"Bu bir intikam iddianamesidir"
CHP İstanbul Milletvekili Tanrıkulu, Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili iddianameye ilişkin, "Bu bir intikam iddianamesidir" dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, bazı uluslararası raporlarda yer alan, Türkiye'deki özgürlükler ve insan hakları ihlallerine ilişkin verilere değindi.
Raporların, Türkiye'nin demokrasi, ekonomik özgürlükler ve insan hakları bakımından geriye gittiğini gösterdiğini savunan Tanrıkulu, hükümetin bunlardan bir özeleştiri ve ders çıkarmasını dileğini söyledi.
Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili iddianameye de değinen Tanrıkulu, "İddianame hukuk ve yargı tarihi bakımından bir utanç vesikasıdır" dedi.
İddianamede somut bir delil ve hukuksal dayanak olmadığını, gazete yazıları ve tweetlerle algı yaratılmaya çalışıldığını ileri süren Tanrıkulu, yargılanmanın bir an önce başlamasının, Dündar ve Gül'ün en kısa zamanda savunma hakkından faydalanmasının önemli olduğunu belirtti.
Tanrıkulu, "Bu bir intikam iddianamesidir. Recep Tayyip Erdoğan, 'Bedelini ödeyecekler' demiştir ve ismini de iddianamenin başına yazdırmıştır. Tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı'nın açık açık hedef gösterdiği, 'Bedelini ödeteceğim' dediği bir dava, bizim demokrasi tarihimizde yazılmamıştı" diye konuştu.
Sezgin Tanrıkulu, iddianamenin Türkiye'deki yöneticilerin gelecekte uluslararası ceza mahkemelerinde yargılanabileceği korkusuyla yazılmış bir iddianame olduğunu da iddia etti.
HDP'li 3 milletvekilinin İçişleri Bakanlığında dünden bu yana açlık grevi yaptığını da hatırlatan Tanrıkulu, "Talepleri, Cizre'de bir apartmanın bodrum katındaki 24 yaralıya ambulansın ulaştırılmasını sağlamak. Bu nedenle İçişleri Bakanlığını duyarlı hale getirmeye çalışıyorlar" dedi.
Tanrıkulu, sokağa çıkma yasaklarının yaşandığı bölgelerde ağır insan hakkı ihlalleri olduğunu ileri sürdü.
Meclis'in resmi belgesinde, "TBMM Külliyesi" ifadesinin kullanıldığına ilişkin haberleri de hatırlatan Tanrıkulu, "TBMM, TBMM'dir. Kaçak saray olarak adlandırılan, israfla yapılmış bir yapının, Cumhuriyet'i kurmuş Meclis'in adı üzerinden meşrulaştırılmasını kabul edilemez buluyoruz. Buranın adı TBMM'dir. Önünde ve arkasında başka bir sıfata gerek yoktur" değerlendirmesinde bulundu.