SON DAKİKA: Narin Güran cinayetinde itirafçıdan yeni ifade, aileden açıklama geldi

Diyarbakır'da dere kenarında cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetini itiraf eden Nevzat B.,'nin verdiği ifadelere bir yenisi daha eklendi. Çelişkili açıklamalarda bulunan Bahtiyar, son ifadesinde olay gününü anlattı. İtirafçı, "Muhtar Salim Güran, yukarıdan Arif'in bahçesinden yani Narin Güran'ın evinin bahçesinden bana bağırdı ve dedi ki 'hazırlan seninle acil işim var hazırlan beni bekle'" diye konuştu. Öte yandan Narin Güran'ın ailesinden yazılı açıklama yapıldı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Diyarbakır'ın Taşvantepe Köyü'nde sıvacılık yapan Nevzat Bahtiyar, Narin cinayetinin kilit isimlerinden biri. 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılan Narin Güran cinayetinin itirafçısı Nevzat B.,'nin son ifadesinin detaylarına ulaşıldı. Küçük kızın cansız bedenini dere yatağına gömdüğünü itiraf eden Nevzat B., tutuklanmıştı. Cinayeti çarpraz sorguda ilk itiraf eden Nevzat B.'nin, 3 ayrı sorguda verdiği çelişkili ifadeler dikkat çekmişti.

CNN Türk canlı yayınında Nevzat B.,'nin yeni ifadesinin detayları şöyle aktarıldı:

"Nevzat Bahtiyar'ın yeni bir ifadesi daha ortaya çıktı. Savcılıkta verdiği ifadede bir üst noktaya taşıdı, biraz daha olayı aydınlattı diyebiliriz. Olay anına dair ilginç bilgiler verdi. Olay anını şöyle anlatıyor; ''Ben öğlen eve gitmiştim, yemek yemiştim. Su kesikti, muhtarı aradım. Suyun kesik olduğunu söyledim. Yetkililer arayacağını söyledi. On dakika sonra bahçeme çıktım. Hemen yan tarafta annemin evi vardı. Annemin şebeke de farklıydı, evindeki su farklıydı. Oradan annemin ağaçlarını suluyordum. Tam sulama işlemini yaparken Muhtar Salim Güran, yukarıdan Arif'in bahçesinden yani Narin Güran'ın evinin bahçesinden bana bağırdı ve dedi ki 'hazırlan seninle acil işim var hazırlan beni bekle' dedi. Daha sonra eline arabasıyla geldi. Bende arabama bindim. Az aşağıya kadar indim. O da arabasıyla geldi ağacın altında kimsenin görmediği noktada, Narin'in ön koltuktaki cenazesini aldı ve benim arabama battaniye ile koyduk. Daha sonra ben aracı aldım evimin önüne götürdüm. Orada bir çuvalda inşaat malzemeleri vardı. O malzemeleri döktüm ve Narin'in cansız bedenini o çuvala koydum. Eğertutmaz Deresi'ne götürdüm.''

Adliyeye sevk edildiler: İşte şüphelilerin kimlikleri

21 Ağustos günü kaybolan, arama çalışmalarının 19’uncu gününde cansız bedeni bulunan Narin’in öldürülmesine ilişkin başlatılan soruşturma da sürüyor. Anne Yüksel Güran ile baba Arif Güran da sorgusu tamamlanan isimler arasında yer alırken gözaltına alınanların kimlikleri de netleşti. 

Şüphelilerin, Narin’in babası Arif Güran (44), annesi Yüksel Güran (44), daha önce kolunda bulunan ısırık izi nedeniyle gözaltına alınıp serbest bırakılan ağabeyi E.G. (18), amcaları Ö.F.G. (29), B.G. (37), F.G. (42), K.G. (31), M.G. (40), H.İ.G., amca oğulları U.G. (24) ve O.G. (23), amca kızları M.G. (15) ve B.G. (19), kuzeninin oğlu D.G. (22), yengeleri M.G. (46) ve M.G. (39), halası A.K. (40), eniştesi M.Ş., Salim Güran'ın işçileri Ö.Y. ve M.S. (40) ile işçinin 15 yaşındaki oğlu ile M.K. (23) olduğu öğrenildi.

