Saran'ın satınalma trafiği çok yoğun

 

 

İSTANBUL - Medyadan enerjiye, spor içeriği sağlamakdan çağrı merkezlerine kadar pek çok farklı sektörde 25 şirketle faaliyet gösteren Saran Holding, yeni satınalmalarla büyüme planlıyor. Saran Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sadettin Saran, "Fırsatları kovalıyoruz" diyor. Saran, tarım sektöründe bir şirketi almak için masada, Belçikalı bir çekim şirketini satın almak için görüşüyor, online alanında yeni alımlara sıcak bakıyor, bir radyo ile daha pazarlıkta, onu da alırsa en büyük radyo grubu oluyor...

 

Sadettin Saran sıkı bir disipline ve otoriteye sahip ancak yeni şirketlere yatırımı oyun gibi gören bir işadamı. Ciroda değil istihdamda hedefleri önemsiyor, yatırımları anlatırken 'sonunda hepimiz öleceğiz' diyor. Güneydoğu'da kurduğu spor okullarında 6 bine yakın çocuğun spor yaptığını, bundan büyük mutluluk duyduğunu anlatıyor. Güneydoğu sorununun kökten çözümü halinde Türkiye ekonomisinin hızlı bir çıkışa geçeceğini düşünüyor. 2 bin 500 kişinin istihdam edildiği Saran Holding'in turizm iştiraki Çedok ile birlikte 2014 ciro hedefi, yarım milyar doları aşmak. Saran, tarım-gıda alanında bir şirketle ilgilendiklerini, bu satınalma ile tarım sektörüne de girebileceklerini belirtiyor. Saran, "5 yıl sonra ciromuzun 750 milyon doları bulması zor olmayacak" diyor

 

Darülşafaka mezunu, devlet memuru bir babanın oğlu Saadettin Saran. Gençliği hep sporla iç içe geçmiş, yüzmedeki başarıları sayesinde spor bursuyla ABD'de makine mühendisliği eğitimi almış. Hayali hep bir işadamı olmakmış. 1980'li yıllarda ABD'de bir mühendislik bürosunda güzel bir işi varken babasının 'gelme' demesine rağmen Türkiye'ye dönmüş. Türkiye'de mühendislik hiç yapmamış. Kapı kapı dolaşıp iş aramış. Savunma sanayiinde bir Amerikan şirketinde çalışmaya başlamış. Ankara merkezli şirkette 1995'te Genel Müdürlüğe kadar yükselmiş, bölge ülkelerini ona bağlama teklifi geldiği dönemde 'kendi işini kurma hayaliyle' şirketten ayrılıp 1977 yılında İstanbul'a dönmüş. "Hayatımın en önemli kararlarından biriydi. Büyük bir riskti, babam büyük endişe duymuştu. Ama kafamda kurmuştum, televizyonun ne noktaya geleceğini görmüştüm. 1997'de İstanbul'a dönüp kendi işimi kurdum." 

 

 

 

Saran, "Yeni, hiç yapılmamış işler bizim DNA'mızda var" diyor. Saran, Türkiye'de sadece TRT1 kanalı varken, bu alanda önemli bir büyüme yaşanacağını öngörerek içerik alanına yöneldiğini anlatıyor: "Kendi şirketimi kurduktan sonra 1990'ların sonunda ben gittim yurtdışından programlar aldım, burada sattım. Daha sonra Amerika'dan spor programları getirdim. Daha sonra canlı futbol maçları getirmeye başladık. Çok zordu ama oturttuk. Buradaki maçları yurtdışına satmaya başladık, milli maçların satış hakkını aldık. Türk sporunun Milli Takım ve Galatasaray'ın Avrupa başarıları sonrası Türk futboluna dünyada ilgi arttı. Mesela Galatasaray'ın o maçlarını tüm dünyaya biz sattık." 

