"Bize hakaret edenlere karşılık vermeyeceğiz"

Bakan Çelik, gözyaşı polemiği ile ilgili olarak, "Biz Sayın Bahçeli başta olmak üzere bize küfredenlere aynı şekilde karşılık vermeyeceğiz" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, "Biz Sayın Bahçeli başta olmak üzere bize küfredenlerin, bize hakaret edenlerin hakaret ve küfürlerine aynı şekilde karşılık vermeyeceğiz. Çünkü biz bu seviyeye düşmeyi asla istemiyoruz, siyasetin temiz kalmasını istiyoruz" dedi.

Hüseyin Çelik, partisinin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.

Toplantıda parti ile ilgili konuların dışında ağırlıklı olarak 12 Eylül'de yapılacak Anayasa değişikliği konusundaki halk oylamasının ele alındığını bildiren Çelik, şunları söyledi:

"Halk oylamasının huzur ve barış içerisinde yapılması ve ülkemizin bu demokrasi sınavından başarıyla çıkması için yapılacak çalışmalar detaylı olarak ele alınmıştır. Bunlar üzerinde gerekli müzakereler yapılmıştır.

Daha önce il başkanları toplantısında Sayın Başbakanımızın yapmış olduğu açıklamalar var. Kendisi 36 vilayette açık hava toplantıları yapacaktır. Bu açık hava toplantılarının dışında çeşitlerde illerde ziyaretler gerçekleştirecek. Bazı salon toplantıları yapacaktır. Geriye kalan 45 ile ise bazı bakan arkadaşlarımız, genel başkan yardımcılarımız ve partimizin temsilcileri gidecektir.

Bu arada biliyorsunuz bu süreç devam ederken hayırcılar cephesinde de faaliyetler devam ediyor ve hayırcılar cephesinde kimse Anayasa değişiklik paketi ile ilgili ne yazık ki konuşmuyor. Aslında halk oylamasına yönelik olarak vatandaşa hayır denilmesini telkin ediyorlarsa bu hayırların aslında Anayasa değişiklik paketi ile ilgisi ifade edilmiyor ama herkes kendi ezberlerini tekrarlıyor. Bu süreçte biz pozitif bir dil kullanmayı tercih ediyoruz ve nezaketten asla taviz vermeden, halkımızın büyük bir olgunlukla bundan öncekilerde olduğu gibi bu halk oylamasında da en yüksek katılımla sandık başına gitmesi ve tercihini kullanmasını arzu ediyoruz ve çabalarımız da bu yöndedir."

"Halk oylaması güven oylaması değildir"

Halk oylamasının, özellikle halkın kendi iradesini ortaya koyması açısından son derece önemli bir fırsat olduğunu belirten Hüseyin Çelik, Türk halkının da çok sık tekrarlanmayan, zaman zaman önüne çıkan bu imkanı ve fırsatı en iyi şekilde kullanacağına inandığını ifade etti.

Hüseyin Çelik, şöyle konuştu:

"Bu bir milletvekili seçimi, yerel seçim değildir. Bu bir güven oylaması değildir. Burada kesinlikle bir siyasi parti propagandası gibi veya bir siyasi partinin tek başına tercihi gibi bu mesele ele alınmamalıdır. Geçmişte şu veya bu partiye oy veren insanlar referandumda tercihlerini en hür şekilde, 'evet'ten veya 'hayır'dan yana kullanabilirler.

2007'de yapılan referandumda yüzde 70'e yakın 'evet' çıktı ama AK Parti'nin en yüksek oyu yüzde 47 civarındaydı. Dolayısıyla O yüzde 70 elbette AK Parti'nin oyu değildi. Herhangi bir partiye kim oy vermiş olursa olsun o partileri tercih etme hakkına ve özgürlüğüne yine sahiptir ama referandumda ülkedeki demokratik standartların yükselmesi için, gerçek anlamda bir hukuk devleti olmamız için, Türkiye'deki dezavantajlı birçok kesimin avantajlı hale gelmesi için, özellikle ekmeğimizin ve özgürlüğümüzün biraz daha büyümesi için gidip tercihini kullanacaktır ve halkımızın da bu yönde tercih kullanacağına biz kesinlikle inanıyoruz. Süreçle ilgili olarak partimiz kendi üzerine düşeni bu olgunluk içerisinde yapacaktır."

"Fikretmeyen küfredermiş"

Yaptığı açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Çelik, Başbakan Erdoğan'ın dün yaptığı konuşmayla ilgili olarak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bugün yaptığı yazılı açıklama konusunda sorulan soruya şu yanıtı verdi:

"CHP'nin değerli Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu'nun dün ve MHP'nin değerli Genel Başkanı Sayın Bahçeli'nin bugün Sayın Başbakan'ın dün yaptığı grup toplantısı konuşmasına ilişkin değerlendirmeleri var.

