”Netanyahu varsa ben yokum”

Başbakan Erdoğan, İklim Değişikliği zirvesine İsrail Başbakanı Netanyahu'nun gelmesi halinde kendisinin toplantıya katılmayacağını belirtti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ATİNA - Yunanistan'ın başkenti Atina'da pazartesi günü İklim Değişikliği zirvesine katılacak olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun da bu zirveye gelmesi halinde kendisinin toplantıya katılmayacağını belirtti.

Erdoğan, Atina'da yayımlanan Kathimerini gazetesine verdiği demeçte, Netanyahu'nun pazartesi günkü zirveye katılma ihtimaline ilişkin soru üzerine, "Ben açık konuşan bir insanım ve gizli gündemim yok. Hiçbir zaman da olmadı. İklim Değişikliği zirvesine davetli olarak, Atina'ya geleceğim. İsrail Başbakanının zirveye katılması halinde ben bulunmayacağım. Böyle bir şeyi kabul edemem" ifadesini kullandı.

Türk gemilerinin uluslararası sularda, insani yardım taşırken, hava ve karadan silahlı saldırıya uğradığını, bu saldırıda 9 kişinin hayatını kaybettiğini ifade eden Erdoğan, "Bu tür silahlı bir girişimle gurur duyan bir Başbakan ile ben konuşmayı kabul etmiyorum" açıklamasında bulundu.

İnsan Hakları Komitesi'nin raporuyla İsrail'in bu eylemini kınadığını, BM, Pakistan ve bazı ülkelerin ise tepki gösterdiklerini belirten Başbakan Erdoğan, bu konuda İsrail'in Ortadoğu'da çok önemli bir dost olan Türkiye'yi neredeyse kaybetme noktasına geldiğini, bu nedenle kendisinin İsrail Başbakanı ve çalışma arkadaşlarıyla konuşamayacağını belirtti.

Konuyu Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu ile de görüştüğünü ve verdiği tepki için teşekkür ettiğini kaydeden Erdoğan, tüm liderleri İsrail'in tutumu karşısında tepki vermeye çağırdı.

Başbakan Erdoğan Türkiye-Yunanistan ilişkileri ile ilgili olarak da kamuoyunun bakış açısının değiştirilmesi, olaylara askeri açıdan bakmamak gerektiğini ifade etti.

Erdoğan, araştırma gemilerinin doğu Akdeniz'deki faaliyetleri konusunda ise üniversite araştırma merkezine ait gemilerin yürüttükleri deniz altı araştırmaların tahrik edici bir girişim olduğuna inanmadığını, bunların  bilimsel araştırmalar olduğunu vurguladı.

Ülkelerin, casus belli teşkil eden faaliyetlerde bulunmaması gerektiğini de kaydeden Erdoğan, "Bunu hiçbir ülkenin istediğine inanmıyorum. Şu an farklı bir dönemden geçiyoruz. Bu, barış yönünde adımların atıldığı bir dönemdir ve tabii ki karşılıklıdır. Bu yapıldığında, gerek Yunanistan gerekse biz yükümlülüklerimizi yerine getirmeliyiz" ifadesini kullandı.

Gösterilecek tüm çabaların barış yönünde olması halinde savaş nedeni bulunmayacağını belirten Erdoğan, bu çerçevede, geçmişe takılıp kalmış bazı muhafazakar görüşlerin ortadan kaldırılması gerektiğini, Papandreu ile birlikte olayların gidişatının değiştirilmeye çalışıldığını kaydetti.

"Gerilimi ateşlemek isteyenlerin tuzağına düşülmemeli"

Erdoğan, gerilimi ateşlemek isteyenlerin tuzağına düşülmemesi, basının da bu planları takip etmemesi gerektiğini bildirdi.

"İki ülkenin yıl sonuna kadar Ege'de bir anlaşmaya varıp varmayacağının ve hidrokarbon ile doğalgaz gibi kaynakların kullanılması yönünde ortak çalışmaları ihtimalinin" sorulması üzerine Başbakan Erdoğan, "Bu konuda bir anlaşmayla varılmaması için hiçbir neden görmüyorum. Ayrıca bu konuların çözümlenmesi için görüşmeler mevcut. Bu alanda da işbirliği yapmak için hazır olmalıyız. Tabii ki ortak çıkar tarafından yönlendirilmeliyiz. Bu adımları atmamız gerektiğini sanıyorum. Farklı durumda gerek Yunanistan gerekse Türkiye kaybedecektir. İşbirliği olması halinde her iki ülke de bundan faydalanabilecektir" açıklamasında bulundu.

Ege'nin bir barış ve dostluk denizi olması, her iki tarafa da fayda sağlaması gerektiğine inandığını ifade eden Erdoğan, Yunanistan ile Türkiye'nin anlaşmaya vararak, ortak yatırımlar yapmaları gerektiğini, bunun, ulusal ve uluslararası düzeyde yarar getireceğini belirtti.

Başbakan Erdoğan, iki ülke arasında, doğal afetler ve orman yangınları gibi konular başta olmak üzere birçok alanda işbirliği bulunduğunu kaydetti.

Kaçak göç ile mücadele konusuna da değinen Erdoğan, Türkiye'den Yunanistan'a kaçak göçmen akınının istenilen bir şey olmadığını, konunun Türkiye'yi de ilgilendirdiğini, Türk güvenlik yetkililerinin sorunla mücadele çalışmalarını uzun zamandır sürdüğünü belirtti.

Bu konularda ilginizi çekebilir