Refah hala Batı'da... Türkiye hangi noktada?
Değişim Yelpazesi'in gündemi ülkelerin 'refah' düzeyleri
Legatum Prosperity Index, ülkelerin zenginlik ve refah düzeylerini karşılaştırmalı olarak değerlendiren bir çalışma. Birçok endeksin baz aldığı zenginlik, yaşamdan memnuniyet ve ekonomik ilerleme gibi belli başlı kriterlerin derinine inerek refahı getiren faktörleri detaylı bir şekilde inceliyor. Ekonomik gelişimi güçlendiren faktörler hangi ekonomilerde mevcut? Halkın memnuniyetini sağlayan şartlar neler? Ülkeler arası farklılar ve benzerlikler nelerdir?
Öncelikle hangi ülkede refah içinde yaşanıldığına bakmadan önce refahın tanımını yapmak yararlı olur. Refah; zengin, sağlıklı, huzurlu ve mutlu olmanın bir optimumu. Legatum çalışmasına göre, refah içinde yaşamak, yüksek GSYIH sahibi bir ülke olmakla eş anlamlı değil, ancak ekonomik faktörlerin ülkenin politikasını, eğitim ve sağlık kurumlarını ve insan ilişkilerini yakından etkilediği ortada.
Dünya nüfusunun yüzde 90'ının değerlendirildiği endeksteki bilgiler yılların istatistiki analizi, objektif veriler ve kişisel cevaplardan oluşan anketlerden alınmakta. Toplamda 104 ülke, 9 alt kategori altında düzenlenmiş, 79 değişkenle ele alınarak uzun dönemde refah düzeyi saptanıyor. Her ülke herbir kategoride değerlendirilip puanlandırılıyor. Kategorilerin puanlamalarının ortamalamasının alınmasıyla ülkenin refah düzeyi belirlenmekte.
Bu kategoriler şöyle:
1. Ekonomik Temeller – para kazanmaya olanak veren, büyüyen güçlü bir ekonomi
2. Girişimcilik ve İnovasyon – yeni şirketlerin kurulmasına, yatırımların yapılmasına ve yeni fikirlerin ticarileşmesine uygun koşullar
3. Demokratik Kurumlar – şeffaf ve sorumluluk alan ekonomik büyümenin yolunu açan kurumlar
4. Eğitim – herkes tarafından ulaşılabilir, insan gelişimini destekleyen kaliteli eğitim sistemi
5. Sağlık – toplumun fiziksel iyiliği
6. Güvenlik – yaşamak ve çalışmak için güvenli bir ortam
7. Yönetim – düzeni koruyan ve üreten vatandaşlarını destekleyen dürüst ve etkin bir hükümet
8. Kişisel Özgürlükler – kişilerin hayatlarının gidişatını yönlendirebildiği ve seçimler yapabildiği bireysel haklar
9. Sosyal İlişkiler – güçlü cemaatler ve ilişkilerde güven
Bu kriterlerin ışığında ilk 10'da Avrupa ve Kuzey Amerika var:
1. Finlandiya
2. İsviçre
3. İsveç
4. Danimarka
5. Norveç
6. Avustralya
7. Kanada
8. Hollanda
9. ABD
10. Yeni Zelanda
Son 10 ise Afrika ağırlıklı:
95. Kenya
96. Cezayir
97. Tanzanya
98. Nijerya
99. Pakistan
100. Kameron
101. Orta Afrika Cumhuriyeti
102. Yemen
103. Sudan
104. Zimbabve
Legatum endeksinden çıkan sonuçlar ise on ana maddede toplanmakta:
