Sahra altı Afrika yatırıma hazır
Türk-Güney Afrika İş Konseyi Başkanı Taşkın, sahra altı Afrika'nın yeni pazar arayışında olanlar için hâlâ bakir bir bölge olduğunu ve özellikle KOBİ'ler için hedef pazar konumunda yer aldığını anlattı.
Yurdagül UYGUN
İSTANBUL - Son dönemde büyük değişimler yaşayan Kuzey Afrika, dış ticaret yapanlar açısından 'şimdilik ertelenmiş' pazar olarak değerlendirilirken, gözler sahra altı Afrika'ya çevrilmiş durumda. Bölgede bir taraftan yeni iş konseyleri kurulurken, girişimciler de Kenya, Uganda gibi birçok Afrika ülkesinde yatırıma hazırlanıyor. Ancak, hâlâ bakir pazar konumunda bulunan Afrika'ya girmek elbette kolay değil. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türk Afrika İş Konseyleri Koordinatör Başkanı ve Türk-Güney Afrika İş Konse yi Başkanı Tamer Taşkın, DÜNYA Gazetesi'ne yaptığı açıklamada, Afrika pazarına giriş anahtarını anlattı.
Taşkın, yatırımların son yıllarda ağırlaşan küresel rekabet koşulları ve ülkeler tarafından yeni piyasa arayışlarının etkisiyle özellikle Uzakdoğu, Hindistan ve Afrika'ya yöneldiğini, bunların hedef bölgeler olarak ön plana çıktığını belirterek, "Ancak bu bölgeler içinde hala en bakir olanı Afrika. Ayrıca sanayi ve dış ticaret yapısı Afrika ekonomilerini tamamlayıcı özellikler taşıyan Türkiye'nin özellikle KOBİ'ler için hedef pazar konumunda yer alıyor" şeklinde konuştu.
Her ülkede farklı potansiyel var
Nüfus, ekonomik büyüklük, GSYİH ve kişi başına düşen milli gelir rakamları açısından ülkeler arasında büyük farklılıklar görülebildiğini anlatan Taşkın, "Kuzey Afrika ülkeleri inşaat başta olmak üzere pek çok ürün çeşidinde Türk firmaları için Sahra altı Afrika'ya açılan kapı olma özelliği taşıyor. Sudan gibi petrol ve Nijerya gibi zengin doğal gaz rezervleri olan ülkelerle yine Sudan, Güney Afrika, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Orta Afrika, Gine gibi altın başta olmak üzere önemli yer altı madenlerine sahip veya Uganda, Tanzanya, Sudan, Etiyopya, Burkina Faso gibi tarımsal üretim veya hayvancılıkta yatırım imkanları sunan ülkeler mevcut" dedi.
Tarımsal teknoloji ihraç edebiliriz
Afrika'nın özellikle gıda sorunuyla mücadele çerçevesinde tarımsal üretim alanında bir devrim gerçekleştirmesi gerektiğinin altını çizen Taşkın, şöyle devam etti: "Afrika'nın tarımsal üretim ve ekipman alanlarında ihtiyaç duyduğu teknoloji transferini Türkiye'den sağlaması mümkün. Bunun dışında Afrika kıtasının bütünü için altyapı ve üstyapı inşaatı başta olmak üzere enerji, telekomünikasyon ve liman işletmeciliği gibi alanlarda Türk firmalarına yönelik yatırım olanakları var. Sömürge döneminde Batı ülkelerinin ekonomilerine uygun hammadde ihracatçısı olarak yaşamış olan Afrika'da imalat sanayiinin çok bakir olması ve üretim kapasitesinin artırılması en önemli ihtiyaç."
Ulaşım önemli bir sorun
Taşkın, Türk firmalarının Afrika'da yaşadıkları sorunların başında ulaşımın geldiğini söyledi. ECOWAS, COMESA, SADC gibi alt-bölgesel ekonomik oluşum ve bütünleşme hareketlerinin dış yatırımcılar için fırsatlar sunsa da, Afrika ülkeleri arasındaki ulaştırma altyapısının yetersizliği ve maliyetlerin yüksekliği ekonomik bütünleşmenin önünde engel olduğu gibi yatırımcılar açısından da dezavantaj olarak karşılarına çıktığını anlatan Taşkın, "Bunun dışında Türkiye ile ilişkilerde bankacılık hizmetleri, akreditif ve teminat mektupları ve özellikle karşılıklı olarak vize ve çalışma izni temininde yaşanan sorunlar da üzerinde durulması gereken noktalar" şeklinde konuştu.
