Örme kumaş ithalatının engellenmesine destek veririz
Tanrıverdi, "Örme sektörün çok güçlü olduğunu ve ithalata gerek olmadığını düşünüyorum" dedi.
İSTANBUL - İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, hazır giyim ve konfeksiyon sektörü olarak 2023 yılı için 60 milyar dolar hedef koyduklarını, bunun 30 milyar dolarının Türkiye'de üretileceğini, 30 milyar doların da hazırlanan koleksiyonlarla Türkiye dışında üretilip dünyaya satılacağını düşündüklerini söyledi.
Örme Sanayicileri Derneği'nce Polat Otel'de düzenlenen toplantıda konuşan Tanrıverdi, dokuma kumaşa anti damping vergisi gelmesine karşı olduklarını ama örme kumaşa bir itirazları olmayacağını ifade ederek, 'Örme sektörün çok güçlü olduğunu ve ithalata gerek olmadığını düşünüyorum. O anlamda biz örme kumaş ithalatının engellenmesi konusunda her türlü desteği veririz" dedi.
Tanrıverdi, 2010 yılında hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe 14.6 milyar dolar ihracat gerçekleştirdiklerini ancak buna rağmen 2008 rakamlarını yakalayamadıklarını belirterek, "Ama 2011'de yüzde 10 artışla 16 milyar doların üzerinde ihracat bekliyoruz" diye konuştu.
Hazır giyim ve tekstildeki toplam istihdamının 2008 Mayıs ayı itibariyle 862 bin kişi olduğunu, 2009'un 9. ayına kadar 200 bin kişinin sektörden ayrıldığını, 2009'un 9. ayından sonra 2010 yılı Ekim ayına kadar 70 bin kişilik istihdamın geri döndüğünü, Kasım-Aralık aylarında da yükselmeyle birlikte 130 bin civarında eksiğin kaldığını belirten Tanrıverdi, bunun da kapatılacağını düşündüklerini söyledi.
Tanrıverdi, sektördeki ihracatta örme konfeksiyonun yüzde 54, dokuma konfeksiyonunun yüzde 33, hazır eşyanın da yüzde 13 payı olduğunu dile getirerek, "Bu veriler Türkiye'de örme sektörünün ihracatta itici güç olduğunu gösteriyor" dedi.
Damping çalışması
İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, konfeksiyon ithalatında 2.5 milyar dolarlık ithalatın 1.5 milyarlık kısmının örme kumaş olduğunu, konfeksiyon ithalatında uygulanacak damping vergisinin etkisinin, örmeciler üzerine ciddi katkısı olacağını söyledi.
Soruşturmanın açılmasıyla ilgili hazırlıkların içinde olduklarını, son gelinen noktada konfeksiyon üstüne ek vergiler konması gerektiğini, bunun miktarının uzlaşı içinde olmasını önerdiklerini ve Bakanın da bunu açıklayacağını dile getiren Tanrıverdi, ancak yurt dışında yeni büyüyen firmaları engelleyecek hata yapılmaması gerektiğini, en azından yurt dışında rekabet edebilecekleri ürünleri vergi ödemeden Türkiye'ye getirip burada lojistik yapıp sonra aktarma yapmaları konusunda öneride bulunduklarını belirtti.
Tanrıverdi, dokuma kumaş ithalatına ise karşı olduklarını belirterek, örme sektöründe de ihracatın 2010 Ocak-Kasım arasında 1 milyar 154 milyon dolar olduğunu ve yıl sonu itibariyle 1 milyar 250-1 milyar 300 milyon dolar aralığında olacağının görüldüğünü, ithalatın ise Ocak-Kasım arasında 338 milyon dolar civarında seyrettiğini kaydetti. Tanrıverdi, en fazla örme mensucat ihracatı yapılan ülkenin yüzde 33'lük payla Rusya olduğunu, onu yüzde 18 ile İtalya, yüzde 6 ile de Romanya'nın izlediği bilgisini verdi.
Tanrıverdi, "10 milyar dolar içinde 300 milyon dolar çok büyük bir rakam olmadığı için, ithalatta çok büyük bir risk görmüyoruz. Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü olarak 2023 yılı için 60 milyar dolar hedef koyduk. Bunun 30 milyar dolarının Türkiye'de üretileceğini, 30 milyar doların da hazırlanan koleksiyonlarla Türkiye dışında üretilip dünyaya satılacağını düşünüyoruz" diye konuştu.
