak olan doktorun olmaması mı yoksa hemşirenin elinden geleni yapması mı suçtur?" diyerek kendini savundu.
18.45 Sanık Hakan Doğukan Taşçı, savunmasında bir doktorun durumu kritik bir bebek için "Çek fişi gitsin" dediğini ileri sürdü.
Taşçı, "Bebek gözünüzün önünde, müdahale etmezseniz ölecek. Burada zaten mesele doktorun olmaması. Müdahale etmese zaten ölecek. Batuhan (Hemşire yardımcısı) da yardım amaçlı beni arıyor. Doktoru arıyor, doktorun 'Çek fişi gitsin' dediğini söyledi. Rıza Hocaymış doktor, ama tanımıyorum, çocuk doktoru olarak biliyorum. O çocuk orada ölüyor" dedi.
Taşçı, ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir için "Kendi anlaştığı yerlerden hastaları gönderiyordu ama nasıl yaptığını bilmiyorum. Karşılığında para alıyordur, almaması mümkün değil" ifadelerini kullandı.
18.20 Sanık hemşire Hakan Doğukan Taşçı, "4-5 hasta taburcu olacaktı. Fırat Sarı'nın haberi olmuş, 'Biraz daha taburcu etmeyin' dedi. SGK'dan daha fazla para alabilmek için yaptı" sözleriyle savunmasına devam etti. Cimer şikayetini yapmadan önce Fırat Sarı'dan delil topladığını ifade eden Taşçı, "Fırat Sarı yoğun bakım boşalınca sitem ediyordu. 'Hasta yok, doldur' diyordu. Fırat Sarı, bir günde doldurmanı istiyor. Yoğun bakım ne kadar dolu olursa o kadar para kazanılıyor" dedi.
17.45 Hemşire olarak görev yapan sanık Hakan Doğukan Taşçı, savunmasında suçlamaları reddetti.
10 yıldır farklı hastanelerde yenidoğan yoğun bakımlarında çalıştığını belirten Taşçı, elebaşı Fırat Sarı'yı Reyap hastanesinden tanıdığını söyledi. Sanıkların çoğunu tanıdığını ifade eden Taşçı, bazıları ile beraber çalıştığını bazılarının ise arkadaşını olduğunu dile getirdi.
'Hastaya fazla ücret söyleyip aradaki komisyonu alıyor'
Hakan Doğukan Taşçı'nın savunmasından öne çıkanlar şöyle:
"Bazı sistemli yapılan usulsüzlükler var ama bu hastanelere özgü değil. Evrak üzerindeki oynamalar daha fazla para almak için her zaman yapılıyordu. 10 yıl önce çalıştığım hastanelerde de yapılıyordu. Bu kurumlar senede 6-7 kez denetleniyor. Nasıl oluyor denetlemeden sorunsuz çıkıyorlar da suç bize kalıyor? İstanbul'daki özel hastanelerin yüzde 70'inde gece doktor olmaz. Doktor olmadığı zaman çocuğa biz müdahale ederiz. Müdahale etmesek 'Niye etmedin?' derler.
Her hastane sahibi para kazanmak ister. Hasta sayısının fazla tutulmasını, daha fazla para kazanmasını Fırat Sarı'ya söylüyorlar. Aileden para aldığım söyleniyor. Ben almadım. Fırat Sarı, hastaya ücreti hastanenin istediğinden fazla söyleyip aradaki komisyonu kendisine alıyor.
'Hastayı entübe gösterirseniz, sgk'dan daha fazla para alırsınız'
Hastanın kaç gün yatacağına biz karar vermeyiz, doktor karar verir. Hasta 5 gün entübeyse, hastanın 10 gün entübe olduğunu görmek zaten gerçeği yansıtmadığını gösteriyor. Ama biz sadece çarşaflarla ilgili bilgiyi yazıyorduk. Hastayı entübe gösterirseniz hasta '3. basamak' olur. SGK'dan daha fazla para alırsınız. Onun için bu yapılıyordu.
Normalde bebeklerin akciğer gelişimi için kullanması gereken bir ilaç. Kullanılmayan, fazlası olan vardı. Fazlası imha oluyordu. Bu ilaçları hastaya vermemek gibi birşey olmuyordu. SGK bu ilaç için 9 bin tl veriyor. Toplu olarak ilacı alırsak 7-8 bin tl ye alıyorsunuz ve kar ediyorsunuz. Bu ilaçlar dolapta birikiyordu, hastaya verilmiyordu. İlaçların çöpe gideceğine satılması konusunda Fırat Sarı ile konuştuk. Hasan, hastaneden paraları topluyordu biz de satışları yapıyorduk. SGK’yı dolandırmak gibi bir amacım yok.
