"Ukrayna'da soğukkanlı olunmalı"
Cumhurbaşkanı Gül, Ukrayna'daki gelişmelerle ilgili, "Bu konularda soğukkanlı olunmasını ve uluslararası hukuka özellikle riayet edilmesi gerektiğini" bildirdi
KOPENHAG - Kopenhag Christiansborg Sarayı'ndaki başbakanlık binasında yapılan basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Danimarka Başbakanı Helle Thorning-Schmidt yaptıkları görüşmeyi aktardı ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Gül, davetten duyduğu memnuniyeti dile getirerek misafirperverlikten ötürü Kraliçe 2. Margrethe'e teşekkür etti.
Danimarka ve Türkiye arasındaki dostluk ilişkilerinin Osmanlı dönemine uzandığını belirten Gül, o dönemlerden itibaren iki ülke ilişkilerinin mükemmel bir düzeyde seyrettiğini ve her alanda yakın işbirliği içinde olduklarını söyledi. Ziyaret vesilesiyle iki ülke ilişkilerine yeni bir ivme kazandırmak ve ilişkileri daha da ileri taşıma arzusunda olduklarını vurgulayan Gül, dün iş dünyası ile bir araya geldiğini ve yatırımcılara, birlikte daha çok iş yapmaları için tavsiyelerde bulunduğunu aktardı.
Yeni bir Soğuk Savaş'ın kimseye faydası yok
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye ve Danimarka olarak Ukrayna ve özellikle Kırım'daki gelişmeleri detaylı konuştuklarını ve Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne verdikleri önemi tekrarladıklarını belirtti.
De facto durumların Avrupa'da başka sorunları doğurabileceğini ve daima uluslararası hukukun gözününde bulundurulması gerektiği üzerinde durduklarını ifade eden Gül, "Öncelikle bu konularda soğukkanlı olunmasını ve uluslararası hukuka özellikle riayet edilmesi gerektiğini yoksa yeni bir Soğuk Savaş döneminin başlamasının kimseye faydası olmayacağını ve bundan herkesin çok zarar göreceğini paylaştık" dedi.
Danimarka'nın Suriye'de olup bitenleri yakından takip ettiğini gördüğünü belirten Gül, Türkiye'ye gönderilen patriotlar nedeniyle Danimarkalı askerlerin Türkiye'de görev yaptığını hatırlatarak bundan dolayı teşekkür ettiğini ve Türk halkının takdirlerini ifade ettiğini söyledi.
Gül, Suriye'de yaşanan kritik süreci en iyi bilen ülkenin Türkiye olduğunu çünkü Suriyeli mültecilerin Türkiye'deki kamplarda yaşadığını ve bunlar için şimdiye kadar 3 milyar doların üstünde harcama yapıldığını vurguladı. Türkiye'nin bu konuda uluslararası desteğe ihtiyacı olduğunu ilettiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, Suriye'deki güvenlik durumu, uluslararası desteğin sürmesi gerektiği ve Suriye'de radikalizmin önüne geçilmesi gerektiğinin önemine değindiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Gül, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Abdullah Öcalan ile ilgili aldığı kararın sorulması üzerine, bu sabah kararı öğrendiğini ancak uzmanlar tarafından yapılacak detaylı çalışmadan sonra konuşabileceğini söyledi.
Aramızda çok güçlü siyasi bağlar var
Başbakan Thorning-Schmidt de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü Danimarka'da ev sahibi olarak karşılamaktan memnuniyet duyduğunu belirterek bu ziyaretin Başbakan Erdoğan'ın ziyaretinden tam 1 yıl sonrasına denk geldiğini, bu durumun iki ülke ilişkilerinin ne kadar güçlü olduğunu gösterdiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Gül'ün Türkiye'nin AB üyeliği konusunda çok önemli ve öncü bir rol oynadığını ifade eden Helle Thorning-Schmidt, Türkiye'nin demokratikleşmesinde, bu çerçevede yürüttüğü çalışmalar özellikle temel haklar ve azınlıklar konusunda atılmış adımların takdire şayan olduğunu paylaştığını söyledi. Bunları konuşurken çeşitli kaygıları olduğunu da aktardığını belirten Thorning-Schmidt, "Özellikle de yargı bağımsızlığı ve ifade özgürlüğü alanında neler yapabileceğimizi konuştuk. Birçok konuda mutabık olduğumuz görüyoruz" diye konuştu.
Kırım referandumunun sonuçları kabul edilemez
Başbakan Thorning-Schmidt, görüşmede Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ve egemenliğinin dikkate alınması gerektiğini belirttiklerini bildirdi. Helle Thorning-Schmidt, "Kırım referandumunun sonuçlarının kabul edilemez ve uluslararası hukuka uygun olmadığını paylaştık. Özellikle sayın Putin'in 'Kırım'ın Rusya'nın bir parçası olarak görüleceği' şeklindeki açıklaması, kaygılarımızı artırmış bulunuyor. AB olarak devlet başkanları toplantısında bu konuyu bir kez daha ele alacağız" dedi.