Ötanazi düzenlemesi kabul edildi: Köpekler öldürülecek mi? 10 soruda sokak hayvanları düzenlemesi

Ötanazi ifadesi büyük tartışma yaratan sokak hayvanlarına yönelik kanun düzenlemesi teklifinden çıkarıldı. Ancak yerine kullanılan ilgili 'Veterinerlik Hizmetleri Kanunu' maddesi ile uygulama aynı şekilde devam edecek. Peki kabul edilen düzenleme ile birlikte neler olacak? Sokak köpekleri öldürülecek mi? İşte sokak hayvanlarına ilişkin düzenlemede en çok merak edilenler ve yanıtları...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Kamuoyunda "köpeklere ötanazi düzenlemesi" olarak bilinen ve yüzbinlerce sokak köpeğinin öldürülmesine neden olacağı gerekçesiyle eleştirilen teklif, TBMM Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu'nda uzun ve sert tartışmaların ardından kabul edildi.

T24'ten Gökçer Tahincioğlu'nun haberine göre; komisyon görüşmeleri sırasında verilen önergelerle teklifin yumuşatılmasına çalışıldı. Teklif metninde yapılan değişikliklerde, sokak köpeklerinin tamamının öldürüleceği gibi bir ifade yer almıyor ve ötanazi için çeşitli kriterler getiriliyor.

Ancak bazı siyasetçiler ve vatandaşlar muğlak hükümler, uygulamadaki belirsizlikler ve tanımlardaki açıklar, yüzbinlerce köpeğin öldürülmesi sonucunu doğurabileceğini düşünüyor.

TBMM Genel Kurulu, düzenlemeyi bu şekliyle yasalaştırırsa, barınak kurmaları için 2028'e kadar süre tanınan belediyeler hemen harekete geçebilecek. Bu nedenle, gerekli kriterlerin sağlanıp sağlanmadığına bakılmadan köpeklerin öldürülmesine başlanma ihtimali de bulunuyor.

1. Tartışılan düzenleme nasıl gündeme geldi?

Kamuoyunda "sokak hayvanlarına ötanazi" düzenlemesi olarak bilinen, Hayvanları Koruma Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, yerel seçimlerin hemen ardından gündeme geldi. Uzun yıllardır özellikle köpek saldırıları tartışılıyor olmasına rağmen bu konuda bir adım atılmamıştı. Sokak köpekleriyle ilgili bazı derneklerin usulsüzlük yaptıkları ve para toplayıp zimmetlerine geçirdikleri iddiaları sıkça gündeme geliyordu. Bu konuda karşıt dernekler özellikle sokak köpeklerinin saldırılarını konu etti. AK Parti, bu düzenlemeyi tartışmaya başladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Aralık ayında Ankara Keçiören'de 4. sınıf öğrencisi Tunahan Yılmaz'ın köpeklerin saldırısına uğrayarak ağır yaralanmasının ardından, "Sokak köpeklerinin zarar verdiği insanların haklarını da koruma görevleri" olduğunu belirterek bu sorunu çözüme kavuşturacaklarını açıklamıştı. Yerel seçimden sonra mevcut yasanın yetersiz olduğu tartışıldı. Köpeklerin öldürülmesine dair bir düzenleme yapılacağının gündeme gelmesiyle tepkiler arttı. AK Parti, Mayıs ayında TBMM'ye getirmeyi planladığı teklif üzerinde çalışmaya devam etti ve Temmuz ayında yeni teklifi AK Parti'li vekillerin imzasıyla TBMM'ye sundu. TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu'na havale edildi.

2. Yerel seçimden sonra gündeme gelmesi nasıl yorumlandı?

Teklifin, AK Parti'nin birçok belediyeyi kaybettiği 31 Mart yerel seçimlerinden sonra gündeme gelmesi, sokak köpeklerinin toplanması konusunda belediyelerin yetkili olması nedeniyle siyasi bir adım olarak değerlendirildi. CHP'li seçmenin düzenlemeye karşı olması ve teklifin belediyeleri görevlendirmesi, "AK Parti, CHP'yi zor durumda bırakmak istiyor" yorumlarına yol açtı. Belediyelerin yasayı uygulamaması durumunda İçişleri Bakanlığı'nın harekete geçebileceği de iddia edildi. Teklifin gündeme getirilmesinin pahalı bir işlem olan ötanazi nedeniyle rant sağlanacağı iddiaları da muhalefet tarafından dile getirildi.

3. Teklif neden "ötanazi düzenlemesi" olarak nitelendirildi?

AK Parti'nin TBMM'ye getirdiği teklifte, sokak köpeklerinin öldürülmesi için "ötanazi" kavramı kullanıldı. Mevcut bazı düzenlemelerde de hayvanların öldürülmesi konusunda bu ifade yer alıyor. "Ötanazi" aslında hasta kişilerin yaşamlarını kendi istekleriyle ve tıbbi müdahaleyle sonlandırılmasını istemeleri için kullanılan bir kavram. Teklifte bu kavramın kullanılması eleştirildi, ancak bu şekilde komisyona havale edilerek kabul edildi.

4. Teklif AK Parti tarafından nasıl gerekçelendirildi?

Komisyonda konuşan teklife imza atan isimlerden Harun Mertoğlu, bu teklifle "Önce insan" dediklerini belirtti. Mevcut düzenlemelerin günümüzdeki ihtiyaçlara cevap vermediğini ve "Hayvanları yakala, kısırlaştır, aşısını yap, tekrar sokaklara bırak" anlayışının insanların ve çocukların ölmesine neden olduğunu vurguladı. AİHM ve Danıştay kararlarının sokaklarda yaşanan hayvanlardan kaynaklı trafik kazalarının sorumluluğunu idarelere verdiğini belirtti. Sokakların hayvanlar için yaşam alanı olamayacağını savundu.

