Riske anlık takip sistemi geliyor!

SPK Başkanı Vedat Akgiray, Takasbank ile kurulacak sistemle Türkiye'deki tüm risklerin saniye saniye takip edilebileceğini söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Ece CEYHUN
İSTANBUL - Türkiye sermaye piyasaları için 2012 önemli. Uzun zamandan beri çalışmaları süren yeni Sermaye Piyasası Kanunu'nun bu yıl Meclis gündemine gelmesi bekleniyor. Hedef yine bu yıl yürürlüğe girecek olan Türk Ticaret Kanunu ile uyumlu bir şekilde yeni yasayı hayata geçirmek. Kanun, şubat başı gibi piyasa aktörlerinin görüşüne açılacak. 
Yeni kanun piyasa açısından önemli. Ama sermaye piyasaları açısından tek yenilik bu olmayacak. Krizin en büyük derslerinden biri olan karşı taraf riskini tartışmaların yaşandığı en sıcak merkezlerde takip eden SPK, şimdi Takasbank ile karşı taraf riskini elimine edecek yeni bir sistem kuruyor. Böylece Türkiye'deki tüm risk saniye saniye takip edilecek. 
Merkezi Kayıt Kuruluşu'da sadece hisse değil tüm bireysel yatırımların takip edildiği bir merkez olacak. Bu sac ayağının bir tarafını da yeniden yapılandırılmış borsalar oluşturacak.  
Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Vedat Akgiray, sermaye piyasalarının gelecek vizyonunu anlatırken "Türkiye Londra'yı nasıl geçer? Yeni yasa, merkezi karşı taraf, merkezi saklama, yeniden yapılanmış borsalar…" diyor. 
Sermaye Piyasası Kurulu, bir yandan hukuki alt yapı hazırlıkları, diğer yandan tasarruf alışkanlıklarını değiştirecek çalışmalar ve İstanbul'u Finans Merkezi yapacak bazı somut projeler üzerinde çalışıyor. Türkiye'nin 2023'te GSYİH büyüklüğünde hedefi 2 trilyon dolar. Bu tahminlerin içinde sermaye piyasalarının katkısı hesaplanmış değil. Gelişmiş ülkelerde sermaye piyasaları o ülkelerin milli gelirleri kadar. Dolayısıyla SPK için 2023 hedefi 2 trilyon dolarlık sermaye piyasası büyüklüğüne ulaşmak. 
Bugün Türkiye sermaye piyasalarının büyüklüğü milli gelirin üçte biri. Yani piyasanın 5 hatta 6 kat büyümesi lazım. Akgiray, büyüyen sermaye piyasalarının Türkiye ekonomisi için itici güç olacağını düşünüyor. Bir taraftan da talebin canlanması gerektiği üzerinde duruyor. Akgiray, Türkiye'de kısa vadeli yatırım alışkanlıklarını kıracak bireylerin daha uzun vadeli yatırım yapmasının önünü açacak çalışmalarda yaptıklarını belirtiyor. 2011'in son günlerinde Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Prof. Dr. Vedat Akgiray ile konuştuk. 
Beklentiler daha sık revize edilecek
Önce dünya ekonomisi dedik. Akgiray, 2011 yılını 'iyi geçti' yorumu ile özetliyor. Her ne kadar "Batıya bakınca insanın morali bozuluyor. Yıllardır gelişmiş piyasaları var. Bu işi bilmeleri lazım" dese de 2012'den de umutlu Akgiray. 
