"Sabotaj olduğunu söylemek mümkün değil"
Afyonkarahisar'da 25 askerin şehit olduğu, 8'i asker 11 kişinin yaralandığı mühimmat deposu patlamasına ilişkin davada Askeri Savcı Albay Erol Er olayda sabotaj olduğu iddialarını yalanladı
ESKİŞEHİR - Afyonkarahisar'da 25 askerin şehit olduğu, 8'i asker 11 kişinin yaralandığı mühimmat deposu patlamasına ilişkin davaya, Eskişehir 1. Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Mahkemesinde devam edildi. Askeri Savcı Albay Erol Er şehit ailelerinin avukatlarından Altan Ulutaş'ın olayda sabotaj olduğu iddialarına karşı açıklama yaptı. Er, "Sabotaj olduğunu söylemek mümkün değil. Biz orada kalan el bombalarının içeriğiyle ilgili inceleme yaptıracağız" dedi.
Mahkemede patlamanın meydana geldiği bölüğün eski komutanı Yarbay Murat Aydın, tanık olarak dinlenirken, tutuksuz sanıklar Albay Veysel Özbay, Binbaşı Ali Duran, Üsteğmen Tuncay Aydın, 25 şehidin yakınları ve taraf avukatları ile tanıklar Aydın, Kemal Yavuz Türkmen ve Hüseyin Şimşek hazır bulundu.
Mahkemede şu gelişmeler yaşandı:
Patlamanın meydana geldiği bölüğün eski komutanı Aydın, olay günü saat 18.40'ta birlikten ayrıldıktan sonra misafirliğe gittiğini daha sonra saat 21.15 gibi büyük bir sarsıntı hissettiğini söyledi.
Önce deprem olduğunu sandıklarını daha sonra birliği arayıp durumu öğrendiğini belirten Aydın, şunları bildirdi:
İddiayı kabul etmiyorum
"Hemen birliğe gittim. Askerlerden bazıları sinir krizi geçiriyordu, onları bir yerde topladım ve silahlarını aldım. Ben, 2009 yılından 13 Ağustos 2012'de görevi Binbaşı Ali Duran'a devredene kadar oranın bölük komutanıydım. Susurluk'tan benim olduğum bölüğe mühimmat getirileceği bildirildi. Biz de depolarımızda yer olmadığını söyledik. Bunun üzerine bizdeki mühimmatların Diyarbakır Ergani'ye nakli istendi. Elimizdeki mühimmatları Ergani'ye gönderdik. Daha sonra 12 vagon mühimmat Susurluk'tan Afyonkarahisar'a getirildi. Mühimmatlar belirlenen kafile doğrultusunda depolara yerleştirildi. Mühimmatların depolara, gelişi güzel konduğu iddiasını kabul etmiyorum."
Aydın, bölük komutanlığı döneminde gece çalışma yapılmadığını ancak daha sonraki dönemde de mühimmat deposunda çalışmaların geceye sarktığını görmediğini anlattı.
Mühimmat depolarında gece çalışma yapılması gerektiğine dair zaruri bir sebebin olmadığına değinen Aydın, şunları söyledi:
"Ekim ayı başında denetleme yapılacağından bilgim var ancak her hangi bir resmi tebligat yoktu. Gelen mühimmatlar arasında, imha edilmesi gereken yani imha kodlu altı kalem mühimmat vardı. Ama bunların miadı dolmuş fakat patlama riski olmayan ama imha edilmesi gereken mühimmatlardı. Zaten bunların imhası için kuvvet komutanlığından onay bekleniyordu. Depolardaki tasnif çalışması 4 günde kesinlikle bitmezdi. Normal şartlar altında 1 veya 1,5 ay sürerdi. Normal şartlarda mühimmat deposu içerisinde 6 ila 8 asker çalışıyor. Bu askerlerinde en az iki haftalık eğitimden geçirilmesi gerekiyor."
Askeri Savcı Albay Erol Er de şehit ailelerinin avukatlarından Altan Ulutaş'ın olayda sabotaj olduğu iddialarına karşı açıklama yaptı.
Tel örgüden geçiş olmadığını kaydeden Er, "Tanık ve nöbetçi ifadelerinde herhangi bir olumsuz bir ifade ve bulgu yok. Depo civarında gözlenen anormal bir bulgu yok. Çalışan tüm personelin istihbarat çalışmaları yapılmış. Bazı şehitlerin dokuları üzerinde bulunan bulguların C4 veya başka bir patlayıcıya ait olduğu kesin olarak söylenemez. O maddeler bir çok el bombasının içeriğinde de yer almaktadır. Bu nedenle sabotaj olduğunu söylemek mümkün değil. Biz orada kalan el bombalarının içeriğiyle ilgili inceleme yaptıracağız" diye konuştu.
Duruşmaya, CHP Eskişehir Milletvekili Kazım Kurt ve Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği Genel Başkanı Ahmet Keser de gözlemci sıfatıyla katıldı.