OECD, İsrail'in üyeliğini kabul edecek

OECD, 2 yılı aşkın bir süredir devam eden müzakerelerin ardından mayısta İsrail'in üyeliğini onaylamaya hazırlanıyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
ANKARA - Türkiye'nin de içinde yer aldığı 30 üyeli Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), 2 yılı aşkın bir süredir devam eden müzakerelerin ardından Mayıs ayında İsrail'in üyeliğini onaylamaya hazırlanıyor. 
Ancak küresel krize karşı gösterdiği dayanıklılık ve ekonomisindeki olumlu sinyallere karşılık İsrail'de yaşayan her 5 kişiden 1'inin yoksulluk sınırının altında olması sıkıntı yaratıyor. Bazı kaynaklar, bu oran ile İsrail'in, üyeliğinin onaylanması halinde OECD'nin "en fakir" ülkesi olacağını belirtiyor.
İsrail'e oylama öncesi iki günlük resmi ziyarette bulunan OECD Genel Sekreteri Jose Angel Gurria ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada, İsrail'in mevcut sorunlarına karşın bu yıl OECD'ye üye olma şansının yüksek olduğunu söyledi.
Gurria, Netenyahu hükümetini ekonomik krizi atlatmak konusunda gösterdiği gayret nedeniyle kutladı ancak ülkenin bazı yetersizliklerinin de bulunduğuna işaret etti.
"Paranın daha iyi harcanabileceğini" ifade eden Gurria, ekonomik kalkınmanın meyvelerinin vatandaşlar arasında eşit paylaşılabilmesi için sosyal alandaki gelişmenin toplumu daha kapsayıcı ya da herkes için daha iyi bir perspektifte tasarlanması gerektiğini bildirdi. 
Eğitim alanında fırsat eşitliğinin önemine de dikkat çeken OECD Genel Sekreteri, özellikle İsrailli Arapların maruz kaldıkları eşitsizliğin azaltılması için çaba gösterilmesi gerektiğini kaydetti. 
İsrail'de olumlu sinyaller var
OECD'nin İsrail ekonomisi üzerine hazırladığı 20 Ocak tarihli raporda da İsrail ekonomisinin küresel ekonomik kriz döneminde dayanıklılığını ispatladığı ancak ekonomik performansın canlanması ve toplumdaki derin ayrılıkların üstesinden gelinmesi için iş ve eğitim alanındaki politikaların (özellikle azınlık gruplar arasında) aktif hale getirilmesi gerektiği vurgulandı. 
Söz konusu raporda, geçen yıl OECD ülke ekonomileri yüzde 3,5 oranında daralırken İsrail'in, yüzde 0,5 büyüdüğüne ve İsrail Merkez Bankası'nın bu yıl için yüzde 3,5-4 aralığında, 2011 yılı içinse yüzde 4 seviyelerinde büyüme tahmininde bulunduğuna dikkat çekildi.
İsrail'in OECD'ye üyeliği konusunda cesaret verici bir diğer sinyal olarak da OECD ülkelerinde işsizlik oranı yüzde 8,2 iken bu oranın İsrail'de 7,7 düzeyinde bulunması gösterildi. 
Rapora göre, İsrail'in bütçe açığı Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın (GSYH) yüzde 4,1'ini oluşturuyor. İsrail Merkez Bankası'nın müdahale ettiği enflasyon ise yüzde 3,8 düzeyinde. Geçen Eylül ayından bu yana üç kez yükseltilen faiz oranları Ocakta yüzde 1-1,5 düzeyine çıkarıldı.  
Fransız gazetesi Le Monde'a göre ise tüm bu olumlu verilere karşın ülkenin çözülmesi gereken birçok sorunu da bulunuyor. OECD'nin rüşvetle mücadeleye büyük önem vermesine karşılık, İsrail ekonomisini zayıflatan en belirgin konulardan birinin rüşvet olduğu, askeri kurumların baskısı altında bulunan hükümetin, uluslararası piyasalarda rüşvetle suçlanan savunma sanayine ilişkin önleyici çalışmalar yapamadığı ifade ediliyor. 
Bu konularda ilginizi çekebilir