Recep İvedik'in gişesi 20 milyon olmalıydı
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İZMİR - Yazar, senarist ve yönetmen Ümit Ünal, yaptıkları işlerin dünyaya duyurulması konusunda sıkıntı yaşadıklarını belirterek, "Biz, bunu dizilerde becerebildik, sinemayı henüz o noktaya getiremedik. Bir Türk sineması modası başlatamadık" dedi.
İzmir 13. Uluslararası Kısa Film Festivali kapsamında verilen "Altın Kedi" ödüllerinin jürisinde yer alan Ünal, festival ve Türk sinemasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Festivalde iyi bir seçki oluşturulduğunu ve izleyicilerin iyi filmler izleme imkanı bulduğunu dile getiren Ünal, ailesinin yaşadığı, üniversiteyi okuduğu, 1985 yılında ayrıldığı İzmir'e bu vesileyle bir kez daha gelmekten ayrı bir mutluluk yaşadığını ifade etti.
Ünal, Türk sinemasının, son dönemde uluslararası alanda geçmişe oranla daha fazla ilgi gördüğünü, ancak Türk sinemasının hala kendini duyurabilme sıkıntısı yaşadığını belirtti.
Ünal, TÜrk sinemasının bir gelişim dönemi içinde olduğunu, tanıtım eksikliği nedeniyle dünya genelinde dizi sektörünün elde ettiği başarının gerisinde kaldığına işaret ederek, şunları söyledi:
"Biz yaptığımız işleri dünyaya duyurma konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Biz, bunu dizilerde becerebildik, sinemayı henüz o noktaya getiremedik. Bir Türk sineması modası başlatamadık. Bence bunun sebebi sanatçılar değil. Çok başarılı yönetmenlerimiz, oyuncularımız, teknik ekiplerimiz var. Filmlerin satış pazarlama ve tanıtımını yapan insanların vizyonlarını değiştirmeleri ve devletin daha çok destek vermesi gerekiyor. Büyük bütçelerle çalışan az sayıda yönetmen var. Bir tek Nuri Bilge Ceylan, şu anda bunu başarabiliyor. Bunun dışında hep küçük bütçelerle filmler yapılıyor, ama bu filmler, gerçekten güzel filmler, cürümünden fazla yer yakan filmler oluyor."
Gişe mi festival başarısı mı?
Türk izleyicisinin yerli filmlere daha çok ilgi göstermeye başlamasının şaşırtıcı olmadığını vurgulayan Ünal, teknik anlamda ilerleme kaydedilmiş olmasıyla birlikte izleyicinin kendi dünyasından bir şeyler bulması nedeniyle tercihini yerli filmlerden yana kullandığını bildirdi.
Ünal, bir film için başarı kıstası konusunda ise filmin ülke içinde çok izleyiciyle buluşmasının, o filmin uluslararası alanda da kabul göreceği anlamına gelmediği gibi bunun tam tersinin de geçerli olduğuna dikkati çekerek, "Bunun her ikisini de birlikte yapabilen yönetmen, asıl büyük dönüşümü başlatmış olacak. Yalnız şunu da belirtmek gerekir ki, dünyada bunu başarabilen yönetmen çok az" dedi.
"Gelir seviyesi, sinemaya gitmeyi etkiliyor"
Ünal, izleyicinin sinemaya yeterince gitmemesinin televizyonun etkisi ya da ilgisizlikten çok gelir durumu ile ilgili olduğunu savundu.
Orta gelirli 4 kişilik bir aile için yol ve sinemada yapılan harcamalar da dahil edilirse sinemaya gitmesinin ciddi sayılabilecek bir maliyet oluşturduğunu, bu nedenle çoğu ailenin yılda 1-2 kez sinemaya gidebildiğine işaret eden Ünal, bu durumun aynı zamanda film tercihine etki ettiğini söyledi.
-"Recep İvedik daha çok izleyici alabilmeliydi"-
Türkiye'de, "gişe başarısı" elde etmiş filmlerin bile nüfus dikkate alındığında yeterince izleyici çekemediğini düşündüğünü anlatan Ünal, şöyle konuştu:
"Türkiye'de en fazla gişe yapan filmler, 5 milyon civarında kişi tarafından izleniyor. Türkiye'den daha düşük nüfusa sahip olan İngiltere'de ise popüler filmler 14-15 milyon izleyici çekiyor. Aradaki fark, ancak gelir durumuyla açıklanabilir. Türkiye'nin nüfusunu göz önüne aldığımızda, en popüler filmler için bile izleyici sayısı az. Recep İvedik'in gişesi 20 milyon olmalıydı."
Ünal, sinemada popüler filmin daha fazla gişe geliri elde etmesinin sorun olmadığını, izlenme açısından filmler arasındaki uçurumun sıkıntılı olduğunu belirterek, "Ticari düşünülerek yapılan bir film örneğin 10 milyon kişiye ulaşıyorsa, başka bir film de 1 milyon izleyici bulabilmeli. Bulamamasının nedeni, izleyicinin yılda 1-2 kez sinemaya gitmesi ve orada da tercihini en popüler olandan yana kullanması" dedi.
"Teyzem", "Milyarder", "Hayallerim, Aşkım ve Sen", "Arkadaşım Şeytan", "Piano Piano Bacaksız", "Berlin in Berlin", "Amerikalı" filmlerinin senaryolarına imza atan, 2001 yılında çektiği ilk filmi "9" büyük beğeni kazanan, "Anlat İstanbul", "Ara", "Ses" ve son olarak da "Nar" filmlerini yöneten Ünal, yaz aylarında yeni bir projeyi hayata geçirme hazırlığında olduğunu sözlerine ekledi.
Bu konularda ilginizi çekebilir