Ama bir noktaya parmak basmadan da geçemiyor. Akgiray'a göre kriz döneminde olduğu gibi önümüzdeki dönem içinde beklentilerdeki sapma devam edecek. Oynaklık devam edecek. Beklentiler sık sık revize edilecek. Bu belirsizlik ortamının, hatta çöküş psikolojisinin yatırımcı üzerinde yarattığı şüpheciliğin hiçbir mevzuatsal önlemle önüne geçilemeyeceğini de kaydeden Akgiray,
"Dünya ekonomilerinde yaşanan gelişmeler, artık ülke olarak dik durmayı, basiretli durmayı gerektirir hale geldi. 2004, 2005, 2006'da Avrupa'da ülke krizleri çıkacağını tahmin eden fonlar mesela Yunanistan, İtalya, İspanya, Fransa, Portekiz ve İzlanda'ya karşı CDS'lerde pozisyon aldılar. Bir anda 3 bin dolarlık bir CDS'in 700-800 bin dolar sigorta ödemesi olarak geri döndüğünü gördüler" diye konuştu. 
Akgiray, krizin hedge fonların kimyasını bile değiştirdiği gözlemini de paylaşıyor. Ve şöyle diyor: "Serbest fonlar diyoruz… Hedge fonlar. Serbest fon oldukları için getirileri arasındaki korelasyonun düşük olmasını bekleriz. Ama kriz çıktı korelasyon arttı. Serbest fonlar bile beraber kıpırdamaya başladılar. Halbuki işin doğasına tamamen aykırı. Dünya çok entegre olmaya başladı." 
Borçlanmanın ekonomik ve sosyal bakımdan sıkıntılı bir politika olduğunu anlayana kadar krizin vereceği darbelerinde süreceğini düşünüyor Akgiray. Merkez Bankası'nın da tam bu noktada ihtiyatlı büyüme çağrısı yaptığını kaydeden Akgiray "Dengeli gitmek marifettir" diyor. 
5 yıl bekleyince para kaybettiren borsa yok
Akgiray, "Dünyanın her tarafında 4-5 yıl beklenince getirisinin negatif yani enflasyondan sonra da negatif olduğu bir borsa yok. İMKB'de öyle" diyor. Türkiye sermaye piyasalarında 20 yıllık bir sürecin fiyat analizini de yaptıklarını söyleyen Akgiray,şöyle devam ediyor: "Bizdeki firmaların performansına bakıyoruz. 2011'de iyi sonuçlar açıklayan da var, kötü sonuçlar açıklayan da. Eskiden benzer olaylar olduğunda çok daha iyi tepki vermiş İMKB. Şimdi veremiyor. Uzun vadeli bakınca böyle kalmaması lazım. Bir şekilde fiyatlara yansıması lazım. Yansıyacak. 
Firmalarımız ihracatlarını çeşitlendirmeye çalışıyor. Finansal bağımlılık çeşitlendirilmeye çalışılıyor. Sadece Avrupa'ya değil Kuzey Amerika'ya, Körfez'e, Ortadoğu'ya Rusya'ya bakıyoruz. Türkiye'nin finansal alışverişinde Kuzey Amerika, Körfez ve Uzakdoğu'nun payı artacak. O taraf daha güçlü duruyor. Bundan sonra Türkiye finans ve sermaye piyasaları olumlu ayrışacak. Ne kadar hızlı olur? Onu kestirmek zor."
Borçla desteklenen balonlar sönüyor 
Akgiray, bir istatistiğe de dikkat çekti. 2002 yılında dünyada 80 trilyon dolar düzeylerinde olan toplam borcun 2008-2009'da 190 trilyon doları geçtiğine de işaret etti. Akgiray, dünya ekonomilerinin gelirine ve servetine göre hiç olmadığı kadar borçlu olduğunun altını çizdi. Akgiray, "Dünya bu hale dönüşürken Türkiye'de kamu borcunun GSMH'ya oranı yüzde 40'lara indi. Hedef yüzde 30'lara inmek. 
Borç demek geçmişe takılıp kalmak demek. ABD'de nickel diye bir para var. Birkaç sene önce o nickel denen paranın içindeki metalin değeri 6.5 sente çıktı. Üstünde 5 cent yazıyor. Şu anda nasıl bilmiyorum ama fiziksel değeri maden değerinin altında kaldı. Parayı eritmek suç ama bir sürü fonun bunun değeri 8-9 cente çıkarsa diye alıp erittiğini biliyoruz. Mesele şu; borçla desteklenen balonlar sönmeye başlıyor."
