Sektörde başrolü alacağız
Vakıf Emeklilik’in yeni Genel Müdürü Mehmet Bostan, beklenti ve hedeflerini DÜNYA ile paylaştı.
Yakup SAYAR
İSTANBUL - Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) 2011 yılında emin adımlarla yürümeye devam ediyor. Sektörün önemli oyuncularından ve 13 şirketli sektörde ilk 5 içinde yer alan Vakıf Emeklilik 2011 yılına hızlı girdi. Yeni yıla genel müdür değişikliği ile başlayan şirkette, satış politikasından, pazarlama stratejisine, şirket politikaları ve dağıtım kanallarıyla ilişkiler gözden geçiriliyor. Vakıf Emeklilik’in yeni Genel Müdürü Mehmet Bostan, hem sektör ve hem de şirketin hedeflerini DÜNYA ile paylaştı. Bostan, sektörün büyümesinin itimadın büyümesi şeklinde olması gerektiğinin altını çizdi.
Bireysel Emeklilik Sistemi’nin Türkiye’de yeni yeni anlaşıldığını ve ilgi gördüğünü belirten Bostan, “Sektör hissedilir bir hızla büyüyor. Biz, farklı bir strateji ve söylemle sektörün hızını aşan bir performans gösteriyoruz. Sektörde bir önceki yıla göre katılımcı sayısı yüzde 14 arttı. Vakıf Emeklilik’in katılımcı sayısındaki artış yüzde 32, yani ortalamanın iki katından fazla. Fon büyüklüğü ise yüzde 30’luk artışla 700 milyon lirayı aştı. Hayat sigortacılığında 83 milyon liralık prim ürettik. Ferdi kaza sigortalarında ise 2010 yılında yüzde 114 oranında bir büyüme gerçekleştirdik” dedi.
Hedef, 1 milyar TL fon büyüklüğünü aşmak
Bireysel Emeklilik Sistemi’nin (BES) 2011 yılında yaklaşık 2 milyon 600 bin katılımcı sayısına ve 15 milyar TL’lik bir fon büyüklüğüne ulaşacağını beklediklerinin altını çizen Mehmet Bostan, Vakıf Emeklilik olarak ise yıl sonunda 1 milyar TL’lik fon büyüklüğünü ve 250 bin katılımcı sayısını aşmayı hedeflediklerini söyledi. “Vakıf Emeklilik’i bireysel emekliliğin başrol oyuncusu olarak konumlayacağız.”diyen Bostan sözlerini şöyle sürdürdü; “Beklentilerimiz, doğal olarak niyet ve hedeflerimizle bağlantılı. Niyetimiz, finansal süreçlere ilişkin yeni bağlamlar kurmak. Halkımızın tasarrufa bakışını değiştirecek etkiler üretmek. Hedefimiz, kendi rasyonel beklentilerimizin ötesine geçmek.”
Bankamız güven veriyor ve koruyor
Çatısı altında faaliyet gösterdikleri VakıfBank Grubu’nun Türkiye’nin en güçlü ve köklü finansal gruplarından biri olduğuna işaret eden Bostan, “Bankanın varlığı her şeyden önce güven duygusunu besliyor, koruyor. Bizim işimiz de zaten güvenden destek almaya, güvenceyi tesis etmeye dayanıyor. Vakıf Emeklilik, VakıfBank’ın bir iştiraki. Tekstilbank ve Kuveyt Türk ile ilişki içindeyiz. Bankamızın yaklaşık 650 şubesi var. Bu 650 şube, Vakıf Emeklilik’in mevcut ve yeni müşterileri ile temas ve satış birimi olarak büyük bir fonksiyon icra ediyor. Ferdi Kaza ve hayat sigortalarının müşteriye sunumu açısından da bankamızın vazgeçilmez katkısı söz konusu. Türkiye’de dağıtım kanalları arasında bankaların payı yüzde 22 civarındadır. Vakıf Emekliliğin banka sigortacılığındaki payı çok daha yüksektir. Bankamızın geniş müşteri portföyü aynı zamanda çapraz satış imkanı sunuyor” diye konuştu.
Kurumsalda 4.sıradayız
Çalışanlarına, ortaklarına kurumsal BES imkanı sunmanın, artık şirketlerin gücünün önemli bir göstergesi olarak öne çıktığına işaret eden Bostan, “Bunu herkes anlıyor, görüyor, biliyor. Bu tür sözleşmelerde Vakıf Emeklilik 4. sırada yer alıyor. Kurumsal sözleşmeleri daha da arttıracağız. Kaldı ki işverenlerin konuyla ilgili bilinç ve duyarlılıkları da yükseliyor. Somut olarak vergi avantajı sağlanıyor. Çalışanların moral, işyerine sadakat, motivasyon ve iş verimleri yükseliyor.”dedi.
Sektörün kârlılık düzeyi yeterli değil
Karlılığa yönelik hedeflerini sorduğumuz Mehmet Bostan, hiçbir şirketin “ben büyümek istemiyorum” diyemeyeceğini belirterek “Hepimiz büyümek istiyoruz. Ama kâr etmediğimiz zaman sağlıklı büyüyemeyiz. Yedi yılın sonunda sektör beklenen kârlılık düzeyine henüz ulaşmış sayılmaz. Şu anda sektördeki beşinci büyük fona sahip şirket olarak, sektörün kârlılık düzeyini yeterli görmüyoruz. Kâr ederek büyümek istiyoruz. Çünkü, her şeyden önce müşterilerimizin kazançlarının artması, sistemin sıhhati için de bu gerekiyor. Vakıf Emeklilik bünyesinde çok yönlü çalışmalar başlattık. Satış politikamızı, pazarlama stratejimizi, şirket politikalarımızı ve dağıtım kanallarıyla ilişkilerimizi gözden geçiriyoruz. Bizim için ürünlerimizin ve BES’in tanıtımına yönelik yatırımlar kadar insan kaynağına yapılan yatırımlar da çok önemli” diye konuştu.