'Para yok diye çocuğun cenazesini vermemişler'
Kötü durumuna rağmen yaşayan kalp hastası bir çocuk vardı. Hem hastane yönetimi hem de Fırat Sarı 'Boşuna masraf yapıyorsun. Bu çocuk yaşamayacak' diyordu. Ben devam ettim tedaviye. Hastanenin çocuğun cenazesini vermediğini söylediler, para ödemesi yapmadıkları için. Çok şaşırdım, 'Böyle bir hakları yok' dedim. Sonra hastane yönetimiyle konuştum, teslim ettiler. 2-3 gün cenazeyi vermemişler"
17.30 30 dakikalık aranın ardından duruşma yeniden başladı. Barolar dahil davaya katılma taleplerinin hepsi reddedildi.
16.45 Savunmalar devam ederken avukatlar arasında gerginlik yaşanıyor. Gelecek Partisi'nin avukatı, yaşanan gerginlik üzerine mahkeme başkanı tarafından dışarı çıkarıldı. Duruşmaya 30 dakikalık ara verildi.
16.20 Sanık avukatları, iddianamede yer alan tapelerin dinleme izninin olmadığını, sadece rüşvet için dinleme izninin olduğunu dile getirdi.
Avukat, geri kalan tapelerin yargılama için kullanılamayacağını söyledi.
15.50 Sanık Dursun Eryılmaz ve Fırat Sarı teleplere ilişkin söylemek istedikleri bir şey olmadıklarını belirtti.
15.24 Yavuz Kaan Erol, bebeğin babası konuştu: “Bebeğim sapasağlam doğmuştu, ama yetkililer ‘İki gün yoğun bakıma almamız gerekiyor’ dedi. Ancak doktor hiç hastanede yoktu ve yoğun bakımda bebeğimin ağır engelli olduğu söylendi. Bebeğimi günler sonra bu şekilde teslim aldım. Ben de bu davaya mağdur sıfatıyla katılmak istiyorum,” dedi.
15.20 Tuğba Sena’nın vekili Avukat, “Uzman raporunda, Tuğba Hanım’ın bebeğinin hayatını kaybettiği belirtilmiş, ancak iddianamede adımız geçmiyor. Ara kararla dosyaya Tuğba Hanım’ı mağdur olarak kaydetmemiz gerekiyor. Ayrıca, usule uygun olarak, salona önce sanık avukatları değil mağdur aileler alınmalı. Çünkü bebekleri, bu çete yüzünden hayatını kaybetmiş durumda,” dedi.
15.14 Avukat İrem Çiçek, “Müvekkillerim tüp bebek yöntemiyle çocuk sahibi oldular. Biz de mağdurlar olarak sanıklara çapraz soru sormamız gerekiyor. Çapraz sorgu, bu çeteyi ortaya çıkaracaktır. Bu dava çözülürse, ülke sağlık sisteminde önemli bir değişim yaşanacak. Bu nedenle duruşmaya katılmamız gerekiyor. Biz, mağdur ailelerin sesi olalım; sesimiz kısılmasın,” dedi.
14.26 Türkiye Barolar Birliği, çocuğun üstün yararını ön planda tutarak davaya katılmak istediklerini belirtti.
14.13 Yenidoğan Çetesi davasına ilişkin saat 10’da başlaması planlanan duruşma, katılma talepleri nedeniyle ilerlemiyor. Siyasi partiler davaya müdahil olmak istiyor, ancak sanık avukatları, suçtan doğrudan zarar görmedikleri gerekçesi ile bunun mümkün olmayacağını belirterek itiraz ediyor. Bu nedenle duruşma yaklaşık 6 saattir bu detaylarla meşgul durumda.
12.46 Mahkeme başkanı, bir avukatın duruşma salonundan çıkarılmasını istedi. Polisler avukatın koluna girmek isteyince, avukat “Bırakın!” diyerek tepki gösterdi. Avukat salondan çıkarken, diğer avukatlar da “Neden çıkarılıyor?” diyerek usule ilişkin itirazda bulundu ve karara tepki gösterdi.
