"2010 bankalar için hareketli olacak"
Pınar Eczacıbaşı 2010'un bankalar için istihdam yılı olacak gibi göründüğünü söyledi.
İSTANBUL - Genç Yönetici ve İşadamları Derneği (GYİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Eczacıbaşı, 2010'un bankalar için de bir önceki yıla oranla daha hareketli ve canlı olacağını belirterek, "Bankalar için bu yıl istihdam yılı olacağa benziyor" dedi.
GYİAD'ın ikincisini düzenlediği "Krizin Neresindeyiz?" konferansında konuşan Eczacıbaşı, krizin sadece büyük ekonomileri değil, gelişen ekonomileri de ağır ölçüde etkilediğini, ancak Türkiye'nin önceden yaşadığı deneyimlerle hep bir çıkış yolu bulduğunu kaydederek, "Bizim ülkemizde var olan ekonomik politikalar ne acıdır ki hep anı kurtarmaya yönelikti" ifadesini kullandı.
Eczacıbaşı, 2009'un Türkiye için de çok zor bir yıl olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin büyük şirketlere olduğu gibi küçük ve orta büyüklükte şirketlere de ihtiyacı olduğuna dikkati çekti.
Her ne kadar bazı ekonomik veriler küçülmenin hız kestiğini, bazı ülkelerde büyümenin başladığını ve durgunluğun dip noktasının geçildiğini gösterse de dünya finans sisteminin tam olarak normale dönmediğini ifade eden Eczacıbaşı, şunları kaydetti:
"Birçok pazarda halen kamu desteğine ihtiyaç duyulmaktadır. Krizi hastalık olarak değerlendirirsek, hastalığın gidişatı yavaş seyrediyor, ancak zamanla toparlanacağını söyleyebiliriz. Her ne kadar açıklanan veriler en kötünün geride kaldığına işaret etse de kredi piyasalarındaki sorunların halen sürmesi ve işsizlik oranlarındaki artışın devam etmesi, toparlanma sürecinin zaman alacağını gösteriyor. Sektörlerimiz 2010'dan çok umutlu. 2010'da dünya ekonomisinin iyileşeceğini ve yeniden bir büyüme gerçekleşeceğini umut ediyoruz. 2010 senesi bankalar için de bir önceki yıla oranla daha hareketli ve canlı olacak. Bankalar için bu yıl istihdam yılı olacağa benziyor. Çünkü 2010 yılında toplam 500 civarında yeni şube açılacak ve 7 bin kişiye yakın istihdam gerçekleşecek.
Bize göre, geçen seneye oranla krizin en kötü kısmını geride bıraktık. Dubai'de olduğu gibi artçı dalgalar gelmeye devam edebilir, ama ülkemizin yakın komşusu Yunanistan'dan da çok daha iyi bir durumdayız. Dünyada büyüme yavaş olacak ve Türkiye'deki gelişmeler de buna bağlı olarak paralel gidecek. Tüm bunları göz önünde bulundurursak kriz yönetimine ilişkin tedbirlere devam etmeliyiz."
"Emtia'ya endeksli anapara garantili fonları almanın tam zamanı"
Konferansta konuşan Eurobank Tekfen A.Ş Üst Yöneticisi (CEO) Mehmet Sönmez de geçen yıl verilen toplam kredilerin GSMH'nin yüzde 40'ına denk geldiğini, 2002'de bu oranın yüzde 15 olduğunu hatırlatarak, bunun da kredilerin verilmesinin devam ettiğinin bir göstergesi olduğunu söyledi.
Sönmez, geçen yıl 200 bin küçük ölçekli firmanın kapandığına dikkati çekerek, "Kurumsallaşamayan, ayağını yorganına göre uzatamayan, krediyi sermaye gibi kullanan firmalar gerçekten sıkıntı çekti ve bunlar kredi alamadı. Bugün olsa yine alamaz" diye konuştu.
Bankacılık sektörünün krizde büyük oranda görevini yerine getirdiğini belirten Sönmez, firmaların yeniden yapılandırılmasında yardımcı olduklarını, yeniden yapılandırma olmaması halinde sadece küçük ölçekli değil orta ölçekli firmaların da büyük sıkıntılar çekebileceğini ifade etti.
Hükümetlerin de bir borç yükü altına girdiğini kaydeden Sönmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kriz dünyada bitti. Artık bitti. Geçen yıl bir kalp krizi geçirdi dünya ve global ekonomiler yavaş yavaş normale dönüyor. Ama tahribat oldu bünyede ve yoğun bakıma girdi. Şimdi hastaya yardımcı olacak bir dış güç lazım. O da hükümetler... Nitekim gördüğümüz uygulama genellikle dünyada vergi indirimleri gündeme geldi. Fakat hükümetler de ağır bir yükün altına girdiler. Bunu artık yavaş yavaş geri çekmek istiyorlar. Bana göre ikinci döneme girdi dünya. Yoğun bakımdan çıktı, ama yine ilaç almaya devam ediyor. İlaç da nedir? Maliye politikalarının destek verecek şekilde sürdürülmesi.
Şimdi bir risk var. Krizin daha yaraları sarılmadan emtia fiyatlarında özellikle son iki haftadır sürekli bir artış başladı. Bu nedir? Emtiaya endeksli anapara garantili fonları almanın tam zamanı. Parası olanlar için söylüyorum... Ama emtia fiyatları giderek artacağı için dünyada enflasyon yavaş yavaş yukarı çıkacak. En büyük tehlike 2010'un son 9 ayında emtia fiyatlarının yukarı çıkarak enflasyonu tetiklemesi ki eğer enflasyon tetiklenirse dünyada faizler süratle yukarı çıkmaya başlar. Bu dünya açısından en büyük risk ve 2011'de de en büyük risklerin başında geliyor. Bu arada Merkez Bankaları da faizleri artırmazsa itibar kaybetme riski ile karşı karşıya kalacak. Böyle iki uçlu bir değnek var. Eğer bu süreci Merkez Bankaları iyi atlatabilirse dünya tekrar büyümeye süratle geçer. Brezilya, Çin, Hindistan, Rusya ve Türkiye'nin isimleri duyulmaya başlanacak."