1. Refah içinde yaşayan ülkelerin 9 alt kategoride puan dağılımları benzer.
Yani, bir kategoride yüksek puan almış olan ülke, diğer kategorilerde de yüksek puanlar almış. Bir başka deyişle, refah içinde yaşayan ülkelerin puan dağılımları birbirine oldukça yakın. Örneğin, 1. sırada yer alan Finlandiya hiçbir kategoride en yüksek puanı almamışken, ortalamada en yüksek puana sahip olmuş. Oysa, sıralamanın sonundaki 20 ülkeye bakıldığında kategoriler arası puan farklıları göze çarpıyor. Örneğin, 98. sıradaki Nijerya sosyal ilişkiler kategorisinde 16. sırada olurken, diğer kategorilerin tümünde sonlarda yer alıyor. Gallup'un verilerine göre, Nijeryalılar ne kadar yoksul olurlarsa olsunlar ailelerini ve dostlarını herşeyin üzerinde tutmalarının yanında, yabancılara yardım eli uzatmaktan geri kalmıyorlar.
2. Mikro düzeydeki girişimcilerin makro düzeyde sağlam ekonomik politikalara ihtiyaçları var.
İnovasyon ve girişimcilik diğer faktörlere kıyasla en fazla ekonomik temellerden etkilenmekte. Gelecek vaad eden girişimciler, eğer ülke ekonomisi kötü gidiyorsa kendilerini ve başarılarını kısıtlayan bir tavanla savaşmak zorunda kalıyorlar.
3. Özgürlük kısıtlanamaz.
Bazı ülkeler özgürlüğü belli alanlarda uygularken refah içinde yaşayan ülkeler politik, ekonomik, dini ve kişisel olmak üzere her alanda özgür. 79 faktörün üçte biri devletlerin vatandaşlarına tanıdığı özgürlükleri araştırıyor. Bu özgürlüklere, yeni bir işe atılmak, tıbbi ihtiyaçlara ve eğitime ulaşabilmek, özgürce ibadet etmek veya politik aktivitelere katılmak dahil. Dolayısıyla, özgürlükleri ölçmek için sadece hükümet uygulamalarına değil, kişilerin politik, sivil ve ekonomik özgürlüklerine de dikkat çekilmekte.
4. İlk 20 ülkenin 16'sı Avrupa ve Kuzey Amerika'dan.
5. Tarih kader değildir.
Sıralamanın başındaki ülkelerin çoğu, geçmişten bugüne üretimi yüksek olan, etkin ancak sınırlı hükümet varlığı olan ve insanlar arası güven ilişkisinin oturmuş olduğu ülkeler. Ancak ilk 40'a yakından baktığımızda yakın geçmişinde yoksullukla mücadele eden, mutsuzluğu ve bastırılmışlığı arkasında bırakmayı başarmış ülkelere rastlamak mümkün. Asya'da Singapur, Tayvan ve Güney Kore bir nesil öncesinde gelişmekte olan ülkeler arasındaydı. Avrupa'da refah düzeyleri yükselmeye başlayan Hırvatistan, Estonya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Slovakya yakın geçmişte komünist hükümetler tarafından yönetilirken refah konusunda kısıtlı bilgiye sahipti. Latin Amerika'da Şili ve Brezilya ekonomik büyüme ve yaşam memnuniyeti konusunda yükseliş göstermekte.
6. İyi hükümet yönetim, yaşam memnuniyeti ve ekonomik ilerleme için şart.
Hükümetin, vatandaşlarının yaşama, çalışma ve kendini geliştirmesinde rol oynaması olmazsa olmaz. Tabi ki insanlar kendi mutluluklarından kendileri sorumlu, ancak toplumun genel memnuniyetinde hükümetin rolü de yadsınamaz. Sorumluluğunun bilincinde politik kurumlar, sivil özgürlüklerin korunması ve güvenilir yasama mercileri hep toplum refahını güvence altına alan faktörler. Sağlıklı ekonomik koşulların sağlanması hükümet tarafından makro düzeyde gerçekleşmeli ki, girişimciler mikro düzeyde atılımlarıyla ekonomiye katkıda bulunabilsin.