12.19 Yenidoğan Çetesi’nin doktor sanıklarından İlker Gönen, sanık kürsüsüne çıkarak evli ve 3 çocuk sahibi olduğunu, ayrıca üniversite mezunu olduğunu belirtti. Ardından, birçok telefon dinlemesinde adı geçen hemşire Mehtap Sayar kürsüye çıkarak bekar olduğunu ve çocuğunun olmadığını ifade etti.
12.14 Çete lideri Fırat Sarı, kimlik bilgisini okumak için sanık kürsüsüne geldi. Başındaki peruğunu cezaevinde çıkartmış durumda. Bekar olduğunu belirtti. Aylık ortalama geliri duyulmadı. O sırada bebeğini kaybetmiş bazı aileler duruşma salonuna giriş yaptı.
12.05 Mahkeme başkanı, duruşmaya katılan bir avukata, “Siz seyircisiniz, ya oturun ya da duruşma salonundan çıkın. Taraf avukatı değilsizin, Sizi uyarıyorum,” diyerek sözleriyle tartışma çıkmasına neden oldu. Avukatlar, tepki gösterdi. Tartışma sonrası, şimdi sanıkların kimlik bilgilerine geçildi.
11.40 Yenidoğan duruşması, davaya katılan avukatların isimlerinin okunmasıyla başladı. Sanıklar, duruşma salonunun ortasında infaz koruma memurlarının arasında oturuyor.
Kimler takip ediyor?
Duruşmada, HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, TBMM Adalet Komisyon Üyesi ve AK Parti İstanbul Milletvekili Şengül Karslı, TBMM Adalet Komisyonu Üyesi ve CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ile bazı baro başkanları, milletvekilleri, sivil toplum kuruluşları ile bazı siyasi partilerin temsilcileri ve çok sayıda avukat yer aldı.
TBB Başkanı Sağkan'ın yeri değiştirilince tartışma yaşandı
Mahkeme başkanı, salon şartlarının yetersiz olması sebebiyle TBB Başkanı Sağkan'ın müşteki avukatlarının bulunduğu sıradan kalkarak izleyiciler kısmına geçmesini istedi. Bu talebe tepki gösteren avukatlar ile mahkeme başkanı arasında tartışma yaşandı.
Tartışmanın büyümesi üzerine heyet salondan ayrıldı. Bir süre sonra heyetin salona dönmesiyle duruşma başladı. Mahkeme başkanı, duruşmaya gelen baro başkanlarının isimlerinin zapta geçirileceğini belirterek, onlar adına Sağkan ile Kaboğlu'na söz verilmesine karar verdiklerini kaydetti.
Öte yandan salonda ve adliye çevresinde polis ekiplerince yoğun güvenlik önlemi alındı.
İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede, sanık doktor Fırat Sarı'nın elebaşı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini sanık doktor İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı belirtiliyor.
İddianamede, suç örgütünün esas amacının, işletmesini devir aldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf edip doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yapıp, Sosyal Güvenlik Kurumundan (SGK) üst sınırda ödeme almak olduğu kaydediliyor.
Sanıklar tarafından hasta bebeklerin durumunun olduğundan daha ağır gösterildiği, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarının sağlandığı belirtilen iddianamede, bu şekilde SGK'den yüksek ücret tahsil edildiği ve bazı hasta yakınlarından fazla para alındığı anlatılıyor.
Bebek hastaların uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği, örgüt adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı aktarılan iddianamede, karın çoğunun sağlık çalışanı olan örgüt üyesi sanıklarla paylaşıldığı ifade ediliyor.
Esas amacın, bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil, maddi açıdan en fazla kazanç elde edilmesi olduğu iddianamede bildiriliyor.
Yüzlerce yıllık hapis cezası
İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlarından 10 kez, "resmi belgede sahtecilik" suçundan da 11 kez uygulanmak üzere, toplam 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapis cezası talep ediliyor.
Sanık Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis isteniyor.
Diğer sanıklar hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları öngörülüyor.
İddianamede, "dolandırıcılık" suçu işlenerek maddi menfaat temin edilen sorumlu hastaneler ve şirketler için de tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, bunların kapatılıp mal varlıklarına el konulması talep ediliyor.
Soruşturma kapsamında, İstanbul'da 9, Tekirdağ Çorlu'da 1 hastanenin ruhsatı iptal edilmiş, bu hastanelerde tedavi gören bebekler ve hastalar ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilmişti.
Öte yandan yenidoğan çetesine ilişkin soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Y.E'yi makamında ölümle tehdit edenler de tutuklanmıştı.
Bu soruşturma ise devam ediyor.