En önemli pazarlardan biri Kenya
Kenya'nın 37 milyon nüfusu ve yaklaşık 30 milyar dolarlık GSYİH ile sahra altı Afrika'nın en büyük beş ekonomisinden biri olduğunu söyleyen Taşkın, bu ülkenin önemli bir pazar olduğunu ve DEİK'in Afrika stratejisinde de önemli bir yer teşkil ettiğine dikkat çekerek, şöyle devam etti:
"Yaklaşık 130 milyonluk Doğu Afrika Birliği pazarı ile 390 milyonluk Doğu ve Güney Afrika Ortak Pazarı'na (COMESA) erişim imkanı sağlayan Kenya, ABD'nin AGOA (Afrika Büyüme ve Fırsatlar Yasası) kapsamında tekstil ve dokuma ürünlerini ABD pazarına gümrüksüz ihraç edebiliyor. Ülkede özellikle elektrik enerjisi tedariki, trafo imalat ve bakımı, kömür fabrikası kurulumu, kömür arama ve işletmesi, biyo-yakıt üretimi, tarımsal gıda ve içecek işleme, hayvancılık, gübre üretimi gibi alanlarda yatırım imkanları mevcut. 2008 yılında 233 milyon dolar ile en çok ihracat gerçekleştirdiğimiz sahra altı Afrika ülkeleri arasında 4. sırada yer alan Kenya'ya Türk firmaları özellikle tekstil, hazır giyim, deri giyim, deri ayakkabı ve çanta, gıda sanayii, inşaat malzemeleri, tarım makineleri, gübre, ilaç ve kozmetik ürünleri ve otomotiv sektöründe ihracat gerçekleştirebilirler."
Kenya'da pamuk üretimi konusunda ciddi potansiyel bulunmakla birlikte teknolojik yetersizlikler nedeniyle arzu edilen miktar ve kalitede üretim yapılamadığını anlatan Taşkın, "İşçilik ücretleri ortalama 200 ABD Doları civarında. Gerekli tesis, makina, ekipman ve teknoloji transferi yapılarak, tekstil ve hazır giyim üretimi yapılabilir. Ayrıca, ülkede küçük ve büyükbaş hayvan bolluğundan dolayı, uygun fiyata ham deri temin edilip, Kenya'da işlenerek nihai mamul haline getirilip, diğer ülkelere ihraç edilebilir" dedi. Taşkın, DEİK'in Türk-Kenya İş Konseyi için kuruluş çalışmalarının da sürdüğünü sözlerine ekledi.
Kenya'da her sektöre iş var
Tamer Taşkın, Kenya'daki iş fırsatlarını şöyle anlattı; "Finansman getirilmesi durumunda Türk firmaları yol, köprü, altyapı inşası, liman gibi projeler üstlenebilir. Halihazırda yıllık 10 milyon yolcu kapasiteli Nairobi Havalimanı projesini, Türk müteahhitlik firmaları tarafından üstlenilebilir.
Nairobi'de 5 yıldızlı üst kesimlere ve yabancılara hitap edecek düzeyde bir otele büyük ihtiyaç var. Öte yandan, ülkede konut kulelere ve büyük bir iş merkezi talep ediliyor. Böyle bir yatırımın geri dönüş süresi oldukça kısa olacak. Bu alanda yerel ortak yatırımcı bulmak mümkün. Ülkede kaliteye ve markaya büyük bir talep var.
Ülkede son dönemlerde hızlanmış olan bir konut üretim hamlesi mevcut, ancak en fazla talebi lüks konut ve villa görüyor. Bu konuda yap sat modeli çok iyi bir şekilde işliyor. Bu konuda küçük orta ölçekli müteahhitlerimiz için büyük bir iş potansiyeli mevcut, bu alanda yerel ortak bulmak da mümkün. Konut üretiminden dolayı tüm inşaat malzemeleri, tuğla fabrikası, PVC ve Alüminyum doğrama, konusunda hem yatırım hem de ihracat potansiyeli bulunuyor