7. Refah güvenli ortam anlamına gelir.
Güvenlik refahın hem sebebi, hem sonucu konumunda. Güvenli bir ülkede yaşamak herhangi bir saldırıya veya gelebilecek zarara karşı korunduğunu hissetmek demektir. Güvenlik olmadan refah olmaz, refah olmadan da güvenliği sağlamak zordur. Kişiler ancak kendilerini güvende hissettikten sonra memnuniyet hissederler. Finansal yatırımlarını güvence içinde yapar, sosyal ilişkilerini sağlamlaştırırlar.
8. Mutluluk 'fırsat, sağlığın iyi olması, sağlam ilişkiler ve kim olmak istediğini seçme özgürlüğüdür.'
Yaşam memnuniyetinin en yüksek olduğu ülkeler sağlık, güvenlik, kişisel özgürlük ve sosyal ilişkiler alanlarında en yüksek puana sahip.
9. Güçlü topluluklar zayıf hükümetleri dengeler.
Bazı ülkelerde etkin olmayan zayıf hükümetler iktidarda olmasına karşın, sağlıklı aile arkadaş ve iş ilişkileri sayesinde kişiler kendilerini idare ediyorlar. Çalışma, ilginç bir şekilde güçlü hükümetlerin olduğu ülkelerde sosyal ilişkilerin zayıf kaldığını göstermekte.
10. Para mutluluğu satın alamaz... tabii yoksul değilseniz!
Sadece en fakir ülkelerde gelirlerde artış yaşam memnuniyetini arttırır. Belli bir standartın üzerinde olanlarda ise, gelir artışının yansımasını diğer faktörlere bakarak irdelemek gerekir.
Türkiye ne kadar refah içinde?
Tüm bu değerlendirme kriterlerinin süzgeçinden Türkiye'yi geçirdiğimizde kendimizi 104 ülke arasından 69. sırada buluyoruz. Ekonomi ve iş dünyası açısından bakıldığında, çok gerilerde değiliz. Ekonomik temellere göre Türkiye 50. sırada. Dünya standartlarına göre, işçilerin maaşları düşük bulunmasa da, yüzde10' a varan işsizlik ve enflasyon oranlarıyla değerlendirildiğinde geçim sıkıntısı çeken sayısı az değil. Ticaret verileri de ticaret potansiyelinin çok azının gerçekleştirildiğini göstermekte. Hammadde ithalatı verileri oldukça düşük olduğu gibi, yurtdışındaki Türk direkt yatırımları da diğer ülkelerin yatırımlarına oranla zayıf kalıyor.
Türkiye girişim ve inovasyon alanında 56. sırada. Girişim potansiyeli yüksek, ancak inovasyonla birleştirmede sıkıntılar yaşanmakta. Türkiye'de yeni bir işletmenin kaydı için oldukça basit 8 adımdan geçmek gerekli. Bu kolay süreç sayesinde sadece 2007 yılında yaklaşık 89 bin yeni şirket kuruldu. Ar-Ge alanında Türk yatırımları dünyada ilk 30'a girse de, girişimcilik inovatif ürün ve servislerle bütünleşemedi. Örneğin, ihracat ürün gamının içinde yüksek teknoloji ve ICT ürünlerinin oranı tüm ihracat ürünlerinin sadece yüzde 2.4'ü. Demokratik kurumlar ve politik istikrar ortalamada kalırken, kırık notlar; güvenlik, kişisel özgürlük ve sosyal ilişkilerden geliyor. Anketin en şaşırtıcı sonucu Türk insanının sosyal ilişkilerinin zayıf olması. Gallup'un verilerine göre, gönüllü yardım faaliyetlerinde en arka sıralardayız. Ailelerimize bağlılık, yardımlaşmak ve misafirperverlik Türk kültürüyle özdeşleşen nitelikler, ancak diğer ülkelere kıyasla bu ilişkilerde geri kalmışız.
Dokuz kategoriyi de gözden geçirip öz eleştiri yapmak ve biran önce değişim hareketine başlamakta yarar var. Refah içinde yaşamak ve mutlu olmak için...