 

Futbola ilginin artışı ile Saran, içerik sağlamanın yanı sıra reklam işine de giriyor. Bir reklam şirketi kurup saha kenarındaki reklamları almaya başlıyor. Madem bu işi yapıyoruz, çekimleri de biz yapalım diyerek bir çekim şirketi kuruyorlar, HD TIR'lar ile Obama'nın Türkiye ziyareti, Sampiyonlar Ligi maçı dahil pek çok önemli çekim gerçekleştiriyorlar. Türkiye'ye sanal reklamı da Saran Medya getiriyor. Bu paralelde de büyüyor.

 

Sadece spor değil çizgi film ve dizi içerikleri de getiriyor Saran. Türkiye'nin en büyük dublaj stüdyolarından birini kuruyor, daha sonra montaj işine de giriyor. Bu içerikleri Türkiye ve bölge ülkelere satıyor. Lost, Revolution gibi fenomen dizileri getiren isim Saran. "Bugün televizonlarda izlediğiniz yabancı menşeili spor programlarının yüzde 70'ini biz veriyoruz. Dünyanın en büyük 5 içerik firmasından biriyiz" diyor. 200'ün üzerinde kulübün, 35 ülke federasyonunun Türkiye yayın hakları, Türk Milli takımının dünya yayın hakları Saran Medya'da bulunuyor. Saran, 14 ülke ile İngiltere Premier Ligi'ni satan dünyadaki en büyük ikinci yayıncı olduklarını söylüyor. İçerikte yaklaşık 500 kişiye istihdam yaratıyor Saran. Yeni projeleri ise Türk dizilerini Afganistan'dan 

Cezayir'e kadar yurtdışına pazarlamak. 

 

Sadettin Saran, Saran Medya'ya global devlerden ciddi ortaklık teklifleri de olduğunu anlatıyor. "Bize know-how getirecek bir ortak olursa onunla konuşuyoruz, kapılar kapalı değil. Ama çok şükür sadece finansman anlamında bir ortaklığa ihtiyacımız yok" diyor. Şimdi yeni fırsatlar peşinde Saran: "Çekim alanında dünyada çok önemli bir yeri olan Belçikalı bir şirket var. Onları satın almak için izlemedeyiz. Böyle bir büyüme hedefimiz var."

 

 

 

Saran online alanında da hızla büyüyor. "Saran Online'ı teknoloji alanında çıkan fırsatları değerlendirme amacı ile kurduk. Her zaman, inovatif ve yenilikçi işleri araştırdık ve Türkiye'ye getirdik.  İlk yıl itibarı ile 200 bini aşkın üyeye ulaşan, ayda 2.5 milyon ziyaretçisi ile hızla büyüyen ve pazar payını yükselmekte olan dünyanın ilk sosyal bahis platformu tuttur.com'un başarısının ardından 3 ay önce Ajansspor.com satın aldık. Ajansspor aylık 42 milyon tıklanmaya ulaşarak 3 ay içinde büyük etki yarattı."

Saran, Samsung ile yaptıkları anlaşmanın kendileri için son dönemin önemli projelerinden olduğunu anlatıyor. "Samsung Electronics gibi global bir devin akıllı telefon ve televizyonlarının içeriğini sağlamaya başladık. Bunu Türk mühendisleri ile yaptık. Şimdi birlikte başka ülkelere açılabilir miyiz diye bakıyoruz" diyen Saran yeni medyada önemli bir büyüme beklediğini anlatıyor. 

 

Saran Holding son dönemde önemli bir ilgi gören Radyo Trafik ile adından söz ettiriyor. Öyle ki eskiden yolda görünce "Fenerbahçeli Saran" diye fotoğraf çektirmek isteyenler şimdi Trafik Radyo diye çektirmek istiyorlar... 

