Ödemekten başka çare kalmadı
EPDK, tartışmalara konu olan kayıp-kaçak bedeline ilişkin, "Kayıpsız bir elektrik üretimi söz konusu olamaz" derken, aksi takdirde tüketicilerin elektrik kesintisini kabullenmesi gerektiğini bildirildi.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
ANKARA - Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), elektrik faturalarında gözüken ve son günlerde tüketici hakem heyetlerinin iadesine karar verdiği, kayıp-kaçak bedellerinin, bir hesap ayrıştırması olduğunu ve bu bedelin elektrik üretim maliyetinden ayrı tutulamayacağı bildirildi.
Elektrik faturalarında kayıp-kaçak bedellerinin ayrıntılı olarak gösterilmesi üzerine başlayan tartışmalar üzerine EPDK resmi web sayfasında açıklama yaptı.
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa göre, EPDK'nın elektrikteki fiyatlandırmadan sorumlu olduğu hatırlatılan açıklamada, kayıp-kaçak bedellerinin de işletme giderleri arasında olduğu ve yatırım harcamalarına temel teşkil ettiği vurgulandı.
Yeni bir uygulama söz konusu değil
2003 yılı öncesinde de enerji fiyatları içerisinde enerji maliyetinin bir unsuru olarak kayıp-kaçak maliyetleri dikkate alındığı belirtilen açıklamada, şöyle denildi:
"2011 yılından itibaren ise maliyet kalemlerinin ayrıştırılması söz konusu olup, faturada daha önce perakende satış (aktif enerji) bedeli içerisinde yer alan kayıp-kaçak bedelinin ayrıştırılarak serbest tüketiciler de dahil tüm dağıtım sistemi kullanıcılarına yansıtılması uygulamasına geçilmiştir. Dolayısıyla daha önce olmayan bir bedelin uygulamaya sokulması değil, maliyet kalemlerinin ayrıştırılarak faturalarda da gösterilmesi söz konusudur."
Kayıpsız bir elektrik üretimi söz konusu olamaz
Teknik veya teknik olmayan (kaçak) kayıpların elektriğin maliyetinin bir unsuru olduğuna vurgu yapılan açıklamada, tüketim yerlerinin ihtiyacı olan elektriğin kesintisiz bir şekilde temin edilebilmesi için teknik ve teknik olmayan kayıpların üretilmesi gerektiği de kaydedildi.
"Kayıpsız bir elektrik üretimi söz konusu olamaz" denilen açıklamada, aksi takdirde tüketicilerin elektrik kesintisini kabullenmesi gerektiği bildirildi. Açıklamada, 73 milyonluk nüfusun doğrudan gerek evinde gerekse iş yerinde elektrik tüketmek zorunluluğunun söz konusu olduğu bir yapıda kaçak kullanımın da sıfırlanmasının mümkün olmadığı ifade edildi.
İtiraz makamı hakem heyetleri değil Danıştay
Diğer taraftan, Elektrik Piyasası Kanununun "dava hakkı" başlıklı 12'nci maddesi "İdari para cezaları dahil, Kurul tarafından alınan bütün Kararlara karşı açılan iptal davaları ilk derece mahkemesi olarak Danıştay'da görülür. Danıştay, Kurul Kararlarına karşı yapılan başvuruları acele işlerden sayar" hükmünün amir olduğu anımsatılan açıklamada, bu hüküm çerçevesinde Kurul Kararlarının iptali için yargı yoluna başvurmak her zaman mümkün olduğu kaydedildi.
Açıklamada, "Ancak, yine aynı hüküm kapsamında Kurul Kararlarının iptali için açılacak davaların Danıştay'da görüleceği açıkça hükme bağlanmışken, Kurul Kararları ile belirlenerek tahsil edilen bu bedellerin iptali için hakem heyetlerine yapılan başvuruların yetki dahilinde kabul edilmesi ve olumlu şekilde sonuçlandırılmasının bu husus dikkate alınarak yapılması gerektiği değerlendirilmektedir" denildi.
Bu konularda ilginizi çekebilir