Sadece MB'ye bel bağlamayalım
TİSK, cari açığın azaltılması için Merkez Bankasının görev alanı dışında kalan alanlarda yapısal tedbirlerin gerektiğini vurguladı.
ANKARA - Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), cari açığın azaltılmasında, sadece Merkez Bankasına bel bağlanmaması gerektiğini belirtti.
TİSK'ten yapılan yazılı açıklamada, Merkez Bankasının, "Türkiye'nin cari açığının 2010 yılında Orta Vadeli Program (OVP) hedefinden 9,3 milyar dolar saparak 48,6 milyar dolara ulaştığını" açıkladığı hatırlatıldı.
The Economist dergisinin yayınladığı verilere göre Türkiye'nin, 2010 yılı cari açığı bakımından dünyada 56 ülke arasında Portekiz'in ardından 2'inci sırada bulunduğuna işaret edilen açıklamada, Türkiye'de yüzde 6,4 düzeyinde bulunan cari açığın GSYH'ye oranının, ekonomileri büyük sorunlar yaşayan Yunanistan, İspanya, İtalya, ABD gibi ülkelere göre daha yüksek olduğuna dikkat çekildi.
Bu yıl cari açığın GSYH'ye oranında bir azalma beklenmediğine işaret edilen açıklamada, bu nedenle, "Merkez Bankasının görev alanı dışında kalan alanlarda köklü sorunların çözümüne yönelik yapısal tedbirlerin alınması gerektiği" vurgulandı.
Kısa, orta ve uzun vadeli önlemler
Cari açığa yönelik kısa, orta ve uzun vadeli önlemlere yer verilen açıklamada, kısa vadede Merkez Bankasının kurların yukarıya doğru çıkmasını engelleyen unsurların ortadan kaldırılmasına yönelik kararlılığını sergilemeye devam etmesi gerektiği kaydedildi.
TİSK, özel kesim tasarruflarını artırmak için kısa vadede bireysel emeklilik kesintilerindeki vergi iadesi oranının artırılmasını, kamu kesiminin, özellikle mahalli idarelerin harcamalarının kısılmasını önerdi.
Türkiye'de yurt içi tasarrufların milli gelire oranının 2009'da yüzde 13,1 iken, Çin'de yüzde 50,4, Hindistan'da yüzde 25,6, Rusya'da yüzde 25,3 olduğuna işaret edilen açıklamada, orta vadede de yurt içi tasarruf oranının artırılması gerektiği vurgulandı.
Kamu açıklarını kontrol altına almak için Mali Kural'a ilişkin düzenlemenin seçimlerden sonra yasallaşması gerektiği belirtilen açıklamada, sanayi sektörünü rekabetçi kılabilmek için üzerindeki yüklerin azaltılması, yüksek teknolojili ürünler üretilmesi için Ar-Ge, inovasyon, bilim, eğitim, üniversite–sanayi işbirliği politikalarının yenilenmesi, tarımda üretimin özendirilmesi istendi.