Son dakika: Erdoğan: Savunma ihracatımız 5.6 milyar doları yakaladı
Son dakika gelişmesi... Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, Türkiye’nin savunma sanayisindeki başarısına dikkat çekti. 2024 yılında 178 farklı ülkeye ihracat gerçekleştirildiğini belirten Erdoğan, savunma ihracatının 5.6 milyar dolar seviyesine ulaştığını kaydetti. Özellikle İHA ve SİHA satışlarında dünya genelinde zirvede yer alan Türkiye, bu alandaki küresel satışların %65'ini gerçekleştirdi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.
Türkiye'nin markası haline dönüşen TEKNOFEST'in dokuzuncusunun Adana'da gerçekleştirildiğini hatırlatan Erdoğan, bir gençlik destanı olarak görülen TEKNOFEST'in 2018'ten beri dalga dalga büyümesinin gurur vesilesi olduğunu ifade etti.
Erdoğan, TEKNOFEST'in 14 farklı kategoride 4 bin 333 takım ve 20 bin yarışmacıyla başlandığını belirterek, bu sene 50 farklı kategoride 790 binden fazla takım, 1 milyon 650 binden fazla yarışmacıya ulaşıldığını söyledi.
Çoğu genç 1 milyon 100 bin kişinin ziyaret ettiği, TEKNOFEST Adana'nın Türkiye'nin geleceğine dair umutları tekrar güçlendirdiğini dile getiren Erdoğan, Türkiye'yi savunma ve ileri teknolojilerde hak ettiği yere getirene kadar bu yolda sabırla yürüyeceklerini vurguladı.
Savunma sanayisinde muhatap olunan gizli, açık pek çok ambargoya rağmen nereden nereye gelindiğini milletin çok iyi bildiğini ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin insansız hava araçlarında dünyanın ilk üç, dört ülkesi arasında yer aldığını belirtti.
Erdoğan, "İHA ve SİHA satış sayısında ise zirvede Türkiye olarak biz varız. Geçen yıl bu alanda dünya genelinde satışların yüzde 65'i Türk savunma sanayisi şirketleri tarafından gerçekleştirildi. 2023'te savunma ihracatımız 5,6 milyar dolar rakamını yakaladı. Türkiye'nin savunma ve havacılık ürünleri, ihracat gelirleri ocak-eylül döneminde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 12,2 arttı. Böylece ihracatımız yıllık bazda yüzde 10,4'lük yükselişle 6 milyar doları geçti." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2024'te 178 ülkeye ürün ihraç ederek ciddi rekora imza atıldığına dikkati çekerek, savunma sanayisinin seferberlik ruhuyla desteklenmesinin sürdürüleceğini, milli teknoloji hamlesiyle çok daha iyi yerlere gelineceğini söyledi.
21. yüzyılı, Türkiye Yüzyılı yapma hedefine kilitlenilen bir süreçte inovasyon ve ileri teknolojide yakalanacak başarının vazgeçilmez olduğuna işaret eden Erdoğan, "Bunun için her şeyden önce dünyadaki gelişmeleri doğru okuyacak, çığır açmış teknolojilerin kuluçka dönemlerini çok iyi analiz edecek ve bugünü kurtarmayı kafi görmeyerek yarınları doğru planlayacağız." dedi.
Erdoğan, 2024-2025 Akademik Yıl Açılışı'nda diğer hususlarla birlikte özellikle bilimsel araştırmalarda üniversitelerden beklentileri vurguladıklarını hatırlatarak, yeni akademik yılın öğrencisi, öğretim görevlisi ve çalışanıyla tüm üniversite camiası için hayırlı olmasını diledi.
"Türkiye'nin iyiliğini istemiyordur"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 Ekim Cumartesi günü sismik araştırma gemisi Oruç Reis'i İstanbul Boğazı'ndan Somali'ye yolcu ettiklerini, Mavi Vatan'da çok sayıda sismik faaliyet yürüten Oruç Reis'in aynı görevi, Somali denizlerindeki her biri yaklaşık 5'er bin kilometrekarelik alanı temsil eden 3 ruhsat sahasında icra edeceğini bildirdi.
Bölgenin içinde bulunduğu karanlık atmosferde dışarıdaki meselelerle çok yakından ilgilenirken iç cepheyi tahkim ve takviye etmenin önemine vurgu yapan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bunun yolu da evvelemirde siyasette diyalog zeminini güçlendirmekten, farklı siyasi partiler ve toplum kesimleri arasındaki müşterek paydayı olabildiğince büyütmekten geçiyor. Sınırlarımızın hemen ötesinde her gün yeni bir çatışma patlak verirken şunu çok net söylemek isterim ki siyaset kurumunun eski alışkanlıklarla yoluna devam etmesi mümkün değil. Mevlana Hazretleri'nin 'Şimdi yeni şeyler söylemek lazım' ifadesinde anlamını bulan ruha bugün her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz.
