Şike yasasını neden veto ettiğini açıkladı
Cumhurbaşkanı Gül, şike cezalarında indirim öngören yasaya ilişkin "Suç ve ceza arasındaki dengede ölçüsüzlük ve caydırıcılık etkisinin yok olduğunu ben gördüm" dedi.
ANKARA - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, şike cezalarında indirim öngören Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'u TBMM'ye iade etmesine ilişkin, "Suç ve ceza arasındaki dengede ölçüsüzlük ve bir caydırıcılık etkisinin yok olduğunu ben gördüm" dedi.
Gül, TÜBİTAK Bilim ödülleri töreninin ardından düzenlenen resepsiyonda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Gül, "Şike Yasası ile ilgili tepkileri nasıl karşıladınız?" sorusu üzerine, şöyle konuştu:
"Herhalde gerekçemi okumuşsunuzdur. Titiz bir şekilde çalıştık. Gerekçeye bakarsanız ondan önce şunu söylemek isterim: Siz 'Şike Yasası' dediniz, bu bir Şike Yasası değil ki. Bu, sporla ilgili bütün konuları ve sporun bütün alanlarını içine alan bahisler de var, şike de var, şiddet de var. Dolayısıyla hepsi var.
Böyle bir yasal düzenlenme ihtiyacı oldu Türkiye'de. Çünkü bu alan çok boş göründü. Benim bir daha görüşülmesi için Meclise göndermemdeki en önemli gerekçe aslında tabii ki parlamentonun bileceği bir iştir suç ve ceza arasındaki dengeyi kurmak. Suç ve ceza arasındaki dengede ölçüsüzlük ve bir caydırıcılık etkisinin yok olduğunu ben gördüm. Yani bu alanın bütün spor alanlarında bunu sadece şikeye indirirseniz meseleleri iyi takip etmiyorsunuz anlamı çıkar.
Suç ve ceza dengesini yetersiz buldum
Bunun içinde şiddet vardır, bahis vardır, mali konular vardır. Yani bahis deyince bütün bunlar vardır. Dolayısıyla burada Türk spor dünyasının en güçlü, en sağlam iyi bir iklime kavuşması açısından ben doğrusu getirilen suç ve ceza dengesini yetersiz buldum ve caydırıcılığı ortaya koymayacağı kanaati oluştu. Onun için Meclisten bütün bunları bir kez daha gözden geçirip yeni düzenleme ile göndermelerini beklemek üzere gönderdim kendilerine. Bunun önce böyle bilinmesi gerekir.
Bu konunun birazcık çok böyle çalışılmadan, yorumlara bakıyorum siz sorarken de Şike Yasası diye sordunuz. Bu böyle değil ki. Büyük bir düzenleme."
Cumhurbaşkanı Gül, "Yeniden görüşülmek üzere dediniz. Mevcut cezaları yüksek buluyor musunuz?" sorusuna, "Onlar Meclisin takdir edeceği bir şey tabii ki ama suç ve ceza dengesi bu çok önemli. O takdiri Meclis yapacaktır ama mevcut haliyle bunun yeni suç işleyecek olanlara caydırıcılığının geniş alan içinde etkisizleştiği kanaati oluştu bende" karşılığını verdi.
Cumhurbaşkanı Gül, "Yasalaşması esnasında herhangi bir görüşmeniz ya da telkininin oldu mu önünüze gelene kadar?" sorusu üzerine de "Hayır öyle bir görevim yok ki" dedi.
Yasa toplumsal hassasiyetlerle iade edildi
Öte yandan şike cezasında indirim öngören yasaya ilişkin AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, "Herkes imzasının arkasında durmalı" dedi.
Elitaş, gazetecilerin yasayla ilgili ne yapılacağına ilişkin sorularını yanıtlarken, Cumhurbaşkanı Gül'ün toplumsal hassasiyetleri dikkate alarak yasayı TBMM'ye geri gönderdiğini belirtti. Geri gönderme gerekçesi inceledikten sonra Meclisin karar vereceğini ifade eden Elitaş, şöyle konuştu:
"Bu karar yasayı ya Sayın Cumhurbaşkanı'nın hassasiyetlerini dikkate alarak yeniden değerlendirmek ya da aynen kabul edip Cumhurbaşkanlığı makamına onay için göndermektir. Öyle sanıyorum ki TBMM bu konuda en uygun değerlendirmesini yapıp yasayla ilgili son noktayı ortaya koyacaktır. TBMM'nin yasayı aynen kabul etmesi halinde Cumhurbaşkanı'nın yasayı onaylamak zorunda ama Anayasa Mahkemesine gitme hakkı vardır. Yasanın düzenlenmesinde Anayasaya aykırı bir husus yoktur. Sadece toplumsal hassasiyetlerle yasanın iade edildiğini düşünüyoruz."
Mustafa Elitaş, teklifin TBMM'deki 4 siyasi partinin grup başkanvekillerinin ortak imzasıyla sunulduğunu, Meclis tarafından kabul edilip Cumhurbaşkanlığına gönderildiğini hatırlatarak, "Basının bu yasaya onay veren milletvekillerine farklı anlamlar yükleyerek, tahkir edici şeyler yapmasını uygun görmüyoruz. Sanki şikeyi serbest bırakıyormuş gibi yapılan bir düzenleme şeklinde değerlendirmek yanlış sonuçlara götürür. Konuyla ilgili başka yasalarda da zaten düzenlemeler mevcut" dedi.
Rüzgarın yönüne karşı konuşmak yanlış
Elitaş, diğer partilerin tavrıyla ilgili soru üzerine ise şunları şunları söyledi:
"Grup başkanvekilimiz altına imza attıysa, AK Parti'nin konuyla ilgili diğer siyasi partilerle birlike mutabakatı olduğunu düşünürüz. Siyasi parti grupları herhalde attıkları imzanın arkasında dururlar. Altına beraber imza attıysak beraber de devam etmemiz gerekir. Yoksa 'sonradan imzamı çektim' diye rüzgarın yönüne karşı konuşmak yanlış olur.
TBMM'nin iradesi öne çıkar
Herkes imzasının arkasında durabilmeli, rüzgara karşı hareket etmemeli. Hiç kimse baskı altında veya inceleme yapmadan imza atmadı. Herkes bilerek, isteyerek, tartışarak kendi gruplarıyla da tartışarak değerlendirdi. Sayın Cumhurbaşkanı, geri göndermede Anayasanın kendisine verdiği yetkiyi kulandı. Sayın Cumhurbaşkanı o şekilde bir değerlendirme yapmıştır. Bu değerlendirmeyi eleştirebiliriz ama o çerçevede de TBMM'nin iradesi öne çıkar. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, milletin vekillerinindir."