”Öcalan için af söz konusu değil”
CHP lideri Kılıçdaroğlu, genel af söylemiyle ilgili olarak "Af yasaları çıksa bile Öcalan ömür boyu hapiste kalır" dedi.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
ANKARA - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Abdullah Öcalan'ın affıyla ilgili zaten yasada bir hüküm var. Terör suçlarından müebbet hapse mahkum olanlar af yasaları çıksa bile ömür boyu hapiste kalırlar diye bir hüküm var'' dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, Kayseri mitingine giderken otobüste gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin ''Genel afla terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'a af yolunun açılıp açılmayacağı'' yönündeki sorusu üzerine, Öcalan'ın affıyla ilgili zaten yasada bir hüküm olduğunu söyledi.
''Terör suçlarından müebbet hapse mahkum olanlar af yasaları çıksa bile ömür boyu hapiste kalırlar diye bir hüküm var'' diyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Dolayısıyla bizim düşündüğümüz, 'toplumsal barış, toplumsal uzlaşma sağlandığı zaman bir genel af tartışılabilir, görüşülebilir' derken biz normalde barışın, huzurun egemen olduğu, çatışmanın olmadığı, PKK'nın koşulsuz silah bıraktığı, siyasal partilerin, toplumun, sivil toplum kuruluşlarının, meslek kuruluşlarının 'Artık yeter, bu ülkede devlet kin tutmaz, bir barış sağlandı, terör bitti, huzur içindeyiz, herkes ekmeğini alın teriyle kazandı, evine götürdü, artık bir genel affı düşünebiliriz' diye düşünürlerse biz de CHP olarak buna katkı vermeye hazırız diye açıklama yaptık. Dolayısıyla bunu Adalet ve Kalkınma Partisi hemen kaptı, acaba buradan 'Terör örgütüne af getirecek mi' ya da 'Abdullah Öcalan bu aftan yararlanacak mı' diye.''
Kendilerinin böyle bir düşüncelerinin hiç olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Bugüne kadar böyle bir düşünceyi hiç seslendirmedik. Ama AKP daha önce parlamentoya getirdiği bir yasa tasarısında terör örgütü liderlerine af getiren bir madde koymuştu. Biz ona şiddetle itiraz ettik. O yasa teklifi halen Başbakanlığın internet sitesinde duruyor. Dolayısıyla bizi suçlamak yerine bizi anlamalarını istiyoruz. Ama bizi anlamak istemiyorlar. Halka, her gittikleri yerde bilgi kirliliği yaratarak bizi suçluyorlar. Biz ne söylediğimizi biliyoruz. Aklımız başımızda. Aklımızı ve mantığımızı kullanıyoruz.''
Türkiye'de bir çatışma, kardeş kavgası olmasını istemediklerini belirten Kılıçdaroğlu, ''Biz Türkiye'de huzurun ve güvenin olmasını istiyoruz. Kimsenin etnik kimliğinin sorgulanmasını, inançları nedeniyle sorgulanmasını, farklı görülmesini, ötekileştirilmesini istemiyoruz. Türkiye'de yaşayan her yurttaş, bizim gözümüzde birinci sınıf yurttaştır ve inancıyla, kimliğiyle, düşüncesiyle, eğitimiyle, iş alanıyla, sanayi kesimiyle hepsine saygı duyuyoruz ve hepsinin başımızın üzerinde yeri var'' diye konuştu.
Türkiye'de barış ve huzur istediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:
''Huzur ve barışın adresi Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Nitekim Sayın Başbakan Tokat'ta miting sırasında 'Türban olayını Kemal Kılıçdaroğlu'nun çözeceğine inanıyor musunuz' dediği zaman oradaki kitle de 'evet' demiştir. Çünkü biliyorlar, biz sorunları çözeceğiz. Sorunları çözmek için yola çıktık zaten.
Eğer 30 yıldır bir sorun çözülemiyorsa siyaset kurumu hata yapıyor demektir. Biz o sorunu çözmek istiyoruz. Ama biz AKP'nin yaptığı gibi yapmayacağız. Biz öyle terörist lidere af getireceğiz, arkasından kalkacağız açılım politikası yapacağız, efendim Habur'dan gelenleri otobüsün üzerinde karşılayacağız, onların ayağına mahkeme göndereceğiz, böyle bir şey bizim kitabımızda da yoktur, sözlerimizde de yoktur.''
"Önce Başbakan olarak ülkeyi yönetmek istiyorum"
Kılıçdaroğlu, ''Cumhurbaşkanının görev süresi'' ile ilgili soru üzerine de görev süresinin 5 yıl olduğunu söyledi.
Soru üzerine, kendisinin cumhurbaşkanlığına adaylık gibi bir düşüncesi olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, partisinin de henüz bir adayı bulunmadığını ifade etti.
Kılıçdaroğlu, ''Cumhurbaşkanı adayının ille de parti içinden birisi olması gerekmez. Birikimiyle toplumun sevdiği, herhangi bir şaibe taşımayan, toplumun örnek alacağı bir kişi cumhurbaşkanı adayımız olabilir. Benim öyle bir düşüncem yok, önce başbakan olarak ülkeyi yönetmek istiyorum. Ülkenin çok ciddi sorunları var, onları biz çözeriz'' dedi.
