"Bu bir sivil darbedir"
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, operasyonların devam edeceğini öne sürerek, "Başbakan Erdoğan, siyasi bir panik atak geçiriyor. Polislerin yer değişimi bir sivil darbedir" dedi
ANKARA - CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, MYK devam ederken düzenlediği basın toplantısında, güncel konularda değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in açıklamalarına değinen Koç, Çelik'in çok zor bir görev üstlendiğini savundu. Koç, "Bütün bu yapılanları savunur durumuna gelmek, bir siyasetçi için çok ağır yük olsa gerek" iddiasında bulundu.
CHP'nin de sözcülerinin de ahlak dışı hiçbir ifadesi olmadığını vurgulayan Koç, her şeyin ortada ve milletin gözünün önünde gerçekleştiğini söyledi.
Yapılan operasyonların "torbadan ilk çıkanlar olduğunu" ve arkasının geleceğini iddia eden Koç, dün İzmir'de gerçekleştirilen operasyona değindi. Koç, "Şimdi bir de kayınbirader çıktı İzmir'de. Gözaltına alınması gerekiyor ve kaçak. Sayın Binali Yıldırım, siz İzmir'de alnınız ak gezebiliyor musunuz? Bu suçlamalarla karşı karşıya olan kayınbiraderin nerede? Çık kayınbiraderini götür, soruşturmasının yapılmasını sağla" diye konuştu.
Cumhuriyet tarihinin en büyük rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasının gerçekleştiriliğini savunan Koç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ise adeta siyasi panik atak geçirdiğini söyledi.
AK Parti'nin "Hukukun üstünlüğünü infaz etmek için yola çıktığını" iddia eden Koç, buna Meclis'teki tüm güçleri ile karşı koyacaklarını bildirdi.
"Son günlerde özel yetkili mahkemelerce tüm hukuk normları çiğnenerek yürütülen ve hüküm verilen Balyoz davası ve yürütülmekte olan Ergenekon, Oda Tv, KCK, Gizli Karargah, Casusluk gibi davalarla ilgili tartışmaların", başka bir boyuta geçmiş göründüğünü ifade eden Koç, "İyi niyetle, yargının bu süreçte takınacağı rol hususunda arabulucuk yapmaya gayret edenlerin de bu hususa çok dikkat etmeleri gerekiyor" dedi.
Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün yaşanan tüm olayların temel ve baş sorumlusu olan Başbakan'ın özel yetkili mahkemelerin verdiği kararlar, halen yürütmekte olduğu davalar ve mahkemelerde verilen hükümlerin yeniden yargılamaya açılması konusunda yaptığı açıklamalar ve bu konularda dışarıdan inisiyatif alarak girişimlerde bulunanlar, hiç kimse unutmasın, bu noktada yapılacak her makul öneri, her izanlı yaklaşım AKP ve Başbakan tarafından döndürülüp, dolaştırılıp kurmak istediği kendi hukuksuz sistemine destek olarak gösterilecek ve başta yargının yürütmeye bağlanması olmak üzere diktatörlük arayışında, bu makul izanlı öneriler hiç şüphesiz dayanak olarak kullanılacaktır.
Herkes aklını başına alsın. Siyaset alanı önemlidir. Bu tür günlerde şov yapma alanı değildir. AKP'nin ve Başbakan'ın anayasa değişikliği ile yapamadığını yasalarla yapmaya kalkışmasına, kendi hukuksuzluğuna muhalefetin ve bu iyi niyetli girişim sözcülerinin önerileri ile meşruiyet aramasına izin verilmemelidir. Yasalara aykırı Adli Kolluk Yönetmeliğini değiştirdiler. Danıştay yürütmeyi durdurdu, şimdi anayasaya aykırı olarak Danıştay'ı devre dışı bırakarak yasal düzenleme yapma gayretindeler. Tabii ki bu da Anayasa Mahkemesi'ne gidecek. Gelecek günler için konuşuyorum."
