"Elektrikli araçta ÖTV ve MTV 5 yıl alınmasın"

Renault Mais Genel Müdürü Aybar, elektrik motorlu araçların satılabilmesi için yasal ve fiziki altyapı konularının halledilmesi gerektiğini söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, elektrik motorlu araçların satılabilmesi için yasal ve fiziki altyapı konularının halledilmesi, özellikle Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) mevzuatının değişmesi gerektiğini belirterek, ÖTV ve MTV'nin ilk 5 yıl alınmayarak elektrikli araçların desteklenmesini beklediklerini söyledi. 

Aybar, elektrikli araçlar sektöründeki paydaşların bir araya gelmesi amacıyla Wow Oteli Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Türkiye Elektrikli Araçlar Forumu"nda yaptığı konuşmada, elektrik motorlu araçların artık bir fantazi ve hayal değil, gerçek olduğunu dile getirerek, 2011 yılından itibaren seri üretimlerin başlayacağını, bu seri üretimler içinde 4 modeli birden üretime alan ilk markanın Renault olmasının kendilerini gururlandırdığını söyledi.

Fiziki altyapı konusunda önemli gelişmeler bulunduğunu, 19 Temmuz 2010'da İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile teknoloji işbirliği anlaşması imzaladıklarını ve İstanbul içerisinde yoğun bir çalışma başladığını anımsatan Aybar, geçen ay Ankara Büyükşehir Belediyesi ile de bir protokol imzaladıklarını bildirdi.

Aybar, diğer büyük şehirlerin yönetimlerinin de bu yarışın içerisinde olacaklarına şüphesinin bulunmadığını ifade ederek, şunları söyledi::

"Bu arada mühim olan, bu araçları nasıl satacağız, hangi mevzuatla satacağız ve kurulan altyapıdan bu elektrik enerjisi ne şekilde ücretlendirilerek müşterilere, kullanıcılara yönlendirilecek. Şarj istasyonlarından elektrik enerjisinin müşterilere ulaştırılması yönünde EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu) Başkanı'na da teşekkür ediyorum bizlere çok önemli bir kulvarı da açtılar. Çok yakında, bu yıl bitmeden ilgili teknik mevzuatın tamamlanacağndan ve en ufak bir endişenin kalmayacağından eminim. Ama işin önemli bir boyutu henüz bekliyor. O boyut, ne şekilde bu araçları satabileceğimiz konusuyla ilgili. Bu teknolojiyi destekleyen ülkeler var, Avrupa'da belli başlı gelişmiş ülkeler. Ama bu ülkelerin çoğunda henüz daha bu teknolojinin üretimi başlamadı.

Biz Türkiye olarak, bu teknolojinin üretimini başlatacak noktaya geldik ve onları kıskandıran bir ön aldık. Ama bu önü almak yetmiyor, bunu devam ettirmek, geliştirmek, sürdürülebilir kılmak lazım. İşte onun için özellikle 2011 yılında başlayacağımız üretimle birlikte Türkiye'mize de bu araçları satabilmek için süratle ilgili ÖTV ve MTV mevzuatının değişmesini bekliyoruz. Buradaki özellikle çevreye duyarlılığımızı, teknolojiye olan ilgimizi ve bu konudaki kararlılığımızı göstermek üzere ÖTV ve MTV'nin ilk 5 yıl için yani 2011-2015 yılları arasında alınmayarak, bu tür sıfır emisyon yaratan yani çevreyi temiz tutan araçların, dolayısıyla çevrenin, Kyoto Protokolüne taraf olan ülkemizin bu konudaki duyarlılığının ortaya konulmasını, desteklenmesini bekliyoruz. Bu şekilde yapılabilirse çok net biliyoruz ki bu teknoloji yerleşir, kökleşir ve Türkiye dünyanın bu teknolojiye sahip, otomotiv sektörü olarak öncü, know-how sahibi ülkelerinden biri olur. İşte tarihi fırsat bizi buraya götürecektir. Bu yönü, bu ışığı hiçbir zaman gözden kaçırmamamız lazım."

"Tüm şarj istasyonlarının lisansa tabi olması anlayışı ağırlık kazanmadı"

EPDK Başkanı Hasan Köktaş da Türkiye'de özellikle son 1 yıldır elektrikli araçlara yönelik özel bir ilgi ve duyarlılığın oluştuğunun gözlemlendiğini belirterek, bu araçların teknolojilerindeki gelişmelerin araç kullanıcıların yakın takibinde olduğunu söyledi.