Türk halkına tasarruf yapmayı SPK öğretecek
Türkiye'de tasarruf oranı çok düşük. Artık tüm finansal kesimler tasarrufun artması gerektiği üzerinde duruyor. Türkiye'de tasarrufların artırılmasında başrol SPK'nın. Finansal okur-yazarlık için yatırımcı seferberliği diyen SPK tarafından hazırlanan eylem planı Finansal İstikrar Komitesi'ne yakında sunulacak. 
Akgiray, buradaki stratejilerini ise şöyle anlatıyor: "Okullarda, ev hanımları lokallerinde, internette, basınla beraber top yekün bir seferberlik başlatacağız. Tasarruf etmenin amacı uzun vadeyi planlamaktır. İnsanların uzun vadeyi hedefleyerek düşünmesi lazım. İMKB'de bir şeyin fiyatı 3-5 ayda düştü diye hemen satışa geçmeyip biraz sabırlı olmak lazım. Sağlam bir firmaysa, geleceği iyi görünüyorsa, bekle. Tasarruf edin diyoruz ama nasıl tasarruf edeceğini de sunmak lazım. Uzun vadeli tasarruf imkanı veren finansal araçların var olması, üretilmesi… Hadise bu. Tasarrufu artırmak zorundayız. Bireysel emeklilik fonları, kurumsal yatırımlar çok önemli bu anlamda. Fonlar aracılığı olmalı, paralar uzmanlar tarafından yönetilmeli. 
O yüzden biz yeni kanunumuzda bunu vurgulamaya çalışıyoruz. Kurumsal yatırım, fon yönetim şirketleri.  BES'in daha cazip hale getirilmesi lazım. Sonuçta getiri varsa da girecek insanlar. Cazibe sunmak lazım. Sermaye piyasası araçlarını genişletmek, halktan önce uzmanları eğitmek, insanlara akıllı, güvenli makul getirili tasarruf araçlarını sunmak lazım. Borsa neden vardır? Bir; değer, fiyat oluşumu için vardır. İki; borsa firmalar için finansman kaynağıdır.
Üç; insanlar için uzun vadeli yatırım platformudur. Bu üç numaralı özelliği biz yıllardır unutmuşuz. ABD tarihinde 1930 krizinden sonra 1990'lara kadar ABD'yi ekonomik süper güç yapan borsalarıdır. Amerikalı girişimci bankadan kredi alarak Microsoft'u ya da Cisco'yu kurmadı. Borsaları kullandı. En dev şirketler halka açıklar."
SPK'nın www.yatirimyapiyorum.gov.tr web sayfası ve sosyal medyada facebook, twitter gibi hizmetleri bu yıl hizmete girdi. SPK, son aylarda web tabanlı bilgi yarışması ve sanal portföy yazılımı ile gençlerin sermaye piyasalarına ilgisini çekmeye çalışıyor. 
Çok milyar dolarlık halka arzlar gelecek
Bu yıl halka açılan firmaların çok küçük olduğu eleştirileri yapıldı. Akgiray'a bunu hatırlattığımızda Avrupa'yı işaret ederek "Çok milyar dolarlık halka arzlar gelecek. Dosyaları masanın üstünde. Üstelik hazırlandıktan sonra kapımızı çalacaklar da olacak. Büyüklerde gelsin, KOBİ'ler de gelsin. Küçükler açılınca ne oluyor deniyor ama Türkiye'nin gerçeği o. 10 tanesi gelecek yarın öbür gün bir tanesi superstar olacak. Ama hiç biri gelmezse aralarındaki o 'superstar'da çıkmayacak. 2012 de benim beklentim eğer dünyada öngörülemeyen bir gelişme olmazsa sermaye piyasaları 2011'den daha hareketli olacaktır" dedi. 