Kılıçdaroğlu, ''referandum sonuçlarına ilişkin kendilerine anket sonuçlarının ulaşıp ulaşmadığına'' ilişkin soruyu ise ''Çeşitli anketler bize ulaşıyor. İyi bir noktadayız. Ama biz AKP gibi boy boy gazete ilanları vermedik. Bilboardlar tutamadık. AKP bunların parasını nereden karşılıyor çok merak ediyorum. Biz referandumda halkın sağduyusuna güveniyoruz. 'Hayır' çıkacağına inanıyorum. Yaratılan korku toplumuna rağmen 'hayır' çıkacak'' diye yanıtladı.
''Referandumda çıkacak sonuç sizi etkiler mi'' sorusuna da Kılıçdaroğlu, ''Etkilemeyeceğini sanıyorum. Referandum sürecinde sadece AKP ve CHP olsa etkilenirdi. Ama çok sayıda siyasi parti var. Bizim istediğimiz, herkesin benimsediği, 'Benim anayasam' dediği bir anayasa'' cevabını verdi.
Kılıçdaroğlu, ''referandum çalışmaları sırasında yoğun tempodan yorulup yorulmadığına'' ilişkin soru üzerine, ''Özel bir şey yapmıyorum. Bu tempoya alışmamız gerek, alışacağız. İstanbul'daki adaylığım sırasında her mahalleyi, her semti birkaç kez ziyaret ettim. Referandum kapsamında bugüne kadar 60 ile gittim. 61'inci il Kayseri'ye gidiyorum şimdi de. Doğu batı ayrımı yapmadan her yere gittim, her yere de gideceğim. 81 ile de gideceğim. Zaman olursa 81 ilin ilçelerine de gideceğim'' dedi.
"Ekonomi politikalarımızdan iş dünyası memnun kalacak"
Kemal Kılıçdaroğlu, ''CHP Genel Başkanlığında ilk 100 günü geride bıraktığının'' hatırlatılarak, ''Bu sürede partide ne gibi değişiklikler yaşandığının'' sorulması üzerine, şunları söyledi:
''Öyle bir değerlendirme yapmak zor. Bu 100 günlük süre, Ankara'da çok az kaldığım süre oldu. Genelde Anadolu'daydım. Gece yarıları bile miting yaptık, halkla kucaklaştık. Ama bu sürede parti olarak güzel bir görev bölümü yaptık. Kadın Kolları, Gençlik Kolları başkanlıkları seçildi. Parti Meclisi, MYK üyeleri arasından çalışma grupları oluşturuldu. Bunlar hem doğuya hem batıya giderek çalışmalar yapıyorlar. Ayrıca parti olarak güzel bir eğitim merkezi, yani parti okulu açmak istiyoruz. Burada gençleri eğiteceğiz. Projeyle Genel Başkan Yardımcımız Gaye Erbatur ilgileniyor.''
Kılıçdaroğlu, ''Referandum çalışmaları sırasında zaman zaman yalnız kaldığı'' yönündeki iddialarla ilgili soruya şu yanıtı verdi:
''Siyasete yeni giren biriyim. Örgütleri Sayın Baykal kadar yakından tanımıyorum. Ama biz örgütlerin performansını ölçeceğiz, onların halkla ne kadar kaynaşıp kaynaşmadığını göreceğiz. Önümüzdeki ekim ayı içinde de İstanbul'da ekonomi politikamızı açıklayacağız. İş çevreleri bunu merak ediyor. 1970'li Ecevit döneminde ekonominin iyi yönetilmediğini düşünüyoruz. Özeleştiri de yapmak zorundayız. Çatışma yerine uzlaşmayı tercih etmek daha sağlıklı bir yol. Ekonomi politikalarımızı açıkladığımızda iş dünyasının bundan memnun kalacağını düşünüyoruz.''
Kılıçdaroğlu, soru üzerine, AK Partinin Türkiye'yi Avrupa Birliğine taşıyamayacağını, bunu CHP iktidarının gerçekleştireceğini savundu.
Kılıçdaroğlu, ''Atatürk'ün mirası Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu'nu işlevsel hale getireceğini'' de belirtti.
"Muhtıra verseydi belki Orgeneral Başbuğ'a madalya verirlerdi"
Ayrıca Kılıçdaroğlu, Ankara'dan Kayseri'ye giderken otobüste gazetecilerle sohbet etti.
Sohbet sırasında "Genelkurmay devir teslim töreninde Orgeneral İlker Başbuğ'un görevini teslim ederken duygulanmasıyla" ilgili soru üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Yargıyla askeri yeniden dizayn etmeye çalıştılar. YAŞ öncesi bu başladı. Ne değişti de vazgeçtiler? Yanlış karar veren yargıç hala orada oturuyor. Referandum öncesi çok hareketli bir gündem yaşanıyor. Örneğin Bülent Arınç'a suikast yapılacağı iddiaları ne oldu, konu unutturulmaya çalışılıyor, çünkü altı boş. Arınç'a suikast iddiaları yapıldığında kendisi Manisa'daydı" dedi.
Kılıçdaroğlu, "devir teslim töreninde Orgeneral Başbuğ'a şeref madalyası verilmemesi"nin sorulması üzerine de "Muhtıra verseydi belki Orgeneral Başbuğ'a madalya verirlerdi" diye konuştu.
Bu konularda ilginizi çekebilir