Nedir ve kimdir bu 'orta sınıf'?

Orta sınıf kavramını, bir "gelir kategorisi" olarak kullananlar kadar, "davranış kategorisi" olarak değerlendirenler de var.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Orta sınıf kavramını, bir "gelir kategorisi" olarak kullananlar kadar, "davranış kategorisi" olarak değerlendirenler de var. Kuşkusuz "yaşam biçimleri" ve "yaşam tarzları" önemli ölçüde hane halkı gelirleri ile ilgili. Hane halkı gelirlerinin artması ve yaygınlaşması yaşam biçimlerini ve yaşam tarzlarını yönlendiriyor. Özetlemek gerekirse, orta sınıf toplumun gelir düzeyi ve gelir dağılımından beslenir. Aynı zamanda yaşam biçimi ve yaşam tarzı ile de toplumun sosyal yapısında yeni algılar, yeni arayışlar ve farklı tepkileri geliştirir. Orta sınıfı hem "gelir kategorisi" hem de "davranış kategorisi" olarak kavramak gerekir.

Dünyanın neresinde bir toplumsal hareketlenme olsa, gelişmeleri yakından izleyenler, "orta sınıfın" taleplerine, beklentilerine ve davranışlarına gönderme yapıyor. Coca-Cola'nın CEO'su şirketin geleceğini inşa etmeye yönelik düşüncelerini açıklarken, "Önümüzdeki 10 yıl içinde dünya genelinde 800 milyon ile 1 milyar kişi, şehirleşmenin hız katması ile birlikte orta sınıf olacak… Bu da farklı yaşam tarzlarını beraberinde getirecek…" diyerek, "bu harika gelişmeye odaklanmanın" önemine değiniyor.

Mısır, Tunus ve Libya'da yaşanan toplumsal hareketleri yorumlayan Roger Cohen, "kayda değer bir orta sınıfa" sahip olmayı, sosyal hareketin itici gücü olarak görüyor. Gideon Rachman ise analizinde "orta sınıfın rahatsızlığı" ile kitle gösterileri arasında bağları arıyor. Davos' ta konuşan Singapurlu bilim insanı Kichore Mahbubiani, "Dünya en iyi 10 yılını yaşayacak. Çünkü küresel büyümeden tarihte şimdiye kadar görülmeyen çok sayıda insan yararlanacak. Asya'daki yüzde 10 dolayındaki büyüme orta sınıfa milyonlarca kişinin katılması anlamına geliyor" diye gelecekle ilgili umutlarını açıklıyor. "Orta sınıf kavramı" sihirli bir araç gibi kullanılıyor.

Yarım düzine soruyu kendimize yönelterek, bu sihirli kavramın bileşenlerini ve bağlamlarını açıklamaya çalışalım:

Orta sınıf "gelir kategorisi" mi "davranış kategorisi" mi?

Orta sınıf "mantıksal" bir kavram mı "sosyolojik" mi?

Orta sınıfınla "harcanabilir gelir" arasında ne gibi ilişkiler var?

"Gelişmekte olan ülkeler ile gelişmiş ülkelerdeki" orta sınıf farklı mı?

Gelişmiş ülkelerde "orta sınıf işçi sınıfından" fraklı mı?

Orta sınıfı tanımlamak için "somut ölçütler" nelerdir ?

Orta sınıf ve yaşam tarzları

Orta sınıfı kavramını, bir "gelir kategorisi" olarak kullananlar kadar, "davranış kategorisi" olarak değerlendirenler de var. Kuşkusuz "yaşam biçimleri" ve "yaşam tarzları" önemli ölçüde hane halkı gelirleri ile ilgili. Hane halkı gelirlerinin artması ve yaygınlaşması yaşam biçimlerini ve yaşam tarzlarını yönlendiriyor. Yaşam tarzı araştırmaları üzerinde çalışan Janet Schayan, "kent, yaşam tarzları laboratuarıdır" başlıklı yazısında, göçler ve kentleşmenin hızlanmasıyla yaşam biçimi ve tarzlarının çeşitlendiğini anlatıyor.Yaşam biçimi,insanların bir arada yaşama şekillerini;aile yapısını, aileçocuk ilişkilerini, hayat arkadaşlığı algısını, çocuksuz birliktelikleri, evlilikleri, evlenmeden bir arada yaşamayı, anne-baba algısını vb. bir dizi ilişki ile tanımlanır. Yaşam tarzı ise, hayatı nasıl sürdürdüklerine ilişkin insanların yaptıkları seçimleri, temel hayat kavrayışını belirler. Geleneksel yaşam tarzı,ağırlıklı olarak güvenlik, gelenekler ve geleneksel erdemlerle ilgilidir. Üst sınıflar ve özellikle orta sınıf geleneksel yaşam tarzına sıkı sıkıya bağlıdır. Bu oluşumun temel özelliklerinden biri sınıflar arasında ve sınıf içinde sürekli geçişlerin yaşanmasıdır. Bu geçişlerin yönü ve hızı toplumdaki gelişme dinamiğini yansıtır.