Sadece Avrupa'daki gelişmeler değil konuyu düşünen, hatta çalışmaya başlayan bir çok işletme olduğunu belirten Akgiray, "Fakat bir şekilde uyum gerekiyor. Aile şirketlerinin daha kurumsallaşarak gelmesi lazım" diye konuştu. 
Halka arzlarda artık ezberleri bozmak lazım
Akgiray, piyasadaki 'büyük arzlara, yabancı girer' ezberini de bozmak gerektiğine inanıyor. Bir çok arzın, 'şimdi Avrupa'ya Londra'ya gidip para bulmak çok zor erteleyelim' diye çıktığı yoldan geri döndüğüne işaret eden Akgiray, şöyle konuştu: "Bu ezberleri bozmak lazım. Türkiye'de son 2 yılda yapılan halka arzlarla 100 bine yakın yeni hisse senedi yatırımcısı geldi. Sadece bir firmanın arzından 15 bin yeni hesap açıldı. Yoktu, borsaya geldi. 
Demek ki biraz daha büyük firmalar gelse birkaç yüz bin yeni yatırımcıyı borsaya getirecek. Tahvilde de öyle. Sadece tahvilde 90 binden fazla yeni yatırımcı geldi. Varantta 3-4 bin yatırımcı geldi. 200 bin yeni hesap açıldı MKK'da. Kasım 2010'dan Kasım 2011'e kadar. Ama yeter mi yetmez. 
Bu belirsizlik ortamında Türkiye'de bunlar oluyorsa demek ki Türkiye'nin iç kaynağı var. Büyük halka arzların da illa yabancı payına ihtiyacı yok. Yeter ki iyi sunulsun. Yabancı yatırımcı artık bu ana ortağa güvenmeli miyim diye bakıyor. Bu bakış da yerli yabancı ayrımını ortadan kaldırır."
Dünyada para batıdan doğuya akıyor. Yeni para merkezleri artık dünya coğrafyasının farklı noktalarını işaret ediyor. Akgiray'da artık yatırım uzmanlarının sadece Londra, ya da Frankfurt'a değil Kuzey Amerika'ya, Rusya'ya, Çin'e, Körfez'e, Uzakdoğu'ya hatta Japonya'ya bakması gerektiğini düşünüyor. 
'Şirketi babam kurdu, istediğimi yaparım' yok
2005 yılına kadar reel faizler yüksekti. Dolayısıyla sermaye piyasaları bu yüksek getirinin gölgesinde kalıyordu. Birde yıllar içinde oluşan güven sorunu vardı. Güven sorunu nasıl aşılıp, talep nasıl yaratılacak denildiğinde Akgiray, şu değerlendirmeyi yaptı: "Aracı Kuruluşlar Birliği bir kamuoyu araştırması yaptırdı. İnsanların özellikle borsaya ilişkin yatırım kararı verirken birinci faktör güvenilirlik diyor. Ortak olursam haklarım korunacak mı? Buna çok önem veriyoruz. Kurumsal yönetim tebliği geçecek. Bu yatırımcıların firmalara olan güvenini artıracak. Çünkü  güven olmazsa, yatırım yapmaz. 
Ama sadece küçük yatırımcının değil büyük yatırımcının da hakkı korunacak. Kurumsal Yönetim Tebliği'ni hazırlarken ABD'den Japonya'ya hatta Malezya'ya kadar ne var, ne yok inceledik. OECD bünyesindeki önerilere baktık. Ve bu Tebliğ bizi kurumsal yönetimde dünyadaki ilk örneklerden biri yapacak. 
