RTÜK: Siyasal reklamlar serbest bırakıldı
RTÜK Başkanı Dursun, İzmir'in ardından seçim dönemi ve medya toplantısının 2.sini düzenlediği İstanbul'da, seçim dönemiyle ilgili yayın kuruluşları açısından en önemli hususun, siyasal reklamlar meselesi olduğunu söyledi
İSTANBUL - Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Davut Dursun, "Seçim Dönemi ve Medya" bilgilendirme toplantısının ikincisini İstanbul'da gerçekleştirdi. Toplantıda konuşan Dursun, "Seçim dönemiyle ilgili yayın kuruluşları açısından en önemli husus, hiç kuşkusuz siyasal reklamlar meselesidir" dedi.
Dursun, Radisson Blue Conference Airport Otel'de düzenlenen "Seçim Dönemi ve Medya" bilgilendirme toplantısında yaptığı açılış konuşmasında, yaklaşan seçimler öncesi yayıncı kuruluşların yetkililerine bilgi verdi.
Türkiye'de seçimlerin yönetimi ve denetiminin 1950 yılından bu yana Yüksek Seçim kurulu (YSK) tarafından ger belirten Dursun, YSK'nın vereceği kararların kesin olduğunu, temyizinin de mümkün olmadığını dile getirdi.
Dursun, hemen hemen bütün seçim dönemlerinde YSK tarafından ilan edilen seçim dönemine ilişkin esas ve usullerin konuşulması bağlamında, ülkenin muhtelif yerlerinde toplantılar gerçekleştirdiklerini anlatarak, bundan önceki seçimlerde da benzer toplantıları sık sık yaptıklarını söyledi.
İlk toplantıyı salı günü İzmir'de gerçekleştirdiklerini ve bugün ikinci toplantıyı İstanbul'da düzenlediklerini belirten Dursun, önümüzdeki hafta Ankara'da İç A ve Karadeniz bölgelerinden, takiben Diyarbakır'da da Doğu ve Güneydoğu'daki medya mensuplarıyla bir araya gelerek, seçim dönemi yayınlarıyla ilgili YSK'nın belirlediği esasları, ilkeleri, hassasiyetleri karşılıklı konuşma fırsatını bulacaklarını ifade etti.
Temel amaçlarının, yayın kuruluşlarının seçim dönemindeki yayınlardan dolayı "başlarının ağrımaması" ve mümkün olduğu kadar ihlalden kaçınmalarının sağlanması olduğuna dikkati çeken Dursun, şunları kaydetti:
"Bu dönemde Yüksek Seçim Kurulu tarafından yayınlanan kararlara baktığımızda, ufak tefek diyebileceğimiz bazı küçük nüanslar bulunduğunu görüyoruz. Fakat genel itibarıyla daha önceki seçimlerde YSK tarafından alınmış olan seçime yönelik kararlar, aşağı yukarı birbirinin tekrarı gibi önümüze konulmuş bulunuyor. 605 sayılı karar, önceki hafta Cumartesi günü yayımlanmıştı. Bu karar seçim dönemi boyunca görsel, işitsel medya mensuplarının yapacakları yayınlarda uymaları gereken genel esas ve ilkelerin belirlendiği karardır. Ondan önce siyasal reklamlarla ilgili 592 sayılı kararı yayımlamışlardı"
Dursun, RTÜK'ün web sitesinde 2014 seçimine yönelik alınan kararların bulunduğuna vurgu yaparak, seçim dönemiyle ilgili yayın kuruluşları açısından en önemli hususun, hiç kuşkusuz siyasal reklamlar meselesi olduğunu dile getirdi.
Dursun, siyasal reklamların 6112 sayılı yasayla Türk medya sektörüne getirilmiş bir yenilik olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Daha önce siyasal reklamları yasaklayan herhangi bir hüküm olmamakla birlikte, serbest bırakan bir hüküm de olmadığından dolayı, yasalarda Yüksek Seçim Kurulu seçim döneminde siyasal reklamın yapılamayacağına hükmediyordu. Oysa ki biz 6112 sayılı yasada bu durumu dikkate alarak, siyasal reklamların yapılabileceğine ilişkin bir imkan getirdik. YSK da buradan hareketle siyasal reklamları serbest bıraktı. Yasa koyucu serbest bırakmıştı çünkü. Fakat bu siyasal reklamların seçim döneminde nasıl yapılacağına ilişkin, siyasal reklam yapılırken nelere uyulması gerektiğine ilişkin bir dizi düzenlemeler yaptık"
Dursun, siyasal reklamlarla ilgili 592 sayılı kararda düzenlenmiş olan hükümlerin medya mensupları tarafından dikkate alınmasının önemli olduğunu düşündüğünü söyledi.