İnteraktivite peşindeki güncel tüketici eğilimi ile birebir örtüşen bir yapısı var Radyo Trafik'in, dinleyiciler gönüllü muhabirler olup trafiğe dair canlı bilgileri radyodan aktarıyor. Peki bu fikir nasıl gelişti? Saran ilk interaktif radyoculuğu Radyo Spor ile yaptıklarını, dinleyicilerin spor yorumu yapabildiği kanalın erkekler arasında en çok dinlenen kanal haline geldiğini belirtiyor. Daha sonra kadınlara yönelik bir interaktif bir radyo kurma fikri gelişmiş. Kadınlar arayacak, dertlerini anlatacak, uzmanlarla konuşulacak... Bu niş proje ise tutmamış. Ellerindeki boş frekansı değerlendirmek için yeni bir fikir peşine düşmüş Saran. İstanbul'un trafik sorunundan hareket ederek, biraz da risk alarak Radyo Trafik'i kurmuş. Emniyetten, Valilikten büyük destek almışlar bu süreçte. "İlk günler 15-20 kişi arayınca mutlu oluyorduk, şimdi 20 bin gönüllü muhabirimiz var" diyor. Kart bastıran 'gönüllü muhabirler' bile varmış... Saran, bu ilgiyi büyük bir mutlulukla anlatıyor. 

Radyo Trafik, Şubat itibarıyla Ankara'da da yayına başladı. Saran, yeni bir ilin daha söz konusu olabileceğini ancak şu anda kendilerini en çok heyecanlandıranın Trafik Radyo'yu yurtdışına taşımak olduğunu anlatıyor. Hangi ülke, açıklamıyor, ama Saran çok trafik olan yakın ülkelerde Radyo Trafik'i yayına başlatmak için çalıştıklarını açıklıyor. "Çok güzel bir ekip oluşturduk. Önemli bir know-how oluştu. Bunu diğer ülkelere de taşıyacağız" diyor. Peki taklitleri oluştu mu? Saran yanıtlıyor: "Oldu ama tutmadı onlar. Taklit dediğiniz de aslında çok kötü bir şey değil. Örneğin ben de bu işi kurarken yurtdışındaki büyük spor yayıncılık şirketlerini taklit ettim."

 

 

 

Radyo Trafik para kazandırıyor mu? Saran, "Biz böyle bir şey beklemiyorduk, ama karlı bir iş haline geldi. Ama daha da önemlisi hayat kurtarıyor. Dinleyicimiz açıp, 'Sizin sayenizde ben hastamı yetiştirdim' diyor. Bundan büyük mutluluk yok" diyor. 

Saran Medya, Türkiye'nin en büyük radyo grupları haline gelmiş durumda. Sadettin Saran, bir radyoyla daha pazarlık masasında olduklarını, bu radyo kanalını da almaları halinde radyonun en büyüğü haline geleceklerini, 'radyolarla daha da büyüyeceklerini' söylüyor.

 

Saran 2010'da satın aldığı Çek Cumhuriyeti merkezli Çedok ile turizmde büyüyor. 15 ülkede, 51 ülkede faaliyet gösteren, 450 çalışanı olan, 200 milyon dolar cirolu şirkete Türkiye'de 3 ofis açtıklarını anlatan Saran, "Şimdi Türkiye'ye 100 bin turist getiriyoruz. Bu daha da artacak" diyor. 

 

Saran Holding son dönemde bir konsolidasyon sürecinden geçmiş ve şirket sayısı 33'ten 25'e inmiş. Yine de sayı yüksek, sektörler çeşitli... Çok farklı sektörlerde bu kadar fazla şirketi yönetmek zor değil mi? Saran, "Çok zor. Ama hep kendimden akıllı insanlar arıyorum, onlarla çalışıyorum. Ekibim çok iyi. Sorumluluk ve yetki veriyorum. Sene başında hedefler koyar, sene sonunda değerlendiririm, çok mikro management yapmam" diyor. "Ana işinizden çok saptınız" eleştirileri aldığını ama buna katılmadığını anlatıyor Saran: "Sonuçta hepimiz ölüp gideceğiz. Sonuçta eğlendiğin, sevdiğin işleri yapmak lazım. Fark yaratmak önemli. Çok fazla iş, proje, teklif geliyor bize. İnceliyoruz, fırsat gördüklerimize yatırım yapıyoruz."

