"AKP stratejik derinlikte, stratejik boğuldu"

Kılıçdaroğlu, zorunlu eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkaracaklarını, YÖK'ü kaldıracaklarını, yatılı meslek liseleri oluşturacaklarını söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, terörle mücadelenin AK Parti'nin izlediği politikalarla önlemeyeceğinin somut olarak ortaya çıktığını ileri sürerek, "AKP, bu konuda açıkça sınıfta kalmış maalesef terörü tırmandıran politikaların ana unsuru haline gelmiştir" dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kemal Kılıçdaroğlu, konuşması öncesinde CHP'ye katılan İstanbul Bağımsız Milletvekili Ahmet Tan'a parti rozetini taktı.

Geçen hafta Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un daveti üzerine sınır bölgesine bir gezi gerçekleştirdiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, bu gezide bölgenin ve burada görev yapan askerlerin içinde bulundukları koşullarını yakından gördüklerini söyledi. "Güvenlik güçlerimiz tüm olumsuz koşullara rağmen olağanüstü güzel bir moralle görevlerinin başındadırlar" diyen Kılıçdaroğlu, bunun huzurlu ve mutlu Türkiye'nin teminatı olduğunu belirtti.

Doğu ve Güneydoğu'da yaşanan terörün, bölge insanını, ekonomisini ve sosyal yapısını olumsuz etkilediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, bu konuda sağlıklı adımların atılmadığını bir kez daha gözlemleme imkanına kavuştuğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"AKP iktidarı döneminde Doğu ve Güneydoğu'ya gerekli özenin gösterilmediğini, gerekli yatırımın yapılmadığını, ekonomik ve sosyal açıdan özenin gösterilmediğini hatta İşsizlik Sigortası Fonundan Parlamentonun iradesiyle alınan 2 milyar 600 milyon liralık kaynağın da o bölge için değil, maalesef önemli bir kısmının başka yerler için kullanıldığını gördük. Bu da o bölgede terörün önlenmesinde çok önemli bir argüman olan ekonomik kalkınmaya bu Hükümetin yeterince önem vermediğini ortaya koyuyor. Bu da acı bir gerçek."

"AKP'nin büyük kusuru vardır"

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde 1960 ve 1970'li yıllarda halk tarafından dile getirilen sıkıntıların hala sürdüğünü gözlemlediğini anlatan Kılıçdaroğlu, bölgenin birinci sıradaki sorunun işsizlik olduğunu ifade etti.

Kılıçdaroğlu, "Aynı sorunların 21. yüzyılda hala yaşanıyor olmasının terör olgusuna gerekli önemi vermeyen iktidarın bir ayıbı olduğunun altının çizilmesi gerekiyor. Terör olgusunu çözümsüz noktaya getiren sorunu sağlıklı algılayamayan siyaset kurum olmuştur. AKP'nin bu süreçte büyük kusuru vardır. Her işi askere havale edip ortaya çıkan başarısızlıkları veya eksiklikleri de askere fatura eden bir zihniyetten Türkiye'nin artık kurtulması gerekiyor" diye konuştu.

AK Parti'nin toplumu kaynaştıran değil, ayrıştıran politikalar izlediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "açılım politikası" ile yeni bir siyasi açmazın içine düşüldüğünü iddia etti.

"Stratejik derinlikte, stratejik boğulma"

Kılıçdaroğlu, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile İsrail Sanayi ve Ticaret Bakanı'nın Brüksel'de yaptığı görüşmeyi de değerlendirdi.

İki bakanın ne görüştüğünü soran Kılıçdaroğlu, büyük bir ihtimalle, "Ne olursunuz, bizden bir özür dileyin de şu defteri kapatalımın" düşünüldüğünü belirtti.

Kılıçdaroğlu, İsrail'in ise "Siz bizden özür dileyin" diyerek, AK Parti'nin izlediği politikayı, bir daha ters yüz edip, yerden yere vurduğunu ve onurlarıyla oynadıklarını söyledi. Bunun nedeninin AK Parti; sorumlusunun ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, "Buna stratejik derinlikte, stratejik boğulma denir. Geldiler ve boğuldular. Bir şeyler yapmak istediler, orada boğuldular, yalnız kaldılar. Dış politikada, soyutlanan, yalnız kalan bir Türkiye imajı çıktı ortaya" diye konuştu.

