"Bayrağımız tartışılırsa bağımsızlığımız ateşe atılacaktır"
Bahçeli, "İkaz ediyorum, coğrafyamız tartışılırsa milletimiz, milletimiz tartışılırsa devletimiz, devletimiz tartışılarsa bayrağımız ve bayrağımız tartışılırsa varlığımız ve bağımsızlığımız ateşe atılacaktır" dedi
ANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "İkaz ediyorum, coğrafyamız tartışılırsa milletimiz, milletimiz tartışılırsa devletimiz, devletimiz tartışılarsa bayrağımız ve bayrağımız tartışılırsa varlığımız ve bağımsızlığımız ateşe atılacaktır. Bunlar ne fantezi ne vehim ne sendrom ne de paranoyadır" dedi.
Bahçeli, "3 Mayıs Milliyetçiler Günü 2. Türk Gençlik Kurultayı"nda yaptığı konuşmada, mazisine yabancılaşarak büyümüş, milli emanetlerine yüz çevirerek ilerlemiş, fertleri bölünerek kuvvetlenmiş bir ülkenin varlığına şahit olunmadığını belirtti.
Dünüyle barışık, gelecek ülkülerine sadık, milli değerlerine bağlı, maneviyatına sımsıkı sarılmış bir gençliğin her zaman, her anlamda potansiyel ve stratejik bir güç olduğunu dile getiren Bahçeli, "İşte bu salonda bu gücün ta kendisi vardır. İşte bu salonda Türk gençliğinin özü ve özeti hazırdır ve burada, Türk milletinin içinden çıkan, Türk gençliğinin tercümanı olmaya talip, kurt bakışlı, hilal kaşlı, tertemiz kalpli milliyetçi ülkücü hareketin neferleri durmaktadır" diye konuştu.
Salondaki gençlere "Türklük sizlerle baki kalacaktır. Türkiye sizlerle bekasını koruyacaktır” diye seslenen Bahçeli, gençlerin Türk milletinin hal ve istikbalini teminat altına alacağını vurguladı. Gençlerin görevinin çetin ama ulvi, yolunun çetrefilli ama mübarek olduğunu söyleyen Bahçeli, gençlerin her zorluğun üstesinden geleceğini inandığını anlattı.
Türk milletini korkuların değil umutların, menfaatlerin değil tarih ve kültür havuzunun kavuşturduğunu belirten Bahçeli, Türk milletini müşterek değerler ve yaşanmış yüzyılların millet yaptığını anlattı. Verilen şehitlerin, çekilen acıların katlanılan zorlukların, kız alıp vermelerin millet olmanın ispatı olduğuna işaret eden Bahçeli, şunları söyledi:
“Ne var ki bizi bölmek istiyorlar. Birbirimize girmemizi, birbirimizden kopmamızı planlıyorlar. Küsüp ayrılmamız için haince, alçakça tezgah kuruyorlar. Bir avuç terörist yollara zaman ayarlı bomba döşüyor, bir avuç eşkıya askerlerimizi kaçırıp pazarlıklarla psikolojik üstünlük arayışına giriyor. Hem dahili hem de harici mihraklar son yurdumuza etnik düğüm atmayı projelendiriyorlar. Tarihimize saldırıyorlar, milliyetçiliği suçluyorlar, Türklüğe suikast düzenliyorlar. Yetmedi, milli güvenliğimize fitne saçıyorlar, milli kimliğimizi bulandırmak ve budamak için komplolardan medet umuyorlar. Ermeni diasporasına, yüzbinlerce Müslüman-Türk’ü vahşice katleden şerefsizlere taziyede bulunuyorlar, zımnen özürler diliyorlar. Binbir badireyle, onca ızdırapla yurt yaptığımız bu toprakları elimizden almak, bu cennet vatanı yeryüzü cehennemi yapmak için namertler görev başındadır. Türkiye’yi yönetenlerin vizyonsuzluğu ve gayri milli zihniyeti sebebiyle yabancı başkentlerin peydahladığı, doğrudan Türk vatanını ve mücavir alanlarını hedef alan yeni devletler dayatılmaktadır.
Eğer bu gelişmeleri milli bir yelpazeden okuyamazsak, gerekli tedbirleri alamazsak ve son vatanımızın siyasi fikriyatıyla eklemleyemezsek, mukadderat dağılma olacaktır. Bugün karşımızdaki tehlike de budur. İnsanlığın geçmişi, tarihin çöplüğü bu riski öngörememiş yöneticilerin ve devletlerin kalıntılarıyla doludur. İkaz ediyorum; coğrafyamız tartışılırsa milletimiz, milletimiz tartışılırsa devletimiz, devletimiz tartışılarsa bayrağımız ve bayrağımız tartışılırsa varlığımız ve bağımsızlığımız ateşe atılacaktır. Bunlar ne fantezi ne vehim ne sendrom ne de paranoyadır."