"Ülkenin keyfi yönetilmesine izin vermeyeceğiz"
Avukatlar Günü dolayısıyla Anıtkabir'i ziyaret eden TBB Başkanı Feyzioğlu, Anıtkabir Özel Defteri'ne "Üstünlerin hukuku yerine hukukun üstünlüğünü savunmaya yılmadan devam edeceğiz" yazdı.
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, "Avukat, hakim, savcı, aynı statüde mesleğimizi yerine getirmemizi engellemeyecek, yıldırmayacak şekilde taramaya hiçbir zaman hayır demedik" ifadelerini kullandı.
Feyzioğlu ile TBB Yönetim, Disiplin ve Denetleme kurullarının üyeleri, Avukatlar Günü dolayısıyla Anıtkabir'i ziyaret etti.
Atatürk'ün mozolesine çelenk bırakan Feyzioğlu, Anıtkabir Özel Defteri'ne şunları yazdı:
"Büyük Önder Atatürk, 5 Nisan Avukatlar Günü vesilesiyle Türkiye Barolar Birliğinin seçilmiş kurulları olarak huzurundayız. Anıtkabir'den tüm milletimize bir kez daha söz veriyoruz. Üstünlerin hukuku yerine hukukun üstünlüğünü savunmaya yılmadan devam edeceğiz. Biz avukatların bu şerefli mücadelesinin sonu aydınlıktır. Herkes için adalettir, Türk milletinin eşit yurttaşlık paydasında tek vücut olmasıdır, bir büyük kucaklaşmayı gerçekleştirmesidir. Işıklı yolunun yorulmak bilmeyen yolcuları olarak size minnettarız."
"Türkiye'nin en güvenilir kimliğine sahibiz"
Feyzioğlu, daha sonra, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"Adliyelerde güvenliğin artırılması konusunda boralara gönderdiği yazının" hatırlatılması üzerine Feyzioğlu, kendilerinin Mustafa Kemal Atatürk'ün ışıklı yolundan giden Cumhuriyet avukatları olduklarını vurguladı.
Ülkenin keyfi yönetilmesine ve avukatların hedef tahtasına konulmasına izin vermeyeceklerini belirten Feyzioğlu, avukatlara yönelik her saldırının aslında vatandaşa olduğunu söyledi.
Feyzioğlu, İstanbul Adliyesi'ndeki terör saldırısında meslektaşlarını kaybetmenin üzüntüsünü yaşadıklarını anlatarak, "Bugün restleşme günü değil, bugün hakikaten birlik beraberlik günü, birlikte teröre karşı akılcı çözümler üretme günü" diye konuştu.
"Türkiye'nin en güvenilir kimliğine sahibiz biz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konudaki yaklaşımını eleştiren Feyzioğlu, şu iddialarda bulundu:
"Türkiye'deki güvenlik açığını, istihbarat zaafını, Türkiye'nin terör örgütlerinin oyun alanı haline getirilmiş olmasını bir kenara bırakıyor, bu konulardaki şahsi sorumluluğunu da sorumsuzluğuyla kapatıp, hedef saptırmak anlamında avukatları gösteriyor, sanki sorumluymuş gibi. Niyeymiş? Bir terörist, piyasadan 20 liraya bir avukat cübbesi almış, koluna takmış, onunla girmiş. Peki sizin adliyeyi emanet ettiğiniz kimlik sormuş mu, kimliğini okuyucudan geçirtmiş mi? Türkiye'nin en güvenilir kimliğine sahibiz biz. İddia ediyorum, adliyeye her gün işi dolayısıyla girenlerin içinde, o kesimin içinde, avukatlar kadar güvenli giriş yapan başka hiçbir kesim yok."
"Avukat, hakim, savcı, aynı statüde mesleğimizi yerine getirmemizi engellemeyecek, yıldırmayacak şekilde taramaya hiçbir zaman hayır demedik. Hakim de duyarlı kapıdan geçecek savcı da avukat da adliye personeli de geçecek" değerlendirmesinde bulunan Feyzioğlu, Türkiye'deki güvenlik anlayışının "hemşehrinin hemşehriye duyduğu güvenle" sınırlı olduğunu savundu.
Türkiye'nin ateş çemberinin ortasında yaşadığını, teröre karşı herkesin can güvenliğini koruyacak makul tedbirlere ihtiyaç duyulduğunu belirten Feyzioğlu, HSYK Başkanvekilinden, bu tedbirleri görüşmek üzere talep ettikleri randevuya olumlu cevap aldıklarını kaydetti.
Feyzioğlu, "Adalet Bakanı'ndan da randevu talep ettik. Verirse görüşürüz. Vermezse elbette bu tedbirlerin ortak akılla geliştirilmemesinden doğan sorumluluk, siyasi iktidara aittir" görüşünü bildirdi.
"Önerimiz, mevzuatı uygulayalım"
"Ne tür bir öneri sunacakları" sorusuna Feyzioğlu, "Bizim önerimiz şu mevzuatı uygulayalım. Hiç kimse, kimseye keyfilik yapmasın. Hakim, savcı, avukat kapılarını aynı yapmak zorundayız. Hakim, savcı, avukat aynı kapıdan girecek, aynı uygulamaya tabi olacak. Buna direnmenin bana birisi mantığını anlatsın" yanıtını verdi.
Feyzioğlu, "Yarın x-raydan geçeceksiniz, üzeriniz aranabilecek mi" sorusu üzerine, buna itirazlarının olmadığını belirtti.
"Çantamızı x-raya koyarız, duyarlı kapıdan da geçeriz" diyen Feyzioğlu, "Peki, Türkiye'nin hakimi, savcısı neden buna karşı çıkıyor? Biz şunu söylüyoruz, aynıyız, eşitiz, bizim eşitliğimizin kaynağı halkın hakkını savunuyor olmamız. Bu eşitlikten vazgeçtiğimiz anda yurttaşlarımız devletin karşısında zayıf duruma düşerler" görüşünü paylaştı.
"Şu siyasiler biraz sussalar..."
Metin Feyzioğlu, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başsavcılık, şehit savcı Mehmet Selim Kiraz'ın üzerinden 5 kurşun çıktığını açıklamıştı. Basına yansıyan haberlere göre, üzerinden 10 kurşun çıkmış. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusu üzerine, "Şu siyasiler biraz sussalar da işin sorumluları işlerini yapsalar, her şey Türkiye'de doğru düzgün gidecek. Sayın Cumhurbaşkanı her işin içinde. İlgilenmediği, müdahil olmadığı, yönetmeye kalkışmadığı hiçbir yer yok. Her siyasi boğazına kadar her işe müdahale etmek zorunda hissediyor kendini. Bir durun, bir kenarda durun" ifadelerini kullandı.
"Bu olayın incelenmesi lazım"
"Birisi 5 kurşun diyor, ardından 10 kurşun çıkıyor. Bu olayın sonuna kadar incelenmesi lazım" diye konuşan Feyzioğlu, şunları kaydetti:
"Terör örgütlerine sömürülecek iklimi, atmosferi yaratanlar, bizatihi bu açıklamaları durup durup yapanlardır. Gezi'de öldürülenlerin faillerinin bulunmaması için çaba sarf edenler veya bu izlenimi yaratan açıklamalar yapanlar, kanlı terör örgütüne böyle bir olayı suistimal edecek eylem yapma iklimini armağan etmişlerdir. Biz 77 milyonun kucaklaşmasını sağlamak istiyoruz. Kan dökülmesine son diyoruz, Terörle akılcı bir şekilde mücadele edelim diyoruz. Merkeze de insanı koyalım diyoruz."