Bu noktada esasen yapmamız gereken bellidir. Türkiye'nin umutsuzluk girdabına sürüklenmesini bekleyenlerin ve onların içimizdeki lejyonerlerinin gerilimi körüklemesine, 85 milyonun bin yıllık kardeşliğine gölge düşürmesine müsaade etmemeliyiz. Türkiye'yi kendi iç dinamikleri üzerinden köşeye kıstırarak denklem dışına atma girişimlerine rıza gösteremeyiz.
Şunu hepimiz görmeli ve uyanık olmalıyız. Her kim, siyasetten topluma yayılan yumuşama iklimini baltalamak için hamle yapıyorsa kesinlikle Türkiye'nin iyiliğini istemiyor demektir. Her kim siyasi hırslarını ve ideolojik ön kabullerini bir tarafa koyma erdemi sergilemiyorsa ülkemize ve milletimize büyük bir kötülük yapıyor demektir. Her kim ülkemizin güvenlik kuşağını güçlendirmeyi hedefleyen çabalarını sureti haktan görünerek hedef alıyorsa, milletin zihnini bulandırıyorsa, acı hatıraları tekrar deşiyorsa apaçık bir ihanet içerisinde demektir."
Türkiye'nin son dönemde siyasette bir yumuşama iklimine girdiğini, siyasi aktörler arasında bilhassa milli meselelerde ortak paydada buluşma arayışlarının artmaya başladığını ifade eden Erdoğan, siyaset kurumunu üst üste yaşanan üç seçimin sürüklediği yüksek gerilim hattından çekip çıkarma iradesinin siyasi partilerle birlikte toplumda da makes bulduğunu belirtti.
-"Yumuşama iklimi, ülkemiz ve milletimizin güvenliğinden taviz vereceğimiz anlamına gelmiyor"
Erdoğan, terörün ve şiddetin Türk siyasetini esir almasının ilanihaye önüne geçmek için bir kapı aralandığını, hüsnüniyet göstergesi olan bazı adımların atıldığını belirterek, ancak tüm bunlarla eş zamanlı olarak bu atmosferi henüz meyveye durmadan zehirlemeye dönük girişimlerin de yoğunlaştığını söyledi.
Partisi tarafından dışlanmış, hatta "istenmeyen adam" ilan edilmiş kimi eski siyasetçilerin ekran ekran dolaşıp kutuplaştırıcı söylemlerle sağa sola sataşmasını, özellikle siyasette yumuşama atmosferini provokatif ifadelerle hedef tahtasına koymasını asla iyi niyetli bulmadıklarını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Karşımızda girdiği tüm seçimleri kaybeden, son olarak parti içi yarışı da kaybederek rekor kıran bir zatın, bizimle, ittifak ortaklarımızla, daha vahimi Türkiye'yi birlikte yönetmeye talip olduğu eski ortaklarıyla ilgili hakaretamiz ifadelerine cevap vermeyi kendimize zül addediyoruz. Aynı şekilde dün, bazı illerimizde ortaya çıkan son derece kötü, son derece kışkırtıcı terörü ve şiddeti öven sahneleri de kesinlikle tasvip etmiyoruz. Terörle ve şiddetle arasına mesafe koyması beklenenlerin tam tersine terör diline sarılması samimiyetsizliğin işaretidir.
Bakınız biz sadece milletimizin farklı kökenden fertleri arasında değil bölgemizin tamamında Türk, Türkmen, Arap, Kürt demeden herkesi kucaklayan bir kardeşlik ekseni kurmaya çalışıyoruz. Ama bakıyorsunuz birileri hemen bu kardeşlik eksenini sabote edecek hal ve hareketlere girişiyor. Kimse kusura bakmasın. Uzatılan elin sıkıca tutulmak yerine kopartılmaya çalışılmasına biz, izin vermeyiz. Buna kayıtsız da kalmayız. Bölgemizde bunca ateş varken ve bu ateş her gün biraz daha ülkemiz sınırlarına yaklaşırken herkes aklını başına almalı, sorumlu davranmalı, sorumluluk bilinciyle hareket etmelidir.
Burada şunu da hatırlatmakta fayda olduğuna inanıyorum. Yumuşama iklimi, ülkemiz ve milletimizin güvenliğinden taviz vereceğimiz, provokasyonlara göz yumacağımız anlamına asla gelmiyor. Bölücü terör dahil Türkiye'ye ve Türk demokrasisine yönelik her türlü tehdidi bertaraf etme irademiz tamdır. Milletimizin hafızasında yer edinmiş kötü sahnelerin tekrar yaşanmasına müsaade etmeyiz ve etmeyeceğiz."