Narin Güran'ın ailesinden açıklama

Narin Güran cinayeti ile ilgili soruşturma sürerken, Güran ailesi ortaya atılan iddialar ile ilgili yazılı basın açıklaması yaptı.

Açıklamada, olayla ilgili ailelerinin çeşitli asılsız iftiralara maruz kalındığı belirtilerek, "21 Ağustos günü kızımız Narin Güran'ın kaybolması nedeniyle günlerce ülke gündemini meşgul ettiğimizden dolayı Güran ailesi olarak üzüntülerimizi bildirmek istiyoruz. Devletimizin tüm birimleri bu süreçte tüm imkanlarıyla olayın çözümü için seferber olmuştur. Gerçeklerin gün yüzüne çıkması için uğraşmaya da devam etmektedir. Kızımızın cansız bedeni nasıl bulunduysa olayı çözeceğine, kızımız Narin'in fail veya faillerini bulacağına, bulunacak fail veya faillerin de en ağır ceza ile tecziye edileceğinden hiç şüphemiz yoktur. Yalnız bu süreçte aile fertleri olarak acı ve keder içerisindeyken görsel ve yazılı medyada merhume kızımız Narin suistimal edilerek gerek Güran ailesine gerekse de şu an şüpheli olarak tutulan aile fertlerinin kişilik haklarına acımasız saldırılar ve iftiralar ile mesnetsiz ithamlarda bulunulduğu medyayı izleyen dostlarımız tarafından bizlere bildirilmektedir. Ayrıca ilgi ve alakası olmadığı halde bu olay nedeniyle Kur'an kurslarına ve Yüce dinimize saldırılar yapılmaktadır" denildi.

Siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarından olayın siyasi malzeme haline getirilmemesi istenilen açıklamanın devamında, şöyle denildi:

"Diyarbakır'ımızda asırlarca yaşamını sürdüren kimi zamanda yöneticiliğini yapmış Gevranizade ailesinin fertleriyiz. Ülkemizin değişik coğrafyasında binlerce Güran ailesi ve yeğenleri yaşamaktadırlar, büyük ekseriyetiyle de vatanına ve milletine bağlı fertlerdirler. Aile fertlerimizin kendi kızlarımızı öldürmelerini tahayyül edemiyoruz, ancak böyle bir durum varsa bile bir kişi yüzünden koca bir ailenin karalanmasını birtakım dış güçler ve onların yerli uzantılarına bağlamaktayız. Aile fertlerimizin bir kısmının yaşadığı Tavşantepe Mahallesi'nin stratejik ve coğrafi konumu da ayrı bir etkendir. Devletimize bağlı tüm güçlerin bu oyuna gelmemelerini istirham ederiz. Maalesef bazı muhafazakar yazarlar dahi hiç inceleme yapmadan aileyi vatan düşmanlığı ile itham etmektedirler. Sadece ailenin çok küçük bir kısmının yaşadığı, olayın vuku bulduğu Tavşantepe Mahallesi'nde yapılan seçim sonuçlarını tetkik ederlerse bu beyanları nedeniyle mahcup olacaklardır. Seçim neticeleri de ailenin iddia edildiği gibi diktatör olmadığının en büyük ispatıdır. Şu an olayın sıcaklığı devam etmekte olup, olaylar açığa çıktığında fail veya failler bulunduğunda iftiralar atarak kişilik haklarımıza saldırılar yapan kişi ve kişiler hakkında yasal işlem yapılacaktır. Maddi ve manevi tazminat haklarımızı mahfuz tutmaktayız. Bu süreçte hakikatin tezahürü için uğraşan tüm devlet büyüklerimize, bunca baskılara rağmen bizim suçsuzluğumuza inanarak bizden desteklerini esirgemeyen dostlarımıza teşekkürü bir borç biliriz. Ülkemizdeki tüm siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının acımızdan siyasi malzeme yapmamasını da mahkemenin neticesini beklemelerini istirham ederiz. Devlet yetkilileri dışında yapılan hiçbir açıklamaya da itibar edilmemesini önemle arz ederiz."