"Bu bir sivil darbedir"
Sabah operasyon yapan emniyet görevlilerinin aradan bir gün geçmeden akşam tayin edildiğini savunan Koç, "Savcılar savcıları takip ediyor, HSYK bu savcıların peşinde, Adalet Bakanı ve Hükümet HSYK'nın peşinde. Polis de polisin peşinde. Tam bir hortumcular vadisi izlediğimiz sahneler. Cumhuriyet tarihinde tanık olmadığımız olaylar yaşıyoruz. Önce İstanbul Emniyeti'nde polisler alındı, ardından yurt çapında emniyette sürek avı başlatıldı" ifadelerini kullandı.
Operasyonun başladığı günden bu yana görev yeri değiştirilen emniyet mensuplarının sayısının 2 bin 500'ü aştığını iddia eden Koç, bunun bir "sivil darbe" olduğunu belirtti.
"Gezi Parkı protestolarında Başbakan polise 'destan yazdınız' diyordu"
Gezi Parkı protestoları sırasında "sorumlu olan polisleri görevden alın" dediklerinde Başbakan'ın, "Polisimiz demokrasi testinden başarı ile geçmiştir. Adeta bir kahramanlık destanı yazmıştır" dediğini aktaran Koç, "Ne oldu? Ne değişti? Yeni mi aklın başına geldi? Ucu kendine dokununca 'kahraman polislerini' bir gecede 'hain' ilan ederek bir kalemde silip attın. Böyle demokrasi olmaz. Paralel devlet, çete bahanelerini artık kimse yutmaz. Bu mızrak bu çuvala sığmaz" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "Bu süreç yeni Türkiye'nin, istiklal mücadelesi sürecidir" dediğini de ifade eden Koç, şunları kaydetti:
"Aslında oğlunun üzerindeki yolsuzluk suçlamalarına karşı mücadelesini tarif ediyor. Hiç kusura bakma. Bir Samsunlu olarak sana söyleyeceğim şudur; Türkiye'de tek bir istiklal mücadelesi olmuştur. O da Mustafa Kemal ve arkadaşlarının Samsun'a çıktığı 19 Mayıs 1919'da ilan ettiği mücadeledir. Mustafa Kemal 'Ya istiklal ya ölüm' diye başlattı o mücadeleyi. Sen 'Ya istiklal ya oğlum' diye tercüme etmeye çalışıyorsun. Senin istiklal mücadelenin ne olduğunu bu millet çok iyi biliyor. Senin mücadelen koltuğunu ve oğlun Bilal Erdoğan'ı nasıl kurtarırım mücadelesidir. O duruma düştün artık."
"Ne yapıyor Sayın Cumhurbaşkanı"
Operasyonda ortaya çıkanların, Ergenekon ve Balyoz davasıyla aklamayacağını, gündemden düşürülemeyeceğini de ifade eden Koç, "Yeni birtakım yeni icatlarla bulunduklarını sanarak kapı kapı gezenler, CHP Genel Başkanının Mart ayında ifade ettiği, 'Demokrasi ve Özgürlük Manifestosunun' 17 maddesini bir kez hatırlatmak istiyorum. Burada özel yetkili mahkemeler ve yeniden yargılanmayla ilgili taleplerimiz ifade edildi. Parlamentoda yasa teklifleri verdik. Komisyonda duruyorlar hala. Şimdi toplu günah çıkarma seansları başladı" dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü de eleştiren Koç, "Sayın Cumhurbaşkanı'nın Anayasal görevlerinden bir tanesi devletin kurumlarının ahenkli çalışmasından sorumlu olmaktır. Ne yapıyor Sayın Cumhurbaşkanı, 'Ben ne yapabilirim ki' diyor. Sayın Cumhurbaşkanı hiçbir şey yapamıyorsanız o koltukta oturmayın" görüşünü savundu.
Koç, şunları dile getirdi:
"Sizin göreviniz sadece iktidarın ayıplarını örtmek midir? Krize el koyacağınıza kalkıp çatıştığı ifade edilen taraflar arasında arabuluculuğa soyunuyorsunuz. Çankaya'daki Cumhurbaşkanlığı Köşkü mektuplar teatisi için bir PTT istasyonu mudur, şubesi midir? Mektuplar gidip geliyor. Sayın Cumhurbaşkanı, kusura bakmayın sizin göreviniz postacılık değildir. Sayın Cumhurbaşkanı'nın Devlet Denetleme Kurulunu devreye sokması gerekir. Sayın Cumhurbaşkanı bir şeyler daha yapmak zorunda, istifa eden Bakanlar hakkındaki yolsuzluk ve fezlekelerin hemen Meclise sevk edilmesi konusunda öncülük yapmalıdır."
