Özel termosla getirilen sığır embriyoları 'Beefmaster'a dönüştü
Küçük bir termosun içinde ABD'den Türkiye'ye getirilen sığır embriyoları, 1 yaşına basan yüksek et verimli "Beefmaster" danalara dönüştü. Kars Kafkas Üniversitesindeki transferle doğan buzağılar 1 yaşına bastı. Beefmaster ırkı sığırların Kars'taki zorlu hava koşullarına karşı dayanıklı olduğu ve günde 2,5 kilogram alarak yüksek et deposuna sahip oldukları aktarıldı.
Küçük bir termosta ABD'den Türkiye'ye getirilen embriyolardan doğan ve 1 yaşına basan yüksek et verimli "Beefmaster" danalar, yeni spermalar ve embriyolarla ülke genelinde yaygınlaştırılmak için envantere alındı.
Etçi sığırların en verimlileri arasında yer alan "Limuzin"lerle Polonya'da melezlenen ve günde yaklaşık 2,5 kilograma kadar besi artışı görülen Güney Teksas sığır ırk "Beefmaster"ların embriyoları, ABD'den Türkiye'ye küçük bir termosta getirildi.
Türkiye'de ilk kez Kars Kafkas Üniversitesindeki transferle doğan buzağılar 1 yaşına bastı.
Kars'taki zorlu kış koşullarında hiçbir hastalığa yakalanmayan ve günde yaklaşık 2,5 kilogram aldıkları için adeta yüksek et deposu olarak tarif edilen "Beefmaster" ırkı 3 dana, on binlerce doz sperma ve yüzlerce doz embriyo elde etmek amacıyla, Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı TAGEM ve TİGEM'e teslim edildi.
Türkiye'de bir ilk
Kars Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi Suni Tohumlama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yavuz Öztürkler, AA muhabirine, "canlı damızlık sığırın sadece embriyoları getirilerek yeni bir sığır ırkının çekirdek grubunu oluşturma" yönteminin Türkiye'de ilk olduğunu söyledi.
Yedi günlük hücresel aşamadaki embriyoların termosta, sıvı azotun içerisinde Türkiye'ye getirildiğini, taşıyıcı olacak ineklerin rahimlerini de embriyolar için hazırladıklarını anlatan Öztürkler, Avrupa'da Beefmaster ırkı hayvanlar üzerine çalışan bazı ülkeler bulunduğunu ancak Asya'da yakın zamana kadar sadece Tayland'da bu çalışmaların yapıldığını kaydetti.
Beefmaster ırkı zorlu iklim koşullarına karşı dayanıklı
Öztürkler, şöyle devam etti:
"Asya'da ikinci, Avrupa'da şu anda biz Polonya, İtalya, Avusturya, İrlanda ve Bulgaristan'dan sonra altıncıyız. Avrupa bu ırkı benimsedi, çünkü hastalıklara ve her zorlu iklime dayanıklı Beefmaster sığırları. Yarısını Asya kökenli Brahman ırkı, diğer yarısını ise meşhur Shorthorn ve Hereford ırkları oluşturuyor. 1908'de ABD'de sığır portföyüne kaydedilen Beefmaster, 1954'te Amerika'nın 4 popüler sığırı arasına girmiş ve yemden yararlanma yeteneğinde Amerika'da 18 sığır ırkı arasında 2. sırada yer almıştır. Türkiye'ye ilk kez ABD Teksas'tan getirilen Beefmaster ırkına ait embriyolardan şu ana kadar 7 sağlıklı doğum meydana geldi. Son parti transferlerden de gebelikler bekliyoruz. Şu anda transferler bitti. Transfer ettiğimiz embriyolardan ilk doğumlar geçen yıl olmuştu. Kafkas Gülü, Anadolu ve Sarp adını verdiğimiz 3 buzağımız 1 yaşına bastı. 4 yeni doğumla ve yolda olanlarla birlikte bir çekirdek sürümüz oluştu."
Son bir yılda bu ırka yönelik gözlemlerini anlatan Öztürkler, "Küçük doğdular ama hızlı büyüdüler ve besi performansları diğer ırklara göre çok yüksek." dedi.