Bazı kişiler kırılacak. Bağımsız yönetim kurulu üyesi olacak. Bakacağız. Bazı küçük ortakların lehine olmayan kararlar biraz daha kontrol süzgecinden geçecek. Genel kurul onay şartı olacak. 'Şirketi babam kurmuştu, yüzde 70'i benim, istediğim yaparım' olmayacak. O zaman halka açılma. Tabii ki küçük yatırımcının hakkını nasıl korursak büyük yatırımcının hakkının da ilk savunucusu biziz. Belki anlaşılana kadar insanlar halka açılmak için düşünür ama yapıldığı anda yatırımcı güveni artacaktır. Talep daha hazır olacaktır."
Yeni kanun neler getirecek?
Sermaye piyasalarındaki dönüşüm için Kurumsal Yönetim tebliği önemli bir dönüşümün ilk habercisi. Bir diğeri ise yeni kanun. Sermaye Piyasası Kanunu 30 yıllık. İMKB ise 25 yıllık. Arada yapılan birkaç düzeltme ve uyumlaştırma çalışmalarının dışında sermaye piyasası kanunu hiç değişmedi.
Peki yeni kanunda nerelere dokunuluyor. Akgiray, özetle "Devlet yol gösterecek özel kesimin çalışkanlığı ve becerisi belirleyici olacak. Borsaların, aracı kurumların yapılanması, bankaların bu işe bakışında değişim gerek. Yeni kanun ile biz biraz oralara da etki ediyoruz"  diyor. 
Ne zaman? Sorusunun cevabı ise net: "Tahmin ediyorum ocak sonu şubat başı gibi piyasa görüşüne açıp hızla geri dönüşleri toplayacağız. İlk 3 ayda Meclis gündemine alırsak temmuza kadar çıkması gerekir. TTK ile uyumlu olsun istiyoruz. TTK'da sermaye piyasalarına ilişkin boşlukları bu kanunla doldurmak istiyoruz. TTK yürürlüğe girmeden biz bunu yasalaştırabilirsek piyasa açısından çok uyumlu bir süreç olacak." 
Yeni kanunda neler var? sorusunun yanıtı ise şöyle: "Yasal olmayan, manipülasyon gibi suçlarda biraz bizlerin öngörülü ve caydırıcı olmamız lazım. Yeni kanunda sermaye piyasası suçlarını, bugün için muallak olan suçları, net tanımlıyoruz. Net tanımlanan suç zaten kendi başına caydırıcı. Daha da önemlisi suç işlenmeden önlenmesi lazım. Yatırımcının rahat rahat uzun vadede yatırım yapacağı bir ortam oluşturmak ve firmaların da buradan gelecek finansman kullanımını maksimize etmek. 
Alanımızı çok net tarif ediliyoruz. Sermaye piyasası araçları tanımları ile beraber var. Mesela bundan sonra Maliye Bakanlığı sermaye piyasası araçlarının vergilendirilmesini bir sistematiğe oturtabilecek. Her şey netleşiyor. Mainüpulasyona  piyasa dolandırıcılığı, piyasa bozucu eylemler diyoruz. İçeriden öğrenenlerin ticareti 'insider'ı net tanımlıyoruz. Yaklaşık 110 maddeden oluşuyor."
Türkiye'nin riski takip edilecek
Akgiray, 2012'de gündemde yeni tebliğler, yeni kanun ve borsaların yapılandırılmasının yanında somut projeleri olduğunu da söyledi. Merkezi karşı taraf oluşturacaklarını söyleyen Akgiray, Takasbank'ın çalışmalara başladığı bilgisini de verdi. Akgiray, "Tüm borsalarda ve gerekirse tezgah üstü piyasada işlemlerin karşı tarafı olan bir kurum olacak. Her alıcı için satıcı, her satıcı için alıcı konumunda bulunacak. Aslında bir teminat ve mutabakat merkezi. Toplam ülke riskini görmek ve denetleyebilmek imkanı olacak. 
