Şimşek: En büyük sorun enflasyon; hızla 5-7 aralığına çekmeliyiz
Bakan Şimşek, "Bahane üretemeyiz. Enflasyon beklentilerinin kötüleşmesine izin vermememiz lazım" dedi
İSTANBUL - Enflasyondaki yükselişin şu an en büyük sorun olduğuna işaret eden Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyonun mutlaka kontrol altına alınması gerektiğini ve yüzde 5-7 aralığına çekilmesi gerektiğini söyledi.
Enflasyonun uzun vadede aşağıya çekilmesi için sadece para politikasını fonksiyon olarak görmemek gerektiğini belirten Şimşek, bu anlamda verimliliği artıracak yapısal düzenlemelerin önemine dikkati çekti.
NTV canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Şimşek, son dönemde özelikle gıda fiyatları ve kur etkisiyle enflasyonda ciddi bir çıkış yaşandığını ve yüzde 9'ları aştığını anımsatarak şöyle konuştu:
"Enflasyonun kontrol altına alınması noktasında ne gerekiyorsa yapılmasında en ufak bir tereddüt yok. Son alınan tedbirler özellikle çekirdek enflasyonun kontrol altına alınmasında yardımcı oldu. Beklentilerin bozulmaması çok önemli. Son yılların en kurak yılını yaşıyoruz, bunun etkisi var. Irak'taki gelişmeler, Rusya ile batı arasındaki gerginlik bizdeki gıda fiyatlarını etkiliyor. Çünkü gıda talebini artırıyor, bu da fiyatları artırıyor. Tüm bunlar göz önüne alındığında gıda fiyatları ve kur kaynaklı bir enflasyon artışı söz konusu. Burada bahane üretemeyiz. Bizim enflasyon beklentilerinin kötüleşmesine izin vermememiz lazım . Enflasyonu çok hızlı bir şekilde yüzde 5-7 aralığına, uzun vadede de yüzde 5-7'nin altına çekmemiz lazım.
Parasal sıkılaştırma yetmez; mikro reform şart
Sadece parasal sıkılaştırmayla bu sonucu elde etmek mümkün değil. Parasal sıkılaştırma tabii ki önemli Merkez Bankası üzerine düşeni yaptı, ciddi bir parasal sıkılaştırmaya gitti. Bunun sonucunda Türkiye'deki enflasyon tekrar kontrol altına alınacak ve aşağı yönlü bir trende girecek. Ama şunu da görmemiz lazım gıda fiyatlarına ilişkin son 10 yıllık deneyime bakıldığında Türkiye'deki gıda fiyatlarının çok daha oynak olduğunu, çok daha yüksek seyrettiğini göreceksiniz. Burada mikro reformların yapılması lazım. O nedenle yakında özellikle bu hususu yakından takip edecek bir komitenin kurulacağını ve buna yönelik tedbirlerin, adımların, reformların yapılmasına yönelik çalışmalar yapılacağını söyleyebilirim."
"Merkez'in itibarının korunması Türkiye için olmazsa olmazdır"
"Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, dün faiz indirimi sinyali vermedi. Ekonomi yönetiminden, 'faizi indirin, hesabını biz üstleniriz' şeklinde açıklamalar var. Bu iki değerlendirme ekseninde bakarsak, siz nasıl bir değerlendirme yaparsınız? sorusu üzerine Şimşek, doğru bildiğini tekrarlayacağını söyledi.
Prensip olarak para politikası ve faizlere ilişkin yorumda bulunmak istemediğini, Merkez Bankasının bağımsız olduğunu dile getiren Şimşek, şunları kaydetti:
"Enflasyonda başarı için Merkez Bankasının itibarının korunması, kredibilitesinin artırılması, Türkiye için olmazsa olmazdır. Merkez Bankasına ilişkin tartışmaları çok faydalı bulmuyorum. Merkez Bankamızın kredibilitesinin, itibarının gözetilmesi gerektiğine inanıyorum. Merkez Bankamızın da inanıyorum ki en öncelikli hedefi enflasyonu düşük tek haneye çekmektir ama bu arada siz makro finansal istikrarı düşünmek zorundasınız. Çünkü ondan bağımsız o hedefi gerçekleştiremiyorsunuz.
'Banka inceleme' iddiaları uydurma
"BDDK'nın 10 bankayı takibe aldığı yönünde haberler var. Bu haberler gerçeği ne ölçüde yansıtıyor?" sorusu üzerine de Şimşek, "Öyle görünüyor ki bunlar kasıtlı, uydurma, birtakım spekülasyonlar, haberler" dedi.
Bakan Şimşek, Dünya Bankasına ve diğer tüm uluslararası tarafsız gözlemcilere bakıldığı zaman da Türk bankacılık sektörünün, gerek sermaye yeterliliği, gerek likidite gerekse de aktif kalitesi açısından sadece Avrupa'nın değil, aslında dünyanın en güçlü bankacılık sektörlerinden birisi olduğunu söyledi.