Kemal Kılıçdaroğlu, 9 yurttaşın öldüğünü, kanlarının yerde olduğunu ifade ederek, "O kanların sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan ve partisi Adalet ve Kalkınma Partisi'dir" dedi.

"Söylem ve eylem taban taban zıt"

Eksen kayma tartışmasının, izlenen politikaların güvensizliğinden kaynaklandığını savunan Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin, hiç kimseye güven vermediğini, Türkiye'nin konumunun, her yerde tartışma konusu olduğunu ileri sürdü.

Güvensizliğin, AK Parti'nin söylem ve eylemlerinin taban tabana zıt olmasından kaynaklandığını iddia eden Kılıçdaroğlu, "AK Parti, eğer bir şey söylüyorsa bunun aksini yapacaktır" görüşünü savundu.

Kılıçdaroğlu, 23 Haziranda elektrik fiyatlarında indirim yapılacağı açıklamasının hemen ardından fiyatlara zam gelmesinin buna örnek olduğunu söyledi.

Hükümetin halka söz verdiğini ancak bir süre sonra yüzde yüz çark ettiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

 "Demokrasinin güçlenmesi açısından yurttaşlarıma çağrıda bulunuyorum: Uygar, hukukun egemen olduğu, demokrasinin geliştiği bir ülkede doğruyu söylemeyen, halkı aldatan siyasal parti, sandıkta alaşağı edilir. Görev halktadır ve süreniz gelmiştir.

Adındaki adalete, kalkınmaya bakmayın, adalet, kalkınma değil bu. Ne söylüyorsa, ne yazıyorlarsa aksini yapıyorlar. İsimleri adaletse bilin ki bu ülkeye adaletsizliği getiriyorlar, kalkınmaysa, ülkeye kalkınmayı getirmiyorlar. Bunların yapısı budur. Bunlar hesap kitap bilmezler, halkı düşünmezler. Bunların tek düşündüğü alan vardır; kendi cepleri ve yandaşlarının cepleri. Sayın Başbakan, halka 'Bize güvenin' dememeli. Güvenmeyeceğiz, güvenmeme de bundan sonra bileceğiz ki Adalet ve Kalkınma Partisi için temel kuraldır. Onlara güvenmeyeceğiz."

"Zorunlu eğitim 12 yıl olacak"

 Kılıçdaroğlu, zorunlu eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkaracaklarını, YÖK'ü kaldıracaklarını, yatılı meslek liseleri oluşturacaklarını söyledi.

"Milli ürün" olarak tanımladığı fındığı devletin koruması altında yeniden yapılandırarak bu konuda politika oluşturacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin üretimde dünya birincisi olduğu fındığın fiyatını belirleyemediğini, fındık üreticisinin alın terini aracıların sömürdüğünü kaydetti.

Kılıçdaroğlu, Karadeniz'de fındık borsası kurulacağını, fiyatı Türkiye'nin belirleyeceğini, FİSKOBİRLİK'i yeniden yapılandıracaklarını, idari ve mali özerkliğini sağlayacaklarını anlatttı. Kılıçdaroğlu, FİSKOBİRLİK'in de saydam olacağını ve hesap vereceğini ifade ederek, "CHP'nin iktidarında herkes hesap verecek. FİSKOBİRLİK'te yolsuzluğa asla kapı aralamayacağız. Bunun altyapısını oluşturacağız" diye konuştu.

Kemal Kılıçdaroğlu, sağlıklı bir stok kontrolü geliştireceklerini, Türkiye'nin fiyat belirlemede "bir numara" olacağını ifade etti. Fındık fiyatını da hasattan önce açıklayacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Böylece, üreticiyi tefecinin eline teslim etmeyeceğiz. Fındığı sanayide kullanmak isteyen bir sanayici varsa onu da teşvik edeceğiz. Böylece herkesin kazanacağı bir modeli kuracağız. Alınterinin karşılığı dışarıya gitmeyecek, Türkiye'de kalacak" dedi.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, doğal koşulları gereği Karadeniz'in kıyıya hapsedilmiş durumda olduğunu, İç Anadolu ve GAP ile bağlantısı bulunmadığını ifade ederek, CHP iktidarında Doğu'dan Batı'ya olan entegrasyonun Kuzey'den Güney'e de olacağını belirtti. Kılıçdaroğlu, "Karadeniz ile GAP'ı buluşturacağız. Bu konuda kararlıyız" diye konuştu.

