Şişecam 5 kıtada üretim yapacak

Şişecam Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman, şirketin dünyanın ilk 3 üreticisinden biri olma hedefi çerçevesinde üretimde her bölgede ayrı bir ülkede satın alma fırsatı kovaladıklarını anlattı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Ece CEYHUN

İSTANBUL - Ürünlerini 150'yi aşan ülkeye satan bir şirket Şişecam. Bugün dünya üzerinde satış yapmadığı bir kıta yok. Şimdi aynı çizgiye üretimde de gelmek istiyor. Onun içinde fırsat kolluyor. Türkiye dışında 7 ülkede üretim yapan Rusya ve Bulgaristan gibi bazı ülkelerde büyük yatırımcı konumunda bulunan Şişecam, üretim için Uzakdoğu'da Hindistan'a, ABD pazarına girebilmek içinde kıta Amerikasına bakıyor.

Uzakdoğu projesini önümüzdeki 6 ay içinde realize etmeyi hedefleyen Şişecam, fırsatlara sadece uzak coğrafyada değil Avrupa'da da bakıyor. Hatta Avrupa'da bir değil 2 ülkedeki yatırım olanakları inceleniyor. Zaten bazı ülkelerin yatırım ajansları da kapısını devamlı çalıyor. Sadece camda değil soda yatırımı için de bakıyor.

Dünya cam liginde Düzcam, Cam Ev Eşyası, Cam Ambalaj ve Kimyasallar Grubuyla faaliyet gösteren bir başka şirket yok. Dünya cam sektörünün büyüklüğü 130-140 milyar dolar düzeyinde bulunurken Şişecam, düzcam üretiminde Avrupa'da 4'üncü, dünyada 7'nci, cam ev eşyasında Avrupa'da 2'nci, dünyada 3'üncü; cam ambalajda Avrupa'da 4'üncü dünyada 5'inci sırada. Kimyasallar bağlamında soda üretiminde Avrupa'da 4'üncü dünyada 10'uncu, krom bileşikleri üretiminde ise dünyada birinci sırada yer alıyor. Cam ambalajda 1.000 çeşit, cam ev eşyasında 14 bin çeşit ürün yapan Şişecam, günde 25 milyon adet şişe üretiyor ve cam ev eşyasında ise hatlardan günde 5.5 milyon adet ürün çıkarken ve her gün 3 yeni ürün piyasaya giriyor.

Şişecam Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman, şirketin üretim, yatırım ve satış tarafındaki hedeflerini anlatırken sanayideki gelişmeleri de değerlendirdi.

Dünyanın ilk 3 üreticisinden biri olma hedefi ile ilerlediklerini kaydeden Kırman, elde ettikleri trendi sürdürmeleri halinde önümüzdeki 10 yıllık süreçte bu hedefe ulaşabilmek için önemli bir mesafe elde etmiş olacaklarını belirtti. Kırman, Şişecam'ın 2010'da cirosunun 2.8 milyar dolar olduğunu bunun 2011'de 3 milyar dolara ulaştığını ve 2012'de de cironun 3 milyar dolar seviyesinin üzerinde devam etmesi için gayret sarf edeceklerini ifade etti. Şişecam'ın 5.700'ü yurtdışında olmak üzere toplam 18 bin çalışanı bulunuyor.

Satın almada birden fazla ülkeye bakılıyor

Başta Türkiye olmak üzere Rusya, Bulgaristan, Gürcistan, Ukrayna, Mısır, İtalya ve Bosna-Hersek'te üretim yapan Şişecam'ın yıllık toplam cam üretimi 3,8 milyon ton. Şişecam şimdi bu 8 ülkeye yenilerini eklemek istiyor. Kırman, "Dünyada derinden, derine cam konusundaki konsolidasyon ilerliyor. Çok ilginç satın almalar oluyor. 1 numaralı şirket gidiyor 200 milyon dolarlık bir şirketi alıyor. Bizde bu dengenin parçası olmak, büyümek ve hakimiyetimizi artırmak için çalışıyoruz" yorumunda bulunuyor.