Özetlemek gerekirse, orta sınıf toplumun gelir düzeyi ve gelir dağılımından beslenir. Aynı zamanda yaşam biçimi ve yaşam tarzı ile de toplumun sosyal yapısında yeni algılar, yeni arayışlar ve farklı tepkileri geliştirir. Orta sınıfı hem "gelir kategorisi" hem de "davranış kategorisi" olarak kavramak gerekir.

Anahtar kavram: Orta sınıf

The Economist, 14 Şubat 2009'da orta sınıfa ilişkin dosyasında, Hintli bir ekonomi yazarının, "Orta sınıf mantıksal bir kavram olmaktan çok sosyolojiktir" saptamasını aktarıyor.

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde "orta sınıf kavramının bileşenleri ve bağlamları" farklılaşıyor. Gelişen ülkelerde, herhangi bir ölçüte göre orta sınıf içinde yer alanlar, küresel orta sınıf özelliklerine sahip olabiliyor. Giderek homojenleşen ve türdeş davranışlar yansıtan toplum kesimler orta sınıf olarak niteleniyor.

The Economist'in analizine göre, orta sınıf, azgelişmiş olan ülke nüfuslarının yaklaşık 1/10'unu oluşturuyor. Son yıllarda ise kalkınmakta olan ülke nüfuslarının çoğunluğunu orta sınıfın oluşturduğu tezi ileri sürülüyor. The Economist'in dosyasında 1990'lı yıllarda toplam nüfusun 1/3'nün orta sınıfta yer aldığı, 2000'li yılların ortasında ise bu oranın yüzde 50'ye yükseldiği belirtiliyor. Araştırmalar "orta sınıfın üçüncü yükselişinden" söz ediyor.

Tarihin kaydettiği ilk yükseliş 19'uncu yüzyılda. Nobel Ödüllü yazarımız Orhan Pamuk, son kitabı Saf ve Düşünceli Romancı' nın 83 ve 84'üncü sayfalarında, 19'uncu yüzyılda orta sınıfın yükselişi ile insanların ihtiyaç, beklenti ve davranışlarındaki değişmeyi anlatıyor.

İkinci yükseliş, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Batı ülkelerinde, kısmen de Japonya gibi hızla büyüyen ekonomilerde ciddi bir orta sınıf oluşması. Orta sınıfın üçüncü yükselişine şimdilerde hep birlikte tanıklık ediyoruz. Bill Eastterly ve Nancy Brdsall , en düşük gelirli yüzde 20 ile en yüksek gelirli yüzde 20 dışında kalan tüm toplum kesimlerini orta sınıf kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyorlar.

Somut ölçütler

Orta sınıf tanımlanırken somut göstergeler belirleme çabaları ürüyor.

Hintli ekonomist Surjit Bhala, 10 - 100 dolar/gün düzenli geliri olanların 1990-2000 yılları arasında yüzde 30'lardan yüzde 50'lere çıktığını hesaplıyor; bu kesimi orta sınıf olarak niteliyor.

Branko Milanoviç ve Şlomo Yitzaki, kabaca kişi başına günde 23 - 50 dolar gelire sahip olmayı orta sınıf olarak tanımlıyor. Asya ülkelerinde oluşan orta sınıf 1700'lu yıllardan bu yana ilk kez Avrupa ülkelerindekini aşıyor.

Dünya Bankası'ndan Martin Ravillion'a göre günde 2-13 dolar arasında kazancı olanları orta sınıftan sayabiliyoruz. Kalkınmakta olan ülkelerdeki gelir dağılımının 1990-2005 yılları arasında değiştiğinde orta sınıf da büyüyor. Söz konusu zaman aralığında orta sınıf Asya'da 1.5 milyara ulaşıyor. Latin Amerika'da bu kesim aynı dönemde 277 milyondan 362 milyona çıkıyor. Sahra-altı Afrika'da ise 117 milyondan 197 milyona yükseliyor.

Asya-Afrika Kalkınma Bankaları'na göre orta sınıf günde 2-20 dolar geliri olanlardan oluşuyor. Çin'de 1990-2000 yılların arasında orta sınıf, genel nüfus içinde yüzde 15'ten yüzde 62'ye yükseliyor. Ulusal Ekonomi Araştırma Konseyi, 2005 yılında orta sınıfın toplam nüfus içindeki oranı yüzde 5 iken 2015'te yüzde 20'ye, 2025'te yüzde 40'a çıkacağını tahmin ediyor.

ABD'de yeni orta sınıfın, emekçi sınıftan farklı davrandığı ve düşündüğünü ileri sürenler var. İşçi sınıfının, fabrika-odaklı üretimin yarattığı belli merkezlerde toplanması sendikal örgütleri kolaylaştırmıştı. Yeni orta sınıf ise dağınık ve heterojen yapıda…

Lawrens James, orta sınıfın karmaşık, dağınık ve sürekli olarak evrim geçiren yapısına gönderme yaparak erişebilirliğin aracı olan örgütlenmedeki zaaflarına işaret ediyor. Orta sınıfın toplumsal davranışı üzerine Etgar Keret de şu gözlemini paylaşıyor: "Orta sınıf ortada saplanıp kalmıştır; sistemi yağlayacak ekonomik güçten yoksun, fakat elindekini kaybetmekten korkacak kadar bir şeye sahip. Bu yüzden bizi yıllarca sağa sağa kuruttular."

Bu konularda ilginizi çekebilir