"Tartışmaları bırakıp hizmet edelim"
İçişleri Bakanı Ala,"Milletin hizmete ihtiyacı olduğu sürece, hizmet edenlere de ihtiyacı olacaktır. Bırakalım bu tartışmaları hizmet etmeye bakalım" dedi
ANKARA - İçişleri Bakanı Efkan Ala, "Milletin hizmete ihtiyacı olduğu sürece, hizmet edenlere de ihtiyacı olacaktır. Bırakalım bu tartışmaları hizmet etmeye bakalım. Milletimize hizmet ettikçe onların arkamızda nasıl durduğunu, bize nasıl yol gösterdiğini, ferasetiyle, alim olmasa da arifane tutumuyla bize nasıl destek verdiğini hep birlikte gördük, görüyoruz, göreceğiz" değerlendirmesinde bulundu.
İçişleri Bakanlığının internet sitesinde yer alan açıklamaya göre Ala, 10 Ocak İdareciler Günü dolayısıyla Türk İdareciler Derneğince düzenlenen törende konuşma yaptı.
Konuşmasına "Mülki idare amiri arkadaşlarımın İdareciler Günü'nü tebrik ediyorum. Gazetecilerimizin de Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutluyorum" sözleriyle başlayan Ala, "Burada memlekete hizmet edebilecek kaliteye ulaşmış ve bir tanıma göre de yetişmiş insan olarak huzurlarınızdaysam, bunu burada bulunan ağabeylerime borçluyum. Kendilerine yürekten teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
Kendisinin de bu görevlerde bulunduğunu belirten Ala, şöyle devam etti:
"Kafka'dan mülhem, mülki idare amirleri analarından 40 yaşında doğar. 23'ünde işe başlarsınız, 25'inde kaymakam olursunuz, 40 yaşında davranmak zorundasınız. 60-65 yaşına gelirsiniz, yine 40 yaşında gibi davranmak zorundasınız. Çünkü milletin sizden istediği, sizden beklediği budur. Ve siz orada bir idareci olarak bulunmuyorsunuz, milletin iradesinin bir yansıması ve temsilcisi olarak da orada bulunuyorsunuz. Bu bakımdan zorlu bir görevdir, zor bir görevdir.
Milletin hizmete ihtiyacı olduğu sürece, hizmet edenlere de ihtiyacı olacaktır. Bırakalım bu tartışmaları hizmet etmeye bakalım. Milletimize hizmet ettikçe onların arkamızda nasıl durduğunu, bize nasıl yol gösterdiğini, ferasetiyle, alim olmasa da arifane tutumuyla bize nasıl destek verdiğini hep birlikte gördük, görüyoruz, göreceğiz. Gerçekten milletin bizden beklediği şeyi yapalım. Sadece meşhur olmayı, geleneksel prosedürler içerisinde milletin taleplerini eritip bitirmeyi bir iş olarak algılamayalım. Biz daha sonra oradan ayrıldığımızda milletin bizi hatırlayacağı şeyleri tanımlayalım ve yapalım."
"Üç tür idareci var"
Üç tür idarecinin bulunduğuna işaret eden Ala, birincisinin "işi tanımladığını, yaptırdığını, yaptığını, sonuç aldığını", ikincisinin "işin yapılıp yapılmadığını seyrettiğini", üçüncüsünün de "ne olup bittiğinden habersiz olduğunu" belirtti.
"Biz birinci sınıfta olduğumuz sürece, o birinci kategoriyi hedeflediğimiz ve daha ileriye götürme gayretinde olduğumuz sürece göreceksiniz ki başka bakanlıklarda da başka hizmet alanlarında da yetişmiş mülki idare amirleri daha fazlasıyla ileri gidecektir" değerlendirmesinde bulunan Ala, kaliteli hizmet sunabilmenin önemli olduğunu vurguladı.
"Biz üç ayrı kuşağı bir arada yaşıyoruz, tarım toplumu, sanayi toplumu ve bilgi toplumu. Bunların bütün taleplerine karşılık üretmek, bir çıktı üretmek zorundayız" ifadesini kullanan Ala, bunun da bir vizyonun, lider yönetiminin gereği olduğunu bildirdi.
Sadece durumu idare ederek bu taleplere karşılık vermelerinin mümkün olmadığına işaret eden Ala, toplumun, çağın değiştiğini, kendilerinin de değişmesi gerektiğini belirtti.
