Özince: Üretim kredileri engellenmemeli
2012'de büyümede hızın kesileceğini belirten İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, "Bu durum bankacılık sektörüne de yansıyacaktır. Son 10 yılki performansı yakalamak zor ama sektör hâlâ imrenilen noktada olacak" dedi.
Leyla İLHAN
İSTANBUL - İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, cari açığın yanı sıra, Türkiye'nin önündeki en büyük riskin olası bir üretim ve istihdam daralması olduğunu belirterek, kredi artışına yönelik alınan tedbirlerin üretimi destekleyici nitelikteki kredileri engellememesi için dikkat edilmesi gerektiğini söyledi. Paşabahçe Mağazaları'nın, "Konuşan Paralar, Sikkeler Koleksiyonu" nun tanıtımında konuşan Özince, Türkiye ekonomisinin artık yurtdışında yaşanan krizden daha fazla etkilenmeye başladığını anlatarak "Bu nedenle 2012'de ekonomideki büyüme hız kesebilir" uyarısında bulundu.
Özince şöyle devam etti: "Bu durum bankacılık sektörüne de yansıyacaktır. Karlarda azalma olacaktır. Bundan dolayı bankacılık sektörünün geçtiğimiz 10 yıldaki performansını arayacağız. Buna rağmen Türk bankacılık sektörü hala imrenilen duruma sahip olacak."
En büyük risk üretim ve istihdam
Türkiye'de bankacılık piyasasının henüz çok küçük olduğunu aktaran Özince, elde imkan varken bankacılık sektörünün büyümesini istediklerini söyledi. Ancak büyümenin kaynağının üretime yönelik kredilerle olmasını tercih ettiklerini kaydeden Özince, bunun da sürdürülebilirliği sağlayacağını kaydederek, "İstihdam olmadan tüketici kredisi vermekle bir yere gidilemeyeceğini bizim gibi kalıcı banka, kalıcı sermayeler daha fazla idrak ediyor. Üretim olmadan, istihdam olmadan bankacılık sektörünün büyümesinin sağlıklı olması zor" dedi.
Şu an Türkiye'de en büyük riskin üretim ve istihdam olduğunu dile getiren Özince, "Her şeyden önce üretimin desteklenmesi lazım. Faydasız tüketimi yönlendireceğiz derken, üretime yönelik krediyi de engellememek lazım" diye konuştu.
Bankacılıkta en büyük sorun sermayedarlarının bilinmemesi
Çalışanların bankaya ortak olması söylemlerinin geçmişten bu yana söylendiğini aktaran Ersin Özince, "'Ne münasebet ki çalışanlar hissedar olabiliyor deniliyor. Sermayedarmıdır onlar' söylemleri var. Ancak bugün dünyada bankacılığın devletlerin tekellerine geçtiğini yeni baştan görüyoruz. Kapitalist ülkelerde dahi bu gerçekleşiyor. Keşke çalışanların sahipliği bütün dünyada olsa da bankaların sahibi kimmiş tanıyabilsek. Bugün dünyada bankacılığın en büyük sorunu sermayedarlarını tanımlayamamamız. Dünyanın koskoca bankaları devroluyor devletlere ama adı sanı belli olmayan sermayedarlara. Halbuki bankacılık çok kutsal menfaatlerle bağdaşık bir iş. Onun için keşke İş Bankası'nda olduğu gibi ondan ekmek yiyenlerin de eli taşın altında olsa onlarda müesseselerine toplum adına sahip çıksalar. Bunu diğer Türk bankalarına da öneriyorum. Türk Kamu bankaları için yıllardır söylüyorum ama o da benimsenmedi" diye konuştu.
İş Bankası'nda hakim konuma Atatürk döneminde geldik
İş Bankası emekli sandığının Atatürk hayatta iken emekli sandığından önce kurulduğunu kaydeden Özince, "Bizim alnımızın teri ile bankada hakim konumuna gelmemiz ise Atatürk'ün sağlık döneminde başlayan hisse toplamaya dayalı. Herkes işini iyi yapsın, hesabını doğru versin" dedi.