YSK'nın, Türkçe'nin esas olduğunu ifade ettiğini belirten Dursun, "Fakat 'Türkçe dışında yapılamaz' şeklinde bir düzenlemesi de söz konusu değil. Buna ilişkin hukukçu arkadaşlarımız sorular olursa değerlendirmeler yapacaklardır. O nedenle şimdilik bu konu üzerine ben fazla bir şey söylemek istemiyorum" diye konuştu.
Dursun, YSK'nın siyasal partiler ve adaylar arasında yayıncı kuruluşların fırsat eşitliği yaratma noktasında belli bir hassasiyet gösterdiğine değinerek, medya temsilcilerinin bu konuda da duyarlı olmasının önemine dikkati çekti.
Dursun ayrıca, tek yanlı ve bir siyasi partinin yayın organıymış gibi hareket etmenin de medya kuruluşları açısından doğru olmayacağını ifade etti.
RTÜK Başkanı Dursun, son yıllarda büyük sıkıntı yaşadıkları "bitkisel gıda ürünlerinin reklamı, tanıtımı ve buna ilişkin yapılan programlar" konusuna da değinerek, şöyle devam etti:
"Buna ilişkin rahatsızlıkları zaman zaman paylaşıyoruz. Az önce bir yayın kuruluşu, ismini vermeyeyim sahibi beni aradı 'Hocam beni mahvettiniz, adaletsiz bir uygulama yapıyorsunuz' vesaire serzenişte bulundu. Bu söz konusu yayın kuruluşunun sahibine, daha önce birkaç kez görüştüğümde aynen şunu söylemiştim; 'Beyefendi bu gidiş doğru bir gidiş değil. Bu şekilde yapmayın, etmeyin. Her hafta bizim gündemimizin en az 3-5 dosyası sizin yayın kuruluşuyla ilgili. Bu doğru değil, lütfen bırakın.' Bana söylediği şuydu; 'hocam yemin billah ediyorum, ben haftaya bırakıyorum' Fakat 'haftaya' dediği şey, bir türlü bitmiyor"
Söz konusu yayın kuruluşuna gereken cezanın verildiğini dile getiren Dursun, şunları kaydetti:
"Elbette ki bir yayın kuruluşunun bu noktaya gelmiş olmasından asla mutluluk duymuyoruz. Üst kurul üyelerinin hiç birisi de bundan mutluluk duymaz. Gıda takviyesi ürünlerle ilgili programlar belli yayın kuruluşlarında sıkça yer verilen programlar. Bir gizli reklam olması nedeniyle müeyyide uygulanıyor. Bir bakıyorsunuz sözde sağlık programı ama program baştan sonra belli ürünün tanıtımına yönelik. Bu dünyanın her yerinde gizli reklamdır veya 'aldatıcı reklam' olarak değerlendiriliyor. Dolayısıyla burada bir problem var. Burada özellikle siz yayın kuruluşlarının dikkatini ve hassasiyetini istirham ediyoruz"
Bir ürün reçeteyle satılan ilaçsa, dünyanın hiç bir yerinde bunun reklamının yapılamayacağını belirten Dursun, bir ürün reçetesiz satılabilecek ilaçsa bunun reklamının yapılabile ancak bu konuda otorite olan Sağlık Bakanlığı'nın kendilerine hangi ilaçların reçetesiz olduğuna dair bir liste vermesi gerektiğini ifade etti.
Dursun, gıda takviyesi bir ürünün reklamının mümkün olduğunu, ancak bunun hastalık iyileştirici bir ilaç gibi reklam edilmesinin asla mümkün olmayacağını ve bu tarz reklamlara da müsaade edilemeyeceğini kaydetti.
Bu tür yayın yapanların ilgilerini bir kez daha çekmek istediğini belirten Dursun, "Bu yol doğru yol değil, bu konuda gıda takviyesi ürünleri, ilaç gibi, her türlü hastalığı iyileştiren bir ürün gibi reklam etmeleri, tanıtmaları sadece sıkıntıyı artıran, kendilerine müeyyide uygulanmasını çağrıştıran bir faaliyetten başka bir şey değil" diye konuştu.
Daha sonra RTÜK Başkan Yardımcısı Arslan Narin, "YSK'nın seçim dönemine ilişkin kararları", RTÜK Üyesi Nurullah Öztürk "Seçim dönemlerindeki yayın ihlalleri ve YSK'nın müeyyideleri", İzleme ve Değerlendirme Daire Başkanı Emir Ulucak da "Genel yayın ilkeleri ve başlıca ihlaller" hakkında katılımcılara bilgi verdi.