Sekiz il pamuğa 'strateji' istedi
Denizli'de toplanan İzmir, Adana, Aydın, Gaziantep, Kayseri, Bursa, Kahramanmaraş ve Denizlili sanayiciler 'pamuk stratejisi' istedi.
Elif Işıl BAŞKAYA - Yıldız DOĞRUER
İZMİR/DENİZLİ - Fiyatların artması ile uzun yıllar sonra kâr etme umudu doğan ve ekim alanlarını artıran pamuk üreticileri, şimdi de primin açıklanmaması nedeniyle endişeye düştüler. İzmir ve Denizli'de endişelerini dile getiren sektör temsilcileri pamuğun stratejik ürün ilan edilerek, ulusal bazda pamuk stratejik planı hazırlanmasını istediler.
İzmir Ticaret Borsası'nda (İTB) gerçekleştirilen basın toplantısında İTB Başkanı Işınsu Kestelli, Ulusal Pamuk Konseyi Başkanı Barış Kocagöz, TARİŞ Pamuk Birliği Başkanı ve Ulusal Pamuk Konseyi Başkan Yardımcısı Beliğ Azbazdar 7 Nisan 2011'de yayınlanan "Tarım Ürünleri Destekleme Uygulama Tebliği"nde yıllardır sabit uygulanan pamuk prim fiyatlarından vazgeçildiğinin anlaşıldığını ifade ederek, geçtiğimiz yıl 42 kuruş olarak uygulanan primin 50 kuruşa çıkarılmasını istediler.
Denizli Sanayi Odası (DSO) Başkanı Müjdat Keçeci ise düzenlediği toplantıda Adana Sanayi Odası, Aydın Sanayi Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası, Gaziantep Sanayi Odası, Kayseri Sanayi Odası, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası ve Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası'nın destekleriyle, yılda 1.5 milyon ton pamuk üretilmesi ve pamuğun 'stratejik ürün' olarak ele alınıp desteklenmesi için gereğinin yapılması konusunda başbakanlık, bakanlıklar ve TOBB nezdinde girişimlerde bulunduklarını söyledi. Öte yandan pamuğun poundu dün Chicago Ticaret Borsası'nda 1.8406 dolardan işlem gördü. Bu rakam bir önceki yıla göre yüzde 121.5 artış yaşandığına işaret ediyor.
İzmir'deki toplantıda "Tarım Ürünleri Destekleme Uygulama Tebliği"nde 'Kütlü pamuk birim destek miktarı, dünya piyasalarındaki gelişmeler dikkate alınarak Bakanlık tarafından daha sonra açıklanacaktır' ifadesinin yer aldığını kaydeden Barış Kocagöz, bu kararın Türkiye'nin yanlış tarım politikalarına yönelmesi anlamını taşıdığını vurguladı.
Dünyada pamuk tedarikinin tehlikeye girmesi nedeniyle pamuk fiyatlarının bir senedir yukarıya seyrettiğini anımsatan Kocagöz, "Bu durumda 'üretici çok kazanıyor' zihniyetinden çok ihracat sektörüne hammadde sağlaması mecbur bir ülke için 'bu hatayı tekrar yapmayalım' zihniyetinin benimsenmesi gerek. Bu hata tekrar yapılırsa hangi fiyatın baz fiyat olacağına, hangi hedef fiyata tamamlanacağına, kim nasıl karar verecek? Bu kadar göreceli bir piyasada çiftçi adına yeter fiyatı söylemek mümkün mü? Bu uygulama adil olacak mı? Olması mümkün değil" şeklinde konuştu.
Pamuk ekiminin önü kesiliyor
Kocagöz, 2000-2009 yılları arasında dünya piyasası pamuk fiyatlarının aşağıda seyrettiğini ve ithalattan alınan sıfır gümrük ile pamuk üreticisinin 9 yıl süresince zarar ettiğini vurgulayarak, bu nedenlerle üretimin 935 bin tondan 375 bin tonlara gerilediğini söyledi. Kocagöz, "Ar-Ge bölümümüzün yaptığı çalışmaya göre 2000-2010 yılları arasında enflasyondan arındırılmış girdi fiyatları yüzde 50 oranında artmış, aynı dönemde enflasyondan arındırılmış pamuk fiyatlarının ise 'üretici çok kazandı' denildiği zamanlarda bile yüzde 12 azalmış olduğu ortaya çıkıyor. İlk defa üretici pamuk üretiminden para kazanırken prim uygulaması değiştiriliyor. Ülke olarak ihtiyacımız olan pamuk üretimine doğru tekrar ekim alanları artarken neden böyle bir uygulamaya gidilerek pamuk ekiminin önünün kesildiğini anlayamadık" dedi.
"Türkiye geçtiğimiz yıldan ders çıkarmalı" diyen Kocagöz, "Geçtiğimiz yıl tekstil sektörü pamuk tedarikinde hammadde sıkıntısı yaşadı. Önümüzdeki aylarda da yaşayacak. Türkiye'yi kendi pamuk üretiminin kurtardığını unutmayalım, geçtiğimiz yıl tekstil sektöründe pek çok işletme kapılarını kapatma zorunda kalacaktı" dedi.