Kendilerinin yıllardır, "Yargı tartısının kantarının ayarlarıyla oynamayın" dediklerini ifade eden Koç, "Gün gelir bu ayarlarını bozduğunuz kantar sizi de tartar, dedik. Gün geldi. Hiç lami cimi yok. Şimdi siz kantara çıkmaya başlayınca 'bu kantarın ayarı bozuk, iyi tartmıyor', öyle mi? Yıllardır eziyet çektirdiğiniz yurtseverler ne olacak? Yok paralel devlet, yok çete, yok faiz lobisi, yok dış mihraklar geç bunları kardeşim, geç. Hesap günü gelmiştir Sayın Başbakan. Hiçbir güç, bu asrın yolsuzluk ve rüşvet hesabını vermeden kurtulamaz" diye konuştu.
"Hüseyin Aygün'ün sözleri toplumun duygularıdır"
Uludere olayıyla ilgili soruşturmada takipsizlik kararı verildiğini hatırlatan Koç, "Genelkurmay Başkanı'nın silsile içinde Başbakan'dan aldığı emirle bu operasyonu yapma talimatını verdiğinin ortaya çıktığını" iddia etti.
Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün TSK ve Genelkurmay ile ilgili açıklamalarına, Genelkurmay Başkanlığının suç duyurusunda bulunduğunu da anımsatan Koç, "Hüseyin Aygün'ün söyledikleri milyonlarca Türk insanı tarafından, bu arada benim tarafımdan da, paylaşılan sözler, size karşı ifade ettikleri. Dava açacaksanız buyurun açın" dedi.
Afganistan'da Barış Gücü içinde görev yapan Alman savunma gücünün, yanlışlıkla 10 Afgan köylüyü öldürmesi sonucunda Alman Savunma Bakanı'nın istifa ettiğini belirten Koç, şunları söyledi:
"Sen yabancı bir ülkede, yabancı bir gücü öldürmüyorsun. Kendi ülkende, kendi vatandaşını bombalayarak öldürüyorsun, sorumluluğun yok mu hiç? Gereğini yapın, istifa edin. Ne dedi, Hüseyin Aygün? Niye Genelkurmay Başkanlığı çok hiddetlendi? Aygün hakkında suç duyurusunda bulunacaksınız peki gencecik teğmen Mehmet Ali Çelebi'nin gözaltındayken cep telefonuna sehven yükleme yaparak, terör örgütü üyeliği düzmecesi yapılırken sesiniz çıktı mı sizin? Çıkmadı di mi? Peki İlker Başbuğ, 6 Ocak 2012 günü silahlı terör örgütü yöneticiliği ve hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs suçu ile tutuklandığında nerdeydiniz siz? Bu iddiaların düzmece, tanıkların sahte olduğu tarafımızdan söylenirken, teğmen Çelebi'den Orgeneral Başbuğ'a kadar bu şerefli mensupları, bu töhmetler altında bırakılırken, sesiniz bir gün olsun çıktı mı? Hüseyin Aygün ile uğraşıyorsunuz. Hatay'da tırlar dolusu silah gönderilirken, nerdeydiniz, niye sesiniz çıkmadı? TSK'nın şerefli kadroları terörist diye hapisanelere doldurulurken, büyük Atatürk'ün adı her yerden silinirken, Gezi'de Ali İsmail'in gibi çocukların beyni sokak ortasında sopalarla parçalanırken, milyar dolarlık altın hırsızlığı yapılırken ağızınızı açmadınız da Hüseyin Aygün'e mi yetiyor gücünüz. Hüseyin Aygün'ün bu tespitlerine milyonlarca vatandaş katılıyor, ben de bunlardan bir tanesiyim."
"HDP ile ittifak mümkün değil"
HDP'nin dün Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyareti hatırlatılarak, İstanbul için bir ittifakın söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine Koç, HDP'nin tamamen bir nezaket ziyaretinde bulunduğunu söyledi.
Koç, "İtifak kesinlikle söz konusu değildir. CHP, Türkiye'nin her yerinde, her seçim bölgesinde kendi adaylarıyla seçime girecektir" dedi.