Ortadoğu'da 'iş'ler sıkıntılı
İş dünyası, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki halk ayaklanmalarının Türkiye ekonomisine etkisini değerlendirdi.
Canan SAKARYA-Özüm ÖRS
ANKARA- Tunus'ta başlayan, Mısır'a sıçrayan halk ayaklanmaları Libya'da Kaddafi rejimini sarsarken Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerininin hemen hepsini doğrudan etkiledi. Bölgede halk hareketlerinin kısa sürede durulması beklenimyor. Türkiye'nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleriyle ekonomik ilişkileri son beş yılda ciddi bir sıçrama gösterdi. gittikçe büyüyen ve gelişen ekonomik ve ticari ilişkileri mevcut. Türk firmalaranın bölgede başta tekstil olmak üzere pek çok yatırımı bulunuyor. Bölgede ayrıca Türk müteahhitleri çok sayıda inşaat yatırımına imza attı. çok sayıda inşaat faaliyeti ise devam ediyor. Bölgenin ekonomik bakımdan bir başka özelliği Türkiye için gittikçe genişleyen bir ihracat pazarı olması.
Bölgeler ve ülkeler düzeyinde gelişen siyasi belirsizlik ve olası riskler Türkiye'nin genel ihracatının ve müteahhitlik hizmetlerinin yanı sıra özellikle inşaat, gıda, tekstil, hazır giyim, metal, otomotiv gibi ana sektörlerini ne yönde etkileyecek... Libya'dan şimdilik geçici ümidiyle de olsa, çekilmek zorunda kalan inşaat sektörü ve Libya'da yürütülen projelere malzeme, ekipman ve hizmet satan diğer firmalar geleceği nasıl görüyor... Kuzey Afrika'da en yoğun ve güçlü ekonomik ve ticari ilişkilerin bulunduğu Libya'daki gelişmeler bu ülkeyle iş ve ticari ilişkisi bulunan illeri ve bölgeleri ne ölçüde, nasıl etkiliyor?
DÜNYA Mikro Politika bu soruları özel sektörün, iş dünyasının mesleki örgüt liderlerine, kanaat önderlerine ve Libya'da tahhütleri olan firmaların yetkili isimlerine sordu. Özel sektör liderleri gelişmelerden kısa vadede rahatsız. Fakat orta ve uzun vadede ümitli görünüyorlar. Özellikle Libya, zihinlerde büyük soru işareti oluşturuyor, gelişmelerin yönü henüz kestirilemiyor. Bu ülkede faaliyetini durduran firmaların karşılaşacakları risklere ilişkin hükümetten hızlı ve etkili destek tedbirleri bekleniyor.
İŞ DÜNYASINDAN GÖRÜŞLER
Şükrü Koçoğlu / Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası İNTES Başkanı
Doğru stratejiyle fırsat yaratılabilir
Tunus, Mısır ve Libya'daki olayların Türk inşaat sektörünü olumsuz etkilememesini ümit ediyoruz. Önemli konu, devletimizin tüm zararları, tek kalemde ülkemizin zararı olarak takip etmesi. Bu ülkelerde demokratikleşme hızlanırsa, hayat standartları yükselecek. Güvenin doğduğu ortamda yatırım alanları da genişleyecek. Türk firmaları için doğru stratejiler izlenirse bu süreç bir fırsat olabilir.
Hükümetçe izlenen ılımlı politikaların sonuçlarını göreceğimize inanıyorum. Bölgedeki tüm ülkelerle diyalog devam etmeli. Yatırımlarda devlet desteğini artırılmalı. Sözleşmelerin devamı, durması ve yeniden başlanması konusunda mücbir sebep hükümlerinin uygulanması; içeride ve ilgili ülkede buna uygun hukuki düzenlemelerin kabulü sistemi rahatlatacak.
Eximbank'ın destekleri ayrıca önemli. Bankalarımızın uygun çözümler üreteceğine inanıyoruz. Özel sektör olarak bizlerin de sakin bir tutum izlemesi önemli. Bu ülkelere teknolojik birikimimiz, iş deneyimlerimiz, kalifiye elemanlarımız ihraç edilmeli. Ülkede barış ve refahın oluşmasına zemin hazırlayacak sosyal projelerde de Türk yatırımcılar mutlaka yer almalı.
Celal Beysel / Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu TÜRKONFED Başkanı
Türkiye köprü rolü oynayabilir
Cezayir, Libya, Tunus, Bahreyn, Mısır göz önüne alındığında ihracat 11 milyar dolar seviyesinde; yatırım ve müteahhitlik işleri ile toplam iş hacmi 30,40 milyar dolar. Libya'daki müteahhitlik firmalarının büyük zarar gördüğüne dair bilgiler var. Bu firmalarla çalışan KOBİ'ler ve diğer firmalar en azından belli bir süre olumsuz etkilenecek. Ayrıca, petrol fiyatlarındaki yükselişin enerji maliyetlerini tırmandıracağı ortada. Bu durum firmalara ek yük getirebilir.