Peki Şişecam yeni yatırım ya da satın alma için nerelere bakıyor? Başta Uzakdoğu. "Hindistan ve Çin gibi ülkelerde çalışıyoruz" diyor Kırman ve ekliyor, "İlk 6 ayda bir sonuç çıkabilir." Başka satın alma olacak mı? sorusuna ise cevabı "yolda". Başka ülke var mı? sorusunun cevabı ise "Avrupa'da." Kırman, Avrupa'da sadece bir değil 2 ülkede birden yatırım olanaklarını da araştırdıklarının sinyalini de veriyor.  Dünyanın en büyük cam pazarı ABD'ye girebilmek içinde Amerika kıtasındaki çalışmalar sürüyor. Şirket ayrıca ambalaj yatırımı için Brezilya'daki olanaklara bakıyor.

Kırman, "Satış yaptığımız yerler açısından bakıldığında tüm kıtaları bitirdik. Üretim açısından baktığınızda da Avrupa'da yapıyoruz. Asya'da yapıyoruz, şimdi Asya'nın alt kesimlerine gideceğiz. Afrika'da Mısır'da yapıyoruz. Amerika'yı da finalize edersek üretim yapmadığımız kıta kalmayacak. Avustralya'da üretim bizim için çok fizibl değil ama oraya cam ev eşyası satıyoruz. Gelişmiş ülkelerdeki yatırım ajansları da kapımızı çok çalıyor. İnanılmaz boyutta pazarlama faaliyetleri var. Fizibilite çalışmalarını müteakip üretimde yeri belirledikten sonra fabrikayı 1 yılda kuruyoruz" ifadelerini kullandı.

2011'deki yatırım 2012'de katlanır

2011 eylül sonu itibariyle 300 milyon doları aşan bir tutarda yatırım yaptıklarına dikkat çeken Kırman, "Bu sene yatırımlar hızlanacak. Hatta geçen seneki yatırımı bu yıl katlarız" dedi. Şişecam'ın yatırımların bir bölümü Türkiye içinde bir bölümü ise yurtdışında olacak.

Bulgaristan'da 250 milyon dolar düzeyinde olan toplam yatırım tutarı 2013'te düzcam ve cam ev eşyası üretecek iki yeni fabrikanın devreye alınması ile 550 milyon dolara çıkacak. Rusya'da ise 850 milyon dolar mertebesinde olan toplam yatırım tutarı 1.300 milyon dolara çıkacak. Rusya'da düzcam ve oto cam üretecek fabrikaların 2013 yılı ilk yarısından itibaren aşamalı olarak devreye alınması planlanırken ayrıca cam ev eşyası üretmek içinde yeni bir fabrika daha kurulacak. Bugün Şişecam'ın Rusya operasyonunda da 3.500 kişi, Bulgaristan'da ise 1.100 kişi çalışıyor.

Türkiye'de ise Eskişehir'deki cam ambalaj tesisinin inşaatının başlamak üzere olduğunu kaydeden Kırman, Polatlı'daki iki float hattını kapsayan yatırımın da 1 ay içinde başlayacağını ifade ederek Bursa'daki tesislerde devam eden yatırımlarla da Türkiye'nin en büyük cam üretim tesislerine sahip olacaklarına dikkat çekti. Kırman ayrıca bu yatırımlarla cam ambalajda Türkiye'nin kapasitesinin Rusya'nın üzerine çıkacağı bilgisini de verdi.

Kırman Fransız St. Gobain ile de Mısır'da ortak oldukları düzcam ve oto cam fabrikasının çalışmaya devam ettiğini yatırımın diğer karşılığı olan Tataristan'daki fabrikanın inşaatının ise başladığını anlattı.

Petrol fiyatları yükselince Rusya için seviniyor, Türkiye için üzülüyor

Ahmet Kırman, çok uluslu bir şirket olmanın çok farklı olduğunu ve dengeleri gözetmenin önemine değinerek "Petrol fiyatları yükselince Rusya açısından keyifle bakıyorum. Ama Türkiye'de enerjiye bu kadar para veren bir grup olarak 'ne olacak bizim halimiz' diyoruz" dedi. Türkiye'nin en büyük elektrik ve doğalgaz kullanıcılarından biri olan Şişecam'a son doğalgaz zammının aylık bazda getirdiği ek maliyet ise 5 milyon dolardan fazla.

