Sanatın kente katkısını araştıracağız

Gentleman dergisi, 5 yıl aradan sonra kapağına taşıdığı Bülent Eczacıbaşı ile bu kez yalnızca sanatı ve özellikle başkanı olduğu İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nı (İKSV) konuştu.

İKSV'nin çalışma alanlarını ve öncelikleri yeniden belirlediklerini, bu amaçla kültür-sanat faaliyetlerinin ekonomiye katkılarını araştıran bir çalışma yapacaklarını anlatan Eczacıbaşı, gelecek yıl ilki düzenlenecek olan Tasarım Bienali ile de İstanbul'un uluslararası tasarım ağı içinde yeni bir merkez olma yolunda önemli bir adım atılacağına dikkat çekti.

Bir ülkede kültür ve sanatın piyasa koşulları içinde gelişemediğini bu nedenle belirli bir düzeye ulaşana kadar özel ilgi ve destek gerektiği görüşünü dile getiren Bülent Eczacıbaşı, ayrıca kültür ve sanatın sadece devlet tarafından desteklenmesinin de tek seslilik ve tek düzelik sonucunu yarattığını vurguladı. Sanatın, kamunun yanı sıra özel kesimin öncülük ettiği kurumlar tarafından da desteklenmesi gerektiğini kaydeden Eczacıbaşı, "Ailemiz bu alanda, babamız Dr. Nejat Eczacıbaşı'nın küçük yaşlardan itibaren müziğe karşı duyduğu ilgi ve sevginin de etkisiyle, bir dizi kültür ve sanat kurumunun kurulmasına öncülük ederek başlattığı geleneği kıvançla sürdürüyor" diye konuştu.

İstanbul Festivalleri'nin uluslararası kültür-sanat takviminde önemli bir yeri bulunduğuna dikkat çeken Eczacıbaşı, Özellikle İstanbul Film Festivali ve İstanbul Bienali'nin yurtdışından yoğun ilgi gördüğünü söyledi.

Gelecek yıl ilki düzenlenecek olan Tasarım Bienali'ni çok önemli ve özel bulduğunu vurgulayan Bülent Eczacıbaşı, bunun gerekçesini şu sözlerle açıkladı:

"Bu festivalle hem ülkemizde hızla gelişmekte olan tasarım çalışmalarının uluslararası deneyim ve bilgi alışverişi ivme kazanacak hem de İstanbul'un uluslararası tasarım ağı içinde yeni bir merkez olma yolunda önemli bir adım atılmış olacak."

Vakfın öncelikleri yeniden belirlendi

İKSV'nin kuruluş aşamasında vizyonunun çok doğru bir şekilde belirlendiğine dikkat çeken Eczacıbaşı, çalışma alanlarını ve öncelikleri yeniden belirlediklerini, bu amaçla kültür-sanat faaliyetlerinin kentin ve ilçenin ekonomisine yaptığı katkının hesaplanması amacıyla bir çalışma yapacaklarını söyledi. Festivallerde bazı gösterilerin, seansların biletlerinin satışa sunulduğu ilk gün, birkaç saat içinde tükendiğini anlatan Bülent Eczacıbaşı, 2010 yılında İstanbul Film Festivali'nde 150 bin, Tiyatro Festivali'nde 24 bin, Müzik Festivali'nde 20 bin, Caz Festivali'nde de 45 bin izleyici sayılarına ulaşıldığını; 2009'daki 11. İstanbul Bienali'ni ise 101 binin üzerinde sanatseverin izlediğini kaydetti. Festivallere olan bu büyük ilgiye karşın, İstanbul'un nüfusuna oranlanınca, katılımın oldukça düşük kaldığına işaret eden Eczacıbaşı, son on yılda kültür ve sanat alanında hem halkın ilgisi hem de düzenlenen etkinliklerin niteliği ve niceliği açısından büyük bir gelişme olduğunu dile getirdi.

İKSV, İskandinav ülkelerine açılacak

Vakfın 2011 yılındaki etkinlikleri hakkında da bilgi veren Bülent Eczacıbaşı, şöyle konuştu: "30'uncu yılını kutladığımız İstanbul Film Festivali ile başladık. Haziran ayında İstanbul Müzik Festivali gerçekleşecek. Bu yılki festival programı ‘uzaklara yolculuklar' teması altında hazırlandı. Etkinliklerimize temmuz ayında Caz Festivali ile devam edeceğiz. 13 Eylül'de 12. İstanbul Bienali başlıyor. Biliyorsunuz Bienal, Tiyatro Festivali ile dönüşümlü olarak yapılıyor; önümüzdeki yıl da o var. Daha sonra da Filmekimi'nin 10'uncusu düzenlenecek. Bu yıl yurtdışı etkinliklerimiz de sürüyor. Venedik Bienali Türkiye Pavyonu'nun organizasyonunu üstleniyoruz. Ayrıca İskandinav ülkelerinde gerçekleştirmeyi planladığımız etkinlikler var. Programda yine yıl boyunca sürecek tiyatro oyunları, dans gösterileri ve konserler de olacak."

Çağdaş sanat eserinin yatırım değeri anlaşıldı

Çağdaş sanata yönelik son dönemde artan ilgiyi de değerlendiren Eczacıbaşı, bunun nedenlerini çağdaş sanat eserlerinin yatırım olarak değerinin anlaşılması olarak açıkladı. Çağdaş sanatçıların eserlerinin fiyat rekorları kırdığına dikkat çeken Eczacıbaşı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çağdaş sanat müzelerine ilgi artıyor. İnsanlar her gittikleri kentte çağdaş sanat müzesini görmek istiyor. Özellikle İstanbul gibi kültür ve sanat yaşamı hareketli olan bir kentte çağdaş sanata insanlar merak duyuyor. Sanıyorum, bir cazibe merkezi olan modern kentlerin pek çoğu ziyaretçilerinin ilk aradıkları şeyin bir çağdaş sanat müzesi olduğunu görüyorlar. Dolayısıyla bu dünyada yükselen bir trend, Türkiye de bundan payını alıyor." Bülent Eczacıbaşı, Türkiye'den son dönemde dünya çapında sanatçıların çıkmasının da bu ilgiyi artırdığını vurguladı.