Dünya genelinde hükümetlerin gündemindeki enflasyon endişeleri daha da artacağa benziyor. Libya'daki şirket varlıklarında ve şantiyelerde oluşan hasarın boyutları henüz bilinmiyor. Mısır'ın yoluna gireceğini düşünüyoruz. Hükümetin oradaki insanlarımızın kurtarılması ve iş insanlarımızın ihtiyaçlarına cevap verilmesindeki hassasiyetinin farkındayız.
Olaylar sona erdikten sonra sağduyulu bir değerlendirme ve yeni dönem için yeni bir yol geliştirilmeli. Eğer bu bölgede başlayan süreç demokratik yönetimlerin kurulması yönünde ilerler ve ülkeler küresel sisteme taşınabilirse, Türkiye mevcut ticari, ekonomik ve kültürel bağlarıyla çok önemli bir köprü rolü oynayabilir.
Erhan Özmen / Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu TUSAF Başkanı
Tarım stratejileri yeniden düzenlenmeli
Olaylar sektörümüzde de olumsuzluklar yarattı. Belirsizliklerin derinleşmesi, başta bu bölgelere ihracat yapan gıda sektörü olmak üzere, oralarda yerleşik Türk Şirketlerinin sıkıntılarını daha da büyütecek. İstikrarsızlık ve kargaşanın bir an önce yeni bir dönüşüm stratejisiyle sosyal barışa yönelmesi tüm bölge ülkeleri gibi Türkiye'yi de yakından ilgilendiriyor.
Müdahaleler yalnız insani yardım boyutunda yapılabiliyor; bu doğru bir yaklaşım. Ancak, global dünyayı yakından ilgilendiren doğal kaynakların bu süreçten olumsuz etkilenmesi, dış müdahalelerin hızını ve şeklini değiştirebilecek.
Ömer Cihad Vardan / Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği MÜSİAD Başkanı
Olaylar Türkiye'nin önemini artıracak
Arap coğrafyasındaki halk hareketleri ekonomiyi kısa vadede olumsuz etkileyecek. İhracatı ve yatırımları artırmak için yürütülen yoğun diplomasi trafiği de sekteye uğrayacak. İş bağlantılarının bir süre askıya alınma ihtimali var. Fakat bunlar uzun vadeli olmayacak. Türkiye, demokrasi ve ekonomide geldiği nokta itibarıyla bu ülkelerin örnek olarak baktığı bir ülke ve için rol modeli.
Diğer bir açıdan olaylar bölgede yegâne istikrarlı ve demokratik ülke olan Türkiye'nin önemini arttıracak. Bu da mevcut toplumsal hareketlerin siyasal anlamda ülkemizi pozitif yönde etkileyeceği ve güçlendireceği anlamına gelmekte. Hepimizin arzusu, şu an için belirsizliklerin hakim sürdüğü bu ülkelerde özlemi çekilen demokratik düzenin kısa sürede tesisi; bu anlamda geçiş dönemlerinin uzun sürmemesi ve yeni yönetimlerin halkın beklentilerine cevap verecek şekilde refah düzeyini arttırması. Bu takdirde, Türkiye'nin tüm bu ülkelerle olan ticari ilişkileri yeniden canlanacak. orta ve uzun vadede artacak.
Veysel Yayan / Türkiye Demir Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri
Orta vadede yatırımlar canlanacak
Tüm olumsuzluklara rağmen, sektör bu bölgeye ihracatın geleceği konusunda karamsar değil.
Kargaşa sonunda tesis edilecek istikrar ortamının yeni altyapı ve konut yatırımlarını; tüketicinin lehine olan daha şeffaf bir dış ticaret modelini de beraberinde getireceği; bu nedenle orta vadede bölgeye çelik ihracatı üzerinde olumlu etki yapacağı değerlendirilmekte. Gelişmeler, özel uygulamaları gerektiriyor. Yüklendikten sonra geri dönmek mecburiyetinde kalan gemilerimize gümrük makamlarınca gerekli esnekliklerin gösterilmesine; bankacılıkta da geçiş döneminde çok yönlü ve esnek uygulamalara ihtiyaç duyulmakta.