Borçlanmada kendini rakipleriyle kıyaslıyor

Ahmet Kırman, Şişecam olmanın avantajını borçlanmada yaşadıklarını ve maliyetlerinin piyasanın çok altında olduğunu da kaydetti. IFC, EBRD gibi uluslararası üstü ya da Bank of Tokyo gibi uluslararası kuruluşlardan borçlandıklarını da anlatan Kırman, "2011 Eylül sonunda kredi borcumuz 1,2 milyar dolar olmakla beraber net borcumuz 300 milyon dolar civarındadır."

Artı pozisyonumuzu iyi yönettiğimiz inancındayız. Kaynak dengemizi yüzde 50-50 kullanıyoruz. Bunu günün gelişen koşullarına göre farklı alanlara konu edebileceğiz. Emsalimiz camcılar daha büyük borçlarla çalışıyorlar. Biz devamlı kendimizi 3 er aylık dönemlerde rakiplerimizle kıyaslıyoruz. Dünyanın ilk 5 büyük cam üreticisi St Gobain, Asahi, Owens-Illinois, Arc, Solvay gibi şirketlerin tüm rasyoları ile kendimizi kıyaslayıp ona göre değerlendiriyoruz" diye konuştu.

Yatırımcıları ziyaret düşünülüyor

Şişecam'ı yatırımcılara daha çok anlatmak istediklerini de ifade eden Ahmet Kırman, "Hem mevcut hissedarlarımıza hem de yeni yatırımcılara kendimizi anlatma gayretimizi artıracağız. Dünyanın her yerindeki  yatırımcı şu anda teyakkuz halinde. Kim, nerede, ne olur diye bakıyor. ABD'deki yatırımcı ile Körfez'deki yatırımcının risk algısı farklı olabilir ama herkes kendine özgü değerlendirmelerini yapıyor" dedi. Bu arada Şişecam geçen yılın ortasında MSI Endeksine de girdi.

İnşaatın büyümesi işimiz açısından güzel ama toplam dengeler de gözetilmeli

Türkiye'nin 2012'de yüzde 4-5 büyüyebileceğini düşünen Kırman, bunun da öngörülü para ve maliye politikalarının izlenmesi ve piyasa dengelerinin gözetilmesine bağlı olduğunu düşünüyor. İnşaat sektörünün de Türkiye'nin büyümesinde taşıyıcı rolünü sürdürebileceğine inandığını kaydeden Kırman, söz konusu sektörün yarattığı olumlu ivmenin kendilerine yansımasının da yüksek olduğunu kaydetti. Fakat inşaat sektöründe yüklenici firmaların kendi finansmanını kendisinin sağlıyor olmasının da dikkat edilmesi gereken bir nokta olduğuna inanıyor Kırman.  Bunun başka kazalara yol açmayacak şekilde otoritelerce kontrol altında tutularak yapılmasının sağlanması gerektiği uyarısında bulunan Kırman, "Bunları da regüle eden bir anlayışı geliştirmek lazım. Belki daha esaslı kurallara bazı dengeleri gözetecek ilkelere yer vererek büyüme motoru sanayileri iyi kontrol etmek gereklidir diye düşünüyorum. Tabii ki herkes kendi hesabını yapıyordur.

 Ama toplamda dengeleri gözetmenin ekonomi yönetimi tarafından yapılması gerektiği açık. Bunun için ekonomi yönetiminin yoğun bir şekilde çalışıyor olmasını çok önemsiyoruz. Gözetmek ülke için faydalı olacak" dedi.

Kırman ayrıca bugün cari açığı büyütmeyen sektörler olarak görülen bazı alanlarda bile ithalatın çok yüksek olduğuna da dikkat çekti. Kırman, "Mesela inşaat malzemesi satan yerleri bir dolaşın. Avrupa'nın Çin'in taşından, fayansından, musluğundan, contasından geçilmiyor. Burada bu kadar kaliteli seramik üreticileri varken buna bu kadar da gerek var mıdır ithalata bilmem. Böyle söyleyince de sen tekelcisin diyorlar. Onlara da şunu söylüyorum. 2010'da 630 milyon dolar civarında cam ve cam ürünü ithal etmişiz 2011'de ithalat 720 milyon $'ı geçecek gibi görünüyor. Bunu ya geçecek ya da aynı seviyede kalacak. Kura rağmen geçecek. Ciddi rekabet var. Hangi sanayiyi nereye getirmeliyiz planlamasında bütün bu girdileri bir araya getirmek lazım. Bunu da bu dönemde yapmak bize geleceğe yönelik akıllı çözümler sağlar" değerlendirmesinde bulundu.

