Naci Görür'den 18 il için kritik uyarı
Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, dün gerçekleşen Gemlik depremi konusunda uyarılarda bulunurken 18 il için "Fay hattı üzerinde yaşayan bu illerin kaderi, üzülerek söylüyorum kaderi Maraş ve Hatay gibidir" dedi.
Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Gemlik depremine ilişkin sosyal medya hesabından uyarı yaparak "Deprem muhtemelen Zeytinbağı Fayının Gemlik Körfezi içindeki kısmında. Bu fay KAF’ın güney kolunun bir parçası. Güney kol yavaş hareket eden ama stres biriktiren bir fay zonu." dedi.
1999 depremlerinde bölgenin stres kaybına uğradığına dikkat çeken Görür, "Biz şimdi depremi kuzey kolda bekliyoruz. Şu an bir sıkıntı görmüyorum ama Gemlik’te önlem alınarak bu yerleşim alanı deprem dirençli hale getirilmelidir. Bu kentimizin yeri çok tehlikelidir ve doğrudan Gemlik fayının üzerindedir. Geçmiş olsun." ifadelerini kullandı.
18 ile açık uyarı
Görür, katıldığı bir programda ise 18 ili uyarıp "Fay hattı üzerinde yaşayan bu illerin kaderi, üzülerek söylüyorum kaderi Maraş, Hatay gibidir." dedi.
18 il arasında yer alan Eskişehir, Denizli, Muğla, Erzincan, Kayseri, Tokat, Kahramanmaraş, Hatay, Kocaeli, Osmaniye, Bingöl, Konya, Erzurum, Aydın, Balıkesir, Burdur, Manisa, Hakkari için önemli uyarılarda bulunan Görür, "Direkt fayın üzerinde yaşıyor bu iller. Bunların altındaki faylar oldukça güçlü. Ve her kentte 7 ve üzerinde deprem oluşturmaya kapasiteleri var." değerlendirmesinde bulundu.
Görür, bu illerde deprem olması durumunda zarar ve kayıpların anormal derecede fazla olacağının altını çizdi.
"Mübalasız 4-5 saat ağladım"
Deprem gecesi yaşadığı olayı anlatırken gözyaşlarını tutamayan Görür, o anısını şöyle anlattı:
"Adana'da biz sizin uyarılarınız üzerine gittik komşularla konuştuk. Bir apartmandaki sıkıntılı durumu oradakilere izah ettik. O apartmandakiler bunu kabul etmemiş. Beni dinleyen kişi 'Bizim halimiz vaktimiz yerindeydi, biz oradan ayrıldık' diyor. Şimdi size hayır diyenlerin hiçbiri yaşamıyor diyor. Erkenek'te bir grup bana video göndermiş; 'Hocam size saygılar sunarız. Siz çok uyardınız. Biz dinlemedik. Şimdi Erkenek yok' diyor.
Depremin olduğu gün saat 6'ya doğru benim telefonum çaldı. Ben telefonumu genelde açık bırakırım. Çünkü uygunsuz saatte çaldıysa ya çocuklar ya da deprem olmuştur. Gazeteciler beni aramaz o saatte. Ben kalktım o saatte baktım beni WhatsApp'tan biri görüntülü arıyor. Bir hanım gördüm. Önce tam anlamadım. Loş bir ışıkta saç baş karışık. Tam görünmüyor da bir baktım yanında da bir kız çocuğu var; 'Hocam bizi kurtar' diyor. Yani düşünün o sabah ben mübalasız 4 5 saat ağladım."