Son dakika... TBMM'deki yumruklu kavgaya Bahçeli'den ilk açıklama: Can Atalay konusu kapanmıştır

Son dakika haberi... TBMM Genel Kurulu dün, gergin anlara sahne oldu. TBMM Genel Kurulu'nda Can Atalay oturumunda kavga çıktı. Milletvekilleri yumruk yumruğa kavga ederken kavgaya karışan AK Partili Alpay Özalan ile Türkiye İşçi Partili Ahmet Şık'a kınama cezası verildi. MHP lideri Devlet Bahçeli'den Can Atalay ve Meclis'te yaşanan kavgaya ilişkin açıklama geldi. Bahçeli, "Can Atalay konusu tamamıyla kapanmıştır" ifadelerini kullandı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu, dün Can Atalay oturumundaki kavgaya sahne oldu. Milletvekilleri yumruk yumruğa kavga etti. 5 kez ara verilen oturumun ardından Genel Kurul'u TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş açtı. Kavgaya karışan AK Partili Alpay Özalan ile Türkiye İşçi Partili Ahmet Şık'a kınama cezası verildi. Muhalefin Can Atalay'la ilgili verdiği genel görüşme talebi ise oy çokluğu ile reddedildi. MHP dünkü Can Atalay oturumuna katılmazken MHP lideri Devlet Bahçeli'den Meclis'teki kavgaya ilişkin ilk açıklama geldi.

Bahçeli, "15 Ağustos 2024 tarihinde dünyanın siyasi ve diplomasi ağırlık merkezine yerleşen, tüm dikkatleri üzerine çeken Gazi Meclis’te bir gün sonra vuku bulan hazin ve talihsiz olaylar maalesef bir gün öncesini gölgede bırakmıştır. Bu tablo son derece üzücüdür" ifadelerini kullandı. Bahçeli açıklamasının devamında "Kürsü masuniyetini maksatlı ve marazi şekilde çarpıtan TİP’in devlet ve millet muhalifi bir milletvekilinin nefret saçan sivri sözleri tansiyonu kanama noktasına kadar çıkarmıştır" ifadelerine yer verdi. Bahçeli, Can Atalay konusunun tamamen kapandığını da ifade etti.

Bahçeli'nin sosyal medya hesabından yaptığı açıklama şöyle:

Gerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gerekse de Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş süreci çetin mücadelelere sahne olmakla birlikte bağımsızlık özlemi çeken toplum veya milletlere de ilham kaynağı olmuştur. Milli Mücadele’de sergilenen kahramanlıklar, serpilen fedakarlıklar esaret ve sömürü pençesinde kıvranan coğrafyalara kuşkusuz ruh ve umut vermiştir.

Türk milleti tarihin her döneminde zulme direnmiş, zalimlere sesini ve sözünü yükseltmiştir. Doğal olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi milli iradenin tecelligahı olması münasebetiyle elbette haksızlığa ve saldırıya maruz kalmış soydaşlarımızın ve din kardeşlerimizin tercümanı olmayı kararlılıkla, hatta tarihsel bir sorumluluk şuuruyla üstlenmiştir.

Filistin Devlet Başkanı Sayın Mahmud Abbas’ın 15 Ağustos 2024 tarihinde Gazi Meclis’te yaptığı muazzam seslenişini bu kapsamda ele almak lazımdır. O gün, dünyanın gözü Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne çevrilmiştir. Vatan kurtaran ve devlet kuran bir irade kudretinin Filistin davasına kucak açması, bu vesileyle Sayın Abbas’ın tarihi nitelikli konuşmasının bölgesel ve küresel yankılarının doğması hakikaten mühim ve müstesna bir gelişmedir.

"Bu tablo son derece üzücü"

Ancak 15 Ağustos 2024 tarihinde dünyanın siyasi ve diplomasi ağırlık merkezine yerleşen, tüm dikkatleri üzerine çeken Gazi Meclis’te bir gün sonra vuku bulan hazin ve talihsiz olaylar maalesef bir gün öncesini gölgede bırakmıştır. Bu tablo son derece üzücüdür.

Hakkında kesinleşmiş mahkumiyet kararı olmasına rağmen TİP’li Can Atalay’ı cezaevinden çıkarıp Meclis’e taşımak isteyen siyasi provokasyon mekanizması bütün tahrik ve tertibiyle ortalığı karıştırmıştır. Kürsü masuniyetini maksatlı ve marazi şekilde çarpıtan TİP’in devlet ve millet muhalifi bir milletvekilinin nefret saçan sivri sözleri tansiyonu kanama noktasına kadar çıkarmıştır.

"Can Atalay konusu tamamıyla kapanmıştır"

Fakat kahırdan lütuf doğmuş, gölgelenmiş Gazi Meclis’te şafak sökmüştür. Nitekim Can Atalay konusu tamamıyla kapanmıştır. DEM’lenmiş CHP’nin maskesi bir kez daha düşmüştür. Anayasa’ya aykırı işlem tesis eden, kendi içtihatlarını hiçe sayan Anayasa Mahkemesi’nin laçkalaşmış hak ihlali kararı Türk milletinin iradesiyle çöpe atılmış, kanunsuzluğa geçit verilmemiştir.

Milliyetçi Hareket Partisi, baştan ayağa sulandırılan ve asıl bağlamından kopartılan Can Atalay meselesinin görüşüldüğü Meclis oturumuna katılmamıştır. Çünkü DEM’lenmiş CHP’nin, marjinalleşmiş TİP’in, PKK aparatlarının, Türkiye ve Türk milleti aleyhine periyodik kararlar alan Anayasa Mahkemesi’nin nasıl bir tezgahın faili olduklarının apaçık deşifresi görülsün istenmiştir.

Ayrıca tezahür eden önemli bir sonuç ise şudur: Cumhur İttifakı’nın kurucularından AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi olmadan da gereğini yapmış, takdire şayan bir duruşla haksızlığa, hukuksuzluğa ve eşkıyalığa müsaade etmemiştir. Küçük ortak nerede diyenler ağızlarının payını almış, biz olmadan da milletimizin beklentisine müzahir bir karar alınmıştır. Bunun yanı sıra dünkü oylama Türkiye’nin birinci partisi olarak AK Parti’yi tekraren işaret ve teyit etmiştir.

"Cumhur İttifakı olarak yolumuza azim ve inançla devam ediyoruz"

31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimlerinden sonra DEM’lenmiş CHP’yi parlatanlar, “birinci parti, anketlerde açık ara önde” masalını devamlı surette anlatanlar Can Atalay kararıyla kara propagandanın silinip atıldığına bizatihi şahit olmuşlardır. AK Parti’nin emin, güçlü ve kendine güven duyan adımlarla mücadelesini sürdüreceğine, 2028 seçimlerine kadar Cumhur İttifakı çatısı altında ihtiyaç duyulan zincirleme reformları hayata geçireceğine inancım tamdır.

Bilinmesini özellikle arzu ederim ki, Türkiye’nin gündeminde seçim yoktur. Herkes siyasi ve ideolojik hesabını bu şaşmaz gerçeğe muvafık yapmak durumundadır. Küçük ortak diyerek bize karşı tariz dolu ifadeler kullananlara diyeceğim odur ki, millet bizi nerede görmek istiyorsa biz oradayız. Cumhur İttifakı olarak yolumuza azim ve inançla devam ediyoruz.