Diğer ırklara oranla yüzde 95 daha yüksek doğruğanlığa sahip
Diğer ırklara göre bu ırkın yüzde 95 gibi yüksek doğurganlığa sahip olduğunu, üstün genetik özelliklerini yüzde 63 oranında yavrularına geçirebildiğini ifade eden Öztürkler, "Lezzetli et kaynağı ve yüksek verim et artışı, hastalıklara dayanıklı olması da diğer önemli avantajları." diye konuştu.
Bu embriyolardan doğan buzağıların kışı Kars'ta geçirmelerine rağmen soğuk havalarda hiçbir şekilde hastalanmadıklarını aktaran Öztürkler, "Bunlara ek olarak uysal, insana yakın ve çevreye hızlı uyum yetenekleri bizi çok etkiledi açıkçası. İlk önce kuşkuluyduk, tereddütlüydük. Ama şu anda görüyoruz ki iyi bir iş ortaya çıkmış. Kendi yerel ırklarımızın saflığını koruyarak ilerde yeni denemeler yapmayı planlıyoruz. Türkiye'de canlı damızlık stoku olmadan kat kat ucuza mal olan embriyo transfer teknolojisi ile ülkemizde hastalıklara dayanıklı, Kars koşullarına uyum sağlayan, ülkemizin diğer bölgelerinde de aynı uyumu sağlaması beklenen önemli bir sığır ırkı çok ucuza ülkemiz koşullarında ilk kez üretilmiş oldu." değerlendirmesinde bulundu.
Yaptıkları bilimsel çalışmayla canlı hayvan damızlığının ithalatı yerine embriyo transferini yaparak gebelik sağlamanın yüzde 100'e yakın ekonomik getiri sağlayabileceğine işaret eden Öztürkler, "Şu anda et fiyatlarının yükselişe geçtiği de bilinen bir gerçek. O zaman minimum giderlerle maksimum faydayı nasıl elde edebiliriz? Kırmızı et verimi fazla olan hayvanlarımızın popülasyonunu nasıl arttırabiliriz? Değerli genetiğe sahip bu embriyoları alıp nasıl çoğaltabiliriz? Yürüttüğümüz bu proje bu amaçlara hizmet ediyor." dedi.
Prof. Dr. Yavuz Öztürkler, her şey yolunda giderse "Beefmaster" erkek sığırdan yılda en az 15 bin doz sperma alınabileceğini, 5 yılda bu rakamın 75 bin doza, iki sığırdan da 150 bin doza ulaşabileceğini belirtti.
Gen analizi yapılmış damızlık bir spermanın maliyetinin 5-15 dolar arasında olduğunu dile getiren Öztürkler, "Sadece 5 dolardan hesaplarsanız yılda 750 bin dolar, 5 yılda da 3 milyon 750 bin dolar yapacaktır. Öte yandan 500 bin hayvanın bu embriyolarda tohumlandığını ve hayvan başına 50 kilogram fazla et ortaya çıkması halinde, 500 bin hayvan için yıllık et üretimindeki artışın 25 milyon kilogram dolayında olmasını öngörüyoruz. Bunun da ekonomiye büyük katkısı olacaktır." diye konuştu.
Öztürkler, küresel ısınmayla gıda fiyatlarındaki artışa dikkati çekerek, bu açıdan da verimli et üretimine imkan sağlayan sığır ırklarının yetiştirilmesinin önemini vurguladı.
Öztürkler, bu yöntemle yetiştirilen danaların Tarım ve Orman Bakanlığının sığır portföyüne eklenmesi ile önemli aşama kaydedildiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Üniversitemizde bir ilke imza atılarak ana-babası ülkemizde ve Asya kıtasında olmayan (Tayland hariç) popüler bir sığır ırkının embriyolarının kendi sığır ırklarımıza nakli ile verimli bir sığır ırkının çekirdek sürüsü oluşturulması sağlandı. Doğan buzağılar 10 binlerce doz sperma ve yüzlerce doz embriyo elde etmek için, ülke genelinde yaygın olarak faydalanılması için Tarım ve Orman Bakanlığının TAGEM ve TIGEM adlı önemli alt kuruluşlarına devredildi. Üniversitemizde yapılan bilimsel ekonomik bir analizde canlı hayvan ithalatına göre yarı yarıya bir maliyet avantajı elde edilebileceği tespit edilmiştir."