"Örnek olmak değil, hizmet etmektir amacımız"
"Biz de sunduğumuz hizmetle anlayışımızla, tutumumuzla, davranışımızla değişelim. Bunun adı paradigma değişimidir. Bu paradigma değişimini zihinsel kodlarımıza ne kadar hızlı işlersek o kadar başarılı oluruz" görüşünü bildiren Ala, şunları kaydetti:
"Bir örnek vereyim. Bize göreve giderken topluma örnek birey olarak gideceğimiz söylenirdi. Ama şimdi, günümüzde kimse kendisine örnek insan istemiyor. Hizmet yapan insan istiyor. Bir zamanlar bu paradigma işe yaramış olabilir, o tartışmaya girmek istemiyorum ama şimdi 'Toplum beni örnek alsın' diye bir tutum içerisinde olursanız, baştan yanlış içerisine girmişsiniz demektir. Örnek olmak değil, hizmet etmektir bizim amacımız. Elbette kişisel kariyerimiz, tutumumuzdan, davranışımızdan etkilenenler, bizim de oradaki insanların tutum ve davranışlarından etkilendiğimiz olacaktır. Bu karşılıklıdır. Birisi mutlak doğruyu bulmuş, oraya o doğrularla gitmiş, toplum da ona itaat edecek demek değildir.
Biz devletin temsilcisiyiz ama devlet bizden ibaret değildir. Türkiye'de yaşayan 76 milyonun tamamına devlet denir. Bu bakımdan, öğrettiğimiz, daha eskiye ait kapalı sisteme özgü tutum ve davranışlarımızı, öğretilerimizi de değiştirmek zorundayız."
Bir zamanlar Türkiye'de bireyin temel hak ve özgürlüklerinin, sisteme ve güvenliğe tehdit olarak tanımlandığını ifade eden Ala, ancak bireyin ön plana çıktığı, merkeze oturduğu böyle bir çağda artık güvenliği, bireyin hak ve özgürlüklerinin kullanılabileceği bir ortamı sağlamak için gerekli enstrüman olarak tanımladıklarını vurguladı.
"Neden güvenliğe ihtiyacımız var?" diye soran Ala, "Çünkü temel hak ve özgürlüklerimizi, devredilemez, sınırlandırılamaz, ortadan kaldırılamaz doğuştan gelen temel hak ve özgürlüklerimizi, biz kullanalım diye, özgürce kullanalım diye güvenliğe ihtiyacımız var. Bu dengeyi, hatta bu önceliği sağlayamazsak, bilgi toplumunun çocuklarına, yeni paradigmayla yetişmiş, yeni dünyadaki gelişmeleri özümseyerek, öğrenerek ve sürekli dünyayla iletişim içinde yaşayan çocuklarımıza, onların istediği hizmeti sunmakta yetersiz kalırız" ifadelerini kullandı.
"Bürokratik cumhuriyetten demokratik cumhuriyete"
Sistemin hiyerarşik bir yapıyı kurguladığını, sistemi değiştirmenin zor olabileceğini, zaman alabileceğini ancak dünya ve Türkiye'deki gelişmelerin kendilerinden artık katılımcı bir yönetim istediğini belirten Ala, şunları kaydetti:
"Oradaki vatandaşlara yönelik alacağımız herhangi bir kararda, onların taleplerini ve itirazlarını dikkate almadan yönetim erkini arzu ettiğimiz biçimde uygulamak imkansız. O zaman biz yeni yöntemler geliştireceğiz. Biz katılımcılığı sağlayacağız. İşte burada şunu da anlayacağız ki, göreceğiz ki artık bürokratik bir cumhuriyetten demokratik bir cumhuriyete doğru evrilmek zorundayız ve bunu yaşıyoruz. Bu değişimi yaşıyoruz. İstesek de yaşıyoruz istemesek de yaşıyoruz. Kamu görevlilerinin iktidarından kamunun iktidarına, kamunun seçerek işbaşına getirdiği temsilcilerinin iktidarına doğru bir evrilmeyi yaşıyoruz ve yaşayacağız. Bunların tamamını bir arada düşünmek zorundayız. Kurallar demokratikleştirilirken kurumlar da demokratikleştirilecek. Aksi taktirde vatandaşa hizmet sunmak imkansız hale gelir."
Törende ödül alacakları da yaptıkları hizmetlerden dolayı tebrik eden Ala, konuşmasını "Vatandaşımızın memnuniyetini esas alan çalışmaların, bizim bölgemizdeki ülkelere, mülki idare amirlerinin çeşitli vesilelerle bir araya geldiği çeşitli platformlarda da başka ülkelere örnek olabilecek tarzda olduğunu biliyorum. Çünkü sizler, bizler, sadece becerimizi koymuyoruz iş yaparken, yüreğimizi ortaya koyuyoruz. Bu çok değerli, kıymeti ölçülemez bir husustur. Bu da bizim geleneğimizde var" sözleriyle tamamladı.