Kocagöz, gelecek yıl 800 bin ton pamuk ithal edilmesinin beklendiğine işaret ederek, ortalama 4 dolardan hesaplandığında, dışarı ödenecek miktarın 3.2 milyar dolar olacağının göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı. Türkiye'nin pamuk üretimini 1 milyon ton seviyesine çıkaracak politikalar üretmesi gerektiğini söyleyen Kocagöz, bunun için en kısa zamanda pamuğun stratejik ürün ilan edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Üretici kararsız kaldı
TARİŞ Pamuk ve Yağlı Tohumlar Birliği Başkanı ve Ulusal Pamuk Konseyi Başkan Yardımcısı Beliğ Azbazdar, pamuk ekim döneminde ortaya çıkan bu durum nedeniyle pek çok kentten üreticilerin pamuk ekmekten vazgeçtiği bilgisini aldıklarına işaret etti. Azbazdar, "Son 6 yılda Söke Ovası'nda 80 bin dekar alan çiftçinin elinden tüccara geçti. Bu da zararına üretim yapmak zorunda kalan çiftçilerimizin borcu nedeniyle oldu" dedi.
11 yılda 10 milyar dolarlık ithalat
İTB Başkanı Işınsu Kestelli ise, 2000'li yılların başında Türkiye'nin pamuk üretiminde 900 bin tonların üzerine çıktığını, yüzde 4.5 olan dünya pamuk üretiminde Türkiye'nin payının 2009'da dip seviye olan yüzde 1.7 indiğini belirtti. Kestelli, "2000 yılının başından 2011'in Şubat ayı sonuna kadar Türkiye'nin ithal ettiği pamuk 10 milyar doların üzerinde. Pamuk üretiminden vazgeçerek yetiştirdiğimiz ürünlerden pamuk ithalatı için ödediğimiz bedeli kazanmamız mümkün değil" diye konuştu.
Müjdat Keçeci 1.5 milyon ton pamuk üretimi için yol haritasını açıkladı
DENİZLİ Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci düzenlediği toplantıda Türkiye'nin çeşitli bölgelerindeki 8 oda olarak, pamuk üretiminin teşvik edilmesi, pamukla ilgili stratejik planın ortaya konması ve pamuğun stratejik ürün olarak kabul edilmesi konusunda yeni bir girişim başlattıklarını vurguladı.
Tarihi zirvesine ulaşan pamuk fiyatlarının tekstil ve konfeksiyon sektörünü zorladığını ifade eden Keçeci, "Uluslararası piyasalarda pamuk fiyatları son 6 ayda yüzde 131, Temmuz 2010'dan beri de yüzde 178 oranında yükseldi. Bu artışta Pakistan ve Avusturalya'da yaşanan seller, Çin'deki soğuklar, don ve kuraklık, Hindistan'ın pamuk ihracatına kısıtlama getirmesi, Mısır'daki halk hareketi, dünya pamuk stoklarının son 15 yılın en düşük düzeyine inmesinin yanı sıra spekülatif fiyat hareketlerinin de etkili olduğu gözleniyor. Fiyatlardaki hızlı yükseliş Türkiye'nin döviz girdilerini arttırdığı gibi fiyatların aşırı oynaklık sergilemesi de tekstil ve konfeksiyon sektörü üreticilerinin fiyat verirken büyük belirsizlik yaşamasına yol açıyor. Türk tekstil ve konfeksiyon üreticilerinin pamuk fiyatlarındaki gelişmelerden doğrudan etkilenmesinde Türkiye'nin kendi kendine yeterliyken pamuk ithalatçısı bir ülke haline gelmesinin payı büyük. Pamuk yıllar yılı ihmal edildi ve bunun sonucunda Türkiye bu özellikli üründe dışa bağımlı hale geldi" dedi.
Pamuk ekim alanlarının 2000'den 2008'e yüzde 25 azaldığını belirten Keçeci, "Buna paralel olarak 2006'ya kadar yılda 900 bin ton pamuk üreten Türkiye, günümüzde ancak 350-400 bin tonluk bir üretimle yetinmek zorunda kaldı. Oysa yıllık pamuk tüketimimiz 1 milyon 350 bin ton. Her yıl 900 bin-1 milyon tonluk ithalat yapmamız gerekiyor. Sırf 2010'da 896 bin ton pamuk ithalatı için dışarıya 1 milyar 726 milyon dolarlık ödeme yaptık. Türk tekstil ve konfeksiyon sektörü gerek katma değer ve ihracat, gerekse istihdam bakımından eşsiz bir konumda. Türkiye bu kilit konumundaki sektöründen vazgeçemez, vazgeçmemeli" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin kendi pamuğunu üretmek zorunda olduğunu anlatan Keçeci, "Bunun için tarım alanlarının toplulaştırılması, verimliliğin arttırılması, üretim ve toplamada teknolojiden yararlanılması, pamukta kirlenmenin önüne geçilmesi ve tabi pamuk ekim alanlarının arttırılması gerekiyor. İyi planlama doğru destek ve teknoloji temelli üretim ve toplama ile Türkiye 1-1,5 milyon ton pamuğu rahatlıkla üretebilir. Pamuk üretiminin desteklenmesi ile tarımdan konfeksiyona kadar uzanan değer zincirinde katma değer artacağı gibi istihdamda artacak" açıklamasını yaptı.