"ABD'de Türkiye'yle ilgili algılama problemi var"
Çağlayan, "Biz İslamcı bir parti değiliz. Muhafazakar demokrat partiyiz. " dedi.
CHiCAGO/LOS ANGELES- Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, ABD'de Türkiye konusunda biraz algılama problemi olduğunu gördüğünü bildirerek, "Biraz Türkiye'ye karşı şartlanmışlar. Türkiye karşıtı lobiler iyi çalışmışlar" dedi.
Bakan Çağlayan, Şikago temaslarının ardından Los Angeles'e giderken uçakta basın mensuplarıyla sohbet toplantısı yaptı. İş dünyasının temsilcileriyle bir araya gelen Çağlayan, Şikago Küresel İlişkiler Konseyi (The Chicago Counsil on Global Affairs) Başkanı Lester Crown ile bir kahvaltı yaptı. Türkiye'de Hilton Oteli yapmış, F-16 üretiminde bulunmuş, Amerikan sermayeli Forbes dergisinin zenginler listesinde 4 milyar dolarlık aile servetiyle yer almış, 80-82 yaşındaki, ABD Başkanı Barack Obama'nın çok değer verdiği, Musevi Lester Crown ile siyasi ve bölgesel ilişkileri görüştüklerini bildiren Çağlayan, ABD'de Türkiye konusunda biraz algılama problemi olduğunu, Türkiye'ye karşı biraz şartlandıklarını, Türkiye karşıtı lobilerin iyi çalıştığını gördüğünü anlattı.
Çağlayan, şöyle konuştu:
"İsrail ve İsraillilerle ilgili hiçbir problemimiz yok dedim. 500 sene önce Musevilere kucak açtık dedim. İsrail'in kendi içinde çatışma halinde, buradaki sorun İsrail'dedir dedim. Türkiye, İsrail'e 1,5 milyar dolar, ABD'ye ise bunun iki katı kadar ihracat yapıyor. Aslında bunun 31,5 milyar dolar olması lazım.Uluslararası sularda bir gemiye saldırılmış, 9 vatandaşımız da ölmüştür. Bizim isteğimiz İsrail'in Türkiye'den özür dilemesidir. Birileri provake etti diyorlar. Aslında biz provake edilmemesi için çalıştık."
İran konusunu konuştuklarını, ABD'nin İran'dan 10 bin mil uzakta oysa Türkiye'nin komşu olduğunu anlattığını belirten Çağlayan, "Biz nükleer silahların hepsine karşıyız. Biz Brezilya ile birlikte arabuluculuk yaptık. Sorun barışcıl yollardan çözülsün diye. Biz İran'ın avukatı değiliz ama İran'da olabilecek en küçük hadise benim ülkemi ilgilendiriyor. Biz arabulucuyuz. Bir devleti korumak, kollamak, avukatlık yapmak gibi bir durumumuz yok" dedi. Çağlayan, Lester Crown'a nükleer silahlara Türkiye'nin ABD'den daha karşı olduğunu, bölgedeki nükleer silahın öncelikle Türkiye'yi etkileyeceğini söylediğini, "(nükleer silaha kimde olursa olsun karşıyız. Sizde varsa size, İsrail'de varsa İsrail'e karşıyız) dedim" diye konuştu.
Ermenistan konusunu konuştuklarını, Türkiye'nin buradaki görüşlerinin açık olduğunu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 2005 yılında arşivlerin tarihçilerden oluşan bir komisyona açılmasını istediğini bildiren Çağlayan, şöyle devam etti:
"Ermenistan ve İsrail konusunda çok fazla hassasiyetleri yok. Bunu gözlemledim. Odaklandıkları konu İran. İran'ın elinde nükleer silah olduğuna inanmışlar. Ancak Türkiye'yi kendilerine dost ve müttefik görüyorlar."
"Artık gözümüz açıldı"
Kraft firmasından Ken Roberts ile görüştüğünü, bu firmanın gıda alanında ABD'de birinci, dünyada ikinci sırada yer aldığını anlatan Çağlayan, şöyle devam etti:
"Dolaylı yoldan, Kent Gıda'yı alarak Türkiye'ye girdiler. Biz 10 yıldır bekliyoruz, Türkiye'ye yatırım yapın dedik. Gıda Güvenliği yasası konusunda bazı endişeleri var. Şeker ithalinin sınırlanması konusunda şikayetleri var. Biz pancardan üretiyoruz üreticiyi desteklemek için. Oysa onlar şeker kamışı veya mısır şekeri kullanmak istiyorlar.
MacLean şirketi yöneticileri, firmalarının enerji sektöründe faaliyet gösterdiğini, havacılık ve otomotiv konusunda elektrik sistemleri ürettiklerini de söylediler. Ben Türkiye'de yatırım konusunda geciktiklerini kaydettim. Onlar da yatırım yapmak istiyor. İster yerli ister yabancı bir günde şirket kurulabilir. Brezilya'da şirket alıyorlarmış. Türkiye'ye yatırım yapın, buradan diğer pazarlara zıplayın dedim. Muhtemelen Ekim ayında gelecekler.
Amerikan International Radio'nun Üst Yöneticisi (CEO) Dorel Nasui, 25 yıl önce ABD'ye gelmiş bir Romanyalı. İletişim sektöründe, yazılım donanım alanında faaliyet gösteriyor. Türkiye'de İstanbul ve Ankara'da iki firmayla çalışıyorlar. Pakistan'da Türk firmalarıyla çalışmışlar, Afganistan'da da çalışmak istiyorlar. Türkiye'yi Ortadoğu için bir merkez olarak gördüklerini söyledi. Tetra sistemini Türkiye'ye getirmek istiyorlar. Kamu güvenliği, kamu kurumlarının iletişiminin gizliliğini sağlayacak bir sistem. Ben gözümüzün artık açıldığını, offset'e çok önem verdiğimizi söyledim."
Bakan Çağlayan, Türkiye'de 1940'lı yıllara kadar 112 değişik tipte uçak üretildiğini, 1955'de Hollanda'dan 30 uçak siparişi alındığını ama daha sonra birilerinin araya girerek, "Sizin uçakla ne işiniz olur. Biz size daha ucuz temin edelim" dediğini, siparişin geri çekildiğini, uçak fabrikasının 1959'da kapandığını, uçak motoru fabrikasının da traktör fabrikasına dönüştürüldüğünü anlatarak, "Bu alandan çıkılmasaydı belki şimdi bizim de bir Boing'imiz olurdu" diye konuştu.