Büyümedeki yavaşlamaya, tüm jeopolitik gerginliklere ve Avrupa'daki sorunlara rağmen sektörün tamamına bakıldığında, tahsili gecikmiş alacakların toplam krediler içindeki payının yüzde 3 civarında olduğunu anlatan Şimşek, sermaye yeterlilik oranının ise yasal gereklilik olan yüzde 8'in 2 katından daha fazla olduğunu ifade etti.
Şimşek, sektörün sermaye yapısı ve aktif kalitesinin güçlü olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Dolayısıyla hiçbir şekilde bu türden uydurma haberlere, spekülasyonlara rağbet edilmemesi lazım. Bu tamamen muhtemelen kasıtlı üretilen bir haberdir. Bunlar dönem dönem ortaya çıkabiliyor ama bunların cezası da ağırdır. Bankacılık sektörünün, bankaların itibarı çok önemlidir ve bu itibarın korunması için gereken tabii ki yapılacak. Şunun altını tekrar çizmek istiyorum, Türkiye'nin büyük resmine baktığınız zaman eğer sağlam bir boyutu kamu maliyesi ise bir diğer alanı bankacılık sektörüdür. Bir diğer alanı da son yıllarda istihdamda yakaladığımız başarıdır ve bunun hanehalkı bilançosuna yansımasıdır. Bunlar çok önemli. Zayıf taraflarımız var mı? Var. Cari açık önemli bir kırılganlık noktası."
"Bütçe hedeflerini tutturacağız"
Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch'in Türkiye hakkındaki değerlendirmelerinin sorulması üzerine Şimşek, bu yıla nasıl bir ortamda başlanıldığını herkesin bildiğini söyledi.
Bu dönemde siyasi motivasyonlarla yapılan operasyonların, Türkiye'de kaos yaratmaya yönelik çabaların görüldüğünü hatırlatan Şimşek, bunların üstüne bir de seçimlerin olduğunu ifade etti. Bunlara rağmen yılın başında, "Bütçe hedeflerini tutturmak için ne gerekiyorsa yapacağız" dediğini anımsatan Şimşek, "Tekrar söylüyorum, biz bu yıl bütçe hedeflerini tutturacağız" dedi.
AK Parti hükümetleri döneminde çok sayıda seçim yapıldığını ve bunların hiçbirinde mali disiplinin bozulmadığını ve popülizme izin vermediklerini anlatan Şimşek, mali disiplin konusunda son derece kararlı olduklarını kaydetti. Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü bu ülkenin ikiz açığı kaldıracak lüksü yok. Biz ikiz açığı tolere edemeyiz. Bir yandan cari açık var, onu kontrol altına alıyoruz, daha yönetilebilir seviyelere çekiyoruz. Bunu yaparken de kamu maliyesinde açığı kabul edemeyiz. Dolayısıyla açığı düşük düzeyde tutucağız. Borcun milli gelire oranını aşağı doğru trendte tutacağız. Bunlar riskleri yönetmek açısından çok önemli ama bu arada yapısal dönüşümle aslında orta uzun vadede yeniden dengelenmeyi kararlı bir şekilde sağlayacağız."
Kayıtdışılıkla mücadelede sonuç odaklı birtakım tedbirler olacak
Şimşek, kayıtdışılıkla mücadele eylem planını yenilediklerini de belirterek, "Çok somut, sonuç odaklı birtakım tedbirler olacak. Sayın Başbakanımıza sunduktan sonra yıl sonundan önce bunu kamuoyuyla paylaşmayı hedefliyoruz" dedi.
Vergi yükünün yüksek olduğu alanlarda verilen kamu teşviklerinin istismar edilebildiğine de dikkati çeken Şimşek, "Bu konuda hiçbir şekilde 77 milyonun hakkını, hukukunu zamanında ve tam olarak ödemeyenlerin ensesinde olacağız. Bu konuda en ufak bir tereddüt olmasın. Zamanında işini iyi ve doğru yapan, hakkıyla vergisini ödeyenlerin de önünü açmak için kaynak noktasında tereddüt göstermeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Şimşek, birkaç yıl önce 4 bin olan vergi müfettiş sayısını da yaklaşık 10 bine çıkardıklarını, denetimde ciddi ilerleme kaydedileceğini bildirdi.
Vergi affı yok
Torba yasaya ilişkin soruları da yanıtlayan Şimşek, Maliye Bakanlığı olarak vadesi geçmiş, tahsil edilmemiş alacakların tutarının 67 milyar lira olduğunu, bu miktarın faizi, gecikme cezası gibi hususlara ilişkin birtakım düzenlemeler yapıldığını anımsattı.
Vergi alacaklarının affa dönüşmesinin söz konusu olmadığını vurgulayan Şimşek, şöyle devam etti:
"Kamuoyunda af olarak biliniyor ama biz asla bir alacaktan vazgeçmiyoruz. Ben kendim gittim komisyonda oturdum ve Maliye'nin vergi alacaklarının affa dönüşmemesi için ne gerekiyorsa o duruşu sergiledik, ona göre değişiklik önergesi verdik, ona göre de Yüce Meclisimiz tasarıyı kabul etti. Vergi alacaklarıyla ilgili af niteliğinde bir husus yoktur. Aslını da alacağız, cezasını da alacağız, hatta enflasyon farkını da alacağız."