Bu ülkelerdeki karışıklıklar petrol ve emtia fiyatlarını yukarı çekerek maliyetleri artırıyor. Ancak, kısa vadede dış ticaret açığını artıracak bu yükselişin yaratacağı gelir artışı, orta vadede petrol ihracatçısı bölge ülkelerinde ertelenen yatırımların hayata geçirilmesini gündeme getirebilir. Bu gelişme bölgeye yönelik çelik ihracatımızı olumlu etkileyecek.
Mısır'a ihracat % 90 azaldı
Veysel Yayan 2010'un ilk iki ayında 103 bin ton çelik ihraç edilen Mısar'a bu yılın aynı döneminde 11 ton olduğunu Libya'ya yapılan ihracatın da 64 bin tondan 27 bin tona düştüğünü açıkladı. Yayan Mısır, Libya, Tunus ve yemen'deki olayların toplam demir çelik ihracatını yüzde 10 civarında olumsuz etkilemesini beklediklerini ifade etti. Sipariş üzerine 20-30 bin ton ürün götüren bir çok geminin geri döndüğünü belirten Yayan, firmaların alternatif pazar arayışına girdiğini söyledi. Yayan, olaylardan önce Mısır'da Türkiye'den yapılan ihracat için damping soruşturmasıyla engelleme girişimleri olduğunu kaydederek, şimdilik bu konuda bir gelişme olmadığını, konuyu takip ettiklerini dile getirdi.
Yaşar Özkan / Yaşar Özkan Mühendislik ve Müteahhitlik Yönetim Kurulu Başkanı
2011 kayıp yıl olacak
Şu an itibariyle Libya'da hemen hemen tüm Türk Firmalarının şantiyeleri boşalmış durumda. Durum normale döndüğünde bile firmaların şantiyelerini onarıp üretim yapabilir hale getirmeleri en az 3,4 aylarını alacak. Kanımca 2011 yılı kayıp bir yıl olacak.
Bundan sonra neler olabilir? İleride işlerin rayına oturması halinde Libya tarafı, ülkeyi terk eden 25 bin civarındaki kişiyi bir daha ülkeye sokmayabilir. Yaklaşık 100 bin aile ferdinin geçim kapısı kapanabilir. Dönen 25 bin kişi işsizler ordusuna katılmış olur. Libya 2010 yılı sonu itibarıyla istihkakların yüzde 60'nı ödemişti. Yüzde 40'nın ödenmesi de önümüzdeki aylarda bekleniyordu. Şimdi bunun akıbeti de meçhul. Devam eden işler nedeniyle Libya için verilen siparişlerin, ödenen iş avanslarının, Libya'ya sevk edilmek üzere satın alınıp depolanan veya sevk edilen malzeme bedellerinin akıbeti belirsiz. Müteahhitler durum netleşene kadar istihkak alamayacaklarına göre, yurda dönen işçiler kesinleşmiş ücretlerinin ödenmesi için kapıya dayandıklarında Türkiye'de nakit sorunu çeken firmalar sıkıntı çekecekler. Keza Libya'da çalışan işçilerin Türkiye'de ödemek zorunda oldukları SSK primlerinde bankalardan kredi kullanmış firmaların, vadesi gelen veya yaklaşan kredi borçlarının geri ödenmesinde de sorunlar yaşanacak.
Mithat Yenigün / Yenigün İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı
Şirket ve çalışan mağduriyeti gündemde
Yenigün Gurubu olarak bölgede sadece Libya'da aktif olarak bulunuyoruz.
Tunus, Mısır ve diğer ülkelerdeki olaylara rağmen Libya'da geçen hafta şantiyelerimiz basılıncaya kadar işe devam ediyorduk. Önemli olan en kısa sürede ülkede huzurun sağlanması, üretimin başlaması, bizlerin de çalışan arkadaşlarımızı tekrar ülkeye gönül rahatlığı ile yollayabilmemiz. Aksi halde, istihdam sorunu oluşacak; şirketlerimizin, çalışanlarımızın mağduriyeti gündeme gelecek.
Olaylarda önce Avrupa veya Amerikalı firmalar Libya'da işbirliğine çok zor yaklaşıyorlardı. Örneğin biz iki Avrupalı firma ile işbirliği görüşmelerini anlaşma aşamasına getirmiş; henüz işlere başlayamamıştık. Bugünden sonra yaşanacaklar onlar açısından dikkatle izlenecek. Ne olursa olsun, bizler kadar kolay ve cesur karar oluşturamayacaklar; bu da bizlerin iş potansiyelini azaltacak.
