‘Şeker fabrikalarının tümüne talibiz’
Özelleştirme kapsamındaki tüm şeker fabrikalarına talip olduklarını ifade eden PANKOBİRLİK Genel Müdürü Taner Taşpınar, “Şeker Yasası, Meclis’ten aynen geçerse, nişasta bazlı şekerin önü tamamen açılır. Ayrıca şekerin Avrupa’dan pahalıya satıldığı yalan”
Pancar Ekicileri Kooperatifleri Birliği (PANKOBİRLİK) Genel Müdürü Taner Taşpınar, özelleştirme hazırlıkları sürdürülen şeker fabrikalarının, kapatılmasını engellemek adına tamamına talip olduklarını söyledi. Bu kapsamda üretim şartıyla satın alabilecekleri gibi kiralama yönteminin de uygulanabileceğini belirten Taşpınar, dünyanın sıkıcı sarıldığı pancar üretimini terk etmenin büyük hata olacağını söyledi. Nişasta Bazlı Şekerle (NBŞ) ilgili kamuoyunun yanıltıldığını belirten Taşpınar, “Bilimsel verilere göre pancar şekeri tüketimindeki azalmaya rağmen, NBŞ üretimi artıyor. Ancak aynı şekilde obezitede de ciddi artış var” dedi. Taner Taşpınar, yürütülen kampanyanın aksine Türkiye’de şekerin Avrupa’dan daha ucuza tüketildiğini anlattı. Ankara Sohbetleri’ne konuk olan Taner Taşpınar, Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak ve Ankara Haber Müdürümüz Hüseyin Gökçe’nin sorularını cevaplandırdı.
Yıllardır pancar şekeri ile NBŞ karşılaştırılır. NBŞ üreticileri teknik olarak pancar şekerinden herhangi bir fark bulunmadığını öne sürüyor?
Bu çok doğru bir ifade değil, pancar şekeri ile mısır şekeri arasında ciddi farklılık var. Şeker pancarı doğal topraktan, güneşten beslenerek fotosentez yaparak yetişir ve sakkarozu oluşturur. Mısırda ise modifiye edilmiş, kimyasal bir muameleye tutularak izoglukoz elde ediliyor. Pancardan yapılan üretimde, şeker rafine ediliyor, yani pancar kesiliyor, haşlanıyor ve şekere dönüştürülüyor. Aslında vücudun algılayabileceği tek doğal şeker pancar şekeri.
Mısır ise önce nişastaya çevriliyor, sonra şekere dönüştürülüyor. Nişasta da doğrudan doğal yollarla şeker üretemiyorsunuz. Bundan elde edilen şeker karaciğerde tepkimeye girmiyor, karaciğer doğrudan algılayamadığı için de yağ bağlıyor. Doğal früktoz olmadığı için sıkıntı yaratıyor zaten. Hammaddesi doğal ancak üretim şekli doğal değil.
Gıda güvenliğine çok önem verdiği bilinen AB ülkelerinde durum nasıl?
AB ülkelerinde şu anda NBŞ kotası Almanya, Fransa gibi ülkelerde sıfır. Bazılarında yüzde 5 civarında. Bu ülkeler kendi ihtiyaçlarından fazla mısır üretiyor. Neden bunlar ihtiyaçlarını mısırdan üretmiyor?
Bir de yapay tatlandırıcılar var ki gelecekteki en önemli sorunlardan birisi bu olacak. Aspartam gibi dışarıdan gelen ne olduğu belirsiz şeyler çok kullanılıyor. Yüksek kalorili değil ama tatlandırıcı olarak kullanılıyor. NBŞ’ciler “biz bir şekeriz” diyorlar.
TBMM’de bekleyen Şeker Kanunu Tasarısı’nda da bu tanımlama ile ilgili yenilikler var değil mi?
Yeni Şeker Kanunu’nda pancar şekerini ayrıca tanımlardan NBŞ’ler diğer şeker olarak tanımlanıyor. Burada bunu savunurken, yasada aksi bir iş yapıyorlar. Şeker Kanunu bu şekilde çıkarsa, fabrikaların özelleştirilmesine gerek bile yok. NBŞ’lerin önü tamamen açılır.
Tasarıya göre, bir pazarlama yılında mücbir sebeplerden pancar yeterince üretilemezse açığın diğer şekerlerden karşılanması öngörülüyor. Yani NBŞ’nin altyapısını hazırlıyorlar. Glikozu kota kapsamı dışına çıkarmaya çalışıyorlar. Ancak Şeker Kurumu’nun bunu kontrol edecek bir altyapısı yok. Hep Avrupa örneğini veriyor, 2017’de kota kalkacak diyorlar. Bu kalkınca istenildiği kadar pancar üretilecek diye bir şey yok. 2017-2023’e kadar artıracakları miktar yüzde 2 seviyesinde. Üstelik, AB’de kotanın haricinde ithal edilen şeker de var. Kota kalkınca ithal ettikleri şekere müsaade etmeyecekler. Rekabet ve fiyat düşmesinden bahsediyorlar.
