Nanoteknoloji alanında hızlanmalıyız
TÜSİAD ve Alman Ticaret ve Yatırım Ajansı nanoteknolojide Türk-Alman işbirliği ve yatırım olanaklarını değerlendiriyor.
İSTANBUL - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmeyi hedefleyen Türkiye'nin, nanoteknoloji alanı gibi bilgi yoğun alanlarda yatırım ve işbirliği faaliyetlerini hızla yoğunlaştırması gereğine inandıklarını kaydetti.
TÜSİAD ve Alman Ticaret ve Yatırım Ajansı (GTAI) tarafından düzenlenen nanoteknolojide Türk-Alman işbirliği ve yatırım olanakları konulu basın toplantısında konuşan Boyner, Türkiye ile Almanya arasındaki toplam ticaret hacminin 2010 yılında 25,6 milyar dolar olarak gerçekleştiğini belirtti.
Almanya'dan 2010 yılında Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı yatırımın 498 milyon dolar düzeyinde bulunduğunu ve Almanya'nın doğrudan yabancı yatırımlarda; Avusturya, Fransa ve Hollanda'nın ardından dördüncü sırada geldiğini söyleyen Boyner, Türkiye'de faaliyet gösteren Almanya merkezli firmaların ağırlıkla gıda, hazır giyim, kimyasal ürünler, elektrik-elektronik, makina imalat, taşıt araçları imalat ve taşıt araçları yan sanayiinde faaliyette bulunduğunu anlattı.
Boyner, Türkiye'de kurulu yabancı sermayeli firmalar bakımından Almanya'nın 4 bini aşkın firması ile ilk sırada yer aldığına işaret ederek, "Almanya'daki Türk yatırımları ise daha çok Almanya'da yerleşik Türk kökenli Alman vatandaşlarının yatırımlarından müteşekkil olup, yaklaşık 350 bin kişiye istihdam sağlandığı tahmin ediliyor" dedi.
Ekimde Berlin'de CEO Forumu
TÜSİAD'ın Almanya ile ekonomik ilişkilere verdiği önemin altını çizen Boyner, "Bunun bir göstergesi olarak, ilki bu yıl ekim ayında Berlin'de olmak üzere, Almanya'daki muadil kuruluşumuz Alman Sanayi Federasyonu (BDI) ile işbirliği içerisinde 'Türk-Alman CEO Forumu'nu düzenleyeceğiz. Devlet adamları ve iş dünyası temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilecek forumda iki ülke arası işbirliği imkanlarının ele alınmasını planlıyoruz" diye konuştu.
Bugün Alman Yatırım Ajansı ortaklığıyla Türk ve Alman firmaların ve araştırma kurumlarının temsilcilerinin katılımıyla bir çalıştay düzenleneceğini ifade eden Boyner, nanoteknolojinin yakın gelecekte, gelişmiş ülkelerin ekonomilerinin temelini oluşturacağını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Nanoteknoloji, ülkelerin rekabet gücünü artırmak için önem arz ediyor. 2011-2014 yılları için hazırlanan Sanayi Stratejisi Belgesinde de ana hedef 'Orta ve yüksek teknolojili ürünlerde Avrasya'nın üretim üssü' olmak olarak belirtilmiştir. Bu açıdan, dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmeyi hedefleyen Türkiye'nin, nanoteknoloji alanı gibi bilgi yoğun alanlarda yatırım ve işbirliği faaliyetlerini hızla yoğunlaştırması gereğine inanıyoruz."
Boyner, nanoteknoloji gibi ileri teknoloji alanlarında uzmanlaşmanın, Türkiye'nin dış ülkelere bağımlı olduğu enerji gibi alanlarda da çözümler üretme potansiyeline sahip olduğunu dile getirdi.
Özel sektörün rekabetçi ürün üretme kapasitesinin artırılması çerçevesinde, büyük çaplı ARGE ve inovasyon projelerini gerçekleştirmek için hem uzmanlığın, hem de riskin paylaşıldığı, çok ortaklı rekabet öncesi işbirliklerinin ön plana çıktığını kaydeden Boyner, "Özellikle nanoteknoloji ve benzeri ileri teknoloji alanlarında çığır açacak projelerin çok ortaklı konsorsiyumlar vasıtasıyla gerçekleştiğini görüyoruz. Bu amaç doğrultusunda yapılacak her türlü yatırım, sağlanan maddi olanaklar ve işbirliklerinin geri dönüşünün çok olumlu olacağına inanıyoruz" şeklinde konuştu.
Türkiye'de teknolojinin önemi uzun vadeli olarak kavrandı
GTAI Üst Yöneticisi (CEO) Jürgen Friedrich ise, bugün gerçekleştirilecek çalıştayın gelecek teknolojilerinin ticarileştirilmesi olanağını, "Türkiye, Almanya'nın nanoteknolojideki deneyimlerinden nasıl faydalanabilir" altbaşlığı çerçevesinde ele alacağını anlattı.
Türkiye'de teknolojinin öneminin uzun vadeli olarak kavrandığını dışarıdan gördüklerini söyleyen Friedrich, 2023 vizyonuna göre somut konularda da bazı atılımlar yapılacağını, bunun da teknoloji konusunun önemli şekilde ele alındığının bir kanıtı olduğunu belirtti.
Friedrich, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Almanya'da Türkiye'den gelen vatandaşların kurduğu 80 bin şirket olduğundan bahsediliyor. Başka ülkelerde de Türkiye vatandaşlarının kurduğu şirketler var. Bunların riske girmekten çekinmeme, girişimcilik ve rekabetçilikte yoğun çaba harcama gibi özellikleri olduğunu görüyoruz. Bu da şirketler için başarıyı getiriyor. Türkiye-Almanya işbirliğinin dünya pazarında da verimli sonuçlar vereceğine inanıyorum."