Bu bir erken uyarı sistemidir. Bu proje Takasbank'ı riskleri yönetebilir hale getiriyor. Piyasada olan biten tüm işlemlerin riskini görebileceğiz. Diyelim ki; hisse senediniz, tahviliniz var. Hepsi için ayrı teminat yatırılıyor. Bir yerde fazla, bir yerde az teminatınız var. Merkezi bir karşı taraf düzeneği kurulursa siz toplam teminatınız üzerinden netleşeceksiniz ve sisteme maliyeti daha az ama daha güvenli olacak. Bunun çalışmaları ABD de başladı, Avrupa'da yapmak istiyor" açıklamasında bulundu. 
Kişisel yatırımlar güvenceye alınacak
Merkezi karşı taraf projesinin dışında sermaye piyasalarının bir de merkezi saklama projesi var. "MKK'yı şekillendirme gündemde" diyen Akgiray bu konuda ise şunları söyledi: "Türkiye'de tüm hisse senetleri kaydileştirilmek durumunda. 2012 sonunda eldeki kağıtlar hatıra olacak. DİBS'ler MKK'nın gündemine geliyor. MKK'da elektronik kıymet transfer merkezi olacak. Merkezi karşı taraf Takasbank'ın yapacağı sistemik risk yöneten bir yer olacak. Merkezi saklama kişisel yatırımları teminat altına alan bir yer olacak. İkisi de birbirini tamamlayacak. IOSCO üyesiyiz ve dünya ne istiyor, neyi konuşuyor biliyoruz. Yeni kanun hukuki alt yapıyı oluşturuyor. Merkezi karşı taraf, merkezi saklama ve yeniden yapılanmış borsalar… Bunları yaparsanız finans merkezi olursunuz. Bunları yaparsanız Londra'ya rakip olursunuz."
Sermaye piyasalarında bölgeye 'abi'lik yapıyor
Başkan Vedat Akgiray'ın verdiği bilgiye göre SPK OECD ile 2 proje yürütüyor ve şimdi de üçüncüsüne başlayacak. Dünya Bankası ile de 2 proje yürütülüyor. Bu projelerden birinde Kuzey Afrika ve Ortadoğu bir diğerinde ise Orta Asya, Gürcistan ve Ukrayna yani Avrasya bir coğrafi bölge olarak ortaya çıkıyor. Bu bölgelerde sermaye piyasalarının geliştirilmesi ve kurumsal yönetimin tesisi konularında proje lideri Türkiye. Üstelik Türkiye şimdi Azerbaycan'da Irak'ta ve bazı ülkelerde sermaye piyasalarının geliştirilmesi projesine en ön plandaki aday. Rusya ile de bu bağlamda ilişkileri geliştirmek istiyorlar. OECD'nin Türkiye'nin de içinde olmasını istediği Rusya'da kurumsal yönetim projesi olduğunu da söyleyen Akgiray, "Bunlar Türkiye'nin atakları. Politikaları şekillendiren ülke olursanız ileride oradan ticari menfaatiniz de olur" diyor. 
2023'te 2 trilyon dolarlık sermaye piyasası
2023'te Türkiye'nin milli hasıla hedefi 2 trilyon dolar. Akgiray'a sermaye piyasalarının büyüklüğü o tarihte nereye gelir dediğimizde "Türkiye sermaye piyasalarının büyüklüğünün de 2 trilyon dolar olması lazım" diyor. Burada da gösterge gelişmiş ülke borsaları. Bugün GSMH'nın üçte biri düzeyinde olan Türk sermaye piyasalarının 5 hatta 6 misli büyümesi gerektiği üzerinde duran Akgiray, "Bu zor bir hedef değil. Bunun üstünü zorlamak başarıdır. ABD'de olduğu gibi. ABD sermaye piyasalarının büyüklüğü GSYİH'ndan daha büyüktür. 1.000 büyük firma 3.000-4.000 küçük firma zor bir hedef değil. Şu anki insan kaynağımızda onu yönetmeye muktedir" ifadelerini kullandı. 
Bu konularda ilginizi çekebilir