Vergi avantajını daha büyük kampanyalarla anlatmalıyız
Bireysel Emeklilik Sistemi’nde vergi avantajına da değinen Bostan, söz konusu imkanı kullananların oranının yaklaşık yüzde 25 – yüzde 30 civarında olduğuna vurgu yaparak, “Bu avantajlar henüz yeterince bilinmiyor. BES Ortak Platformu’nun yapmış olduğu “100 lira getir, 125 lira götür” kampanyası ile vergi avantajına dikkat çekilmesi iyi oldu. Basın duyurularında ve reklam kampanyalarında katılımcıların vergi avantajından nasıl yararlanacaklarına dair bilgiler detaylı olarak veriliyor. Yine de konuyla ilgili bilgi eksikliği giderilebilmiş değil. Daha büyük tanıtım kampanyaları düzenlenmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Sektörde yüreğe sahip olanlar büyüyecekler
Şimdilik sektörde faal 13 emeklilik şirketi olduğunu ve sektörün henüz 7 senelik yeni bir sektör olduğunu hatırlatan Bostan, dolayısıyla sektörde pozitiflikten söz etmenin mümkün olduğunun altını çizdi. “Zamanla ve yeni şirketlerin devreye girmesiyle rekabetin kızışması beklenebilir.”diyen Bostan sözlerini şöyle tamamladı; “Müşterinin aklından geçeni, gönlünden geçeni görebilenler ilerleyecektir. Bireysel emeklilik şirketlerinin, müşterileri yani katılımcıları daha iyi dinlemeleri gerektiği kanaatindeyim. Bizim sektörümüzün büyümesi, aslında itimadın büyümesi şeklinde olmalıdır. Bireysel emeklilik şirketleri arasında, bu güven dilini konuşabilenler, bu güveni üreten bir bünyeye, yüreğe sahip olanlar büyüyeceklerdir. Kuru bir dille, ondan da kuru rakamlarla bu iş yürümez. Bizim, Vakıf Emeklilik olarak iddiamız, tam da bu merkeze odaklıdır.”
BES’i başka değerleri besleyerek büyütebiliriz
Bireysel emekliliğin bir tasarruf sistemi olduğuna vurgu yapan Mehmet Bostan, “Kredi alırken ya da verirken bazı kritik koşullara uyulması gerekir. Kredi, gerilimli bir iştir. Tasarrufta ise bir değeri korumak, onu başka değerleri besleyecek şekilde büyütmek söz konusudur. Dolayısıyla, bireysel emeklilik sisteminde, karşılıklı memnuniyeti tesis etmek çok önemli. İşin doğası bunu gerektiriyor. Katılımcı faizsiz tasarruf sağlamak isteyebiliyor. Vakıf Emeklilik olarak, gelire endeksli senetler emeklilik yatırım fonunu oluşturarak sektöre öncülük ettik. Kuveyt Türk Katılım Bankası’yla stratejik işbirliği yapıyoruz. Büyüme amaçlı katılım esnek emeklilik yatırım fonu oluşturduk. Bu fonlarımız büyük ilgi gördü, 3500 civarında bir katılımcı kitlesine ve 4.5 milyon TL’lik fon büyüklüğüne ulaştı” diye konuştu.
Sektördeki şirket sayısının artışı bizi etkilemez
Sektördeki satın almalar ve birleşmelere yönelik görüşlerini sorduğumuz Mehmet Bostan, yeni girişlerin rekabeti doğrudan etkileyecek gelişmeler olduğunu belirtti. “Sektöre yıl içerisinde yeni aktörlerin gireceğini ve yeni satın almaların gerçekleşeceğini beklemekteyiz” diyen Bostan sözlerini şöyle sürdürdü; “Mevcut rekabet daha da artacaktır. Vakıf Emeklilik olarak satın alma veya birleşme yönünde bir planımız yok. Ülkemizde 13 emeklilik şirketi faaliyet gösteriyor. Sektör için ideal şirket sayısını belirlemek güç. Biz, bireysel emekliliği yeni bir bağlamda ele alıyoruz. Sektördeki aktör sayısının artması, bizim hızımızı ve yükselişimizi etkilemeyecektir. Açıkçası, rakiplerle mücadeleden ziyade, Türkiye’ye bireysel emekliliğin önemini anlatmaya öncelik veriyoruz.”
Sosyal sorumlulukta sürprizlerimiz var
Bireysel emeklilik sisteminin kendisinin son derece gelişkin bir sosyal – iktisadi – finansal sorumluluk örüntüsü olduğuna işaret eden Mehmet Bostan, “Bunun, doğal olarak, insani öğelerle çevrelenmesi gerekir. Bir dizi projemiz var, hazırda bekliyor. Yeni dönemde, atılımcı ve gür sesli bir yapıyı iyice oturttuktan sonra, hızla bu sosyal sorumluluk projelerini uygulamaya girişeceğiz. Özellikle ilk ve ortaöğretimde okuyan öğrenci kardeşlerimize doğrudan hitap edecek projelerimiz olacak; onlara katkı sunacağız. Başından beri güvenden bahsediyorum. Güven, sorumluluğa yapışık bir kavramdır. Ayrıca kültürel projelerimiz de var. Zira, parasal ilişkileri ve tasarruf olgusunun kültürel bir temeli olduğunu çok iyi biliyoruz” dedi.