Siyasetin emrinde yargı, adalet veremez
Baykal'a göre değişiklik, 'hukuku siyasetin emrine almak' için
ANKARA - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Anayasa değişikliği teklifine ilişkin olarak, "Bu değişiklikler, Türkiye'nin devletin kuruluşundan bu yana geliştirip ortaya koyduğu temel, bağımsız yargı, hukukun üstünlüğü anlayışını tahrip etmeye yönelik, hukuku siyasetin emrine almaya yönelik yeni bir zihniyetin ortaya konulması anlamına gelmektedir. Yapılmakta olan Anayasa değişikliğinin özü budur" dedi.
Baykal, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada Anayasa değişikliğinin önemli bir konu olduğunu, ancak bu iktidarın tavrıyla ele alınması halinde büyük yanlış yapılacağını savunarak şöyle konuştu:
"Bu işin, Anayasa değişikliğinin özü üç maddededir. Gerisi işin sosudur, garnitürüdür, gözden saklamak için oraya getirilmiş olan göstermelik maddelerdir. O maddelerle ilgili bir telaş, heyecan, bir arayış yoktur. Hükümetin 'aman bu maddeleri çıkaralım, şimdi çıkaralım, hemen çıkaralım' diye telaşı yoktur. O maddeler etrafında Türkiye'de ne zaman istenirse o zaman milletçe bütün siyasi partiler el ele verip işbirliği içinde ortak bir dayanışma içinde düzenleme yapabilirler. Bu konuda bir sorun yok. Şu ana kadar onların gündeme getirilmemesi yanlıştı. Onları gündeme getirdiğin zaman her an olur, şimdi getirdiğin şimdi olur. Ama mesele o maddeler değil.
Mesele üç temel maddedir. Anayasa Mahkemesi'nin yapısı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısı ve Anayasayı ihlal eden, milli birliği bütünlüğü ihlal eden, teröre başvuracak, Anayasanın özünü tahrip edecek siyasi partilerin bu tahribatlarına, bu Anayasa ihlallerine devam etmelerine imkan verecek bir düzenlemenin Anayasamıza yerleştirilmesi. Hesaplar budur. Üç tane hesap var."
"Değişiklik hukukun üstünlüğü anlayışını tahrip etmeye yönelik"
Anayasa değişikliği ile hukukun, adaletin, yargının yeni bir zihniyet ve anlayışla ele alınmak istendiğini ileri süren Baykal, yapılmak istenen değişikliklerin sıradan, alışılmış değişikliklerden çok farklı olduğunu savundu. Baykal, şöyle devam etti:
"Bu değişiklikler, Türkiye'nin devletin kuruluşundan bu yana geliştirip ortaya koyduğu temel, bağımsız yargı, hukukun üstünlüğü anlayışını tahrip etmeye yönelik, hukuku siyasetin emrine almaya yönelik yeni bir zihniyetin ortaya konulması anlamına gelmektedir. Yapılmakta olan Anayasa değişikliğinin özü budur. Halbuki bizim Cumhuriyetimiz başından bu yana, her an, başlangıçta belki o konularda gereken duyarlılık yeterince gösterilmeden ama daima, hedef olarak, amaç olarak yargıyı saygın, bağımsız, kendi kurallarıyla işleyen, hiç kimsenin emir ve kumandası altına girmeyen, siyasete teslim olmamış, kendi iç dinamiğiyle çalışan bir noktaya getirmek... Yargıyı saygın, bağımsız bir kurum haline getirmek temel amaç olmuştur, temel çaba olmuştur. Gayretler bu istikamette olmuştur."
Türkiye'de tarihi sürecinin her zaman yargının bağımsızlığı ve saygınlığı yönünde ilerlediğini belirten Baykal, "Şimdi bu tarihi süreci biz tersine çevirmek istiyoruz. Yargının bağımsız olması yerine yargının siyasi otoriteden talimat almasını, siyasi otoritenin emrine girmesinin, siyasi otoriteye teslim olmasının daha uygun olacağı gibi bir zihniyetle, bunun daha demokratik olacağı gibi bir zihniyetle, milli iradenin gereğinin bu olduğu zannıyla, bunun demokratiklik tanımı içinde yer aldığı vehmiyle birileri oraya buraya çekmeye çalışmaktadır. Bu yanlıştır" şeklinde konuştu.
Baykal, çağdaş demokrasilerde yargının siyasetin dışında olduğunu belirterek, siyasetin emrine girmiş yargının adalet veremeyeceğini söyledi.
"Yargı ele geçiriliyor"
Baykal, siyaset, devlet, iktidar ilişkisinin, kudretli kişilerin adaletle ilişkisinin, en sorunlu alanların başında olduğunu vurgulayarak, "Bizim önümüze getirilen Anayasa değişikliği, bu ilişkiyi, yeni bir zihniyetle düzenleme gayreti içindedir. Adaletin zirvesinde bulunan temel kurumları, siyasetin, parlamentodaki AKP çoğunluğunun, denetim altına alma çabası, çok açık ve net şekilde önümüzde duruyor" dedi.
Bazı kişilerin, olayı, bu kadar açık söylememeyi, nezaketleri, zarafetleri gereği gördüğünü, "Aman yargı kuşatılacak demeyelim, saygısızlık olur" dediğini kaydeden Baykal, "Kuşatma ne? Yargı ele geçiriliyor" görüşünü savundu.
"AKP, freni patlamış kamyon gibi milletin üstüne yuvarlanıyor"
Düzenlemenin bütünüyle halk oyuna sunulmasının öngörüldüğünü anımsatan Baykal, birbiriyle alakası olmayan 23 soru sorulduğunu, bir tek cevap hakkı verildiğini ifade etti. Baykal, "Bunda hukuk, akıl, mantık, adalet, vicdan, demokrasi var mı? Soruları millete sormaktan niye kaçıyorsun?" diye sordu.
Venedik Kriterlerinin birbirinden aykırı konuların ayrı ayrı halk oylamasına sunulmasını öngördüğünü anımsatan Baykal, "İşine geldiği zaman Venedik, işine geldiği zaman İstanbul, işine geldiği zaman Ankara... Bunlar samimiyetsizlik" dedi. Baykal, "milletin, AKP'ye hayır diyeceğini" belirtti.
"AKP'nin, freni patlamış bir kamyon gibi milletin üstüne yuvarlandığını" öne süren Baykal, "Risk alıyoruz, diyor. Risk alıyoruz dediği kabadayılık yapıyoruz, hesabı ödememek için hır çıkarmayı göze alıyoruz demek istiyor. Milletimiz bunları en güzel şekilde değerlendirecektir. Umut ediyorum bu sıkıntılı dönemin içinden Türkiye huzura, barışa, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne en kısa zamanda kavuşacaktır. Her işte bir hayır vardır. Bu kadar sıkıntının içinden bir hayırlı istikbalin milletimizin önüne geleceğini ümit ediyorum" diyerek sözlerini tamamladı.