Sermaye şirketlerinde ortakların alacağının silinmesi fesih ve alacak hakkında sorular
EMRAH AYGÜL - Serbest Muhasebeci Mali Müşavir / Bağımsız Denetçi
İlk defa 2011 yılı başında 6111 sayılı Kanun ile şirketlerin kasa fazlası ve ortaklarından olan alacaklarını %3 vergi ödeyerek silebilmeleri imkânı getirilmişti. O dönemde, yeni yasallaşan Türk Ticaret Kanunu uyarınca şirketlerin ortaklarından alacaklı olmalarının yasaklanması sebebi ile bu düzenlemeyi bir geçiş düzenlemesi olarak doğal karşılamıştık. Bu düzenleme tekrar, kamuoyunda Torba Yasa olarak tabir edilen 6552 sayılı Kanun’un 74. maddesi ile karşımıza çıkmıştır.
Öncelikle kısaca düzenlemeyi belirtelim. Bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükellefl eri, 31.12.2013 tarihi itibarıyla düzenledikleri bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ve işletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan) ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki net alacak tutarlarını vergi dairesine beyan ederek ve %3 oranında vergi ödeyerek yok edebilmektedirler. Beyan edilen tutarlarla ilgili başkaca vergi istenemeyecektir. Beyan edilen tutarlar vergi koruması altına girerek, silinmektedir.
Meslek mensubu olarak, vergi düzenlemeleri (transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümleri) ve ticaret hukuku (ortağın şirkete borçlanma yasağı) açısından düzenlemelerin şirketler açısından fırsat olduğunu kabul ediyoruz. Ancak bazı konuların da altının çizilmesi gerekir.
İkinci defa yasallaşan düzenleme, muhalefet partilerince iddia edildiği gibi belli şirketlerin yakın dönemdeki yüklü para aktarımlarının aklanması amaçlı mı, yoksa sermaye şirketlerinde oluşan genel bir ihtiyaç için mi yapılmıştır bilinmez. Yazımız da esasen bu hususu sorgulamak için değildir. Ancak yüklü beyan sahibi şirketlerin kimler olduğu bu iddiaları güçlendirebilir ya da zayıfl atabilir. Diğer taraftan yüklü beyan sahibi şirketlerin hangi şirketler olduğunun öğrenilmesi, vergi mahremiyeti dolayısıyla pek mümkün gözükmemektedir.
Şimdi sorularla af düzenlemesini değerlendirelim. Üç yılda bir tekrar eden bir af düzenlemesi yasalara aykırı işlemleri teşvik edici olur mu? Karının vergisini tam ödeyerek dağıtan şirket ortakları üzülmüş müdür? Geçmişi çözerken, geleceğe yönelik düşünce şekillerine olumsuz etki eder mi? Bu soruların cevabı, psikolojik etkileri açısından yasal düzenlemeyi değerlendirmeye yöneliktir.
Psikolojik etki değerlendirmesinden sıyrılıp, sorularla biraz daha somut değerlendirelim yasal düzenlemeyi:
Peki, yasal düzenleme sonucunda silinen ortaklardan alacak tutarları bilançoları bozarak işletmelerin feshine sebep olursa suçlu kim olacak? Silinecek tutarlarla ilgili bir tutar sınırlaması yok. Yalnızca 31.12.2013 tarihli bilançolar belirleyici. Bir işletmenin dağıtılmamış karlarından, sermayesinden, hatta özsermayesinden daha fazla ortaklarından alacağı olabilir mi? Teknik olarak evet. Peki özsermayeden ya da özsermayeye göre yüksek tutarlı ortaklardan alacak tutarı zarar yazılırsa ne olur? Ortaklar gerekli önlemi almazsa Türk Ticaret Kanunu’nun 376. maddesine göre şirket kendiliğinden sona erer. Bu durumun sonucu düşünüldü mü? Neden tutara bir sınırlama getirilmedi?
Diğer bir konu ise beyan sahibi şirketin ortaklardan olan alacaklarına haciz koymak isteyen şirket alacaklıları. Acaba ortaklardan olan alacaklar silinirken, şirket alacaklıları düşünüldü mü? Bu alacaklı, Devlet de olabilir. Hali hazırda bu alacaklar üzerinde alacak takibi varsa ne olacak? Gerçek kişi ortağa ya kredi aktarılmışsa? Borçlu bir şirketin alacaklılarının haklarına zarar veren yasal bir düzenleme Anayasa’ya ne kadar uygun? Yasal düzenleme aslında şirketlerin ortaklardan olan alacaklarının yalnızca vergi tarhının hesabında dikkate alınmamasını öngörmüş olmakla birlikte, tutarların kayıtlardan silinmesi ile birlikte bu şirketlerin alacaklılarının haklarına da zarar verilmektedir. Bu aşamada, şirketin alacaklıları acaba beyannamede yazan “ortaklardan alacaklar” tutarı için ortaklara icra takibinde bulunabilir mi?
Devlet, bilançoda fiilen var olan ve ortaklara yapılan ödemeler dolayısıyla oluşan bir şirket alacağını vergi alarak nasıl silebilir? Ortağından olan alacağını silen bir şirketten alacaklı olan ve alacaklı olunan şirketin ortağına alacak takibi yapacak yabancı sermayeli bir şirkete bu durumu nasıl anlatırız? Hele de ortağından olan alacağını silen şirket, açıkça aldığı kredileri ortağına aktarmışsa? Bilemedim.