Hükümetimiz ilk günden beri elinden geldiğince etkili olmaya özen gösteriyor. Şirketlerimizin mevcut alacaklarını bir süre daha tahsil edemeyecekleri düşünülürse, Eximbank ve diğer finans kuruluşlarının bu konuda köprü kredi ve benzeri enstrümanlarla bizlerin süreci daha az zararla atlatmamıza destek vermeleri önemli. Bizler de bu süreçte eksikliği görülen şirketler arası koordinasyon ve yardımlaşma ile ilgili zafiyetleri çözmek için adım atmaya çalışmalıyız.
Konu ile ilgili bir tespitim de, istatistikî veri eksikliğinin öneminin tekrar gündeme gelmiş olması. İyi günde, kötü günde, her şeyin kayıtlı olması; hangi şehirde, hangi projede, hangi şirket, kaç kişi, kaç makine gibi bilgilere sahip olunması hepimiz için gerekli.
Can Adiloğlu / Eser Grubu Şirketleri Yönetim Kurulu Başkan Vekili
Risk sigortası acilen oluşturulmalı
Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki gerginlikler Türk inşaat sektörünü yakından etkileyecek. Özellikle Libya'da birçok firmanın sözleşmelerinin feshedilmesi söz konusu. Libya'da yoğunlaşan firmalar sıkıntıya girecek, bu da iç pazarda rekabeti artıracak. Öncelikle, çalıştığımız ülkelerin risk derecelerini de değerlendirerek, ülke düzeyinde risk yönetimini geliştirmeliyiz. Uzun yıllardır konuşulan Eximbank öncülüğündeki risk sigortası, bir an önce çözülmeli.
Hükümet düzeyinde, Türk vatandaşlarının Libya'dan getirilmesinin ardından, ülkedeki yeni oluşuma göre firmaların sözleşme hak ve zararlarının tazmininin gündeme alınması gerektiğini düşünüyorum.
Bu tür olayların tekrarlanma olasılığına karşı, her ülkede kriz yönetim planlarının büyükelçiliklerimizce hazır bulundurulması, her Türk vatandaşının adres veri tabanlarının tutulması faydalı olacak.
Müjdat Keçeci / Denizli Sanayi Odası Başkanı
Kaos Denizlin kablosunu vurdu
Libya her şeyden Türkiye ve Denizli için önemli bir pazar. Denizli'nin Libya'daki inşaatlar için kablo ihracatı var. Bu pazardaki inşaat sektörünün durması, dolaylı olarak Denizli'nin kablo ihracatına da olumsuz yansıyacak. Libya'daki kaos bizi ekonomik olarak düşündürüyor. Eğer, işler kısa sürede yoluna girmez, bu karmaşa devam ederse, Türkiye ve dolayısıyla Denizli çok ciddi ekonomik kayıp yaşayacak. Ciddi endişelerimiz var.
Ümit Özgümüş / Adana Sanayi Odası Başkanı
Tüm önemli sektörler etkilenecek
2008'deki küresel kriz nedeniyle,Türk firmaları ihracatlarını Asya ve Kuzey Afrika ülkelerine kaydırmaya başlamıştı. Libya, Mısır gibi ülkeler, Adana'nın en çok ihracat yaptığı ilk 20 ülke arasında. Bu ülkelere ihracat ve iş yapan firmalarımız şu anda satışlarını durdurdular. Ancak, henüz daha çok erken olması nedeniyle, mevcut alacaklarını tahsil edip edemeyecekleri konusunda yorum yapmak yanlış olur.
Bölgesel istikrarsızlığın yaygınlaşma ve derinleşme ihtimaline karşı odalar ve iş örgütleri olarak yerel düzeyde alınabilecek tedbirler, odaların boyunu aşan, devletlerarası ilişkiler ve anlaşmalarla ilgili bir konu.
Şerafettin Aşut / Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı
Mısır'la teması hiç kesmedik
Krizin atlatıldığı süreçte Mısır'a ihracatımızın artacağı aşikar. Kuzey Afrika'da sular durulmadan hareket başlamayacak. Mısır bizim için Afrika'ya giriş kapısı; bu kapı şu an kapandı. Mersin TSO olarak gerginlik sürecinde bile Mısırlı yetkililerle teması kesmedik. Çünkü ticaret boşluk kabul etmez. Her şeye rağmen buralardan vazgeçecek değiliz. Sıkıntılı sektörlerle bir araya gelerek konuşuyoruz.
Öte yandan Doğu Akdeniz'in en büyük aktarma limanı olan Port Said şu anda verimli çalışmıyor. Suriye limanları modern değil,alt yapıları eksik. Lübnan ve İsrail'in siyasi durumları belli. Güney Kıbrıs Rum Kesimi ve Malta limanlarının fiyatları rekabetçi değil. Bu anlamda Doğu Akdeniz'in bu yükünü kaldıracak modernlikteki, büyüklükteki tek limanı Mersin Limanı.