Cam işi Şişecam'dan sorulur anlayışını Ar-Ge merkezi yerleştirecek

Ar-Ge'ye daha fazla önem vereceklerini ifade eden Ahmet Kırman, "Bugün standart camı herkes üretiyor. Katma değerli ürün üretmek lazım. Bunun yolu da Ar-Ge'den geçiyor. Büyük cam şirketlerinin hepsi Ar-Ge'ye çok ciddi para harcıyor. Müthiş bir şekilde yoğunlaşmış durumdalar. Bir grup içine geliştirdiği ürünleri sağlıyor birde dışarıya yönelik A-Ge araştırmaları yapıyor. Bizde mevcut merkezimizi geliştirip uluslararası anlamda bir Ar-Ge merkezi oluşturacağız.  Bunun için Çayırova'da üs kurmayı amaçlıyoruz ve bunun üzerinde çalışıyoruz.  Dışa açılımlı çalışmaya, yeni bir Ar-Ge perspektifi ile koşmaya başlayacağız. Cam 2 bin yıldır insanın hayatında olan ve bana göre insan yaşamının kalıcı parçası olma konusunda iddialı ürünlerden birisi. Binlerce yıldan bu yana Her gün şekil değiştiriyor ve ihtiyacımızı karşılıyor. İleride gelmeyi düşündüğümüz yerlerden birisi de dünya çapında cam konusunda danışılan, bilgi istenen, araştırma istenen bir merkez olabilmek. Cam işi Şişecam'dan sorulur fikrini yerleştirmek. Şişecam bundan sonra hiç tartışmasız takip edilen pozisyonunda olmalıdır inancındayım" dedi. Şişecam 2011'de Ar-Ge'ye 34 milyon TL ayırdı.

Otoda, camcılar üretimin parçası olmaya başladı

Şişecam'ın ürettiği oto camları dünyanın her yerinde, örneğin; BMW, VW, Man, Mercedes, Mini Cooper  Dacia tarafından kullanılıyor. Oto camında bir üretici ile üretim hattında birlikte olabilmek için en az 1 sene birlikte ön hazırlık yapmak  gerektiğini ve otomotiv sektörünün 1-2 mm hata payıyla çalıştığını aktaran Ahmet Kırman, "Artık otomobil üretiminin bir parçası haline geldik. Otomobil fabrikasının yakınına depo yapmak ürünü oraya stoklamak  ve sonrasında  da montajın zaman akışına göre camı teslim ederek on time çalışmak söz konusu oluyor.  Tüm alanlarda artık tedarikçiler ile üreticiler arasında senkronize olma ihtiyacı üretim planlamalarının doğal bir parçası haline geliyor. dedi.

Yurtdışına yatırıma gideni öksüz bırakmamak lazım

Bugün dünyanın en gelişmiş ülkelerinin halen yatırımcı çekmek için çalıştığını ve bazılarının kendi kapılarını da çaldığını anlatan Kırman, Türkiye'nin de bu yönde çabaları olduğunu da kaydetti. Kırman, Türkiye'nin hem yurtdışından yeni yatırım çekmek hem de yurt dışına yatırıma giden şirketlerin arkalarında Türkiye'nin gücünü daha fazla hissetmek istediğini de söyledi. Kırman, şöyle devam etti: "Üst düzeyde bu konuya olan yaklaşım ve uygulama çok ciddi ve önemli adımlar var. Bu anlayış daha genele, tüm kılcal damarlara yaymak bizim gibi Türk yatırımcılara güç katacaktır. Bir yatırımcı finansal anlamda ne kadar güçlü olursa olsun devletinin gücünü arkasına alamamışsa yetim sayılıyor, yetim bir güç ile yatırımın yapıldığı yerde kimse ilgilenmiyor. Bu yetimi orada öksüz bırakmamak konusundaki anlayışı çok önemsiyor ve takdir ediyorum. Bu şirketler iki ülke ilişkilerine katkıda bulunur vurgusu hakikaten önemli."

Bu konularda ilginizi çekebilir