Auto Show 2010'un en ilgi çeken araçları arasında elektrikli otomobil modellerinin geldiğini dile getiren Köktaş, "Elektrikli araç alanında öncelikli sektörün kurumsal filo kullanım sektörünün olacağı, ancak 2015-2020 yılları arasında bireysel elektrikli araç kullanımında büyük bir artışın yaşanacağı düşünülüyor. Sadece akü teknolojileri ve şarj altyapıları için önümüzdeki 20 yıl içerisinde 35-50 milyar dolar arasında bir yatırımın yapılacağı hesaplanıyor" diye konuştu.

Bu konuda İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul Enerji A.Ş'nin önemli hazırlıklara imza attığını anımsatan Köktaş, planlamalara göre, Türkiye'de en az 5 büyükşehir otoparklarında 3 yıl içinde toplam 3 bin adet şarj istasyonu kurulması hedefinin konulduğunu ifade etti.

Hızlı gelişen sektörlerde düzenlemelerin gelişmelerin arkasında kaldığını, örneğin araçlarda LPG kullanılmasında mevzuatın sürecin arkasından geldiğini dile getiren Köktaş, aynı şeyin elektrikli araçlarda da yaşanmaması için şimdiden çalışmalara başlanması gerektiğini vurguladı.

Elektrikli araçların piyasa faaliyetlerine ilişkin süreci yakından takip ettiklerini, bu amaçla geçen ay sektörün tüm kesimleriyle EPDK'da bir araya geldiklerini anlatan Köktaş, sektör yetkililerinin elektrikli araçların kullanacağı elektriğe yönelik bir tarife belirleyip belirlemeyeceklerini ve şarj istasyonlarının akaryakıt istasyonları gibi lisans alıp almayacağını merak ettiklerini ifade etti.

Hasan Köktaş, tüm şarj istasyonlarının lisansa tabi olması anlayışının ağırlık kazanmadığını belirterek, şöyle konuştu:

"Motorlu araçlara elektrik şarj hizmeti sunmak üzere hizmet noktası işletmek, yönetmelikte öngörülecek teknik kriterleri sağlamak kaydıyla serbest olması daha doğru bir yaklaşım olarak görülmektedir. İlerideki aşamalarda bu konu tüm boyutları ile tartışıldıktan sonra Kurulumuz tarafından karara bağlanacaktır. Ancak şarj ünitelerinde perakende elektrik satışı, ancak elektrik satışı hakkına sahip lisans sahiplerince yapılabilir. Elektrik satışı hakkına sahip lisans sahipleri ile elektrik şarj hizmet noktası işletmecilerinin yükümlülükleri ve lisans sahipleriyle ilişkilerine uygulanacak hükümler, Kurumumuz tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenecektir."

"Çalışmalarımızı yasa taslağına eklemek üzere bakanlığa sunduk"

Elektrik Piyasası Kanununda da bir değişiklik öngörüldüğünü ve bu konudaki çalışmalarını taslağa eklenmek üzere Bakanlığa sunduklarını anlatan Köktaş, yakın zaman içerisinde yasal süreçte bir sıkıntı yaşanmayacağını düşündüğünü söyledi.

Köktaş, araç şarj istasyonlarında satılacak elektriğe ilişkin tarife düzenlenmesi konusuna da değinerek, şöyle devam etti:

"Kurumumuz tarafından tüketicilere önemli fiyat avantajları sağlayan bir düzenleme yapılarak serbest tüketici limiti 2010 yılı için 100 bin kilovatsaate indirilmiştir. Bu limit gelecekte de peyderpey indirilip nihayetinde sıfıra çekilecektir. Serbest tüketici limitinin sıfıra indirilmesi ile birlikte perakende satışta tarife belirleme dönemi, son kaynak tarifeleri hariç son bulacaktır. Araç şarj istasyonlarının özellikle tüketimin ve dolayısıyla elektrik fiyatının daha düşük olduğu saatlerde bir depolama imkanı sunması, serbest piyasa koşullarında doğal ve düzenleme gerektirmeksizin bir fiyat avantajını beraberinde getirecektir."

Açılış konuşmalarının ardından forumda, "Otomotiv Sektörü", "Çevre Politikalarına Katkısı" ve "Şarj Teknolojileri" konulu oturumlar gerçekleştirildi.

Bu konularda ilginizi çekebilir