 

 

 

"Türkiye'nin itibarı çok ciddi seviyede arttı. 2003 yılında çok köklü bir kulüp olan, çok sayıda izleyicisi olan Borussia Dortmund ile ilgilendim. Batıyorlardı, çok zor durumdaydılar. Yüzde 5 gibi bir hisse aldım. Almanya'da yer yerinden oynadı, bir Türk nasıl gelir de takımı alır diye. O yıl düşmekten kurtuldu takım, zaman içinde de hızla yükseldi. Çoğunluk hissesine de ciddi şekilde talip oldum ancak mümkün olmadı. Bu durumda ben de kulübün elimde olan hisselerini sattım.

Bu işi, finansal bir yatırım olmasının yanında, vizyonumun gelişmesi  adına kişisel bir yatırım olarak gördüm. 

Dortmund olmadı ama Türkiye'de spor endüstrisi içinde iş yapan en büyük gruplardan biri olarak,  300'ün üzerinde kulüple en üst düzeyde ilişki içindeyiz, bu kulüplerin yayın hakları sahibiyiz. Avrupa'nın en önde gelen kulüpleriyle sürekli temas halindeyiz.  2010 yılında Çek Cumhuriyeti'nin turizmde en büyük şirketlerinden Çedok'u satın aldım. Bu kez beni gerçekten de kırmızı halılarla karşıladılar."

 

Saran Holding İspanyol Fersa şirketiyle ortak Türkiye'de yenilenebilir enerjiye 1 milyar dolarlık yatırım kararı açıklamıştı. Ancak Avrupa'daki krizden etkilenen İspanyol ortak sıkıntıya düşünce yatırım sekteye uğramış. Saran, "50-60 megawatlık lisans topladık. Tam inşaata başlamak üzereyken ortağımız krize girdi. Yatırımı yine yapacağız ama biraz rötarlı gidiyoruz. Yeni ortaklıklar için görüşmeler yapıyoruz" diyor. 

 

"Çalışan sayımız 2500 kişiyi aştı. Ben cirodan ziyade istihdama odaklanıyorum, 2014'te 4 bin kişiye ulaşırsak daha mutlu olacağım. Fark yaratmak cirodan ziyade istihdamla olur Türkiye'de. İşadamı olarak buna özen göstermemiz lazım. Çağrı Merkezi işine biraz da bu yüzden girdik. Doğrudan bizim işimizle ilgili değil ama Eskişehir'de istihdam yaratmak için bir çağrı merkezi kurduk. Şimdi orada 1000'e yakın çalışanımız var. 

 

Fenerbahçe'ye başkanlık hedefi sürüyor

"İsmimin Fenerbahçe ile anılması iş hayatında bir sıkıntı yaratmadı, yaratsa da fark etmedim. Hayallerimiz için yaşıyoruz. Birinci önceliğimiz mutlu olmak. 5 yaşından beni, 43 yıldır Fenerbahçeliyim. 8 yıl oldu istifa edeli, nereye gitsem bir teveccüh var Fenerbahçelilerden. İleride bir kongre olursa en güçlü adaylardan biri olarak görünüyorum. Değerlendireceğim tabii. Dünyada 2 kere ihraç edilen başka bir başkan adayı yok. Şu anda da bir mahkemem var, onu kazanırsam geri döneceğim. Tekrar aday olabilirim." 

 

Sadettin Saran bireylerin sürekli kendilerini geliştirmeleri gerektiğine inanıyor. Şimdi Eylül ayında Hollanda'da düzenlenecek Avrupa Master Yüzme Şampiyonasına hazırlanıyor. Uzun yıllar sonra yeniden yüzme sporuna başlamış ve 24 yaş üstü birçok Türkiye rekorunu kırmış. Haftada 4 gün, günde 2 saat antreman yapıyor. Saran ayrıca bu yıl için kendine koyduğu İspanyolca öğrenme hedefinde de oldukça ilerlemiş. "Bizim şirkette bu çok desteklenir. Çaycımız örneğin İngilizce kursuna gider" diyor. Saran Türkiye'nin Olipmiyatlar adaylığı çok heyecanlandırmış Saran'ı. "Olimpiyatlar yalnızca bir spor organizasyonu değil, bir şehri hatta bir ülkeyi dönüştürebilecek etkiye sahip. Adaylık sürecinde biz de Saran Holding olarak elimizi taşın altına koymaya hazırız" diyor.