Çin ucuzluğunu kaybetmeye başladı
"Çin ucuzluğunu kaybetmeye başladı. Ama yarın öbür gün imalat Afrika'ya kayacak" diyen Tanrıverdi, şu anda Afrika'da tekstil ve konfeksiyonla ilgili ciddi çalışmalar yapıldığını söyledi.
Tanrıverdi, 2011 yılının çok hızlı bir şekilde sektörü büyüteceğini düşündüğünü, Mısır ve Tunus'ta yaşanan olaylar nedeniyle, firmaların hızlı bir şekilde Türkiye'ye gelmeye başlayacağını belirterek, "Fiyat marjını kalite, bilgi ve yaratıcılığımızla çok rahat kaldırabiliriz. Bu bizim Uzak Doğu ile aramızdaki farkı kapatacak. Bu sene bizim fiyatlarımızın tutma şansı daha yüksek. Herkes hazırlığını ona göre yapsın" dedi.
ÖRSAD Başkanı Fikri Kurt
Örme Sanayicileri Derneği (ÖRSAD) Başkanı Fikri Kurt ise ithalat nedeniyle Türkiye'de milyon dolarlarla kurulan fabrikaların yok pahasına satıldığını, ancak buna zemin hazırlayanların da, buna destek verenlerin de tekstil sanayicileri olduğunu söyledi.
Kurt, damping vergisinin yüzde 30-40 olması yönünde görüşler olduğunu, ülkenin menfaati ve çıkarları için tedbir alınmasında herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini söyledi.
Kurt, ithal ipliklerin sorumlusunun da sanayiciler olduğunu belirterek, "Gelin haksızlıklara, haksız kazançlara son verelim" dedi. Türkiye'nin tarım politikasını eleştiren Kurt, "Tarımla ilgili politikalar doğru uygulansaydı, pamuk üretimi 900 bin tondan 350 bin tona düşmeyecekti. Amerika'dan pamuk ithal etmek durumunda kalmayacaktık"diye konuştu. Kurt, önümüzdeki dönemde ithal kumaşın daha da artacağını ileri sürerek, koruma tedbirlerinin alınmasını istedi.
SANKO Yönetim Kurulu Başkanı Konukoğlu
SANKO Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Konukoğlu da, şirketin tekstil sektöründen çıktığı yönünde haberler olduğunu ancak sektörden çıkmadıklarını, Sanko'nun içinden başka meslekler çıktığını belirtti.
Türkiye'nin tekstilde geldiği durumu değerlendiren Konukoğlu, Hindistan ve Pakistan işçisine iş verilmesinin Türkiye'deki çalışanları işinden ettiğini, iplik fiyatlarını sürekli aşağı çekmenin sonucunun da 30-40 milyon dolara kurulan fabrikaların 1-2 milyon dolara satılmasına neden olduğunu anlattı.
Konukoğlu, Türkiye'deki tekstilcilerin bu işi diğer ülkelere öğreterek baltayı dizine vurduğu ifade ederek "Biz ihraç etmek kaydıyla mal getirenin yanındayız. Eğer getirip Türkiye'de üretip mal ihraç etmiyorsa karşısındayız" dedi.
Sektöre 1-1.5 yıl içinde 350 milyon dolar yatırım yaptıklarını, bu sene de 80 milyon dolar yatıracaklarını belirten Konukoğlu, "Tekstilin geleceği var. Yeter ki baltaları ayaklarımıza vurmayalım. Mümkün olduğu kadar birbirimizi karalamayalım. Bizler olmazsak konfeksiyoncu, konfeksiyoncu olmadan bizler olmayız. Kendi ülkemde bu kadar işsiz varken başka ülkeye gitmeyi sindiremiyorum. Öyle cazip teklifler geliyor ki yapmadık. Amerika'dan da geldi. Artık her ülke kendi içine dönüyor" dedi.
Kanukoğlu, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde işsizliğin çok yüksek olduğunu, bu bölgeye gidilmesi halinde hem işçilik maliyetlerinin düşeceğini, hem de daha fazla kar elde edileceğini vurguladı.