Her gittikleri yerde çiftçinin üzerindeki faiz yükünden şikayetlerin dile getirildiğini anlatan Kılıçdaoğlu, çeşitli yerlerden çiftçilerin ana para ve faiz nedeniyle katlanmış borçlarına ilişkin rakamlar aktardı. "Çiftçinin haciz kıskacında boğulduğunu" savunan Kılıçdaroğlu, "Bu yük çiftçi tarafından çekilemez. Bu tam bir vicdansızlıktır. Şiddetle protesto ediyoruz" dedi.

"Okullar kapansın, dershaneler diploma versin"

Kılıçdaroğlu, okullarda sömestr döneminin başladığını da anımsatarak, mevcut iktidarın "eğitimi iyi bir yere getirmediğini, eğitimin yaz-boz tahtasına çevrildiğini" iddia etti. Kıçıldaroğlu, dershane sayısının ilk kez genel lise sayısını aştığını söyledi.

Ailelerin dershanelere harcadığı paranın 16 milyar liranın üzerinde olduğu görüşünü savunan Kılıçdaroğlu, "Eğitimin geldiği sonuç şu: Çocuk diploma alsın diye, okula bir şeyler öğrensin diye dershaneye gönderiliyor. İşte AKP'nin Milli Eğitim politikası bu... Bu politikayı hangi çağdaş, kalkınmış ülkede görebilirsiniz? O zaman okullar kapansın dershaneler diploma versin, bu sorunu da çözmüş olalım" diye konuştu.

Aynı iktidarın iki bakanı döneminde iki ayrı SBS uygulaması yapıldığını anlatan Kılıçdaroğlu, 23 Nisan'da Başbakanlık koltuğuna oturan Elçin Koçubaba'nın SBS'yi kaldıracağını söyleyerek, kesin çözümü dile getirdiğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, "Koca koca adamlar çocukları deneme tahtası haline getirdiler" diye konuştu.

"YÖK'ü AKP'nin arka bahçesi ve baskı aracı haline getirdiler" görüşünü savunan Kılıçdaroğlu, YÖK'ün Giresun Üniversitesi rektör adaylığı seçiminde en çok oy alan 2 adayı listeye koymadığını söyledi. "Bir oy alanı listeye koyuyorlar. Buna da adalet diyorlar. YÖK Başkanına sormak lazım: Sizin demokrasi anlayışınız bu mudur? Öğrencinin önünde hangi anlayışla haktan, hukuktan ve adaletten bahsedeceksiniz?" diyen Kılıçdaroğlu, "CHP iktidarında YÖK'ü kaldıracaklarını" kaydetti. Kılıçdaroğlu, üniversitelerin idari, mali ve bilimsel özerkliğe sahip olacağını, en aykırı düşüncelerin özgürce dile getirileceğini söyledi.

"Eğitimi 12 yıla çıkaracağız"

Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"CHP olarak eğitimi üretim için yapacağız. Kişi eğitilecek, üretim yapacak, ülkenin kalkınmasına katkıda bulunacak. 12 Eylül rejiminin el koyduğu öğretmen kuruluşlarının mal varlıklarını iade edeceğiz. Bütün organize sanayi bölgelerinde ara eleman yetiştirmek için yatılı meslek liseleri oluşturacağız. Çocuk okuyacak, ailesine yük olmayacak, çevresine yük olmayacak. İkinci sınıftan itibaren fabrikasına gidecek stajını görecek, mezun olunca işe alınacak.

CHP iktidarında zorunlu eğitimi aşamalı olarak 12 yıla çıkaracağız. Artık Türkiye çağdaş normları yakalamak zorunda."

Kılıçdaroğlu, engellilere yönelik eğitim veren özel eğitim kurumlarını teşvik edeceklerini de kaydetti.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir