"TÜSİAD' sen de denetleneceksin"

17 Aralık operasyonunu kökü dışarıda bir örgütün yönettiğini söyleyen Erdoğan,"Bu işin içinde bir de TÜSİAD var. TÜSİAD’a bak ya... Bakkal dükkanı nasıl kontrol ediliyorsa, sen de öyle denetleneceksin" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da metro hattı temel atma ve Erguvan otobüsleri hizmete alma töreninde konuşma yaptı. Erdoğan'ın gündeminde 17 Aralık operasyonları vardı. Yapılan operasyonların Gezi Parkı ile başlayan sürecin devamı olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan,"Kökü dışarıda olan bir örgüt CHP ve MHP'yi parmağında oynatıyor"dedi.

Başbakan Erdoğan konuşmasında TÜSİAD'a sert sözlerle yüklendi."Bu işin içinde bir de TÜSİAD var diyen Erdoğan şu şekilde konuştu;

"TÜSİAD’a bak ya... Sen işine bak be, sen git üretim yap. Ha şöyle kazandınız. Bundan önce iktidarlarda istediğiniz gibi meşru ya da farklı yoldan farklı şeyler istiyordunuz. Onlar size vermiş olabilir. Ama bizden bunu alamazsınız. Bizden hakkınızı alırsınız. Bakkal dükkanı nasıl kontrol ediliyorsa, sen de öyle denetleneceksin. Bundan öncesi kontrol etmiyor olabilirler, ama şimdi kontrol edileceksin."

Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

"İnşallah 30 Mart’tan sonra sizlerin desteğiyle bu hizmetler, aynı sevda ile daha da artarak devam edecek. Çünkü İstanbul’da yapacağımız daha çok iş var. üçüncü havalimanını yapıyoruz. Şimdi burada hemen bir şey söylemem lazım. Bakınız biliyorsunuz bir paralel yapı çıktı ortaya. Bu paralel yapı bir kısım yargıda, bir kısım emniyette işbirliği yapmak suretiyle bizim müteşebbislerimize, iş adamlarımıza yönelik adımlar attılar."

"Bakınız üçüncü havalimanının maliyeti 42 milyar dolar. Beş firma ortak olarak bu ihaleyi aldılar. Devlet olarak biz buraya para ödemiyoruz, ödemeyeceğiz. 20 yıl süreyle bu beş firma burayı yapıp çalıştıracak. Kendileri işletecekler ve aynı zamanda da devlete buradan ödemeler yapacaklar."

"Şimdi kalkıyor, bu ana muhalefetin genel müdürü, CHP’nin genel müdürü bu ortaklardan bir tanesinin grup toplantısında adını vererek diyor ki, başında bulunduğu filanca STK’dan ayrılması lazım. Dünde söyledim, o girişimcimiz oraya ne devletin ne de senin atamanla gelmedi. O girişimcimiz oraya, oranın üyesi durumunda olan tüm üyelerin oylarıyla geldi. Onlar getirdiler, onlar alırlar."

"Senin demenle oradan bu girişimcimiz ayrılmaz, ayrılmamalıdır. Çünkü demokrasi mücadelesi budur. Ama bu adam demokrasiyi bilmiyor ki. bu adam sadece işine gelmeyen yerlerde, talimatlar yağdırıyor. Oradan istifa etmesi lazım. Sen kimsin yahu? Sen işine bak. Bunlar sandıkta alamadıkları için Menderes’i ipe götürenlerin ta kendileridir. Bunlar sandıktan netice alamadıkları için Gezi olaylarının içinde yer alanların ta kendileridir."

"Şimdi de paralel yapılanmayla beraber çalışıyorlar. Düne kadar bu kadar veryansın ediyorlardı, ne oldu yahu? Ne kadar çabuk arkadaş oldunuz, dost oldunuz.11 yıldır gerek hükümette gerek yerel yönetimlerde adeta nefes almadan, yola çıkarken biz ne dedik? Tıpkı Aşık Veysel gibi uzun ince bir yoldayız gidiyoruz gündüz gece dedik. Adeta canımızı dişimize takarak, gece gündüz demeden bu ülkeye hizmette aziz millete hizmette inşallah şehirlerimize hizmet üreterek adımlarımıza devam edeceğiz."

"11 yıldır biz eser üretiyoruz, onlar bize taş atıyorlar. Sadece hakaret ediyorlar. Türkiye’yi büyütmek için gayret gösteriyoruz, onlar bizi de Türkiye’yi de paçasından tutup aşağı çekmeye çalışıyorlar. Biz millet dedikçe, onlar kendi küçük zümrelerinin peşinde koşuyorlar. Biz balkanlar Ortadoğu islam coğrafyası AB dedikçe onlar Türkiye’yi küçültmenin mücadelesi içinde bulunuyorlar."

"Paralel devletin uşaklarından biri çıkmış..."

"İnanın bizi ülkeyi sevindiren ne varsa bunları üzüyor. Dik duracağız dikleşmeyeceğiz. Bizi bu yoldan koparmak için her yolu her yöntemi denediler. Bizi engellemek için bizi yıpratmak için ellerinden geleni yaptılar. Partimizi kapatmaya tevessül ettiler. Birileri çıkmış kenarlarında köşelerinde bu paralel devletin uşaklarından bir tanesi çıkmış, ‘AK Parti kapatılmalı’ diyor. Önüne de bunun bir “Prof” koymuşlar. Senin aldığın ilim buysa biz batmışız. Senin demokrasi anlayışın buysa biz batmışız."


"Partimizin içinden de bazı ihanet edenler çıktı. Ne yazık ki olumsuz oy kullandılar. 330’u bulamadığımız için anayasa değişikliği reformuna o madde giremedi. Eğer girmiş olsaydı parti  kapatılması gibi bir şey kalmayacaktı. Biz başta Allah’a sonra sizlere güvendik. İşte şimdi yeni bir oyunun peşindeler. Önce Gezi Parkı dediler sokakları ateşe verdiler. Günlerce Türkiye’yi hem içerde huzursuz ettiler hem dışarda. Ama siz millet olarak geldiniz Kazlıçeşme’ye bir buçuk milyon İstanbullu onlara gerekli dersi verdiniz. Ankara Sincan’da 750 bin Ankaralı orada toplandı, oradan gerekli dersi verdi. şu anda da yine aynı şekilde, hangi vilayete gidiyorsak, Manisa bir başka güzel, Sakarya bir başka güzel. Bütün bunlar gerekli cevabı veriyorlar."

"İnşallah şimdi bütün illeri yine dolaşmaya devam edeceğiz. İller bu paralel yapıya gerekli cevabı inşallah meydanlardan verecek. İşte geçen hafta Almanya’daydım. Berlin’deki büyükçe bir kapalı spor salonunu tıklım tıklım dolduran kardeşlerimiz Berlin’den Türkiye’ye seslendiler. Biriz dediler, beraberiz dediler, hep beraber Türkiye’yiz dediler."

"Başta ekonomi olmak üzere ağır bedeller ödettiler. 17 Aralık’ta yine birlikte düğmeye bastılar. Türkiye ekonomisini hedef aldılar. Milli bankası Halkbank’ı, MİT’i hedef aldılar. Bir yıldan fazla süredir devam eden çözüm sürecini, bahar havasını hedef aldılar. Bir yılı aşkın zamandır artık şehit geliyor mu? İşte şimdi bunu tahrik ediyorlar. Çünkü bunlar evet şehitlerimiz üzerinden prim yapmaya alıştılar. İşte şimdi de rüşvet iftirası atarak, yolsuzluk iftirası atarak, her türlü yalana başvurarak yaptıkları, internetteki düzenlemeyi bahane ederek bir kez daha güven ortamına demokrasiye milli iradeye kast etmeye başladılar."

"Bu süreçte, 17 Aralık sürecinde, kimlerin kimlerle iş tuttuğuna dikkat etmenizi rica ediyorum. yıpratmaya çalışanlar kimler? Sokakları hareketlendirmeye çalışanlar kimler? Rüşvet nedir biliyor musunuz? Bir memurla sivil iş tutması demektir. Onların arasındaki muamelenin adıdır. Yolsuzluğa gelince, yolsuzluk karşısında en büyük güç biz olduk bugüne kadar."

"Türkiye’yi hem içerde hem dışarda karalamanın peşinde olanlar kimler? Bu ittifakı çok iyi görmeniz gerekiyor. Bu hükümet yolsuzlukların hükümeti olsaydı milli gelirimiz 800 milyar dolara çıkar mıydı? Türkiye’nin dış borcu yüzde 35’e düşebilir miydi? Enflasyon tek haneli rakama düşer miydi?"

Bu konularda ilginizi çekebilir