Piyasa düzenleyici görevi bulunan Şeker Kurumu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Tasarı ile birlikte Şeker Kurumu’nun da yapısı değiştiriliyor. Bu yapı değişirken, şeker üretimi fazla olan şirketlerden birisi, NBŞ sektörü, Sanayi Bakanlığı temsilcisi var. Üretimi fazla olan şirketi Sanayi Bakanlığı önerecek. Çiftçi temsilcisini de Tarım Bakanlığı önerecek. Kurumun yapısı özerk olacağına bağımlı bir yapı haline getiriliyor ki bu da tehlikeli.
AB’nin önümüzdeki döneme yönelik izleyeceği politikayı biraz daha detaylandırabilir misiniz?
Bugün Avrupa’da ihtiyaçtan fazla mısır ürettikleri halde şeker pancarının sürekliliğini sağlamaya çalışıyorlar. Pancarın ekonomiye sağladığı katkı diğer ürünlere göre 7-8 kat daha fazla. Ekiminden tarladaki sofraya gelene kadar çok yüksek katma değer yaratılıyor. Sanayi ile tarımın kombin olduğu en iyi ürün şekerpancarı. Zaten Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren ülkenin her tarafında pancar fabrikası açılmasının sebebi bu. Baktığınızda Avrupa vazgeçmezken biz niye kapatıyoruz? Hem sosyal boyutu var, hem de stratejik ürünün sürekliliğinin sağlanması gerekiyor. Rantabl olmayan fabrikaların kapatılmasını öneriyorlar, tamam kapatılsın ama sonuç ne olacak.
Özelleştirme konusuna dönersek, siz nasıl bir yapı öneriyorsunuz?
Türkiye’de 25 fabrika var, hepsi de çalışıyor. Devlet maliyeti yüksek ama elden geçirip katma değere yönelik yapılandırma yapılabilir. Bugün Muş’ta ikinci baraj yapılıyor ancak ilin en önemli sanayi kuruluşu ola şeker fabrikası kapatılmaya çalışılıyor. Bu fabrikayı kapatırsan insanlar ne yapacak? Göç ve işsizlik artacaktır.
Özelleştirmede bazı yaptırımlar getirilerek ciddi müeyyideler konularak satılması lazım. Yoksa adamlar cezayı ödeyip fabrikayı kapatıyorlar. Yani arsalar satış dışında tutulup işletme ve kota satılmalıdır. Bunların bacasını tüttürecek müeyyide koymak lazım. Bence en uygun metod, kotaları bulunduğu yerdeki fabrikayla bağdaştırılmasıdır. Avrupa ve ABD’de bütün fabrikalar kooperatifl erin elinde. Üretici ile sanayicinin kombine olduğu bir sistem.
Sizin fabrikaları işletme yönündeki talebiniz sürüyor mu?
Bugün fabrikalar mevcut yöntemle özelleştirilirse yeni sahipleri pancarı ucuz almaya zorlayacak, insanlar da üretimden vazgeçecektir. Doğru yöntem kiralama veya işletme devri yoluyla olabilir. En doğrusu kooperatifl ere verilmelidir. Özelleştirmeyle ilgili değişik önerilerin yer aldığı bir dosya hazırlıyoruz. Biz işletmeye tabiyiz, devlet de kontrolü elinde tutsun. Bedelini de ödeyebiliriz, kiralayabilir. Böylece biz fabrikaları daha verimli hale getirebiliriz. Bugün Kayseri, Amasya Konya gibi çok iyi örnekler var.
Pancar tarımıyla ilgili çeşitli modeller üzerinde çalışıyoruz. Bugün etanol üretimine ağırlık verebiliriz. Etanol gelecekte Türkiye için de çok önemli bir hale gelecek. Yasal düzenleme yapıldığında bu ihtiyacı karşılayacak argüman geliştirmek lazım. Bu ABD’de de denenmiş ve başarıya ulaşmış bir yöntem. AB pancar üreticilerini destekliyor. Pancarı sadece şeker olarak düşünmek yanlış, çiftçi ekim nöbeti kapsamında aynı tarlada, mısır da ayçiçeği de ekiyor.
Kısa bir süre önce şeker konusunda uluslararası toplantıya katıldınız, izlenimlerinizi paylaşır mısınız?
Londra’da yapılan toplantıda ilk defa şeker ve pancar dışında sağlık konuları işlendi. Son zamanlarda şeker aleyhine sıkça dile getirilen obezite gibi konulardan dolayı konu işlendi. Dünyanın en önemli doktorları geldiler. Orada sunulan araştırmaya göre, 1980’i yıllarda Avrupa piyasasına NBŞ’ler girdikten sonra şeker tüketim oranını azalmasına rağmen obezite rakamları yüzde 30 artmış. NBŞ kullanımı artış, pancar şekeri tüketimi azalmış. Bu artışın nedeni tüketici tercihleri değil. Çaya atılan şeker değil. Kâr marjı yüksek olan ürün olduğu için sağlığı hiçe sayarak piyasaya sürülen ürün.