Sayın Başbakan'ın en bariz vasfı, en bilinen, en görünen özelliklerinden birisi hasbiliği ve samimi olmasıdır. Elbette bunu da halk takdir ediyor ve edecektir bundan sonra da. Halkımızın söylediği çok güzel bir söz var; 'gönül kaynamayınca gözden yaş akmaz.' Kimi rol yaptı diyor, kimi samimiyetsiz buluyor. Daha ileri ifadeler kullananlar var. Bizim samimiyetimizi elbette halkımız test edecektir ama diğer siyasi parti liderlerinin Sayın Başbakan'ı samimiyet testine tabi tutmaları kesinlikle hoş bir şey değildir.

Siyasetin dili nezih olmalı, nazik olmalı. Nezaket en büyük servettir ve yatırımcısına her zaman kazandırır. Sayın Bahçeli son bir yıldır her konuşmasında Sayın Başbakan başta olmak üzere, zaman zaman da Sayın Cumhurbaşkanı'nı da dahil ederek birçok parti mensubumuza ve partimize kurumsal olarak maalesef hakaret etmektedir. Hatta bunu küfür boyutuna taşımaktadır. Fikretmeyenler küfredermiş. Biz Sayın Bahçeli başta olmak üzere bize küfredenlerin, bize hakaret edenlerin hakaret ve küfürlerine aynı şekilde karşılık vermeyeceğiz. Çünkü biz bu seviyeye düşmeyi asla istemiyoruz, siyasetin temiz kalmasını istiyoruz. Siyasetçiler başkalarına örnek olmak durumundadırlar."

Hüseyin Çelik, eleştirilerin karşılıklı olarak hoşa gitmeyebileceğini ancak bu durumun ağız bozmayı gerektirmeyeceğini söyledi. Çelik, "En kolay yapılan şey küfretmektir, hakaret etmektir. Bunu kimlerin daha rahat yapabildiğini de hepimiz çok daha iyi biliyoruz. Siyasetçilere küfür ve hakaret yakışmaz. Siyasetçiler şüphesiz toplumun önündedir, toplumun gündeminde olan insanlardır. Topluma bu yönleriyle de örnek olmak durumundadırlar. Sayın Kılıçdaroğlu'nun ve Sayın Bahçeli'nin değerlendirmelerini de sadece kendi şahıslarına ve şahsiyetlerine değil, bir siyasetçiye, bir muhalefet liderine, bir parti liderine kesinlikle yakıştırmadım ve yakıştırmıyorum" diye konuştu.

TBMM'nin olağanüstü toplanması

Çelik, hudut birliklerinin kurulmasıyla ilgili olarak Meclis'in olağanüstü toplanma takviminin netleşip netleşmediğine dair soru üzerine şunları söyledi:

"TBMM'nin çalışma takvimi bellidir ama Danışma Kurulu toplanarak farklı bir takvim belirleyebilir. Bir grup önerisi olarak mesele ortaya konur. TBMM Genel Kurulunda bu oylanır. Yine TBMM'nin çalışma takvimi ayrıca belirlenebilir. Olağanüstü toplantı yapılabilir. Yaz aylarında TBMM tatile girmişken eğer ihtiyaç varsa, ülke için gereklilik söz konusuysa elbette Meclis toplanır ama bugünkü toplantımızda böyle bir ihtiyacın çıkması halinde tekrar TBMM'nin toplantıya çağrılması veya gündemin belirlenmesi gibi bir gündem maddesi söz konusu değildi. TBMM zemininde görüşülerek gruplar arasında konuşularak karar verilecek bir şeydir. Eğer böyle bir şey gerekiyorsa AK Parti grubu da kendi üzerine düşeni yapacaktır."

Vahit Erdem'in sözleri

Hüseyin Çelik, "Sayın Vahit Erdem'in sözleri yansıdı bir yerel gazeteye. 'Kürtler artık her şeyi eline alıyor. Yakında Türkler azınlıkta kalacak. Çok çalışmamız lazım' şeklinde. Bu açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna da şu yanıtı verdi:

"Biraz önce MKYK toplantısında iken bu haberle ilgili olarak bir doküman getirdiler ama henüz kendisi ile konuşabilmiş değilim. Gerçekten böyle söyledi mi, söylemedi mi bunu bilmediğim için müsaade ederseniz acul davranıp bu konu üzerinde bir yorum yapmayalım ama söylediğini bile varsaysanız bu tabii şahsın kendisini bağlar. Bizim partimiz içerisinde geçmişte de bazı arkadaşlarımız maksadını aşan veya birilerini rahatsız eden bazı ifadeler kullandılar. Bu belediye başkanı olabilir, milletvekili olabilir, şu veya bu düzeyde bir insan olabilir. Bununla ilgili olarak eğer sıkıntılı bir ifade olduğu kanısına varılırsa, böyle bir tespitte bulunulursa Sayın Milletvekili ile ayrıca konuşulur. Gerekirse kendisi ile ilgili partide gerekli süreç başlatılır ama söylediğiniz bu son konuyla ilgili olarak henüz böyle bir şey söz konusu değil. Kendisi ile henüz konuşulmuş değil. Böyle bir şey söyleyip söylemediğini bile şu anda bilmiyoruz ama bir mahalli gazetede böyle bir ifade kullandığına dair doğrudan kendi ağzından alınmış bir ifade yok ama bir aktarma var. Bu ne kadar doğrudur emin değiliz."

Bu konularda ilginizi çekebilir