"Cumhurbaşkanı bir tek bizi eleştirmedi"

Seçim çalışmaları kapsamında Kırşehir'e gelen DSP Genel Başkanı Türker, "Cumhurbaşkanı bile her partinin asgari ücretini eleştirirken bir tek DSP'nin '2 bin lira vereceğiz' deyişini eleştiremiyor" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

DSP Genel Başkanı Masum Türker, "Cumhurbaşkanı bile her partinin asgari ücretini eleştirirken bir tek DSP'nin '2 bin lira vereceğiz' deyişini eleştiremiyor. Çünkü, uygulaması yapılmış, başarılı olmuştur. Biz gerçekten bunları düşündüğümüz için kaynaklarını da anlatıyoruz" dedi. 

Türker, seçim çalışmaları kapsamında Kırşehir'e geldi. İl binasında düzenlediği basın toplantısında partisinin adaylarını tanıtan Türker,  Kırşehir'in potansiyeli ortaya çıkarılamayan illerden birisi olduğunu söyledi. 

Jeotermal kaynakların değerlendirilmesi ve jeotermal enerji konusunda teşvik vereceklerini belirten Türker, genel seçimlerin Türkiye'nin 50 yıllık geleceğini etkileyeceğini vurguladı. Türker, siyasi partilerin asgari ücret ve emeklilerin ücretlerinde yapmayı vadettiği artış konusunda hep kaynak sorulduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti: 

"Ücretler konusunda bizden kaynak soramazlar. Ekonomi Bakanlığı yaptığım dönemde bunun nasıl ortaya çıktığını gösterdik. Kemal Derviş'ten ekonomiyi devraldığım zaman memurların maaşı düşüktü, seçime gidiliyordu. O tarihte her memura 100 milyon, o zamanki parayla, ki o zamanki memur maaşının yüzde 25'iydi, zam yapmıştık. Bütün çiftçilerin alacaklarını ödeyip, onlara doğrudan gelir ödemesi yapıyorduk. Onları ödedik. Önce kıyamet koptu. Çünkü, faizciler korktu. IMF benimle bu konuda ciddi bir çatışmaya girdi. Ayrıldığım zaman gördüler ki biz haklı çıktık. Cumhurbaşkanı bile her partinin asgari ücretini eleştirirken bir tek DSP'nin '2 bin lira vereceğiz' deyişini eleştiremiyor. Çünkü, uygulaması yapılmış, başarılı olmuştur. Biz gerçekten bunları düşündüğümüz için kaynaklarını da anlatıyoruz. Başkaları gibi 'biz gelince kaynak buluruz, gösterişi, israfı keseriz' falan demiyoruz." 

İç Güvenlik Yasası 

Türker, Türkiye'nin en önemli dertlerinden birisinin İç Güvenlik Yasası olduğunu ileri sürerek, iktidara geldiklerinde, iktidar ortağı olduklarında ya da Meclise girdiklerinde bu yasanın kaldırılması için her türlü gayreti göstereceklerini ifade etti. 

Bu yasadan en fazla gazetecilerin olumsuz etkilendiğini savunan Masum Türker, "Geçtiğimiz gün Aksaray'da 5-6 gazetecinin hırpalanması, bu konuda taciz edilmesi.. Son günlerde gazetecilerin çok kötü uygulamalara maruz kalmasının temelinde yeni İç Güvenlik Yasası'nın güvenlik güçlerine yetki vermesi vardır" diye konuştu. 

Türker, son zamanlarda yargının ciddi şekilde güvenilmez hale gelmeye başladığını öne sürerek, şunları kaydetti: 

"Yargının bu hale gelmesi, adalete güvensizliği de yaratmıştır. Bu adalete güvenin sağlaması gereken unsurların da çok iyi çalışmadığını görüyoruz. Bunun en tipik örneği iki hakimin verdikleri karardan dolayı silahlı örgüt grubuna yardım etmek, mensubiyet gibi nedenlerle tutuklanmalarıdır. Yargı mensupları bile tutuklanıyorsa, o zaman bu ülkede adalete nasıl güveneceğiz. Bu güvensizliği gidermek bütün siyasi partilerin birinci görevi olmalıdır. Yargıya güveni sarsan bu durumlara son vermeliyiz. Yargıda adeta cemaatçiler grubu ve Tayyipçiler grubu yaratılmaya çalışılıyor. Bu da Türkiye'de ciddi bir akıl tutulmasına neden olmuştur. Hukuk mantığı artık ortadan kalkmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu dahil bugüne kadar hiç bir hakim verdiği karardan dolayı tutuklanmamıştır. Bu da Türkiye'de tıpkı Balyoz döneminde orduya olan güveni sarsmak için yaşananlar gibi şimdi hakimlere yönelik yapılması Türkiye'de ciddi bir güvensizlik ortamını ortaya çıkaracaktır." 

Bu konularda ilginizi çekebilir