Teklifin gerekçesinde de sokak köpeklerinin saldırıları sonucu yaşanan olayların istatistiklerine yer verildi ve mevcut yasanın "yakala-kısırlaştır-sal" ilkesinin uygulanamadığı belirtildi. Batı ülkelerinden örneklere yer verilen gerekçede, teklifle yeni bir yöntem geliştirildiği savunuldu.

5. Teklif hangi uygulamayı esas alıyor?

Teklifte, kedi ve köpekler Tarım ve Orman Bakanlığı veri tabanına kaydedilmek zorunda olduğundan "sahipli hayvan" ve "sahipsiz hayvan" olarak sınıflandırılacak. Mevcut Hayvanları Koruma Kanunu'ndaki "yakala-kısırlaştır-sal" metodu kaldırılarak hayvan bakımevi tanımında uyum değişikliği yapıldı. Hayvan bakımevinin tanımı, "Bakanlıktan izin alınmak suretiyle kurulan ve hayvanların sahiplendirilinceye kadar barındırıldığı ve rehabilite edildiği bir tesis" olarak değiştirildi. Sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların bakımevlerine toplanması ve rehabilite edilerek sahiplendirilinceye kadar bakılması öngörülüyor.

6. Barınağa alınan hayvanlar öldürülecek mi?

Komisyon çalışmalarının ikinci gününde önerge ile "ötanazi" maddesi değiştirildi. Teklifin tartışmalı beşinci maddesi, saldırgan olan, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olan hayvanlara yerel yönetimlerce ötanazi yapılacağını düzenliyordu. Önerge ile bu hüküm tekliften çıkartıldı.

Önerge ile teklife eklenen hüküm: "Bakımevine alınan köpeklerden insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olanlarına Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu'nun 9. maddesinin 3. fıkrasında belirtilen tedbir uygulanır. Yerel yönetimler, sahipsiz köpeklere ilişkin yürüttüğü iş ve işlemlerde Ev Hayvanlarının Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi kapsamında gerekli idari tedbirleri almaya yetkilidir." Bu değişiklikle bütün köpeklere ötanazi uygulanmasının söz konusu olmayacağını savundular. Ancak atıf yapılan hüküm, belirli durumlarda ötanazi yapılmasına olanak tanıyor.

7. Sokak hayvanları öldürülecek mi?

Önerge ile kedilerin kapsam dışı bırakıldığı belirtildi. Ancak kedilerin de "sahipli" hayvan statüsüne alınması söz konusu. Asıl risk sokak köpekleri konusunda devam ediyor. Yeni düzenlemede de ötanazi, olumsuz davranışları kontrol edilemeyen köpeklere uygulanacak. Bu kararın kimin tarafından ne aşamada verileceği belirsiz.

Muhalefet, önergenin katliamı gizleme amacı taşıdığını, barınağa alınan köpeklerin hemen öldürüleceğini iddia etti. Teklifte bu iddiayı boşa düşürecek, sınırlayıcı bir düzenleme yer almıyor. Teklif köpeklerin kaderini tamamen uygulayıcıların insafına bırakıyor. Teklife göre köpeklere müdahale sadece tıbbi gerekçelerle değil, diğer istisnai durumlarda da yapılabilecek.

8. Muğlaklık sadece tekliften mi kaynaklı?

Teklifte sokak köpeklerinin sayısı 4 milyon olarak belirtiliyor. Türkiye'deki barınakların toplam kapasitesi 110 bin civarında. Muhalefet, bu durumda toplanan köpeklerin hemen öldürülmesi seçeneğinin devreye gireceğini belirtiyor. Teklifte bunu engelleyici bir hüküm bulunmuyor. Teklifteki muğlaklık, uygulamada köpeklerin topluca öldürülmesi sonucunu doğurabilir.

9. Kanunla görevlendirilen belediyelerin düzenlemeyi uygulamama seçenekleri var mı?

CHP'liler, bu kadar barınak yapılmasının mümkün olmadığını ve pahalı olan ötanazinin uygulanması için yeterli bütçe bulunmadığını belirtiyor. Belediyelerin kanunu uygulamayacaklarını savunuyorlar. AK Parti'liler ise belediyelere barınak yapımı ve diğer işlemler için gerekli kaynağın yüzde 40'ının bakanlık tarafından sağlanacağını söylüyor. Buna rağmen CHP'lilere göre kanunu uygulamak imkansız. Teklifte barınak için kaynak ayırmayan belediye başkanlarına 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verileceği belirtiliyor. Belediyelere bakımevlerini kurmaları için 31 Aralık 2028'e kadar süre tanındı. Ancak bu süreye kadar yasanın uygulanmayacağına yönelik bir hüküm yok. Bu nedenle yasanın hemen uygulanması söz konusu olabilir. Barınağa alınarak kısırlaştırılıp yaşatılacak köpek sayısı, barınak sayısından çok fazla olduğu için yasanın nasıl uygulanacağı belirsiz. Köpeklerin hemen öldürüleceği iddiası buradan kaynaklanıyor.

10. Yerel seçimlerden sonra başka düzenlemeler de gündeme gelecek mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart yerel seçimlerinde iktidarın kaybettiği belediyelerin sıkı denetleneceğini ve yasalarla zor durumda bırakılacağını söylemişti. AK Parti, yerel seçimlerde kaybedilen belediyelere yönelik yeni düzenlemeler yapabilir. CHP'liler, AK Parti'nin muhalefetteki belediyeleri halkın gözünde başarısız göstermek için benzer düzenlemeleri gündeme getireceğini belirtiyorlar.